HALİT DESTANOĞLU
ANALAR HER ZAMAN BİR HALİT DESTANOĞLU DOĞURAMAZ
Bülent Alpagut
- 05062218413
ANALAR HER ZAMAN BİR HALİT DESTANOĞLU
DOĞURAMAZ
Tavşanlı upuzun bir film şerididir. Bu şeridin renkli kareleri vardır. İnanın, hangi birinden söz edeyim? Ajandamı karıştırırken karşıma 16 Temmuz 2021 tarihinde kaybettiğimiz Halit Destanoğlu çıkmasın mı?
Ben merhumu gazetecilik yaşamımdan tanırım. Merhum bir Tavşanlı sevdalısıydı. Tavşanlı’nın sorunlarının çözümü için karınca kararınca çabaları olmuştur.En üst bürokrattan en küçük memura,sendikacısından, cemiyetçisinden, kooperatifçisinden, dernek yetkilisine,vakıf temsilcisinden çalışanına,emeklisine tanımadığı yoktu. İnsanlara hitabederken.” Alo!” diye seslenirdi. “ alo” deyince ilk aklıma gelen o dur. Yıllarca içinde hemen hemen her siyasetçiyle bir şekilde kontak kurup,bir vesileyle konuşma fırsatı yaratmıştır. Sayın valiler,sayın kaymakamlar,sayın il ve ilçe müdürleri, kendisini yakinen tanırdı. Bir ara Yerel Basın sayfalarını ona tahsis etmişti. Köşe yazılarında muhakkak bir yerlere,kişilere dokunurdu. Merhum Gazeteler Başbayii Mehmet Gülseren’in yanına uğramadan etmezdi. Merhum duayen milletvekili Av. Cavit Erdemir’den ayrılmazdı. Ben merhumun nice hükümetleri yıktığını,nicelerini kurduğunu bilirim. Seçim tahminleri de hayret verici biçimde üç aşağı beş yukarı doğru çıkardı. Günün büyük bir bölümünde ayak basmadığı yer, girip çıkmadığı makam kalmazdı. Her yere rahatlıkla girer ve çıkardı. Sebze ve meyve pazarlarında, camlilerde,tüm sosyal etkinliklerde ,sportif alanlarda, kendisini görmek mümkündü. Bence dolu dolu yaşayanlardandı. Sanki dokunulmazlığı vardı. Merhum Halit Destanoğlu’na selam vermeden geçilmezdi. Aslında çok enteresan bir kişiliğe sahipti. Kendisiyle ilgili çok anılarım var. Sabahtan akşama anlatmaya kalksam bitiremem. Ama yazımın başlığı doğrudur; Gerçekten hiçbir ana bir daha bir Halit Destanoğlu doğuramaz. Ben Tavşanlılı olup ta Tavşanlı’nın sosyal,ekonomik ve kültürel alanlarda sorunlarını dillendiren merhum Destanoğlu gibisini asla görmedim. Bence geride büyük bir boşluk bırakmıştır. Doldurulması gerçekten zordur. Kırıldığı ,kırdığı insanlar,hemşehrilerimiz mutlaka vardır. Allah bile yarattığı hiçbir kulunun parmak izlerini birbirine benzemez yaratmıştır. Her yiğidin de bir yoğurt yiyişi vardır. Biz de zamanında,sağlığında merhum Halit Destanoğlu’nu öyle kabul edenlerdeniz. Allah rahmet eylesin. Bakın vefatının ardından henüz iki yıl geçmesine karşın bana hala yaşıyor gibi geliyor. Çok mesajlaştık. Çok telefonlaştık. Beraber gazete haberleri hazırladık. Aynı gazetede beraber çalıştık. Merhum Abdurrahim Börekoğlu da merhum Kamil Güvenç(Tatar Kamil) de kendisini iyi tanırdı. Artık Halit Destanoğlu hoş bir seda olarak kalmalıdır derim.
T.H.K’NA TAVŞANLI’DAN 80 BİN TL
DERİ GELİRİ
Tavşanlı T.H.K Şubesi hizmete girdiği tarihten, yani 1949 yılından bu güne milyarlarca deri,zekat,fitre geliri elde etmiş ve bunu doğrudan Başkanlığın hesaplarına aktarmıştır. Önümüzdeki haftalarda yeniden genel kurula hazırlanan T.H.K ‘na bağlı onlarca şubeden ne kadar paranın başkanlık hesaplarına yattığını varın siz hesaplayın….
Bir süredir Kayyım tarafından yönetilen bu Atatürk’ün direktifleriyle kurulmuş kurumun Tavşanlı’da bir iş hanı dahi vardı. Ama gelin görün ki bu güzel,altın yumurtlayan tavuk misali kuruma büyük gelir getiren iş hanı zaman içinde satıldı. İşin ilginç yanı,bu binanın sahibi kurum bugün binayı satın alan merhum Mehmet Tarhan’ın kiracısı konumundadır. Merhum vicdan sahibiymiş de satın aldığı binada kurumun faaliyet göstermesine izin vermiştir. T.H.K Tavşanlı Şubesi , adı geçenin varislerine belli bir miktarda bir süredir ödeme yapmaktadır. Ama en yakışanı nedir biliyor musunuz? T.H.K Genel Merkezi ne yapıp yapıp Tavşanlı’ya vefa borcunu ödemelidir. En azından mütevazi bir bina inşa edip bunu Tavşanlı Şubesi’ne armağan etmelidir. Bu isteğimi yeniden genel kurula gitmeye hazırlanan kurumun sorumlularına tekrar hatırlatacağım.
Kurumun 40 küsur yıldır eli-kolu olan,en vefalı çalışanı sayman Nuri Duğan’dan Kurban Bayramı bitiminde deri konusunda bilgiler aldım. Öğrendiğime göre Tavşanlı Halkı köylüsüyle,beldesiyle,merkeziyle toplam kestiği kurbanlıkların derisini eskiden olduğu gibi yine kuruma hediye etmiş. Çam sakızı çoban armağanı 1500 adet koyun-keçi derisi ile , 223 adet sığır derisi Tavşanlı T.H.K Şubesine teslim edildikten sonra özenle tuzlanmış,geçici depoya yerleştirilmiş. İhale ile satılacak olan bu kadar deriden beklenen gelirin 80 bin TL kadar olacağı ifade ediliyor. “ Az veren candan,çok veren maldan”derler,Eskilerde yani 1949 yılından itibaren Tavşanlı’da T.H.K Şube Başkanı olarak görev yapanlardan özellikle Hüseyin Tarhan döneminde( 1960-1984),Cemal Eker döneminde( 1993-2008),Ahmet Gürsoy döneminde(1984-1993) en çok deri,fitre ve zekat geliri elde edilmiştir. Zaten bu üç merhum şube başkanı kurumun 47 yılına damgasını vurmuş başkanlar olarak bugün de rahmetle anılmaktadırlar. Üstelik Tavşanlı Halkı’nın T.H.K’na bir de armağanı uçak vardır.
T.H.K Şube Başkanları görevlerini tek kuruş para almadan yürütmüşlerdir. Diğer başkanlar da,bugünkü başkan da öyledir. Yani kurum bir saygı ve sevgi nin tezahürü olarak ayakta kalmıştır. Ben de hasbelkader bu yüce kurumun bir neferi olarak hizmet verenlerdenim. Zaman zaman T.H.K Tavşanlı Şubesi Ankara’dan gelen müfettişlerce denetlenmiştir. Her defasında da yönetim alnının akıyle bu teftişleri bitirmiştir. Tavşanlı T.H.K Şubesi ‘nin kimselere verecek bir hesabı da olmamıştır. Bu yüce kurumun çalışanları,fahri ,gönüllü neferlerinin emekleri kesinlikle ödenmez. Ben bile zaman olmuştur; Kurban Bayramı günlerinde en azından bir gün şubenin önünde kurban derisi toplamış,gerekeni yapmışımdır. Köy ve mahalle muhtarlarıyle oturup çay içmişimdir. Yine sayın T.H.K Tavşanlı Şubesi’ne katkı sağlayan başarılı,çalışkan köy ve mahalle muhtarlarına,okul müdürlerine hazırlattığı teşekkür belgelerinin törenlerini bizzat yönetmişimdir.
Merhum sayman Cemal Turan ve halen görev başında duayen sayman Nuri Duğan’ın gerçekten haklarını ne kurum ne de bir başkası ödeyemez. Böyle iki nefer bir daha asla gelmez ve iddia ediyorum gelmeyecektir. Asıl kurumca ödüllendirilmeleri gerekenler bu ikisidir. Gerçi biri aramızda değildir ama bunun da çaresi var, Bir taktirname hazırlanır ve ailesine sunulur.
Bu vesileyle bir konuya da değinmeden geçemem; T.C. Devleti bir süredir onbinlerce kurban derisinden bir anlamda vazgeçmiştir. Bu milli geliri görmezden gelmektedir. Kurban derileri cemaatlerin,derneklerin,kulüplerin, cemiyetlerin eline bırakılmıştır. Bu işi doğrudan devletimiz yapabilirdi. Deriler özenle toplanabilir,tuzlanıp,depolanabilir,ihaleye çıkarılabilirdi. Bu deri gelirleriyle neler neler yapılmazdı? Bu hata en kısa sürede düzeltilmelidir. Bu kurban derilerinde saçı bitmedik insanlarımızın hakkı vardır. Kimselere peşkeş çekilemez. Allah için bir sayın milletvekili,bir sayın bakan,bir devlet büyüğü çıkıp ta bu işe çözüm bulamaz mı? Yazık olmaktadır. Milyarlarca liramız heba olmaktadır. Bunu ben görebiliyorsam birilerinin de görmemiş olması sizce mümkün müdür? Bir Allah’ın kulu bu işe el atar da bu gelir devletimizin hazinesine girer diye düşünüyorum.