TAVŞANLILI UYANIK OLMALIDIR
Bülent Alpagut
- 05062218413 TAVŞANLI’NIN YENİ İÇME SUYUNA
NAZAR DEĞDİ
Büyük emeklerle gerçekleşen bir projenin ürünü olan ve ilçenin en az 5O yıllık içme ve kullanma suyu ihtiyacına yanıt vermesi beklenen yeni içme suyu projesi yeniden yapılacak bir ihale gerçekleştikten sonra tam anlamıyla hizmete girmiş olacak.
Çünkü mevcut haliyle ana isale hattı yeni içme suyunu , Arıtma Tesisi ile Ana depolar arasında seyrederken maalesef olumsuz etkiliyor. Çünkü bu ana isale hattı asbest eski borulardan ibaret. Bu boruların yerine yüksek basınca dayanıklı yeni borular döşenecek. Bunun da 32 milyon TL Kadar bir faturası olacakmış.. Tavşanlı bunun üstesinden de gelecektir. Bu sorun da sanırım ihale aşamasındaymış.
Allah Tavşanlı’yı ve Tavşanlılıları seviyor. Sevmese bize böyle kaliteli bir su kaynağını verir miydi?Gelelim son günlerde yaşanan bir olumsuzluğa. Ben de Tavşanlı’daydım ama musluklarımdan akan suda bir anormallik yoktu. Tam İzmir’e döndüm. Bir baktım musluklardan çamurlu su aktığı haberini aldım.. Aklıma hemen sabotaj yapıldığı ihtimali geldi. Olsa olsa birisi veya birileri mutlaka bir şeyler yapmıştı.Ekipler bir iki gün ana isale hattında bir patlak veya göçme olup olmadığını araştırmışlar.. Ana isale hattı karış karış kontrol edilmiş. Bakmışlar bir şey yokBu defa suyun kaynağı ile Arıtma Tesisi arasını taramaya başlamışlar ve gerçek anlaşılmış. . Birisi Yeni içme suyu kaynağı ile Arıtma Tesisi arasındaki vanayı kapatmış.. İşte olup biten bundan ibaret.Birilerne göre bu vana kapatma olayı geçiştirilecek bir şey değil.Bunu yapanın başka şeyler de yapması mümkündür. .
Bunda sayın Belediye Başkanının ne günahı olabilir ki? Sayın başkanı biraz üzmüşler.Ben de telefonla geçmiş olsun dileklerimi ilettim.
Şimdi yapılacak iş basit. Belediyemiz her halükarda su şebekesinin önemli bölümlerinde mutlaka bazı önlemleri almak zorundadır.” Su uyur düşman uyumaz “ derler. Doğrudur. Halkın suyuyla uğraşanların halkın sağlığını olumsuz etkileyenlerin mutlaka tespit edilmeleri gerekir. Bekçi mi konur? Buralara birer hassa cihaz mı yerleştirilir? Veya bu kritik noktalar bir sistem dahilinde günün 24 saatinde gözlenir mi?Bir şeylerin yapılması,bu işin ciddiye alınması gerekiyor.Kümese girmeyi başaran tilki mutlaka bulunup ortaya çıkarılmalıdır.Su konusunda hassas olunması gerekiyor. İnsanlar suya zehir bile karıştırabiliyor.Bu basit bir şey. Alır eline bir burgu,açar bir delik. Verir zehiri içine. Bunun faturası ağır olur. . Ana içme suyu depoları da kanımca hassasiyetle kontrol alına alınmalıdır.Hatta bir merkezden kamera ile izlenmelidir..Nasıl her iş yerinde bir alarm sistemi varsa,buraları sürekli gözlenebiliyorsa bu konuda gereken yapılmalı,sistem elektronik gereçlerle güçlendirilmelidir.Su işi şakaya gelmez. Ama kesinlikle söylüyorum,basit gibi görünen bu olayın faili mutlaka bulunmalıdır. İş geçiştirilmemelidir. . İşin peşini bırakırsanız yarın aynı kişi veya kişiler başka şeyler de yapabilirler.
Diktatör Franko binlerce kişiye hitap etmektedir. Binlerin önünde hasta biri öksürür. Franko hemen susar ve kalabalıklara”Kim öksürdü?” der. Ses soluk çıkmaz.Bir kez daha seslenir. Yine çıt yok. Görevlilere emir verilir ve kalabalıkların ilk sırasındakileri toplanıp götürülür. Öksüren kişi bakar iş kötüye gidiyor.. Hafif bir sesle.” Diktatörüm ben öksürmüştüm. Rahatsızım” deyiverir. Franko öksüreni bulmuştur. Sonra konuşmasına devam eder. Tavşanlı’nın hayati önem arzeden ana isale hattının bir noktasındaki vanayı kapatanın bulunmasında ısrarcıyım. Mutlaka bulunmalıdır. Bu da sayın İlçe Jandarma Komutanımıza düşüyor. Bu bir polisiye olay değil. Tam jandarmalık bir olay..
BEN DE ARTIK TAVŞANLI’NIN SAYISI BİR HAYLİ AZALAN ÇINARLARI
ARASINA GİRDİM
Tavşanlı’ya 1946 yılının ilkbaharında geldiğimde ilkokul öğrencisiydim. Simav Osmanbey İlkokulu’nda birinci sınıfı okumuştum.Artık , Tavşanlı Fevzipaşa İlkokulu öğrencisİ olmuştum. Ortaokulu Tavşanlı Ortaokulu’nda okuduktan sonra ilçede lise olmadığı için babam diğer Tavşanlılı arkadaşlarım gibi beni Kütahya Lisesi’ne yatılı olarak vermişti. Burada da 4 yılım geçti. 1957 yılı sonuna doğru İstanbul Üniversitesi Iktısat Fakültesi’ne gittim.Bu fakülteyi bitirmek nasip olmadı.Çünkü 196O Darbesi her şeyi alt üst etmişti. Benim yerime oğlum ve kızım fakülte mezunu oldular.
196O Askeri Darbesi ardından Yedek subay öğretmen olarak diğer Tavşanlılı arkadaşlarımla Kayseri’ye gittik. Kimimiz merkezde kimimiz köylerde.beldelerde iki yıl öğretmenlik yaptık. daha sonra kısa dönem Manisa’da eğitimimizi tamamladık Bizi teğmen olarak terhis ettiler. Ama omzumuza demir veya yıldız takmadılar. Üzerimize askeri üniforma giydirmediler. Sadece maaşımız oldu. Daha sonra ben ve bazı arkadaşlarım Kütahya’ya öğretmen olarak atandık. Benim görev yerim ilçeye bağlı Derecik Köyü oldu. On yıl bu köyün ilkokulunda müdür yetkili öğetmen olarak çalıştım. Birleştirilmiş sınıf okuttum. 1972 yılında rahmetli Veli Korkmaz’ın müdür olduğu Atatürk İlkokulu’na atandım. Tam 2O yıl bu okulda sınıf öğretmenliği yaptım. Arada da Tavşanlı Atatürk Lisesi’nde Fransızca,Sosyal Bilgiler,İş ve Teknik,İmam-Hatip Lisesi’nde Türkçe derslerine girdim.1959 yılı içinde rahmetli gazeteci ağabeyim Abdurrahim Börekoğlu’nun” Müstakil Tavşanlı” gazetesinde yazmaya başladım.Rahmetli duayen siyasetçi Mustafa Ayaşlı’nın ricasını kırmayarak “ Son Havadis” ve “ Bizim Anadolu” Gazeteleri’nin de muhabirliğini yaptım. Anadolu Gazeteciler Cemiyeti’nin üyesi oldum.UBA’da muhabir oldum. Uzun yıllar da iki kez onur belgesi aldığım Anadolu Ajansı Bursa Bölge Muhabiri olarak çalıştım. . Yıllardır da Kütahya Gazeteciler Cemiyeti’nin üyesiyim. En son bu cemiyetin yönetim kurulu kararı sonrasında “ Onursal üye” payesi aldım. Bu arada “ Medya Kütahya”,” Haber Tavşanlı”,” Kütahya Postası” gazetelerinde,bir ara da Eskişehir” İstikbal” gazetesinde yazdım..Halen Kütahya’nın en yaşlı gazetecilerinden birisiyim. Halen köşe yazılarımı Tavşanlı Ekspres’e,Tuna İşleye’ne göderiyorum.
Ben bir Tavşanlı sevdalısıyım. Bugün binlerce dostum var. Rahmetli Hasan Celal Güzel kadar olmasa da yine her Tavşanlı’ya gelişimde en az birkaç bin kişiyle sarmaş dolaş oluyorum. Bu defa 13 Temmuz 2O19 tarihinde 83 yaşıma bastım. Bana E-Mail,ile,telefonla mesaj atan,bizzat telefonla arayan aziz dostlarıma en samimi dileklerimi sunuyorum. Ben onlarla birlikte varım.Ben Tavşanlı ve Tavşanlılılarla özdeşleşmişim. Etle tırnak gibi olmuşum. İyi ki Tavşanlı var. Yaşam kaynağım Tavşanlı. Tabiri caizse 1959 yılından beri gazeteciyim. Yani, 6O yıllık bir gazeteci. Binlerce köşe yazım var. Bir kısmı Tavşanlı’da Aktarıcı istasyonu binasındaki çelik dolapta,evimde,bir kısmı Bornova’da bir kısmı flaş belleklerde.Ben kitapsız gazetecilerdenim. Hiç kitabım olmadı. Siyasi fikir ayrılığı olan arkadaşlarımla da kardeş gibiyim.Sevgisizlik,kin ve nefrete varan hiçbir durum yaşamadım. Yazılarımda saygı çerçevesinde kaldım. Tavşanlı’nın geçmişine ışık tutan iki yerel gazete” Müstakil Tavşanlı” ve” Tavşanlı Postası” Gazetelerinin sahipleri rahmetli ağabeylerim Abdurrahim Börekoğlu ve Kamil Güvenç’ten çok şeyler öğrendim. “ Kütahya Ekspres” gazetesinin efsanesi Sarıışık ağabeyimi de bu vesileyle rahmetle anmak isterim. Kalemim hep dişi oldu. Onu kullanırken azami özen gösterdim. Hayatımda hiçbir zaman maceracı olmadım. Tavşanlı Basın Tarihinde yerini alan kardeşlerim Selma Kocabaş Aydın’a,gazeteci Tuna İşleyen’,efsane müdür Arslan Ergüç’e ve Ahmet Urfalı’ya ,yeni genç yetenek arkadaşlarıma başarılar diliyorum. Ahmet Körhasan ve Ferit Akyol’a da rahmet diliyorum.
TAVŞANLILI EFENDİ BİR EVLADINI ERDOĞAN SERTER’İ DE KAYBETTİ
Veyislerin efendi çocuğu benim İstanbul’da Iktısat Fakülte’sinde öğrenciyken Hukuk Fakülteli arkadaşım Erdoğan Serter’in vefatını üzüntüyle haber aldım. Allah’ın davetine icabet ederek bu fani alemden göçüp gitmiş. Mekanı Cennet olsun. O bizim İstanbul Üniversite okurken badigardımızdı. Bizleri demir yumruklarıyla korurdu. Ama tam anlamıyla .nazik bir insandı. Bir ara Ada Mesireliği yakınındaki özel bir çalışması olmuştu.. Besicilik yapmıştı. . Mütevazi görüntüsüyle sevecen bir insandı. İki evladını da okuttu. Geride hoş bir seda bıraktı. Değerli ağabeyim İbrahim Serter ve eşlerini de bu vesileyle rahmetle anıyorum. Türkiyemizin medar-ı iftiharı öğretmen Esma Canıaz’a da ailecek duyduğumuz üzüntüyü bizzat ilettim. Bana göre Erdoğan kesinlikle unutulmayacaklar arasında olacaktır.
TAVŞANLILI UYANIK OLMALIDIR
Tunçbilek’te ki burası Tavşanlı’nın atan yüreği,damarlarında akan kanıdır Kamu İşçisi sayısının giderek azalmasından haklı olarak endişe duyuyorum. Tunçbilek’te iddia ediyorum bugün görünür-görünmez linyit rezervi 2OO milyon tonun üzerindedir. Bu değerimiz son zerresine kadar çıkarılacak ve ekonomimize güç verecektir. Ama bir şekilde. Devlet Tunçbilek’ten elini ayağını kesinlikle çekmemelidir. Mevcut Kamu İşçisine en azından 15OO-2OOO civarında maden işçisi derhal alınmalıdır. Kulakları çınlasın efsane siyasetçimiz,eski TBMM Başkanlarından,bir çok bakanlık yaşamış Doç. Dr. Mustafa Kalemli ne yapıp etmiş,yüzlerce maden işçisini o zamanın koşullarında Tunçbilek’e aldırmışsa bunu bugün de yapabiliriz. Ama Tavşanlılı bunun arkasında durmalıdır.Ağlamayana meme verilmiyor. Yeri gelirse ağlayacağız. Yeri gelirse Ankara’da TBMM’ nin merdivenlerine yatacağız. Yeri geldiğinde yollara düşeceğiz,yürüyeceğiz,haykıracağız,ağırlığımızı htireceğiz.
Tunçbilek kesinlikle özellere peşkeş çekilmemelidir. Tunçbilek bizim nazlı kızımızdır. O’na yan bakanların gözünü çıkarabilmeliyiz. Tunçbilek bizim namusumuzdur. İnsan namusuna yan baktırır mı?
Eğer o şekilde veya bu şekilde Tunçbilek’in bakir linyit rezervleri peşkeş çekilirse bu Tavşanlılıların sırtından bıçaklanması anlamına gelir.Bakın uyarıyorum Tavşanlılı göç bile verebilir. Maden ocaklarına entegre olan nakliyecileri bile öldürürüz.,bitiririz. Bundan ilçe bazında tüm esnaf olumsuz etkilenebilir. Tavşanlı-Orhaneli-Keles- Domaniç dörtgeni içindeki linyit rezervleri iştahı kabaran bir çok kişinin gündemindedir. Devlet Baba üzerine düşeni yapmak zorundadır. Bu dörtgenin içindeki zengin linyit alanlarını devlet bizzat kendisi çıkarmalıdır. Şurada birkaç sene sonra etrafımızda termik santral da kalmayacaktır.Tunçbilek Termik Santralı da bunların içindedir. Bundan böyle çıkarılacak linyitin ülkemizin yüce menfaatları doğrultusunda değerlendirilmesi gerekmektedir. Yapılacak yanlış gelecekte bir çok sorumluyu zor durumlarda bırakacaktır.
Türk Maden-İş Batı Anadolu Sendikası’nın değerli başkan ve üyelerine güveniyorum. Hepsi de Tavşanlı sevdalısı. Onlar da mutlaka üzerlerine düşeni yapmaktadırlar. Ama bu yetmez. Tavşanlı Halkı da Sendikacıların arkasında olmak zorundadır. Ülkeyi Adalet ve Kalkınma Partisi yönetiyor. Tavşanlılı bunu iyi değerlendirmelidir.
TAVŞANLI’NIN BATIYA BAKAN YÜZÜ MOYMUL’UN BALIKLISI
BİR HARİKA OLMUŞ
Moymul,her zaman derim gurbetçinin selam gönderdiği üst baştakilerdir.Çünkü gurbetçi Tavşanlı7nın birkaçına selam gönderirken özellikle Moymul’un üst başındakileri unutmamıştır.Moymul’u Moymul yapan geleneklerine olan bağlılığıdır. Birbirlerine karşı olan düşkünlüğüdür.Moymullu ile Tavşanlı Merkezinde ikamet edenlerin en azından şive farkı vardır.Anlayış,görüş,değerlendirme farkı vardır. Moymullu kocaman bir ailedir. Birisinin aleyhine konuşmaya başlasanız muhakkak ya emmi oğlu,ya dayı kızıdır. Bu nedenle dikkatli olmakta yarar vardır.
Moymul Mahallesi,kendi nevine münhasır bir mahalledir. Zaman içinde kaymakla,yoğurtla,sütle,peynirle büyüyen Moymullu değerli insanlar yetiştirmiştir. Okuma-yazma oranı yüzde 95’lere kadar çıkar. Moymul bu arada spora gönül vermiş bir mahalledir. Bugün Bal Ligi’ne yükselmiş bir futbol takımına sahiptir. Ama bana sorarsanız Moymulspor bağrından çıkardığı U 19 Takımını üç beş takviye ile Tavşanlı’nın Altınordu’su yapabilir.Bal Ligi’ne bugün ülkemizde soğuk bakılıyor. Büyük paralar harcıyorsunuz ve bir yere kadar gelip dayanıyorsunuz. Mısır patlağı gibi birkaç takım sözüm ona Türkiye 3. Milli Ligi’ne çıkıyor. Çıkıyor da ne oluyor?Bal Ligi’ni kanımca müessese,kurum ve kuruluş takımları kaldırabilir. Bana kalırsa Moymulspor’un modern bir kulüp binasına kavuşması daha önemlidir. Hatta Moymulspor bir spor okulu olmalıdır. İbrahim Sarızeybek’in başkanlığında değerli çalışmalara tanık oluyoruz. Her şeyden öte İbrahim Sarızeybek elimizden kaçarken rahmetli Garnizon Komutanlarımızdan Hv. Plt. Kd. Alb. Remzi Diren’in Tavşanlılılara armağanı dev kartal heykelini Moymul’a getirmesini bilmiştir. Balıklı Havuz çevresini ilçenin en hareketli merkez i konumuna getirmiştir. Burasını son Tavşanlı ziyaretimde dört kez görme fırsatı buldum. O kadar gururlandım ki anlatamam. İnsanlar Moymul Balıklı ile nefesleniyor,soluklanıyor,dinleniyor,tarifsiz bir keyif yaşıyor. Bu merkezi ayakta tutan değerli kulüp başkanı İbrahim Sarızeybek’in şahsında tüm Moymulspor Kulübü yönetim kurulu üyelerini,sevgili Moymulluları kutluyorum. Balıklı’da haftanın belirli günlerinde müzik ziyafeti de veriliyormuş ki birine tanık oldum. Bu ileride daha da zenginleştirilebilir. Bu bahçenin bir yerinde mahalli oyunlar da oynanabilir. Diyorlar ki türbe var. Olsun. Türbeye de bir Fatiha zaten okunuyor. Moymul’u Tavşanlı’nın batıya bakan yüzü diye tanımlayanlara yürekten katılıyorum. Gerçekten Moymullu kültürlüdür,arif insanların yatağıdır.Bürokratlar yetiştirmiştir. O nedenle Moymul’un diğer geri kalan 18 mahallemiz arasında ayrı bir yeri vardır. Moymul Mahallesi’nin dokunulmazlığı vardır. .