14 Nisan 2024 - Pazar

İTİKAF RAMAZAN AYI İÇİNDEKİ ETKİNLİKLERDEN

İTİKAF RAMAZAN AYI İÇİNDEKİ ETKİNLİKLERDEN

Yazar - Bülent Alpagut
Okuma Süresi: 9 dk.
206 okunma
Bülent Alpagut

Bülent Alpagut

- 05062218413
Google News
  İTİKAF  RAMAZAN AYI İÇİNDEKİ
 ETKİNLİKLERDEN BİRİSİDİR  
         1946 Yılından itibaren, Tavşanlılı sayılırım. Hani demişler ya” Doğduğun yer değil doyduğun yer”sözünü severim.Her ne kadar Bursa’da  Billurcu Cemal Efendi’nin evinde doğmuşsam da uzun yıllar  merhum Karatürk Ahmet’in  birkaç yıl evvel yıktırılan,İş Bankası Şubesi karşısındaki ahşap evinde, önce merhum Yılmaz Onat’ın iken daha sonra Ayvalı Köylü hemşehrilerimin satın aldığı evde,ilk olarak ta Kurşunlu Camii karşısında,merhum Dönme Talat’ın evi ve işyerinin bulunduğu yerin yanındaki evde,bundan sonra da Orman İşletmesi Müdürlüğü’nün  Tavşanlı Eczanesi’ne  komşu   santral binasında  yaşadım. Bu santral binası olarak kullanılan iki katlı ahşap ev merhum Ferit Us ve Ömer Us’a aitti. Merhum babam Simav’da hakimken,kendi isteğiyle istifa ettikten sonra bizleri bu binaya getirmişti.  Alt katta santral yine hizmete devam etmiş,üst katta da bizler bir süre oturmuştuk.Santral buradan gittikten sonra daha uzun süre bu evde kiracı kalmıştık. Hasmillere kom,Bulgurlara, Curamanlara komşu olarak yaşamıştık. Numune Sokak’ta,merhum Av. Hüsnü Davutoğlu ile komşu olmuştuk. Merhum kabri A.B.D’de iş insanımız Kasım Abdullah’ın üç katlı evinin bodrum katı da bir süre evimiz olmuştu.
          İTİKAF;Yönelmek,kalmak,durmak anlamındadır. Bir yere kapanıp dışarıya çıkmadan,arada bir ihtiyaç gidererek Allah’a ibadetle meşgul olmadır. İtikafa çekilen kimselerin kesinlikle dünya ile alakalarını geçici bir süre kesmelerine yarar vardır. Çünkü itikafa çıkan karşısında Allah’ı görmekte,O’na niyaz etmekte,sadece kendisi için değil,ailesi,yakın ve uzak çevresi, yaşadığı  yerleşim birimi ve ülkesi,Ümmet-i Muhammed için  duada bulunandır. Hemen hemen ülkemizde ve İslam ülkelerinde Ramazan Ayı içinde bazı kişiler itikafa çekilirler. Bu asırlardır devam eden bir olaydır.  Genelde ya bir mescid,cami,Kur’an Kursu bu amaçla itikafa çekilenlere tahsis edilir. Tavşanlı’da Burhan Köyü Halkı’ndan Ahmet Yıldız’ın Ulucami’de bir çadırda, ve değerli imam-hatip Ahmet Yaşar Çakmak’ın   da Ticaret ve Sanayi Odamızın hizmet binasının altında ibadet edilen bir alanda itikafa çekildiklerini öğrendim. Allah kabul etsin. Dünyadan geçici bir süre elini eteğini çekerek  bir yere kapananlara selam olsun. İtikaf,erkekler için,cemaatla beş vakit namaz kılınan bir mescitte,camide ve diğerlerinde ; kadınlar için,kendi evlerinde namazgah edindikleri  yerde, itikaf niyetiyle bir müddet kalmaktan ibarettir. İtikaf; vacip,sünnet-i müekkede ve müstehab olmak üzere üç kısımdır; Nezredilen(adanan) itikaf,vaciptir.  Ramazan-ı Şerif’in  son on gününde yapılan itikaf,kifaye olarak müekket sünnettir. Yani,bir köyde,beldede,şehirde,büyükşehirde  bir kişi bu itikafı yaparsa  diğerlerinden mesuliyet kalkmış olmaktadır. Ramazan_ı Şerif  ayı dışında ibadet ve taat maksadıyle bir mescitte,camide ve diğerlerinde bir müddet yalpan  itikap ta müstehabdır.             İTİKAF’ın şartları da vardır;İtikafa girecek kimse;itikafa niyet etmiş olmalı, Müslüman ve akıllı olmalı,cünüp,hayız ve nifas halinde olmamalıdır. İtikaf,cemaatla  namaz kılınan bir mescitte.camide ve diğerlerinde,yani mescit hükmünde bulunan  bir yerde yapılmalıdır. Kadınlar için kendi evlerinde mescit olarak kullandıkları yerler,mescit hükmündedir. Vacip itikafı yapan kişi oruçlu olmalıdır. Mutekifin(itikafa girenin) özrü olmadan mescitten çıkması veya eşi ile cinsi münasebette bulunması,itikafını bozar.  Mutekifin dini,beşeri veya zaruri bir ihtiyaçtan dolayı mescitten dışarı çıkması itikafı bozmaz. Bulunduğu  mescitte,camide Cuma  namazını kılmak için en yakın bir mescite gibi gibi….
             Merhum babam, bir kişinin bir yerleşim biriminde itikafa çekilmesinin o yerleşim birimi için hayırlara vesile olacağını söylerdi. Kaza,bela,beklenmedik sorunların defi  itikaf ile bertaraf edilirmiş. Allah sevgili hemşehrilerim,bu Ramazan-ı Şerif’te itikafa çekilen Ahmet Kardeşlerime merhamet etsin. 
         BİR BİLİM İNSANIMIZ PROF.DR İZZET AKÇA
                             UYARIYOR           
            Değerli bilim insanlarımızdan  Prof. Dr. İzzet AKÇA herkesi,her yetkiliyi,sorumluyu uyarıyor; “ Bakın Nisan Ayı girdi girecek.Akabinde Mayıs Ayı gelecek. Bu iki ay özellikle  Sivrisineklerin,Hamam böceklerinin,kenelerin  Doğaya “ merhaba” dedikleri aylardır. Her üçü de  uykusundan uyanır. Kendilerine  barınacakları yerleri özenle seçerler. Yumurtlarlar ve çoğalırlar. Onları toparlanmadan bertaraf etmek zorundayız. Yoksa önünü alamayız. Belediyeler şimdiden önlemlerini almalıdırlar. Çöplükler,meralar,bataklıklar,kanalizasyon ayakları, park ve bahçeler, kırlar ,bayırlar,akarsu kıyıları vb yerlerde,piknik alanlarında  önlemler alınmalıdır.” Güzel söyler,doğru söyler. Üzerine düşeni  ve uyarı görevini  yapmış. 
         Şu günlerde neredeyse bir aydır ülkemizin insanı yerel seçime odaklandığı için ne sivrisineği,Hamam böceğini ne de keneyi düşünüyor. Münferit ısırma olayları görülmeye başladı bile. Hatta geçtiğimiz günlerde bir kene ısırması sonucu bir yurttaşımızı bile kaybettik.  Havalar ısınmaya görsün  bakın ne sürprizlerle karşı karşıya kalacağız?
         Bir de kar yığınları altında pusuda bekleyen mantarlarımız var. Çoğunlukla ormanlık alanlarda bol miktarda bulunuyor.  Halkımız yıllar içinde mantarı  toplayıp,afiyetle tüketiyor. Ama bu arada bilmediği mantarları da yediği için  hayatlarını kaybediyorlar. Bugün en zararsız mantar türü kültür mantarıdır.  Hiç çekinmeden,düşünmeden tüketilebilir.  Ama  mantarın bir de zehirli olanları var. Mantar neden zehirlidir? Yetiştiği topraklarda  çeşitli madenler vardır.  Bugün bakır,çinko,bor,toryum,kurşun yatakları üzerindeki topraklarda yetişen mantarlar var.  Onlar da tıpkı insanların zehir soluduğu gibi bu üzerinde yetiştiği toprakların zehirini   bünyesinde topluyor . İnsanoğlu yüzlerce mantar çeşiti içinde bazılarını nasılsa  toplamış,yemiş ve buna da alışmış.  Ama her görülen mantar maalesef yenilmiyor. Yenilmemesi gerekiyor.  Bakın yarın bir gün göreceksiniz; insanımız  araç ve gereçleriyle soluğu açık alanlarda alacak ve mantarın peşine düşecek. Çoğu da Allah korusun zehirlenecek.  Mantarın diğer  ürünler gibi yüzde yüz faydası,sağlığa iyi gelen bir besin değeri yok.  Hangi cins mantarın yenebileceğini bu işin uzmanı olmuş olanlardan öğrenmeliyiz.  Her önüne gelen mantar toplamaya çıkmasın.  Her yıl maalesef  birçok vatandaşımızı sırf zehirli mantar yedikleri için kaybediyoruz.  Bugün ülkemizde İstiridye Mantarı,Kültür Mantarı korkmadan tüketilebiliyor. Tavşanlı7da bile bu işin hastaları var; Yani mantarı damak tadı oluşturanlar var.  Mantardan gelen fayda başkasından gelsin.  Ama bütün uyarılara,bütün tavsiyelere rağmen  insanımız mantardan kolay kolay vaz geçeceğe benzemiyor.  Şahsen bana altından yol döşeseniz  üzerinden geçip mantar yemeğe gitmem.  Yersem Kültür Mantarı yerim…..
          Merhum  babam  bir zamanlar  Kozan ve Kadirli’de hakimdi. Ben ve  merhum  kızkardeşlerim Ülkü ve Emel  çok   küçüktük. Akrep,sivrisinek,ev yılanı,örümcek, çıyan   ile mücadele eden merhum babam ve annem bizleri cibinlik içinde yatırırlardı.  O zamanlar bu zararlılarla mücadele edilemiyordu. Belediyelerin gücü azdı. Ama artık belediyelerimiz  topladıkları vergilerle pekala bu zararlılarla mücadele  edebiliyorlar. Ama önemli  olan mücadelenin vaktinde yapılmasıdır.  Sivrisinek öldürme yerine bataklık kurutulmalıdır. Halkımız sere serpe yatmayı sever. Çayır ve çimenlerin üzerine  yatmak,uyumak,oturmak   son yıllarda  kene yüzünden pek olmuyor. İnsanlar haklı olarak  çekiniyorlar.  Hamam böcekleri evlerimizde cirit atıyorlar.  Bireysel müdahaleler sonuç vermiyor.  İlaçlama faaliyetleri genel olarak yapılmalıdır.  Tavşanlı Belediyesi son yıllarda haşaratla mücadelede bayağı  başarılı olmuş ki gittiğim zamanlar sivrisinek görmüyorum. Sadece Karasinek   sıkıntı yaratıyor. Ülkemizde 1389 belediye var. Bütün belediyelerin aynı hassasiyetle haşaratla mücadele ettikleri söylenemez. 
#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Tüm Yazıları