CUMHUR İTTİFAKI’IN ÖNÜNDEKİ EN ÖNEMLİ SORUNLARDAN BİRİSİ
CUMHUR İTTİFAKI
Bülent Alpagut
- 05062218413
CUMHUR İTTİFAKI’IN ÖNÜNDEKİ EN ÖNEMLİ
SORUNLARDAN BİRİSİ DE KİRA KONUSU
Bilindiği gibi birkaç yıldır ülkemizde yaşanan kiracı-ev sahibi anlaşmazlıkları ayyuka çıkmış durumda.Hatta durum öyle bir hal aldı ki, kiracı ev sahibini,ev sahibi kiracıyı öldürmeye başladı. Bu soruna acil olarak bir çözüm getirilmediği taktirde ülkemizde yaşayan onbinlerce kiracı ve ev sahibi arasında doğan düşmanlık,güvensizlik,kırgınlık giderek daha da artacak gibi görünüyor. Yani kırk yıl bir arada yaşayanları düşmanlaştıracağız. Sorunun tek çözüm yeri TBMM’dir. İktidar sahiplerinin bu sorunu tereyağından kıl çekercesine çözmesini bekliyoruz.Siyasi iktidarın buna mutlaka bir çözüm getirmesi gerekmektedir. Geç te kalınmamalıdır. Siyasi iradenin yapacağı tek şey ilk etapta evlerini,dairelerini,iş yerlerini fahiş fiyatlarla kiraya veren mülk sahiplerinin canlarını yakacak bir vergi uygulamasını yürürlüğe sokması olmalıdır. Caydırıcı bir vergi onları hizaya getirebilir. Bu şekilde hem devlet kazanır hem de kiracı. Çünkü artık mülk sahipleri maalesef Sosyal yaşamımız için bir tehdit haline gelmiştir. Bu arada, ekonomimizi de zora sokuyorlar. Ailelerde de denge menge kalmamıştır. Bugün gözle görünün bir kriz yaşanmaktadır. Müsebbibi ise mülk sahipleridir. Bugün evi-barkı olanlar haksız kazançlarla kendilerine yeni bir geçim kapısı aralamışlardır.Mutludurlar. Ama bir de madalyonun öteki yüzü vardır. Büyük bir mağdurlar kitlesi oluşturulmuştur. “ Mal sahibi mülk sahibi hani bunun ilk sahibi” deriz ya bugün sadece bizim ülkemizde değil, dünyanın her bir yanındaki mülklerin sahibi Allah’tır. Allah kullarına mülklerini emanet vermiştir. İstediği zaman da almasını bilmektedir. . Bakın yaşanan depremler,sel felaketleri,yer kaymaları,denizlerin yerleşim merkezlerine kadar girmesi, yerlerde obruklar oluşması, fırtınalar,kasırgalar,hortumlar,kar yağışları,düşen yıldırımlar,yangınları sonucu oluşan olumsuzluklar mülkleri tehdit etmekte,hatta yerle bir etmekte,yok etmektedir. Kimse “ Bu mal,mülk,bağ,bahçe,apartman,daire,ev,iş yeri benim” diye böbürlenmesin. Kimin malınla gelin güvey oluyorlar ki? Çünkü mülkün Allah’a ait olduğunu unutanlara büyük bir azap yakındır. Ben bir deprem sonrasında çok sayıda dairesi olan bir doktorun:”Buraya 21 yıl önce geldim.21 taşınmazım oldu.21 saniyede hepsini kaybettim” dediğini asla unutmadım. Ev sahiplerinin her şeyden öte,önce vicdan sahibi olmaları gerekir. Eğer kiracı ev sahibine hakkını helal etmiyorsa o alınan kira o ev sahibine size göre yarar mı? Ahlı mallar insanı nasıl yakıp kavurursa ,helal yoldan,helalleşilmeden alınan paralar da insanı yakar,kül eder. Aslında her ev sahibi,mülk sahibinin kiracısından kirasını alırken helallik dilemesi,kirayı verenin de hakkını helal etmesi gerekir. Bunu kaç ev sahibi ve kaç kiracı sizce yapıyordur? Gece yatağına giren her ev sahibinin “ bugün ne yaptım?” diyerek kendisini hesaba çekmesi gerekir. Eğer kiracısını zorda bırakmışsa bunu düşünmesi gerekir. Yıllarca kirada yaşayan,sonra mülk sahibi olanların kiracının halinden anlaması gerekir. Kimse sahip olduğu taşınmazı kendi taşınmazı bellemesin. Merhum babam yıllarca ömrünü kirada geçirdiği için “ Herkesin evi benim evim,herkesin iş yeri benim iş yerim” derdi.Hiç unutmam,bir ara Özbaşaran MTSK’nın müdürlüğünü yapıyordum. Bir gün mülk sahibi Almanya’dan gelmişti. Minibüsünü kurs binasının ,yani kendi mülkünün önüne park ederdi. Bazı geceler, ailecek minibüsün içinde uyurlardı.Bir gün minibüslerinin camını tıklatıp.” Böyle olmaz, bakın bize kiraladığınız üç katlı binanızda kalacağınız yer var. Gelin burada kalın” dediğimde mülk sahibi Almanyalı Melek Hanım.” Hocam biz rahatız. Mülk Allah’ın”dır “ demişti. Şöyle bir etrafınıza bakın; 50-60 yıl önce mülkleri olanların kaçının mülkünde aynı aileden bireyler ikamet ediyor? Bugün kaçı hayattadır? Mülkleri kimlerdedir?
Diyanet İşleri Başkanlığı her Cuma günü için hazırlanan hutbeyi 90 bini mütecaviz camiye,yetkililere ulaştırıyor. Allah rızası için bu konuda yani kiracı-mülk sahibi konusunda bir hutbe dinleyeniniz oldu mu? Diyanet’in ülke sorunlarına paralel olarak bu konuda zaman zaman hutbe hazırlaması gerekmez mi? Bugün, sabit gelirli milyonlarca vatandaşımızın ,gelirlerinin ortalama % 22’si konut,iş yeri kirasına gidiyor.Bunu kimse görmezden gelemez. Hele hele büyüklerimizin….. TBMM madem ki, ÇARELERİN ARANDIĞI,BUNLARA ÇÖZÜMLERİN ÜRETİLDİĞİ YERDİR öyleyse , 600 “biri cezaevinde)milletvekilinin hangi siyasi görüşten olurlarsa olsun bu konuyu hiç vakit geçirmeden acilen gündemine alması gerekmiyor mu? Ev –mülk sahibi ve kiracı arasında daha ne kadar gerginlik yaşansın? Bir asgari müşterekte buluşma zamanıdır. Kira konusunun siyasetle uzaktan yakından bir ilgisi de yoktur. Bu bir büyük sorundur. Çözüm beklemektedir.Tuzu kuru olanlar bunun ne demek olduğunu bilmezler. Kira köşelerinde yaşam süren milyonları anlamak için daha ne kadar bekleyeceğiz? Merhum kayınvalidem Şerife Atasayan( mekanı cennet olsun) Eskişehir Odunpazarı’nda( Eskişehir Büyükşehir Belediyesi tarafından kamulaştırılıncaya kadar) mütevazi iki katlı,ahşap evini Allah rızası için bir bayana kiralamıştı. İsteği de kiracı bayandan her gün ölenlerimize bir Yasin okumasıydı .Bu bayan birkaç yıl para ödemeden bu evi kullandı.Ama ne yapmış?Evin ahşap bölümlerini kötü kış koşullarında zaman içinde kırmış,bunları odun niyetine sobasında yakmış. Yani kendisine emanet edilen evi içinden tahrip etmiş. Bizler gidip evle pek ilgilenmediğimiz için durumun farkında olmamıştık. Bir gün öğrenci çocuklarımıza gerekli diyerek kendisini evimizden çıkmaya davet ettiğimizde pek itiraz etmemiş,evi terk etmeye razı olmuştu. Ama çıkmadan birkaç gün önce evimiz yandı. Bayan verdiği hasar görünmesin diyerek evimizi yakmış olmalıydı. Mahalle muhtarı da bizim gibi düşünüyordu. Evin bu bayan tarafından yakıldığı düşüncesindeydi. Neyini alacaktık ki? Allah’a havale ettik. Evin yanması Eskişehir Büyükşehir Belediyesi’nin de işine yaradı. Evin bulunduğu alandaki bazı evler ile birlikte bizim ev de kamulaştırılıverdi. Merhum babam, Haziran’ın yılanından,Ramazan’ın imamından korkardı. Allah, böyle dinsiz-imansız kiracılardan her ev sahibini korusun. Ama bahsettiğim olay istisnadır. Allah, her ev sahibine namuslu,dürüst,sözünün eri, kiraladığı evi kendi evi gibi benimseyen kiracılar versin. Merhum Hakim- Avukat babam yaşamı boyunca ev sahibi olamadı. Bizler de doğal olarak kira evlerinde yaşadık. Ben de tıpkı merhum babam gibi hep kira evlerinde oturdum. Üç ev sahibim oldu; Merhum Karamalak Ahmet( Karatürk),merhum Kasım Abdullah ve halen ev sahibim Ayvalı Köyü’nden Ömer Uçmuş .Tavşanlı’da yaşadığım uzun yılları üçe bölerseniz her ev sahibiyle 20 yıl birlikte olduk diyebilirim. . Ama yıllar içinde, ev sahiplerimle hep helalleşmişimdir. Hiç biri durup dururken kiramı da artırmadı. Eğer bir ev,mülk,iş yeri sahibi kiracısını zora sokup uykusunu kaçırıyorsa büyük vebal altındadır.Mülkünün Allah’a ait olduğunu unutmaktadır. Bunun hesabını öte dünyada ödemek te var… Özetle; tez elden TBMM ACİLEN TOPLANMALI,KİRACI-MÜLK SAHİBİ SORUNUNA KALICI BİR ÇÖZÜM GETİRMELİDİR. Mahkemelerimizde yerden tavana kadar yığılan anlaşmazlık dosyaları değerli hakimlerimizi de üzmektedir. Bu konuda bir İskender Kılıcı gerekiyor. Düğümü ancak bu kılıçla çözebiliriz diye düşünüyorum.