09 Aralık 2023 - Cumartesi

CUMHUR İTTİFAKI’IN ÖNÜNDEKİ EN ÖNEMLİ SORUNLARDAN BİRİSİ

CUMHUR İTTİFAKI

Yazar - Bülent Alpagut
Okuma Süresi: 9 dk.
295 okunma
Bülent Alpagut

Bülent Alpagut

- 05062218413
Google News

             
                CUMHUR  İTTİFAKI’IN  ÖNÜNDEKİ  EN  ÖNEMLİ 
           SORUNLARDAN  BİRİSİ  DE  KİRA  KONUSU       
   Bilindiği gibi   birkaç   yıldır ülkemizde  yaşanan  kiracı-ev sahibi anlaşmazlıkları ayyuka çıkmış durumda.Hatta durum öyle bir hal aldı ki,  kiracı ev sahibini,ev sahibi kiracıyı öldürmeye başladı. Bu  soruna acil olarak bir çözüm getirilmediği taktirde ülkemizde yaşayan  onbinlerce kiracı ve ev sahibi  arasında doğan  düşmanlık,güvensizlik,kırgınlık giderek daha da artacak gibi görünüyor.  Yani kırk yıl bir arada yaşayanları düşmanlaştıracağız. Sorunun tek  çözüm yeri TBMM’dir. İktidar sahiplerinin  bu sorunu tereyağından kıl çekercesine  çözmesini bekliyoruz.Siyasi iktidarın buna  mutlaka bir çözüm getirmesi gerekmektedir. Geç te kalınmamalıdır.  Siyasi iradenin yapacağı  tek şey   ilk etapta   evlerini,dairelerini,iş yerlerini fahiş fiyatlarla kiraya veren mülk sahiplerinin  canlarını yakacak bir vergi uygulamasını  yürürlüğe sokması olmalıdır. Caydırıcı  bir vergi onları hizaya getirebilir. Bu şekilde hem devlet kazanır hem de  kiracı.   Çünkü artık mülk sahipleri maalesef  Sosyal yaşamımız için bir tehdit haline gelmiştir. Bu arada,  ekonomimizi de zora sokuyorlar. Ailelerde de denge menge kalmamıştır.  Bugün gözle görünün bir kriz yaşanmaktadır. Müsebbibi ise mülk sahipleridir.  Bugün evi-barkı olanlar  haksız kazançlarla  kendilerine yeni bir geçim kapısı aralamışlardır.Mutludurlar. Ama bir de madalyonun öteki yüzü vardır.  Büyük bir mağdurlar kitlesi oluşturulmuştur.  “ Mal sahibi mülk sahibi  hani bunun ilk sahibi” deriz ya bugün sadece bizim ülkemizde değil,  dünyanın her bir yanındaki mülklerin sahibi Allah’tır.  Allah kullarına mülklerini  emanet vermiştir. İstediği zaman da  almasını bilmektedir. . Bakın yaşanan depremler,sel felaketleri,yer kaymaları,denizlerin  yerleşim merkezlerine kadar girmesi,  yerlerde obruklar oluşması,  fırtınalar,kasırgalar,hortumlar,kar yağışları,düşen yıldırımlar,yangınları sonucu  oluşan olumsuzluklar   mülkleri tehdit etmekte,hatta yerle bir etmekte,yok etmektedir.  Kimse “ Bu mal,mülk,bağ,bahçe,apartman,daire,ev,iş yeri benim” diye böbürlenmesin. Kimin malınla  gelin güvey oluyorlar ki?  Çünkü mülkün Allah’a ait olduğunu unutanlara  büyük bir azap yakındır.  Ben bir deprem sonrasında çok sayıda  dairesi olan bir doktorun:”Buraya 21 yıl önce geldim.21 taşınmazım oldu.21 saniyede hepsini kaybettim” dediğini asla unutmadım. Ev sahiplerinin her şeyden öte,önce vicdan sahibi olmaları gerekir. Eğer kiracı ev sahibine hakkını helal etmiyorsa o alınan kira o ev sahibine  size göre  yarar mı? Ahlı mallar insanı  nasıl yakıp kavurursa ,helal yoldan,helalleşilmeden alınan paralar da  insanı yakar,kül eder.  Aslında her ev sahibi,mülk sahibinin kiracısından kirasını alırken helallik dilemesi,kirayı verenin de hakkını helal etmesi   gerekir. Bunu kaç ev sahibi ve kaç  kiracı sizce  yapıyordur?   Gece yatağına giren her  ev sahibinin “ bugün ne yaptım?” diyerek kendisini hesaba çekmesi gerekir.  Eğer kiracısını zorda bırakmışsa   bunu düşünmesi gerekir. Yıllarca kirada yaşayan,sonra mülk sahibi olanların kiracının halinden anlaması gerekir.  Kimse sahip olduğu taşınmazı  kendi taşınmazı  bellemesin.  Merhum babam  yıllarca ömrünü kirada geçirdiği için “ Herkesin evi benim evim,herkesin iş yeri benim iş yerim” derdi.Hiç unutmam,bir ara Özbaşaran MTSK’nın müdürlüğünü yapıyordum. Bir gün mülk sahibi Almanya’dan gelmişti. Minibüsünü kurs binasının ,yani kendi mülkünün önüne park  ederdi. Bazı geceler, ailecek minibüsün içinde uyurlardı.Bir gün  minibüslerinin camını tıklatıp.”   Böyle olmaz, bakın bize kiraladığınız  üç katlı binanızda kalacağınız yer var. Gelin burada kalın” dediğimde  mülk  sahibi  Almanyalı  Melek Hanım.” Hocam biz rahatız. Mülk Allah’ın”dır “ demişti.  Şöyle bir etrafınıza bakın;  50-60 yıl önce mülkleri olanların kaçının mülkünde  aynı aileden bireyler ikamet ediyor?  Bugün  kaçı hayattadır? Mülkleri kimlerdedir?
     Diyanet İşleri Başkanlığı her Cuma günü için  hazırlanan  hutbeyi 90 bini mütecaviz camiye,yetkililere ulaştırıyor. Allah rızası için bu konuda  yani kiracı-mülk sahibi  konusunda bir hutbe dinleyeniniz oldu mu? Diyanet’in ülke sorunlarına paralel  olarak bu konuda zaman zaman  hutbe hazırlaması gerekmez mi?     Bugün,  sabit  gelirli milyonlarca  vatandaşımızın ,gelirlerinin ortalama % 22’si  konut,iş yeri kirasına gidiyor.Bunu kimse görmezden gelemez. Hele hele  büyüklerimizin….. TBMM madem ki, ÇARELERİN  ARANDIĞI,BUNLARA ÇÖZÜMLERİN ÜRETİLDİĞİ YERDİR öyleyse ,  600 “biri cezaevinde)milletvekilinin  hangi siyasi görüşten olurlarsa olsun bu konuyu hiç vakit geçirmeden acilen gündemine alması  gerekmiyor mu?  Ev –mülk sahibi ve kiracı arasında  daha ne kadar  gerginlik yaşansın? Bir asgari müşterekte  buluşma zamanıdır. Kira konusunun siyasetle uzaktan yakından bir ilgisi de  yoktur. Bu bir büyük sorundur.  Çözüm beklemektedir.Tuzu kuru olanlar bunun ne demek olduğunu bilmezler.  Kira köşelerinde yaşam süren milyonları anlamak için daha ne kadar bekleyeceğiz? Merhum kayınvalidem Şerife Atasayan( mekanı cennet olsun) Eskişehir Odunpazarı’nda( Eskişehir Büyükşehir Belediyesi tarafından  kamulaştırılıncaya kadar) mütevazi iki katlı,ahşap evini Allah rızası için bir bayana  kiralamıştı. İsteği de  kiracı bayandan  her gün ölenlerimize bir Yasin okumasıydı .Bu bayan birkaç yıl para ödemeden bu evi kullandı.Ama ne yapmış?Evin  ahşap bölümlerini kötü kış koşullarında zaman içinde kırmış,bunları odun niyetine sobasında yakmış. Yani kendisine emanet edilen evi içinden  tahrip etmiş. Bizler  gidip evle pek ilgilenmediğimiz için durumun farkında olmamıştık.  Bir gün  öğrenci çocuklarımıza gerekli diyerek kendisini evimizden çıkmaya davet ettiğimizde   pek itiraz etmemiş,evi terk etmeye razı olmuştu. Ama çıkmadan birkaç gün önce   evimiz yandı. Bayan  verdiği hasar görünmesin diyerek evimizi yakmış olmalıydı.  Mahalle muhtarı  da bizim gibi düşünüyordu. Evin bu bayan tarafından yakıldığı düşüncesindeydi.  Neyini alacaktık ki? Allah’a havale ettik.  Evin yanması Eskişehir Büyükşehir Belediyesi’nin de işine yaradı.  Evin bulunduğu alandaki bazı evler ile birlikte bizim  ev de kamulaştırılıverdi.  Merhum babam,  Haziran’ın  yılanından,Ramazan’ın imamından   korkardı.   Allah, böyle dinsiz-imansız kiracılardan  her ev sahibini korusun. Ama bahsettiğim olay istisnadır. Allah,  her ev sahibine namuslu,dürüst,sözünün eri, kiraladığı evi kendi evi gibi benimseyen kiracılar versin. Merhum Hakim- Avukat babam yaşamı boyunca ev sahibi olamadı. Bizler de doğal olarak kira evlerinde yaşadık. Ben de tıpkı merhum babam gibi hep kira evlerinde oturdum.  Üç ev sahibim oldu; Merhum Karamalak Ahmet( Karatürk),merhum Kasım  Abdullah ve halen ev sahibim Ayvalı Köyü’nden  Ömer Uçmuş .Tavşanlı’da yaşadığım uzun yılları üçe bölerseniz her ev sahibiyle 20 yıl birlikte olduk diyebilirim. . Ama yıllar içinde,  ev sahiplerimle hep helalleşmişimdir. Hiç biri  durup dururken kiramı da  artırmadı.  Eğer bir ev,mülk,iş yeri sahibi kiracısını zora sokup uykusunu kaçırıyorsa büyük vebal altındadır.Mülkünün Allah’a ait olduğunu unutmaktadır.  Bunun hesabını öte dünyada ödemek te var…    Özetle; tez elden TBMM ACİLEN TOPLANMALI,KİRACI-MÜLK SAHİBİ SORUNUNA  KALICI BİR ÇÖZÜM GETİRMELİDİR.  Mahkemelerimizde yerden tavana kadar yığılan anlaşmazlık dosyaları değerli hakimlerimizi de üzmektedir.  Bu konuda   bir  İskender  Kılıcı gerekiyor.  Düğümü  ancak bu kılıçla  çözebiliriz diye düşünüyorum.  

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Tüm Yazıları