09 Eylül 2022 - Cuma

TAVŞANLI SEVDALILARI

Yazar - Bülent Alpagut
Okuma Süresi: 22 dk.
340 okunma
Bülent Alpagut

Bülent Alpagut

- 05062218413
Google News
    ADALET VE  KALKINMA  PARTİSİ 21 YIL ÖNCE 15
           AĞUSTOS   GÜNÜ  TÜRK  SİYASET  
SAHNESİNE   GİRMİŞTİ  
        Adalet ve Kalkınma Partisi   20 yıldır iktidarda.  Sanırım, CHP’den sonra en çok iktidarda kalan siyasi parti. 2003 Genel Seçimlerinde  10 milyon 808 bin 229 oy almıştı. ( 34.28) ve 365 milletvekili çıkarmıştı.  2004 İl Genel Meclisi seçimlerinde de  oyunu 13 milyon  367 bin 388’e çıkarmış( 41.67) 1772 Belediye Başkanlığı elde etmişti. O gün bu gündür,en yakın rakibi hep C.H.P olmuştur. AKP,1999 İl Genel Meclisi  Seçimlerinde yoktu.
         AKP ‘nin Türk Siyaset sahnesine  girdiği,iktidar olduğu yıldan itibaren Türkiye’de   CHP, hep Ana Muhalefet Partisi olarak kalmıştır.  Cumhuriyet’in 100 .yıldönümünde yapılacak   Genel Seçimlerde  ise  durumun ne olacağını bugünden kestirmek zor. Bunu sandık gösterecek. 
         AKP İktidar olduğundan bu güne başta Kütahya il merkezi olmak üzere merkez ilçe ve 12 ilçe  genel olarak AKP’ye teveccüh göstermiştir. Bunu milli iradeye saygı olarak görüyorum. AKPnin iktidar olmasından sonra  CHP’den sonra  en çok oyu alan siyasi partiler sırasıyle,GP,HADEP ,ANAP,DYP,MHP’DİR. 
        2004 İl Genel Meclisi seçimlerinde de  AKP’den sonra en çok oy alan siyasi partiler;  CHP,MHP,DYP,SHP,FP(SP)’dir. 
        Ne gariptir ki,örneğin Kütahya’da TAVŞANLI,  1950 Genel seçimlerine kadar CHP’nin kalesiyken, sonra Demokrat Parti’nin.akabinde  Adalet Partisi’nin, Doğru Yol Partisi’nin,Anavatan Partisi’nin, son 20 yıldır da AKP’nin kalelerindendir.  Halen Cumhurbaşkanımız R. Tayyip Erdoğan üç  dönem  Başbakanlık yapmıştır. Sayın Erdoğan önce Başbakan,sonra Cumhurbaşkanıdır. AKP,21 yıl önce,  15 Ağustos günü ,62 isim tarafından kurulmuştur. Recep Tayyip Erdoğan,Cumhurbaşkanı  seçilinceye kadar(14 Ağustos 2001-27 Ağustos 2014 ) tarihleri arasında  AKP’yi bizzat yönetmiştir. Siyasi yasağı kalktıktan sonra da  yapılan ara seçimlerde  Siirt  Milletvekili  seçilerek TBMM’ne girmiştir. Zamanın Başbakanı  Abdullah Gül’ün istifası,  ve Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in hükümeti kurma görevini kendisine vermesi  sonrasında 14 Mart 2003 tarihinde  Başbakan olmuştur. Cumhurbaşkanı seçildiği 27 Ağustos 2014’e kadar aralıksız  13 yıl Başbakanlık yapmıştır. Partili  Cumhurbaşkanı  olana kadar parti başkanlığını  2014- 2016 yılları arasında  Ahmet Davutoğlu’na,2016-2017 yılları arasında  Binali Yıldırım’a emanet etmiştir. RECEP TAYYİP ERDOĞAN   21 Mayıs 2017’den beri  hem AKP Genel Başkanıdır,hem de  Türkiye Cumhuriyeti’nin  12. Cumhurbaşkanıdır.  Recep Tayyip Erdoğan, 13 yıllık Başbakanlığı ,8 yıllık ta (şu an itibariyle) Cumhurbaşkanlığı döneminde   söylemleri ve icraatları ile yıllarca anılarda kalacaktır. 
         Her siyasi iktidarın başında olanların,hatta sayın cumhurbaşkanlarının bile  artıları ve eksileri mutlaka vardır. Hiç kimse kusursuz değildir.  Ama Türk Milleti  hür iradesiyle seçip iş başına getirdiği devlet adamlarına her zaman gereken saygıyı ve sevgiyi esirgememiştir.  Bugüne kadar   Cumhurbaşkanı olarak bu yüce millete hizmet veren  başta ATATÜRK Olmak üzere, İsmet İnönü, Celal Bayar,Cemal Gürsel, Cevdet Sunay, Fahri Korutürk, Kenan Evren,Turgut Özal, Süleyman Demirel ‘e Allah’tan rahmet,Necdet Sezer’e ve halen cumhurbaşkanımız sayın Recep Tayyip Erdoğan’a sağlıklı,mutlu bir yaşam diliyorum. 
         Tavşanlı’da Adalet ve Kalkınma Partisi’ni kurma görevi,değerli meslektaşım İsmail Usluer’e verilmişti. Ben Onun ne büyük zorluklar çektiğini  hem bir öğrencim hem de bir dostum olarak iyi bilirim. Daha sonra değerli dostum iş insanımız Mümtaz Serdaroğlu,ardından Avukat Mehmet Karaduman,aziz kardeşim Nejat Tülek, Mehmet Demir, Avukat Hilmi Gümüş, tekrar Nejat Tülek, sonra da halen görev başında olan Bilal Kıyak( 2 kez ilçe başkanı oldu)  Adalet ve Kalkınma Partisi’nin başarılarında pay sahibidirler.  Allah  bizlere hizmet verenlerden razı olsun. Herkes sevgili Atatürk’ün dediği gibi bir gün elbet toprak olacaktır. Ama önemli olan Türkiye Cumhuriyeti   asırlar boyu yaşayacaktır. Türk Milleti hiçbir büyüğüne beddua etmemiştir. Dua etmiştir.  Koca Türkiye’yi  yönetmek kolay mı? Tavşanlılı,AKP’nin iktidarı boyunca , Kütahya Milletvekili olarak  evlatları  Hüsnü Ordu ve  Vural Kavuncu’yu  Milletvekili olarak TBMM Çatısı altına gönderdi.  Ordu’dan da Kavuncu’dan da Allah razı olsun.  Her ikisi de hizmet  verdiler. Sayın Ordu halen Emekli ,Ankara’da yaşıyor. Sayın Kavuncu ise Kütahya Sağlık Bilimleri Üniversitesi Rektörü. Her ikisi de  tevazu sahibi. “ Yap iyilik at denize,balık bilmez ise Halik bilir” diyorlar. Ben her ikisinin de  nasıl çalıştıklarını iyi bilenlerdenim.  Ama   hizmet anlayışı   kişiden kişiye değişir. Tavşanlılılara, AKP’li belediye başkanı  olarak hizmet veren,  Hüsnü  Ordu(milletvekili de oldu),Mehmet Zeki Akcan, halen belediye başkanı Mustafa Güler, beldelerimizin AKP’li  belediye başkanlarına . AKP’li İl Genel Meclisi Üyelerine, AKP’li Belediye Meclisi Üyeleri’ne,  verdikleri hizmetlerden ötürü Tavşanlı Halkı adına en kalbi selam ve sevgilerimi sunuyor. AKP camiası’nı da 21, kuruluş yıldönümleri  nedeniyle kutluyorum.  
    TCDD  GENEL  MÜDÜRÜ SAYIN  HASAN  PEZÜK  BEY’İN  DİKKATİNE  
                TCDD’nin  yeni  sayın  Genel Müdürü  Hasan Pezük Bey acaba  Eskişehir-Balıkesir   arasındaki  en büyük 2.gar olan TAVŞANLI GARI hakkında  yeterli bilgiye sahip midir? Diyeceksiniz bir sayın  genel müdürler , genel müdür olarak hizmet verdikleri  kuruluşun A’danZ’ye her detayından   haberdadır. Öyle midir gerçekten? Ama bu hiç te öyle değildir.  Çünkü bir kuruluşun sorunları o kadar çoktur ki ,ancak  bir şekilde sayın genel müdürün önüne gelirse sayın genel müdür  bundan ancak haberdar olabilir.   Örneğin; Bir Gar binası ,bir istasyon binası,bir depo,bir üst geçit veya alt geçit kesinlikle bir sayın genel müdürün  bilmesi gerekenler arasında değildir.   Eğer bir Gar binasının veya istasyon binasının yerine yeni bir inşaat düşünülüyorsa bu belli kurallar içinde  kuruluşun ilgili birimince gerçekleştirilir. Dosyası hazırlanır,neticede imzaya gider falan filan. Bildiğim  KADARIYLA Tavşanlı TCDD Gar hizmet binası için bir dosya ilgili genel müdürlüktedir. Bu dosya bana göre unutulmuştur.Ancak bulunduğu yerden sayın genel müdürün direktifleri doğrultusunda bulunup gündeme getirilebilir.  Tavşanlı TCDD  İstasyon binas( Gar oluncaya kadar)  önce mütevazi,küçük bir binaydı.  Binanın hemen yakınında bir üstü kapalı,etrafı açık çeşitli eşyaların  konulduğu bir ambar vardı. Bu  istasyon binası belki daha uzun yıllar ayakta kalabilecekti. Ama,  28 Mart 1970 tarihinde  can ve mal kayıplarına neden olan 7.1 şiddetindeki  Gediz Depremi  sonrasında hasar görünce  yıktırılmasına karar verilmiş ve akabinde de yıktırılmıştı.  Bugün yerinde olmayan,yıktırılan Tavşanlı’nın ilk Tren istasyonu   binasının görüntüsü bugün sadece  fotoğraflardadır.Sonra ne olmuştur?  Deprem İcra Komitesi ‘nin  alel acele aldığı bir kararla bu  içine girilmesi sakıncalı istasyon binası  yıktırılmış,yerine  tek katlı bugünkü hizmet binası  inşa ettiilmiştir.Aslında bu bina da sorunludur.Hiç unutmam,  Anadolu Ajansı Muhabiri olarak görev yaptığım tarihlerdi. Bu  inşa  edilen  tek katlı  hizmet binası( bugünkü bina)  inşaat aşamasında  7-8 derece yan yatmış,1.yola sokulan,bir buharlı lokomotif sayesinde  çelik halatlarla çekilerek  düzeltilmiş,desteklenerek    hizmete verilmişti.  Bu  ilginç durumu fotoğraflarken,yanıma gelen biri elimden fotoğraf makinemi kapmış,içindeki filmi çıkarıp  cebine koymuş,bana da .”Bela mısın sen kardeşim?” diyerek beni inşaat alanından dışarı çıkarmıştı.  Bugün içinde birçok  memurun ve görevlinin hizmet verdiği   bu tek katlı  Gar  binası  işte bu binadır.1970’li yıllardan beri de  hala hizmet vermeyi sürdürüyor.Yeni bir Gar binası için hazırlanan dosyanın  da Ankara’da genel müdürlüğün ilgili biriminde bir yerlerde durduğunu biliyorum. Eğer sayın genel müdür bu konuda  gerekeni yaparsa bu dosya hayata geçirilebilecektir. Tavşanlı,layık olduğu Gar binasına kavuşabilecektir.  Peki sayın Kütahya Milletvekillerimiz bu konuyu gerçekten bilmiyorlar mı?  Hiç olmazsa köşe yazımı lütfedip  okurlarsa belki harekete geçerler diye düşünüyorum. Cumhurbaşkanımız,Cumhuriyetimizin kurucusu  aziz ATATÜRK’ün Tavşanlı’yı ziyaret ettiği tarih olan  10 Nisan 1931  tarihinde Tavşanlı İstasyonu’na giren  özel tren ilk tarihi  istasyon binası   önünde durmuştur.  Resmi veriler, Tavşanlı Tren  İstasyonu’na  ilk trenin  3 Eylül  1928 tarihinde girdiğini   gösteriyor. Bundan da ,    Tavşanlı Tren istasyon’u hizmet    binasının ATATÜRK’ün ilçeyi ziyaretinden 3 yıl kadar önce inşa edildiğini anlıyoruz.  Demek istediğim; Merhum ATATÜRK’ün   Tavşanlı’ya ziyareti sırasında 1970 Gediz Depremi sonrasında yıktırılan ilk istasyon binası  vardı. ATATÜRK, Beraberindeki heyetle birlikte  Tavşanlı’ya gelirken demiryolunu tercih etmişlerdi.  10 Nisan 1931 tarihinde  bu  tarihi ziyaret sırasında  merhum Halil Benli Belediye başkanıydı. Merhum Nusret Doğruer  Kütahya valisi ve merhum  Ali Sabri Bey de Tavşanlı Kaymakam’ıydı.
        TAVŞANLI GARI  bugün ülkemizin en kritik noktalarından birindedir. Her yıl binlerce ton maden,kömür,orman emvali ve diğerleri, binlerce yolcunun  taşınması bu gar sayesinde gerçekleşmektedir.  Gurur duyduğumuz Bor Madeni bu gara bağlı Emirler İstasyonu’ndan Bandırma’ya gitmektedir. Bu gardan posta trenleri ve ekspresler gelip geçmektedir.  Ben sayın genel müdürün bu konuda üzerine düşeni yapacağına inanıyorum.  Bir yetkili herhalde bu yazımı sayın genel müdüre bir şekilde ulaştırır. Eskişehir Garı,Kütahya Garı, Tavşanlı Garı ve  ve Balıkesir Garı   demiryolu şebekemizin  dört önemli garıdır.  Tavşanlılı, TCDD Tavşanlı Gar binasını biran evvel görmek ister. Bu konuda beni de sıkıştırıyorlar.  Ama ben  yadırgamıyorum; Çünkü benim ömrüm, bugüne kadar63 yıldır  hep dert dinlemek,sorunları çözmekle geçti.    Yazmaktan kesinlikle vazgeçmedim ve vazgeçmem. Üzerinde hassasiyetle  durduğum  konuları da  asla unutmam ve  unutturmam.Üzerlerinin örtülmesine de izin vermem. Marko Paşa da öyleymiş. Der t dinlemekle ömrü geçmiş  ve  karınca kararınca üzerine düşeni yapmamış mı?        
            TAVŞANLI SEVDALILARI  ARASINDA 
DİKKAT   ÇEKENLER     
      Sevda ; kuvvetli sevgi,aşk,muhabbet anlamındadır. Tavşanlı’da  bugün itibariyle ilçe bazında 100 bini aşkın Tavşanlılı oturmaktadır. Ama bunların çok azı  Tavşanlılıdır ve Tavşanlı sevdalısıdır. En azından ben Tavşanlı’da doğmadım. Ama 6-7 yaşımdan beri Tavşanlılıyım.Ben de aslında bir Tavşanlı sevdalısıyım.  Eğer olmasaydım,bugün hala Tavşanlı ile uyanır,Tavşanlı ile yatar mıydım? Tavşanlı’nın yüce menfaatlarını savunur muydum? Tavşanlılı ile sevinir,Tavşanlılı ile   üzülür müydüm?
       Bir şey veya kimseye   sevgi duymak,gönlünde ona  karşı  bir muhabbet beslemektir.  Sevdalılar ,kendini düşünmezler,herkesi düşünürler. Kendi için hesap yapmazlar,herkes için hesap yaparlar. Kendi menfaatlarını düşünmezler, bencil davranamazlar, yakın ve uzak çevresinde yaşanların tamamının menfaatlarını  kendi menfaatlarının üzerinde tutarlar. “ Sev beni seveyim seni” demezler. Karşılık beklemeden severler. 
        Hemen aklıma  geliverdiler; Örneğin  Halil İbrahim Kurt, bir Tavşanlı sevdalısıdır. Benim protokol Amiri olarak görev yaptığım yıllarda,özellikle milli bayramlarda tören alanında hemen yanı başımda olmuştur. Tanımadığı kişi yoktur.  Nerede Tavşanlı ile ilgili bir konu açılsa  muhabbete dahil olur. İlginç önerileri vardır.  Bunlar bazılarına  ters gelebilir ama aslında  boş şeyler değildir. 
         Sürekli toplumun içinde olan biridir. En son  Yörük Şenlikleri’nde onu  Yörük kıyafetiyle gördüm. Fotoğrafı bir dostum özel olarak göndermiş.  Yakışmış ta.  Halil İbrahim Kurt’u bir şey anlattığında  sadece dinleyeceksin.  Bu anlattıkları içinde Tavşanlı sevgisinin ağır bastığı ifadeler  vardır.  Dürüsttür. Kimseye zararı  olmamıştır. Mütevazi bir emeklidir.  Atatürk İlkokulu’nda sınıf öğretmeniyken kendisiyle sık sık karşılaşırdık. Evi de okula yakındı.  Hiç kimse Tavşanlı sevdası’ndan şüphe edemez.  Tavşanlı gülerken o hep gülmüştür. Tavşanlı ağlarken de hep ağlamıştır. Gün olmuş onu  bir toplantıda  sayın valinin yanı başında görmüşümdür.Bir okulda okul müdürüyle konuşurken. Hükümet Konağı’nda bir dairede. Cuma günleri bir camide. Pazar yerlerinde   alış veriş yaparken.  Kavga adamı değildir. Telefonlaşırken ilk sözü :”Arzederim sayın hocam”  olur.Yıllar yılı hep arzettiğim için bu hitap şekli bana  yabancı değildir. Bazen karşılaştığımda  bana.” Hocam sen Tavşanlı’nın  gelmiş geçmiş en duayen sunucususun” Bana teveccüh gösterir.  Ama çok kişi Halil İbrahim’e  layık olduğu değeri vermiyor.  Onu  hakir,gereksiz,lüzumsuz görenler çoktur.  Kalbini kıran da öyle. O kimseye  kırgın da değildir. Onun kalbini okşamak,gönlüne girmek aslında çok kolaydır. O da Allahın bir kuludur.  Onu büyük yapan Tavşanlı sevdalısı olmasıdır.  Beni de çok sever biliyorum.  Ben de onu severim. İsterim ki birçok kişi  Halil İbrahim Kurt gibi gerçek bir Tavşanlı sevdalısı olsun.  Severler,sevmezler merhum Destan Halit te bir Tavşanlı sevdalısıydı.  Nerede ne zaman karşılaşsak  gündemde hep Tavşanlı olurdu. Hayatı oraya buraya dilekçe yazarak geçmiştir. Yaşadığı süre içinde Tavşanlı’nın sorunlarını üst mercilere iletmeyi vazife bilmiştir. Allah rahmet eylesin. 
         Merhum Donki Mehmet te bir Tavşanlı sevdalısıydı.  Onun cami altındaki iş yerinde  dip tarafta bir odası vardı. Bu odada  yıllar içinde hep Tavşanlı konuşulmuştur.  Biz bu küçük odada yerinde hükümetler kurar,hükümetler yıkardık. Canımızın istediğini bir makama getirir,istemediğimizi  oturduğu koltuktan indirirdik. 
          Naylon Ahmet merhum bir Tavşanlı sevdalısıydı. Onun mütevazi,Uzunçarşı’daki iş yerinde muhabbetin ağırlık noktası hep Tavşanlı olurdu.  Beğenmediklerimizi söyler,beğendiklerimizi  de belirtmeyi görev bilirdik. 
          Merhum ayakkabıcı Fethi Demirat bir Tavşanlı sevdalısıydı.  İş yerinde ne zaman bir araya gelsek konu ağırlıklı olarak Tavşanlı olurdu. Merhum Ahmet Dağıstanlı gerçek bir Tavşanlı sevdalısıydı. Merhum iş insanımız Remzi  Özerdem   Tavşanlı’dan başka bir yeri görmezdi. Mermer fabrikasını bile Afyonkarahisar yerine Tavşanlı’da kurmuştu.  İsteseydi gider Afyon’a kurardı.  Abdurrahman Şirin bir Tavşanlı sevdalısıdır. “ Şirin  Sucuk”  onun sayesinde Tavşanlı’da ve dışında  marka olmuştur. Zeynel Korkmaz bir Tavşanlı sevdalısıdır. Tavşanlı’yı yüceltmek için elinden geleni ardına koymuyor. Yasin Demirci bir Tavşanlı sevdalısıdır.  İlçenin ekonomik ve  sosyal  başarıları için elinden geleni yapmaktadır. Ahmet Baş bir Tavşanlı sevdalısıdır.  Tavşanlı’nın reklamını en iyi şekilde yapıyor. Davut Efe bir Tavşanlı sevdalısıdır. Mustafa Güler bir Tavşanlı sevdalısıdır.  KİMSE SEVMEDİĞİ BİR YERE HİZMET ETMEZ.  Eğer  birileri,bir şeyler yapıyor ve halkımıza sunuyorsa bu sevdadan öte bir şey,kara sevdadır.  Ben  Tavşanlı’yı, Tavşanlılıları sevmesem  neden yazayım ki? Çekilir köşeme, keyfime bakarım.  Ama ben kendimi Tavşanlı’ya adamış biriyim.Hani şair ne güzel söyler.” Orda bir köy var uzakta/O köy bizim köyümüzdür/ Gitmesek te gelmesek te/ o köy bizim köyümüzdür”Evet Tavşanlı bizim yani Tavşanlı sevdalılarının köyüdür. İlla da Tavşanlı’da yaşayacağım diye bir kural da yok. Bu sevgi öyle bir sevgidir ki asla sönmez.   
       TAVŞANLI’NIN  EFSANE SENDİKA BAŞKANLARINDAN
               KOCA ÇINAR DOĞAN ŞAHİN 60 YILLIK EŞİNİ KAYBETTİ 
        Doğan Şahin,Türk Maden-İş  Tunçbilek Batı Anadolu Sendikası(şubesi)’nın unutulmaz başkanlarındandır. Bu koca çınar şu anda emeklidir ve  mütevazi bir yaşam sürmekteyken 60 yıllık eşi  Emine Şahin’in beklenmedik vefatıyla  adeta yıkılmıştır. Bu travmayı nasıl atlatacağını bilemiyorum. Bunu herkes bilemez. Ancak eşlerini kaybedenler bilir. Kendisine sabır ve tahammül diliyorum. Merhum eşi Emine Hanım Atatürk İlkokulu’nda sınıf öğretmeni olduğum yıllarda(1972-1992) öğrencilerimiz,çocuklarını sık sık görmeye gelirdi. Eşi görevdeyken o Aile Birliği  ve  Okul Koruma Derneği Toplantılarına  katılırdı. Kızı Filiz ve oğlu Levent öğrencilerimizdi.  Yıllar sonra   Emine Hanım’ın eşimin Kütahya’dan hısımı olduğunu öğrendim. Meğer ki hısımmışız da haberimiz olmamış. Cesur ve  mükemmel bir ev hanımıydı. Hani boşuna dememişler.”Başarılı erkeklerin arkasında her zaman başarılı eşler vardır” sözü yerden göğe doğrudur. Doğan Şahin’i Doğan Şahin yapan merhum eşi Emine Hanım olmuştur. O aynı zamanda okulumuzun Emine Ablası’ydı. Üç pırıl pırıl evlat yetiştirdi. Oğlu Adnan TBMM’den emekli olmuştu. Geçtiğimiz günlerde de  oğlunu evlendirmiş,annesini de düğüne götürmüştü.  Emine Hanım torununun  düğününü gördü ve  bu yalan dünyadan göçüp gitti. 
                Doğan yalnız değildir. Üç aslan gibi evladı var. Babalarına gözü gibi bakar,ona gereken saygıyı ve sevgiyi eksik etmeyeceklerdir. 
               Doğan Şahin  sendika başkanıyken  büyük başarılara imza atmış bir hemşehrimizdir. Türk Maden-İş Tunçbilek Batı Anadolu Sendikası(şubesi)  Başkanları; Zeynel Akar,Reşat Özer, Selami Sayıner,  Lütfü Tekbudak, Mustafa Kazım Aygün, Mehmet Arıca, Recep Akarslan, Ahmet Yavuz’dan sonra  ( 1968-1972) yılları arasında, Cevat Fehmi Kesin, ardından( 1974-1982) yılları arasında   hizmet verdi.Daha sonra hizmet  bayrağını ,bir zamanların Türk Maden-İş Genel Başkanı Hasan Hüseyin Kayabaşı’na, İhsan Dokur’a, Ekrem Fedai’ye, Durmuş Düzgün’e ve Halen görevde olan Yusuf Yaman’a  devretti. 
                Doğan Şahin bir zamanlar Tunçbilek’te Tavşanlı dışından işçi çalıştırılacağı söylentilerinde  maden işçisinin  ayağa kalktığı günlerde  üzerine düşeni yapan,bir anlamda yabancı işçi yani Tavşanlı dışından gelecek işçilerin Tunçbilek’te çalıştırılmalarının önünü kesen başkandır. Tavşanlı’nın TV yayınlarından yararlanamadığı  günlerde  Tunçbilek’te hazırlattığı 21 metrelik karkas anten direğini Göbel   Kaplıcaları’ndaki TRT’ye ait binaya   gönderen başkandır.  Maden   İşçisine Tavşanlı’da( halen Kaymakamlık lojmanına komşu) bir eğitim binası  yaptıran başkandır( bu bina bir süre Tavşanlı öğretmenine tahsis edilmiş,sonra satılamaz şerhi olmasına rağmen Kütahya Özel İdaresi’nce satın alınan,halen  başka amaçla kullanılan binadır)  Tavşanlı’da Maden işçisine  konut yaptıran,maden işçisini ev sahibi yapan başkandır.  Maden işçisinin hak  ve menfaatlarını  savunan,işçinin alınterini  mübarek kılan  başkandır.  O kendinden önce ve kendinden sonra hizmet veren başkanlara  saygı duyan bir başkandır .Hiç unutmam yine efsane sendika başkanlarından ,sonra milletvekili olmuştu merhum Abdullah Çakırefe kendisi için bir yemek sırasında  .” Doğan bizim nadide çiçeklerimizdendir” demişti.  Ama  o eski Doğan Şahin bugün yoktur.  Hele hele değerli eşini kaybettikten sonra zaten o Doğan Şahin’i bir daha kimse ne görecek ne de fark edecektir. Herkes eşini sever. Y erine göre saygı duyar  . Ama  ben Doğan Şahin’in merhum  eşi  Emine Şahin’in  üzerine toz kondurmadığını, iki dediğini bir etmediğine tanığım. Komşuları da beni teyid ediyor. Her canlı ölümü mutlaka tadacaktır. Ben sevgili Doğan’a tekrar başsağlığı diliyorum. Sadece Doğan’a değil tüm MADEN İşçileri   camiasına  da .  Ne bir Emine Şahin Hanım ne bir Doğan Şahin başkan kolay kolay bir daha dünyaya gelmeyecektir. .  Emine Hanım’a  Allah’tan rahmet,kederli ailesine başsağlığı diliyorum. Mekanı Cennet olsun.      
#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Tüm Yazıları