09 Eylül 2022 - Cuma
TAVŞANLI SEVDALILARI
Yazar - Bülent Alpagut
Okuma Süresi: 22 dk.
492 okunma
Bülent Alpagut
- 05062218413 ADALET VE KALKINMA PARTİSİ 21 YIL ÖNCE 15
AĞUSTOS GÜNÜ TÜRK SİYASET
SAHNESİNE GİRMİŞTİ
Adalet ve Kalkınma Partisi 20 yıldır iktidarda. Sanırım, CHP’den sonra en çok iktidarda kalan siyasi parti. 2003 Genel Seçimlerinde 10 milyon 808 bin 229 oy almıştı. ( 34.28) ve 365 milletvekili çıkarmıştı. 2004 İl Genel Meclisi seçimlerinde de oyunu 13 milyon 367 bin 388’e çıkarmış( 41.67) 1772 Belediye Başkanlığı elde etmişti. O gün bu gündür,en yakın rakibi hep C.H.P olmuştur. AKP,1999 İl Genel Meclisi Seçimlerinde yoktu.
AKP ‘nin Türk Siyaset sahnesine girdiği,iktidar olduğu yıldan itibaren Türkiye’de CHP, hep Ana Muhalefet Partisi olarak kalmıştır. Cumhuriyet’in 100 .yıldönümünde yapılacak Genel Seçimlerde ise durumun ne olacağını bugünden kestirmek zor. Bunu sandık gösterecek.
AKP İktidar olduğundan bu güne başta Kütahya il merkezi olmak üzere merkez ilçe ve 12 ilçe genel olarak AKP’ye teveccüh göstermiştir. Bunu milli iradeye saygı olarak görüyorum. AKPnin iktidar olmasından sonra CHP’den sonra en çok oyu alan siyasi partiler sırasıyle,GP,HADEP ,ANAP,DYP,MHP’DİR.
2004 İl Genel Meclisi seçimlerinde de AKP’den sonra en çok oy alan siyasi partiler; CHP,MHP,DYP,SHP,FP(SP)’dir.
Ne gariptir ki,örneğin Kütahya’da TAVŞANLI, 1950 Genel seçimlerine kadar CHP’nin kalesiyken, sonra Demokrat Parti’nin.akabinde Adalet Partisi’nin, Doğru Yol Partisi’nin,Anavatan Partisi’nin, son 20 yıldır da AKP’nin kalelerindendir. Halen Cumhurbaşkanımız R. Tayyip Erdoğan üç dönem Başbakanlık yapmıştır. Sayın Erdoğan önce Başbakan,sonra Cumhurbaşkanıdır. AKP,21 yıl önce, 15 Ağustos günü ,62 isim tarafından kurulmuştur. Recep Tayyip Erdoğan,Cumhurbaşkanı seçilinceye kadar(14 Ağustos 2001-27 Ağustos 2014 ) tarihleri arasında AKP’yi bizzat yönetmiştir. Siyasi yasağı kalktıktan sonra da yapılan ara seçimlerde Siirt Milletvekili seçilerek TBMM’ne girmiştir. Zamanın Başbakanı Abdullah Gül’ün istifası, ve Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in hükümeti kurma görevini kendisine vermesi sonrasında 14 Mart 2003 tarihinde Başbakan olmuştur. Cumhurbaşkanı seçildiği 27 Ağustos 2014’e kadar aralıksız 13 yıl Başbakanlık yapmıştır. Partili Cumhurbaşkanı olana kadar parti başkanlığını 2014- 2016 yılları arasında Ahmet Davutoğlu’na,2016-2017 yılları arasında Binali Yıldırım’a emanet etmiştir. RECEP TAYYİP ERDOĞAN 21 Mayıs 2017’den beri hem AKP Genel Başkanıdır,hem de Türkiye Cumhuriyeti’nin 12. Cumhurbaşkanıdır. Recep Tayyip Erdoğan, 13 yıllık Başbakanlığı ,8 yıllık ta (şu an itibariyle) Cumhurbaşkanlığı döneminde söylemleri ve icraatları ile yıllarca anılarda kalacaktır.
Her siyasi iktidarın başında olanların,hatta sayın cumhurbaşkanlarının bile artıları ve eksileri mutlaka vardır. Hiç kimse kusursuz değildir. Ama Türk Milleti hür iradesiyle seçip iş başına getirdiği devlet adamlarına her zaman gereken saygıyı ve sevgiyi esirgememiştir. Bugüne kadar Cumhurbaşkanı olarak bu yüce millete hizmet veren başta ATATÜRK Olmak üzere, İsmet İnönü, Celal Bayar,Cemal Gürsel, Cevdet Sunay, Fahri Korutürk, Kenan Evren,Turgut Özal, Süleyman Demirel ‘e Allah’tan rahmet,Necdet Sezer’e ve halen cumhurbaşkanımız sayın Recep Tayyip Erdoğan’a sağlıklı,mutlu bir yaşam diliyorum.
Tavşanlı’da Adalet ve Kalkınma Partisi’ni kurma görevi,değerli meslektaşım İsmail Usluer’e verilmişti. Ben Onun ne büyük zorluklar çektiğini hem bir öğrencim hem de bir dostum olarak iyi bilirim. Daha sonra değerli dostum iş insanımız Mümtaz Serdaroğlu,ardından Avukat Mehmet Karaduman,aziz kardeşim Nejat Tülek, Mehmet Demir, Avukat Hilmi Gümüş, tekrar Nejat Tülek, sonra da halen görev başında olan Bilal Kıyak( 2 kez ilçe başkanı oldu) Adalet ve Kalkınma Partisi’nin başarılarında pay sahibidirler. Allah bizlere hizmet verenlerden razı olsun. Herkes sevgili Atatürk’ün dediği gibi bir gün elbet toprak olacaktır. Ama önemli olan Türkiye Cumhuriyeti asırlar boyu yaşayacaktır. Türk Milleti hiçbir büyüğüne beddua etmemiştir. Dua etmiştir. Koca Türkiye’yi yönetmek kolay mı? Tavşanlılı,AKP’nin iktidarı boyunca , Kütahya Milletvekili olarak evlatları Hüsnü Ordu ve Vural Kavuncu’yu Milletvekili olarak TBMM Çatısı altına gönderdi. Ordu’dan da Kavuncu’dan da Allah razı olsun. Her ikisi de hizmet verdiler. Sayın Ordu halen Emekli ,Ankara’da yaşıyor. Sayın Kavuncu ise Kütahya Sağlık Bilimleri Üniversitesi Rektörü. Her ikisi de tevazu sahibi. “ Yap iyilik at denize,balık bilmez ise Halik bilir” diyorlar. Ben her ikisinin de nasıl çalıştıklarını iyi bilenlerdenim. Ama hizmet anlayışı kişiden kişiye değişir. Tavşanlılılara, AKP’li belediye başkanı olarak hizmet veren, Hüsnü Ordu(milletvekili de oldu),Mehmet Zeki Akcan, halen belediye başkanı Mustafa Güler, beldelerimizin AKP’li belediye başkanlarına . AKP’li İl Genel Meclisi Üyelerine, AKP’li Belediye Meclisi Üyeleri’ne, verdikleri hizmetlerden ötürü Tavşanlı Halkı adına en kalbi selam ve sevgilerimi sunuyor. AKP camiası’nı da 21, kuruluş yıldönümleri nedeniyle kutluyorum.
TCDD GENEL MÜDÜRÜ SAYIN HASAN PEZÜK BEY’İN DİKKATİNE
TCDD’nin yeni sayın Genel Müdürü Hasan Pezük Bey acaba Eskişehir-Balıkesir arasındaki en büyük 2.gar olan TAVŞANLI GARI hakkında yeterli bilgiye sahip midir? Diyeceksiniz bir sayın genel müdürler , genel müdür olarak hizmet verdikleri kuruluşun A’danZ’ye her detayından haberdadır. Öyle midir gerçekten? Ama bu hiç te öyle değildir. Çünkü bir kuruluşun sorunları o kadar çoktur ki ,ancak bir şekilde sayın genel müdürün önüne gelirse sayın genel müdür bundan ancak haberdar olabilir. Örneğin; Bir Gar binası ,bir istasyon binası,bir depo,bir üst geçit veya alt geçit kesinlikle bir sayın genel müdürün bilmesi gerekenler arasında değildir. Eğer bir Gar binasının veya istasyon binasının yerine yeni bir inşaat düşünülüyorsa bu belli kurallar içinde kuruluşun ilgili birimince gerçekleştirilir. Dosyası hazırlanır,neticede imzaya gider falan filan. Bildiğim KADARIYLA Tavşanlı TCDD Gar hizmet binası için bir dosya ilgili genel müdürlüktedir. Bu dosya bana göre unutulmuştur.Ancak bulunduğu yerden sayın genel müdürün direktifleri doğrultusunda bulunup gündeme getirilebilir. Tavşanlı TCDD İstasyon binas( Gar oluncaya kadar) önce mütevazi,küçük bir binaydı. Binanın hemen yakınında bir üstü kapalı,etrafı açık çeşitli eşyaların konulduğu bir ambar vardı. Bu istasyon binası belki daha uzun yıllar ayakta kalabilecekti. Ama, 28 Mart 1970 tarihinde can ve mal kayıplarına neden olan 7.1 şiddetindeki Gediz Depremi sonrasında hasar görünce yıktırılmasına karar verilmiş ve akabinde de yıktırılmıştı. Bugün yerinde olmayan,yıktırılan Tavşanlı’nın ilk Tren istasyonu binasının görüntüsü bugün sadece fotoğraflardadır.Sonra ne olmuştur? Deprem İcra Komitesi ‘nin alel acele aldığı bir kararla bu içine girilmesi sakıncalı istasyon binası yıktırılmış,yerine tek katlı bugünkü hizmet binası inşa ettiilmiştir.Aslında bu bina da sorunludur.Hiç unutmam, Anadolu Ajansı Muhabiri olarak görev yaptığım tarihlerdi. Bu inşa edilen tek katlı hizmet binası( bugünkü bina) inşaat aşamasında 7-8 derece yan yatmış,1.yola sokulan,bir buharlı lokomotif sayesinde çelik halatlarla çekilerek düzeltilmiş,desteklenerek hizmete verilmişti. Bu ilginç durumu fotoğraflarken,yanıma gelen biri elimden fotoğraf makinemi kapmış,içindeki filmi çıkarıp cebine koymuş,bana da .”Bela mısın sen kardeşim?” diyerek beni inşaat alanından dışarı çıkarmıştı. Bugün içinde birçok memurun ve görevlinin hizmet verdiği bu tek katlı Gar binası işte bu binadır.1970’li yıllardan beri de hala hizmet vermeyi sürdürüyor.Yeni bir Gar binası için hazırlanan dosyanın da Ankara’da genel müdürlüğün ilgili biriminde bir yerlerde durduğunu biliyorum. Eğer sayın genel müdür bu konuda gerekeni yaparsa bu dosya hayata geçirilebilecektir. Tavşanlı,layık olduğu Gar binasına kavuşabilecektir. Peki sayın Kütahya Milletvekillerimiz bu konuyu gerçekten bilmiyorlar mı? Hiç olmazsa köşe yazımı lütfedip okurlarsa belki harekete geçerler diye düşünüyorum. Cumhurbaşkanımız,Cumhuriyetimizin kurucusu aziz ATATÜRK’ün Tavşanlı’yı ziyaret ettiği tarih olan 10 Nisan 1931 tarihinde Tavşanlı İstasyonu’na giren özel tren ilk tarihi istasyon binası önünde durmuştur. Resmi veriler, Tavşanlı Tren İstasyonu’na ilk trenin 3 Eylül 1928 tarihinde girdiğini gösteriyor. Bundan da , Tavşanlı Tren istasyon’u hizmet binasının ATATÜRK’ün ilçeyi ziyaretinden 3 yıl kadar önce inşa edildiğini anlıyoruz. Demek istediğim; Merhum ATATÜRK’ün Tavşanlı’ya ziyareti sırasında 1970 Gediz Depremi sonrasında yıktırılan ilk istasyon binası vardı. ATATÜRK, Beraberindeki heyetle birlikte Tavşanlı’ya gelirken demiryolunu tercih etmişlerdi. 10 Nisan 1931 tarihinde bu tarihi ziyaret sırasında merhum Halil Benli Belediye başkanıydı. Merhum Nusret Doğruer Kütahya valisi ve merhum Ali Sabri Bey de Tavşanlı Kaymakam’ıydı.
TAVŞANLI GARI bugün ülkemizin en kritik noktalarından birindedir. Her yıl binlerce ton maden,kömür,orman emvali ve diğerleri, binlerce yolcunun taşınması bu gar sayesinde gerçekleşmektedir. Gurur duyduğumuz Bor Madeni bu gara bağlı Emirler İstasyonu’ndan Bandırma’ya gitmektedir. Bu gardan posta trenleri ve ekspresler gelip geçmektedir. Ben sayın genel müdürün bu konuda üzerine düşeni yapacağına inanıyorum. Bir yetkili herhalde bu yazımı sayın genel müdüre bir şekilde ulaştırır. Eskişehir Garı,Kütahya Garı, Tavşanlı Garı ve ve Balıkesir Garı demiryolu şebekemizin dört önemli garıdır. Tavşanlılı, TCDD Tavşanlı Gar binasını biran evvel görmek ister. Bu konuda beni de sıkıştırıyorlar. Ama ben yadırgamıyorum; Çünkü benim ömrüm, bugüne kadar63 yıldır hep dert dinlemek,sorunları çözmekle geçti. Yazmaktan kesinlikle vazgeçmedim ve vazgeçmem. Üzerinde hassasiyetle durduğum konuları da asla unutmam ve unutturmam.Üzerlerinin örtülmesine de izin vermem. Marko Paşa da öyleymiş. Der t dinlemekle ömrü geçmiş ve karınca kararınca üzerine düşeni yapmamış mı?
TAVŞANLI SEVDALILARI ARASINDA
DİKKAT ÇEKENLER
Sevda ; kuvvetli sevgi,aşk,muhabbet anlamındadır. Tavşanlı’da bugün itibariyle ilçe bazında 100 bini aşkın Tavşanlılı oturmaktadır. Ama bunların çok azı Tavşanlılıdır ve Tavşanlı sevdalısıdır. En azından ben Tavşanlı’da doğmadım. Ama 6-7 yaşımdan beri Tavşanlılıyım.Ben de aslında bir Tavşanlı sevdalısıyım. Eğer olmasaydım,bugün hala Tavşanlı ile uyanır,Tavşanlı ile yatar mıydım? Tavşanlı’nın yüce menfaatlarını savunur muydum? Tavşanlılı ile sevinir,Tavşanlılı ile üzülür müydüm?
Bir şey veya kimseye sevgi duymak,gönlünde ona karşı bir muhabbet beslemektir. Sevdalılar ,kendini düşünmezler,herkesi düşünürler. Kendi için hesap yapmazlar,herkes için hesap yaparlar. Kendi menfaatlarını düşünmezler, bencil davranamazlar, yakın ve uzak çevresinde yaşanların tamamının menfaatlarını kendi menfaatlarının üzerinde tutarlar. “ Sev beni seveyim seni” demezler. Karşılık beklemeden severler.
Hemen aklıma geliverdiler; Örneğin Halil İbrahim Kurt, bir Tavşanlı sevdalısıdır. Benim protokol Amiri olarak görev yaptığım yıllarda,özellikle milli bayramlarda tören alanında hemen yanı başımda olmuştur. Tanımadığı kişi yoktur. Nerede Tavşanlı ile ilgili bir konu açılsa muhabbete dahil olur. İlginç önerileri vardır. Bunlar bazılarına ters gelebilir ama aslında boş şeyler değildir.
Sürekli toplumun içinde olan biridir. En son Yörük Şenlikleri’nde onu Yörük kıyafetiyle gördüm. Fotoğrafı bir dostum özel olarak göndermiş. Yakışmış ta. Halil İbrahim Kurt’u bir şey anlattığında sadece dinleyeceksin. Bu anlattıkları içinde Tavşanlı sevgisinin ağır bastığı ifadeler vardır. Dürüsttür. Kimseye zararı olmamıştır. Mütevazi bir emeklidir. Atatürk İlkokulu’nda sınıf öğretmeniyken kendisiyle sık sık karşılaşırdık. Evi de okula yakındı. Hiç kimse Tavşanlı sevdası’ndan şüphe edemez. Tavşanlı gülerken o hep gülmüştür. Tavşanlı ağlarken de hep ağlamıştır. Gün olmuş onu bir toplantıda sayın valinin yanı başında görmüşümdür.Bir okulda okul müdürüyle konuşurken. Hükümet Konağı’nda bir dairede. Cuma günleri bir camide. Pazar yerlerinde alış veriş yaparken. Kavga adamı değildir. Telefonlaşırken ilk sözü :”Arzederim sayın hocam” olur.Yıllar yılı hep arzettiğim için bu hitap şekli bana yabancı değildir. Bazen karşılaştığımda bana.” Hocam sen Tavşanlı’nın gelmiş geçmiş en duayen sunucususun” Bana teveccüh gösterir. Ama çok kişi Halil İbrahim’e layık olduğu değeri vermiyor. Onu hakir,gereksiz,lüzumsuz görenler çoktur. Kalbini kıran da öyle. O kimseye kırgın da değildir. Onun kalbini okşamak,gönlüne girmek aslında çok kolaydır. O da Allahın bir kuludur. Onu büyük yapan Tavşanlı sevdalısı olmasıdır. Beni de çok sever biliyorum. Ben de onu severim. İsterim ki birçok kişi Halil İbrahim Kurt gibi gerçek bir Tavşanlı sevdalısı olsun. Severler,sevmezler merhum Destan Halit te bir Tavşanlı sevdalısıydı. Nerede ne zaman karşılaşsak gündemde hep Tavşanlı olurdu. Hayatı oraya buraya dilekçe yazarak geçmiştir. Yaşadığı süre içinde Tavşanlı’nın sorunlarını üst mercilere iletmeyi vazife bilmiştir. Allah rahmet eylesin.
Merhum Donki Mehmet te bir Tavşanlı sevdalısıydı. Onun cami altındaki iş yerinde dip tarafta bir odası vardı. Bu odada yıllar içinde hep Tavşanlı konuşulmuştur. Biz bu küçük odada yerinde hükümetler kurar,hükümetler yıkardık. Canımızın istediğini bir makama getirir,istemediğimizi oturduğu koltuktan indirirdik.
Naylon Ahmet merhum bir Tavşanlı sevdalısıydı. Onun mütevazi,Uzunçarşı’daki iş yerinde muhabbetin ağırlık noktası hep Tavşanlı olurdu. Beğenmediklerimizi söyler,beğendiklerimizi de belirtmeyi görev bilirdik.
Merhum ayakkabıcı Fethi Demirat bir Tavşanlı sevdalısıydı. İş yerinde ne zaman bir araya gelsek konu ağırlıklı olarak Tavşanlı olurdu. Merhum Ahmet Dağıstanlı gerçek bir Tavşanlı sevdalısıydı. Merhum iş insanımız Remzi Özerdem Tavşanlı’dan başka bir yeri görmezdi. Mermer fabrikasını bile Afyonkarahisar yerine Tavşanlı’da kurmuştu. İsteseydi gider Afyon’a kurardı. Abdurrahman Şirin bir Tavşanlı sevdalısıdır. “ Şirin Sucuk” onun sayesinde Tavşanlı’da ve dışında marka olmuştur. Zeynel Korkmaz bir Tavşanlı sevdalısıdır. Tavşanlı’yı yüceltmek için elinden geleni ardına koymuyor. Yasin Demirci bir Tavşanlı sevdalısıdır. İlçenin ekonomik ve sosyal başarıları için elinden geleni yapmaktadır. Ahmet Baş bir Tavşanlı sevdalısıdır. Tavşanlı’nın reklamını en iyi şekilde yapıyor. Davut Efe bir Tavşanlı sevdalısıdır. Mustafa Güler bir Tavşanlı sevdalısıdır. KİMSE SEVMEDİĞİ BİR YERE HİZMET ETMEZ. Eğer birileri,bir şeyler yapıyor ve halkımıza sunuyorsa bu sevdadan öte bir şey,kara sevdadır. Ben Tavşanlı’yı, Tavşanlılıları sevmesem neden yazayım ki? Çekilir köşeme, keyfime bakarım. Ama ben kendimi Tavşanlı’ya adamış biriyim.Hani şair ne güzel söyler.” Orda bir köy var uzakta/O köy bizim köyümüzdür/ Gitmesek te gelmesek te/ o köy bizim köyümüzdür”Evet Tavşanlı bizim yani Tavşanlı sevdalılarının köyüdür. İlla da Tavşanlı’da yaşayacağım diye bir kural da yok. Bu sevgi öyle bir sevgidir ki asla sönmez.
TAVŞANLI’NIN EFSANE SENDİKA BAŞKANLARINDAN
KOCA ÇINAR DOĞAN ŞAHİN 60 YILLIK EŞİNİ KAYBETTİ
Doğan Şahin,Türk Maden-İş Tunçbilek Batı Anadolu Sendikası(şubesi)’nın unutulmaz başkanlarındandır. Bu koca çınar şu anda emeklidir ve mütevazi bir yaşam sürmekteyken 60 yıllık eşi Emine Şahin’in beklenmedik vefatıyla adeta yıkılmıştır. Bu travmayı nasıl atlatacağını bilemiyorum. Bunu herkes bilemez. Ancak eşlerini kaybedenler bilir. Kendisine sabır ve tahammül diliyorum. Merhum eşi Emine Hanım Atatürk İlkokulu’nda sınıf öğretmeni olduğum yıllarda(1972-1992) öğrencilerimiz,çocuklarını sık sık görmeye gelirdi. Eşi görevdeyken o Aile Birliği ve Okul Koruma Derneği Toplantılarına katılırdı. Kızı Filiz ve oğlu Levent öğrencilerimizdi. Yıllar sonra Emine Hanım’ın eşimin Kütahya’dan hısımı olduğunu öğrendim. Meğer ki hısımmışız da haberimiz olmamış. Cesur ve mükemmel bir ev hanımıydı. Hani boşuna dememişler.”Başarılı erkeklerin arkasında her zaman başarılı eşler vardır” sözü yerden göğe doğrudur. Doğan Şahin’i Doğan Şahin yapan merhum eşi Emine Hanım olmuştur. O aynı zamanda okulumuzun Emine Ablası’ydı. Üç pırıl pırıl evlat yetiştirdi. Oğlu Adnan TBMM’den emekli olmuştu. Geçtiğimiz günlerde de oğlunu evlendirmiş,annesini de düğüne götürmüştü. Emine Hanım torununun düğününü gördü ve bu yalan dünyadan göçüp gitti.
Doğan yalnız değildir. Üç aslan gibi evladı var. Babalarına gözü gibi bakar,ona gereken saygıyı ve sevgiyi eksik etmeyeceklerdir.
Doğan Şahin sendika başkanıyken büyük başarılara imza atmış bir hemşehrimizdir. Türk Maden-İş Tunçbilek Batı Anadolu Sendikası(şubesi) Başkanları; Zeynel Akar,Reşat Özer, Selami Sayıner, Lütfü Tekbudak, Mustafa Kazım Aygün, Mehmet Arıca, Recep Akarslan, Ahmet Yavuz’dan sonra ( 1968-1972) yılları arasında, Cevat Fehmi Kesin, ardından( 1974-1982) yılları arasında hizmet verdi.Daha sonra hizmet bayrağını ,bir zamanların Türk Maden-İş Genel Başkanı Hasan Hüseyin Kayabaşı’na, İhsan Dokur’a, Ekrem Fedai’ye, Durmuş Düzgün’e ve Halen görevde olan Yusuf Yaman’a devretti.
Doğan Şahin bir zamanlar Tunçbilek’te Tavşanlı dışından işçi çalıştırılacağı söylentilerinde maden işçisinin ayağa kalktığı günlerde üzerine düşeni yapan,bir anlamda yabancı işçi yani Tavşanlı dışından gelecek işçilerin Tunçbilek’te çalıştırılmalarının önünü kesen başkandır. Tavşanlı’nın TV yayınlarından yararlanamadığı günlerde Tunçbilek’te hazırlattığı 21 metrelik karkas anten direğini Göbel Kaplıcaları’ndaki TRT’ye ait binaya gönderen başkandır. Maden İşçisine Tavşanlı’da( halen Kaymakamlık lojmanına komşu) bir eğitim binası yaptıran başkandır( bu bina bir süre Tavşanlı öğretmenine tahsis edilmiş,sonra satılamaz şerhi olmasına rağmen Kütahya Özel İdaresi’nce satın alınan,halen başka amaçla kullanılan binadır) Tavşanlı’da Maden işçisine konut yaptıran,maden işçisini ev sahibi yapan başkandır. Maden işçisinin hak ve menfaatlarını savunan,işçinin alınterini mübarek kılan başkandır. O kendinden önce ve kendinden sonra hizmet veren başkanlara saygı duyan bir başkandır .Hiç unutmam yine efsane sendika başkanlarından ,sonra milletvekili olmuştu merhum Abdullah Çakırefe kendisi için bir yemek sırasında .” Doğan bizim nadide çiçeklerimizdendir” demişti. Ama o eski Doğan Şahin bugün yoktur. Hele hele değerli eşini kaybettikten sonra zaten o Doğan Şahin’i bir daha kimse ne görecek ne de fark edecektir. Herkes eşini sever. Y erine göre saygı duyar . Ama ben Doğan Şahin’in merhum eşi Emine Şahin’in üzerine toz kondurmadığını, iki dediğini bir etmediğine tanığım. Komşuları da beni teyid ediyor. Her canlı ölümü mutlaka tadacaktır. Ben sevgili Doğan’a tekrar başsağlığı diliyorum. Sadece Doğan’a değil tüm MADEN İşçileri camiasına da . Ne bir Emine Şahin Hanım ne bir Doğan Şahin başkan kolay kolay bir daha dünyaya gelmeyecektir. . Emine Hanım’a Allah’tan rahmet,kederli ailesine başsağlığı diliyorum. Mekanı Cennet olsun.
Yorumlar (0)
Tüm Yazıları