23 Temmuz 2022 - Cumartesi

BİR BABALAR GÜNÜ DAHA GEÇTİ

Yazar - Bülent Alpagut
Okuma Süresi: 19 dk.
504 okunma
Bülent Alpagut

Bülent Alpagut

- 05062218413
Google News

        BİR  BABALAR GÜNÜ DAHA GEÇTİ 
 
    Baba;Bir çocuğun dünyaya gelmesine  sebep olan erkeğe, çocuk sahibi adama,halk arasında yaygın olarak kullanılan” peder” e denir. Baba aynı zamanda,koruyucu olan kimsedir. Bazı kişilere” Fukara babası”,bazılarına “Milletin babası “ derler ya,örneğin 1972-1992 yılları arasında Tavşanlı Atatürk İlkokulu’nda sınıf öğretmeniyken,yan görev olarak protokol  Amirliği,Törenler Komutanlığı ve sunuculuk görevlerini de yaptığım için  Doğu Anadolu Bölgesi’nden özelikle  Van’ın Erciş İlçesi, Yukarıçökek Köyü’ndenTavşanlı’ya tavuk tesislerinde çalışmak için gelen Kürt yurttaşlarımıza  karınca kararınca   yardımlarda bulunduğum için ben de Kürt yurttaşlarımızın” Bülo Babası”ydım.
     Bir şeyin meydana gelmesine sebep olan, bir mesleğin veya işin kurucusu veya ustası durumundaki  kimselere de “ Baba” denilmiştir. Birçok yerde   gençler,yaşlılara saygı göstergesi olarak “ Baba” sözcüğünü kullanır. Örnek verilecek olursa; Bir zamanlar GLİ Müessesesi’nin şube müdürlerinden halen emekli Ravi Hacıalioğlu’na  bir çoğumuz  bugün dahi “ Babacığım” diye hitabederiz. Bu kendisini seven küçüklerinin,dostlarının,arkadaşlarının,sevdiklerinin   yüreğinden gelir. 
     “ Babalar Günü “ münasebetiyle  aradığım tüm babalara özellikle dikkat etmişimdir.  Bir kısmı evliydi ama çocuksuzdu. Dolayısiyle “ Baba” değildi. “Ailenin Babası” denildiğinde o ailede  mutlaka çocuk ta olmalıdır.”Baba” sözcüğü,  yaşlı erkeklere, hitabedilirken de  kullanılır.” Mehmet Baba nasılsın?” gibi. Teklifsiz bir konuşmada:” Baba,biraz hızlı yürüsen iyi olur” cümlesinde olduğu gibi. Reşat Ekrem Koçu eserinin bir yerinde.” Bektaşi Şeyhi;Bektaşiler, xıx asır başından itibaren”dede” karşılığı”baba”  bilhassa kullandılar” cümlesine yer vermiştir. 
       “Baba” sözcüğü,  Tarikat büyüklerine ,manevi mertebe sahiplerine  verilen ünvandır. Ekrem H. Ayverdi eserinin bir bölümünde “baba”sözcüğüne de yer vermiştir. Eğer bu taç türbede mevcut bir numuneye göre yapılmış  ise dilim sayısı, biçim ve nispet Kadirilere uyduğuna  göre İdris  Baba’nın  Kadiri olması   lazım gelmektedir” der.  Mehmet Z. Pekalın esirinin bir yerinde “baba” sözcüğüne yer verir. “Baba unvanlı sofilere İran’da,bilhassa xıı asırdan başlayarak en fazla da Azerbaycan’da  ve Tebriz’de  rastlanıyor”der. “ Baba” sözcüğünün  yasa dışı  ve gizli işler  yapan çete  başları için de kullanıldığını biliyoruz. “Baba “ sözcüğü genel olarak, babalık vasıflarını  taşıyan,baba gibi  sevilip sayılan (kimse) kişi adlarının  önüne getirilerek te  kullanılmaktadır.” Baba Recep,Baba Tahir,Baba  Nuri” gibi. 
         Ben en çok “ Baba adam” ifadesini severim. İyi kalpli ,olgun,ağır başlı  güvenilir erkekler  için kullanılır. “ Baba bir”ifadesi, Aynı babadan, ayrı annelerden  dünyaya gelen  kardeşler için kullanılır. “ Baba değil, tırabzan  babası” ifadesi,  çocuklarına karşı  görevlerini yapmayan, babalar için söylenir. “ Baba dostu” ifadesi,  Güvenilir,  vefalı aile dostları için kullanılır. “Baba evi” ifadesi, Bir kimsenin ailesiyle  çocukluğunu geçirdiği  ev, baba  ocağı  için kullanılır. “ Baba ocağı” ifadesi,  Baba evi için kullanılır. “ Baba olmak” ifadesi, bir çocuğu dünyaya gelen erkekler için kullanılır. “ Baba tarafı”  ifadesi,  baba tarafından olan akrabalar için kullanılır. “ Baba yurdu” ifadesi ,Dedelerden kalan ev, yer,arazi,bahçe için kullanılır.Hay Allah razı olsun,,ne güzel söyledin ifadelerinin   karşılığı:” Babana rahmet”ifadesidir. Babanın ruhunu şad etmek için” Babanın ruhu için”denilir. Sırf iyilik olsun diyerek  menfaat gözetmeksizin  yapılanlara:”  Babasının ruhuna “ deriz.
            “Baba” sözcüğünden türetilmiş sözcükler de vardır. Babacan,babacanlaşmak, babacanlık, babaç,  babaçko, babadalya, babafingo, babahindi(genelde maçlarda taraftarlarca kullanılır. Örneğin futbol karşılaşmasında gol atıldığında  taraftarlar böyle bağırırlar. Babai, Babailik, babaköş,babalanmak, babalı, babalık, babasız,  Baba Tahir, Baba  Tatlısı,  Baba Torik,Babayani,  Babayanilik,Babayiğitlik  sözcükleri içinde “ Baba” sözcüğü vardır.   
               Her yıl artık hemen hemen bütün dünya ülkelerinin insanları  “ Babalar Günü” de kutlamaya başladı.Babalarımızın  evlerimizin direği olduğunu biliyoruz.  Allah hiçbir aileyi babasız bırakmasın.  Baba  bir çınar ağacıdır. Gölgesi tüm aile bireyleri için  huzur,güven,mutluluktur. Nasıl kaptanı olmayan her gemi için  rüzgarlar,fırtınalar,kasırgalar  bir tehlikeyse,babasız aileler için de durum aynıdır. Babasız evler  muma benzerler. Babalı evler   güneş gibi parlar. Her evin çilesi vardır. Bu çileyi anneler ve babalar birlikte çekerler. Anne çocuğa bakar. Baba  evin  ihtiyaçlarını temin eder. Yerinde babalar durmadan çalışırlar. Evlerine ekmek götürmek için çabalarlar. Bir ailede annenin de,babanın da emeği vardır. Elmanın yarısı anne,yarısı babadır. Her aile bireyi annesi,babası için derledikleri çiçekleri onların  yollarına  sermelidir.  Sevgi dolu türküleri onlara  söylemelidir.Doğru söylerler; Annelerin bedduası tutmazmış. Ama babaların bedduasından kaçınmak gerekir.  Baba  evlatlarına,yakınlarına beddua eder mi? Eder. Allah ,hiçbir kimseyi baba  bedduasına uğratmasın. Baba hakkı,hakların en önemlilerindendir.  Bütün babalara  nice huzurlu,sağlıklı,mutlu,bereketli yıllar diliyorum.
“””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””
          2022 OCAK  AYI SONU İTİBARİYLE TÜİK VERİLERİNE
                    GÖRE KÜTAHYA’DA ARAÇ SAYISI            

         Kütahya’nın 2021 Tüik verilerine göre  merkez nüfusu 277 bin 270’dir. Aynı yılın Tüik verilerine göre trafiğe kayıtlı araç sayısı ise  221 bin 266’dır. Bir anlamda Kütahya’da araç sayısı neredeyse  insan sayısına  ulaşmak üzeredir. Bu haliyle bile,Kütahya’da  merkezde ikamet eden  nüfusu   örneğin,  otobüslere,kamyonlara,minibüslere,kamyonetlere,otomobillere, motosikletlere,traktörlere,özel amaçlı taşıtlara bindirerek   bir yerden bir yere nakledebilirsiniz. 
         Başka bir ifadeyle il sınırları içindeki yine 2021 Tüik verilerine göre  yaşayan  575 bin nüfusu  aynı araçlarla  üç vardiyada  taşıyabilirsiniz. 
         Bu kadar araç,Kütahya merkezde,  harf sırasına göre Altıntaş’ta,Aslanapa’da, Çavdarhisar’da,Domaniç’te,Dumlupınar’da,Emet’te,Gediz’de, Hisarcık’ta,Pazarlar’da, Simav’da,Şaphane’de ve de  en çok  TAVŞANLI’dadır. 
         Yetkililerin verdiği  rakamlara göre  Kütahya’daki araçların sayıları ;otomobil(110 bin 362),minibüs(3 bin 572),otobüs(1805),kamyonet( 28 bin 461),kamyon(7 bin 399),motosiklet(33 bin 867),traktör(35 bin 187),özel amaçlı taşıt(613) olarak toplam 221 bin 266’dır. 
         Kütahya,bir zamanlar özellikle Anavatan İktidarı döneminde   en çok araç filosunu Tavşanlı’nın S. S. Motorlu Taşıyıcılar  Kooperatifi ‘nde görmüştür. Binin üzerinde TIR,KAMYON filosuyla    bu kooperatif   devlet yollarında “ 43” plakayı adeta insanlara ezberletmiştir. Hele hele  bir ara TBMM Başkanıydı,çeşitli bakanlıklar yapmış hemşehrimiz Doç. Dr Mustafa Kalemli’nin iki kez yaptığı İçişleri Bakanlıkları döneminde   “ 43”plakalı araçların  bir ağırlığı,saygınlığı,geçiş üstünlüğü vardı. Yine Anap Dönemi’nde zamanın Enerji  ve Tabii Kaynaklar Bakanı Tavşanlı’yı ziyaret ettiğinde, sayın bakan Tavşanlı- Kütahya Karayolu’nun  25.nci km’sinde  onlarca Tır’ın  damperlerini havaya kaldırarak  oluşturduğu  bir Takın altından geçerek  Tavşanlı’ya  gelmişti. Bu güçlü araç filosundan bugün elde kalanların sayısı bir elin beş parmağı mesabesindedir. 
          Kütahya’yı büyük kentlere bağlayan(Ankara,İstanbul,Bursa,Afyonkarahisar, Uşak v.b)  karayolları  o eski karayolları değildir.  Kütahya’nın  ana yolları eskiden şose yollardı. Asfalt yollar yıllar içinde geldi.Tavşanlı-Kütahya arası bile bugün refüjlü,çift gidiş-geliş yollar arasındadır. 
          Kütahya Tarihi’nde  unutulmayan araçlar vardır.  Gedizli Pala’nın kamyonu, Kütahyalı Cafer’in  otomobili, Tavşanlılı Uçar Mehmet’in otobüsü, Mestan’ın Bursa’ya gidip gelen otobüsü,  merhum Cemal  Mani’nin  otomobili  ( 1 Kasım 1964 tarihinde evlendiğim gün  bu otomobille  eşimle birlikte  Bursa’ya gitmiştim)i, Carsan Mustafa’nın 8 silindirli Ford otomobili(bu otomobili merhum babam merhum amıcama satın almıştı)Tavşanlılı  merhum  Durmuş’un,  iş insanı merhum  Ahmet Yumurtacı’nın jeep’i(halen oğlu iş insanı Hüseyin Yumurtacı’nın evinin bir köşesindedir) Merhum  Madan Hüseyin’in oğlu Himmet’in kullandığı Landrower  jeep ,  Keklik Hüseyin’in jeep’i, Kalemiş İsmet’in jeep’i , Boyacıoğlu’nun jeep’i, Curaman Ahmet’in Jeep’i, Boşnak Zülfü’nün jeep’i,Halis Şentürk’ün jeep’i, Ali Demir’in jeep’i, İsmail Akarsu’nun jeep’i, Seliköylü H. Hüseyin’in jeep’i, Alagöz’ün abisi’nin jeep’i,  Tavşanlılılar’a yıllarca hizmet vermiştir.  Merhum avukat-hakim babam Hüsamettin Alpagut , merhum ünlü bayan hakim Fatma Mefharet  Tüzün (Bodrum Hakimi  olarak ünlenen  kendisine türküler yakılan  hakim)  ile birlikte keşfe  WİLLİS Jeep ile giderlerdi.  Merhum Polat Onat( merhum milletvekili Ahmet Kavuncu’nun damadı) babamın en güvendiği  jeep şoförlerindendi. O’nun jeep’iyle  sk sık  Emet  ve  Domaniç’e   duruşmalara giderdi.  Merhum  madenci Cemal Erkartal’ın da jeep’i ünlüydü.Genelde  tentesi açık dururdu.   Lafı gelmişken değinmeden geçemem; Tavşanlı pancar bölge şefleri, zaman içinde makam aracı olarak  çift atın çektiği faytona binerlerdi.  Tavşanlı Kaymakamlığı’nın  makam aracı Landrower  Jeep’i kullanan  merhum şoför  Ahmet Uzun ve  halen hayatta şoför Macit Ertekin   unutulmazlar arasındadır.Merhum Dübek Ahmet’in otomobili zamanın en gösterişli araçlarındandı.  Tavşanlı’da  nice ünlü kamyonlar bugün de  bir vesileyle hep anılır. Ford,İnter,Austın ,Hanomag, Bedford, Man  kamyonları  hangi şoförlerin  kullandıklarını dahi anımsıyorum.Tavşanlı’da en büyük araç mezarlığı GLİ Müessesesi’nin, Termik Santral’ın ve merhum İş insanı  Necati Ünal’ın araç mezarlarıydı.Bu araç mezarlarında  nice  dev hafriyat kamyonları, hafriyat  araç ve gereçleri vardı.  Hurdaların toplam değeri milyonlarla ölçülürdü. 
        Tavşanlı’da 13 çocuğu bir anda taşıyan merhum Gazozcu-kabzımal Veli’nin sepetli motosikleti de  ünlü araçlar arasındadır.  Merhum Şapcılı Hoca’nın kullandığı minibüs   ile seyahat edenler  yaşadıklarını anlata anlata bitiremezler.  Tavşanlı Halkı’nın uzun yıllar İstanbul’a taşıyan İnanöz Otobüsleri de anılardadır. Her gün akşamüstü Cumhuriyet Meydanı’ndan yüzlerce kişi tarafından Hacı uğurlar gibi uğurlanırlardı. Emetli Hatipoğlu’nun otobüsleri zaman içinde Emet ve Tavşanlı arasında binlerce yolcu taşımıştır. Tavşanlı’da Şevelli Otobüsleri de bir zamanlar  hizmet vermiştir.  Merhum Avukat Hüsnü Davutoğlu’nun , Mustafa Sözeri’nin, Dr. Sami Nizamoğlu’nun,Tepecikli Ziya Bal’ın,Ahmet Seven’in, Ziraat Yüksek Mühendisi    Akın Karaveyisoğlu’nun  , Çamçar Ahmet’in, Ordu Ahmet’in, Turan Ekiz’in, otomobilleri   zamanın en modern ve pahalı otomobilleriydi. 
         Halen Tavşanlı- Kütahya arasında bir anlamda Kamu hizmeti veren FİLİZ MİNİBÜSLERİ  zamanın modern araçlarındandır. 100’ün üzerinde minibüse sahip bu kooperatif  şehiriçi ve şehirdışı taşımacılığını başarıyla  sürdürmektedir.  Genelde Tavşanlı’daki Traktörler Harmandışı faaliyetlerde  eşya,inşaat malzemesi,gübre, büyük ve küçükbaş hayvan hatta yolcu taşımacılığında değerlendirilmektedir. Tavşanlı motosiklet açısından  zengin bir ilçedir.  Bir zamanlar merkep ve at kullanan kimseler artık motosiklet ve bisiklet kullanmaktadır. Lastik Sabri’nin Tavşanlı- Bursa arasında çalıştırdığı otobüs  ile ilgili  nice  nice hikayelerle  vardır.  Bir zamanların merhum  Çardaklı Köyü( halen mahalle)  imamı  Ballısaraylı  Süleyman Türk’ün kullandığı otomobil  şiddetli yağışlar sonunda   Balıkesir Köprüsü ile şimdiki  MYO arasını   göle döndürmüştü. Merhum imamın  okuyup üfleyerek otomobilini bir kayık gibi sürüp karşıya geçtiğini hatırlayanlar var. Tavşanlı’nın efsanelerinden Tepecikköylü Çolak’ın  pikapta yolculuk ederken tüfeğiyle uçan   kuşu  vurduğunu  söylerler. Zamanın Jandarma Komutanlarından Muzaffer Çavuş’un eşini motosikletinin arkasına bindirip Tunçbilek’e giderken  yarı yolda düşürdüğünü bugün de anımsayanlar var.
          Bir de konu açılmışken bir gerçekten söz etmekte yarar var; Tavşanlılı eski model araç kullanmayı sevmez.  Sık sık aracını değiştirir. Binlerce araca sahip ilçede neden bir araç pazarı olmadığı da merak konusudur.                            
    ORMANLARIMIZA GEREKEN HASSASİYETİ 
                                                               GÖSTERİYOR MUYUZ
           
       Orman; Ağaçlarla kaplı geniş alandır. Büyük korudur.Ülkemizin birçok yerinde büyük ormanlık alanlar ar. Ormanlarımızda ; Köknar, Ladin,Sarıçam,Sedir,Kayın, Meşe, Ihlamur,Karaağaç,Gürgen,Karayemiş, Akasya, Tungel veya  Döngel( Muşmula),Yabani Fındık, Hurma,Armut,Vişne, Kızılcık, Gülgülü, Kiraz,Kestane, Yabani Açelya, Orman Gülü, Cican Perçemi, Acı Yavşan, Geven, Güzel Avrat Otu, Ayi Çileği, Anadolu Şimşiri,Safran, Acı Çiğdem, Sıklemen, Dağ Sarımsağı, Karadeniz Defnesi, Kardelen, Böğürtlen, Kuş Hurma, Komar( Dağ Lalesi), Yabani Leylak, Peygamber Çiçeği, Horoz Gözü, Ak Çiçek, Bahar Dalı, Gelin Parmağı,Kafkas Hanımeli, Anadolu Hezeranı, Kedi Otu, Mavi Meyveli Ayı Üzümü, gibi ağaçlar,ağaçcıklar,çalı sınıfı ve endemik  bitkiler, çiçekler ve otlar vardır. 
       Bunların yanında; Geyik,Ceylan, Karaca, Boz Ayı, Kurt, Tilki, Çakal,Yaban Domuzu,Kirpi, Kaplumbağa,  Sansar, Kertenkele, Sincap, Yılan,Karınca, Arı, Kelebek, Üvez, Fare, Tavşan   gibi hayvanlar,sürüngenler, börtü-böcek vardır. Sadece bizim ormanlarımızda; 18 tür Meşe Ağacı  bulunmaktadır. Dünya’da bulunan 115 çam ağacı türünden birçoğu da ormanlarımızın  değerleridir.  
       Bakın son MARMARİS Yangı’nında bu saydığım ormanlarımızın vazgeçilmezlerinden çoğu yok olmuştur. Bu tam anlamıyla bir katliamdır. Üstelik anladığımıza göre bu değerleri yok eden de bir insandır.  Neymiş   efendim? Ailesiyle sorunları varmış ta kızmış ormanlarımızı yakmış. Bunu benim külahıma anlatırlar.  Sayın Cumhurbaşkanımızın  “ Orman Suçlarında ,özellikle orman yakanların idam edilmeleri gerektiği fikrine ben de katılıyorum.  Bu kadar canlıyı öldüreceksin sonra bir cezaevinin köşesinde  yan gelip yatacaksın. Bu devlet te seni doyuracak. Sana bakacak. Senin sağlığınla ilgilenecek. Oh! ne güzel dünya? 
       Evet,idam sözcüğü soğukbir sözcük. Ama böyle durumlarda  ormanları katledenlerin kafasını uçurmak ta helaldir.  Hem de binlerin önünde sallandıracaksın.  Hileli inşaat yapan müteahhiti de idam edeceksin.  Halkın içme ve kullanma suyunu kirleten,zehirleyenleri de idam edeceksin.  İnsanların  bir şeylerden korkmaları gerekir.
      Yurdumuzun neresinde bir yatır varsa  o yatırların etrafında mutlaka yeşil bir şerit vardır. Hatta hatta insanları uyarmışlardır;”Sakın ola bu yatırın etrafındaki ağaçları kesme,çoluğundan çocuğundan,malından mülkünden olursun”. Veya;” Seni korkuturlar,huzursuz olursun” gibi şeyler   söyleyerek   insanların  ağaçlara,yeşile zarar vermeleri önlenir.  Niçin Şanlıurfa’daki Halilül Rahman Havuzu’ndaki kutsal balıkları tutup yemiyorlar? Niçin Tavşanlı’da Moymul Mahallesi’nde  Balıklı Havuz’daki kutsal balıklar  bugüne kadar  rahatsız edilmemiştir?  Dedim ya,insanların bir şeyden korkmaları gerekir.  Allah’tan korkmuyorlar ise bir şeylerden mutlaka korkmaları şarttır.
      İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener bile.” Orman Kundaklamak terör suçu sayılsın. Orman Yakanlar terör suçlusu sayılsın”demiyor mu? İstanbul’u fetheden Faih Sultan Mehmet Han bile “ Yaş kesinin başını keserim”dememiş midir? Yüce Peygamberimiz Hz. Muhammet ‘in”Yarın kıyamet kopacağını bilseniz bile elinizdeki fidanı toprakla buluşturun” mealinde Hadis-i şerifleri yok mu? 
      İstanbul Üniversitesi  Cerrahpaşa Orman Fakültesi Öğretim Üyesi sayın Prof. Dr. Doğanay Tolunay’ın TV’ de  açıklamaların dinledim.  Orman yangınlarının 90’nının insan kaynaklı olduğunu ifade ediyor. Kalıyor geriye 10 Bu da  Yıldırım düşmesi,kuruyan orman örtüsünün aşırı sıcaklarla tutuşması , piknik alanlarına cam ürünlerin gelişi güzel atılması,  yakılan piknik ocaklarının söndürülmemesi, sönmemiş sigara izmaritlerinin oraya buraya atılması,  olumsuz hava koşulları( Havaların çok sıcak oluşu v.b sebepler).Hiç bir hayvan orman yangını çıkaramaz.  Sayın profesör Tolunay’ın  dediklerine kulak verelim:”  Her yıl 2700  civarında orman yangını çıkıyor. Bunların  söndürmek için  her alanda uzmanlaşmış elemanlara gerek var.  Orman yangınlarına havadan müdahale doğrudur. Ama yangının sonlandırılması için  karadan müdahale gerekmektedir. Ormanlarımıza yeterli orman yollarının açılması şarttır.  Ateşle mücadele kabiliyeti olan zırhlı ,ateşe dayanıklı araçlar  kesinlikle   bulunmalıdır. Ormanlar özellikle  yaz aylarında  ısıyı 5-8 derece düşürmektedir.Kışın  ısıyı 1-3 derece artırmaktadır. Ülkemizdeki orman varlığımız  22 milyon 900 bin  hektar.Bu miktar her büyük yangında biraz daha azalıyor. 28 Orman Bölge Müdürlüğümüz 2140 Orman İşletme Şefliğimiz Ormanlarımızın  korunması,genişletilmesi,yenilenmesi konusunda çalışıyor.   2020 itibariyle ülkemizde  Orman Teşkilatımızda  15 bin 334 memur, 5564 sözleşmeli personel, 9 bin 89  sürekli  orman işçisi, 8 bin 197 geçici  orman işçisi,toplamda 38 bin 200 kişi görev yapıyor.  Orman yangınlarının ülkemizde  46.8’i ihmal, 9.4’ü kaza,11’i doğal, 24.7’si bilinmeyen nedenlerden  çıkıyor.  Orman Kanunu 1954 yılında çıkarıldı.  2021’e kadar tam 42 defa değiştirildi.  27’si 2003-2012 yılları arasında yapıldı. Ormanlarımız yılda 2 milyar 100 milyon ton karbondioksiti yok ediyor. 
        Önemli bir husus ta ,yanan orman alanlarının yeniden ihya edilerek tekrar ormanlaştırılmasıdır.Yanan orman alanlarına kesinlikle inşaat yapılmamalı,buraları kesinlikle doğal haliyleg elecek kuşaklara bırakılmalıdır. 
        Tüm milletimize geçmiş olsun. Allah bir daha bu cennet ormanlarımıza  zarar verenlere  fırsat vermesin. Bu dileyelim son olsun. 

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Tüm Yazıları