BİR BABALAR GÜNÜ DAHA GEÇTİ
Bülent Alpagut
- 05062218413 BİR BABALAR GÜNÜ DAHA GEÇTİ
Baba;Bir çocuğun dünyaya gelmesine sebep olan erkeğe, çocuk sahibi adama,halk arasında yaygın olarak kullanılan” peder” e denir. Baba aynı zamanda,koruyucu olan kimsedir. Bazı kişilere” Fukara babası”,bazılarına “Milletin babası “ derler ya,örneğin 1972-1992 yılları arasında Tavşanlı Atatürk İlkokulu’nda sınıf öğretmeniyken,yan görev olarak protokol Amirliği,Törenler Komutanlığı ve sunuculuk görevlerini de yaptığım için Doğu Anadolu Bölgesi’nden özelikle Van’ın Erciş İlçesi, Yukarıçökek Köyü’ndenTavşanlı’ya tavuk tesislerinde çalışmak için gelen Kürt yurttaşlarımıza karınca kararınca yardımlarda bulunduğum için ben de Kürt yurttaşlarımızın” Bülo Babası”ydım.
Bir şeyin meydana gelmesine sebep olan, bir mesleğin veya işin kurucusu veya ustası durumundaki kimselere de “ Baba” denilmiştir. Birçok yerde gençler,yaşlılara saygı göstergesi olarak “ Baba” sözcüğünü kullanır. Örnek verilecek olursa; Bir zamanlar GLİ Müessesesi’nin şube müdürlerinden halen emekli Ravi Hacıalioğlu’na bir çoğumuz bugün dahi “ Babacığım” diye hitabederiz. Bu kendisini seven küçüklerinin,dostlarının,arkadaşlarının,sevdiklerinin yüreğinden gelir.
“ Babalar Günü “ münasebetiyle aradığım tüm babalara özellikle dikkat etmişimdir. Bir kısmı evliydi ama çocuksuzdu. Dolayısiyle “ Baba” değildi. “Ailenin Babası” denildiğinde o ailede mutlaka çocuk ta olmalıdır.”Baba” sözcüğü, yaşlı erkeklere, hitabedilirken de kullanılır.” Mehmet Baba nasılsın?” gibi. Teklifsiz bir konuşmada:” Baba,biraz hızlı yürüsen iyi olur” cümlesinde olduğu gibi. Reşat Ekrem Koçu eserinin bir yerinde.” Bektaşi Şeyhi;Bektaşiler, xıx asır başından itibaren”dede” karşılığı”baba” bilhassa kullandılar” cümlesine yer vermiştir.
“Baba” sözcüğü, Tarikat büyüklerine ,manevi mertebe sahiplerine verilen ünvandır. Ekrem H. Ayverdi eserinin bir bölümünde “baba”sözcüğüne de yer vermiştir. Eğer bu taç türbede mevcut bir numuneye göre yapılmış ise dilim sayısı, biçim ve nispet Kadirilere uyduğuna göre İdris Baba’nın Kadiri olması lazım gelmektedir” der. Mehmet Z. Pekalın esirinin bir yerinde “baba” sözcüğüne yer verir. “Baba unvanlı sofilere İran’da,bilhassa xıı asırdan başlayarak en fazla da Azerbaycan’da ve Tebriz’de rastlanıyor”der. “ Baba” sözcüğünün yasa dışı ve gizli işler yapan çete başları için de kullanıldığını biliyoruz. “Baba “ sözcüğü genel olarak, babalık vasıflarını taşıyan,baba gibi sevilip sayılan (kimse) kişi adlarının önüne getirilerek te kullanılmaktadır.” Baba Recep,Baba Tahir,Baba Nuri” gibi.
Ben en çok “ Baba adam” ifadesini severim. İyi kalpli ,olgun,ağır başlı güvenilir erkekler için kullanılır. “ Baba bir”ifadesi, Aynı babadan, ayrı annelerden dünyaya gelen kardeşler için kullanılır. “ Baba değil, tırabzan babası” ifadesi, çocuklarına karşı görevlerini yapmayan, babalar için söylenir. “ Baba dostu” ifadesi, Güvenilir, vefalı aile dostları için kullanılır. “Baba evi” ifadesi, Bir kimsenin ailesiyle çocukluğunu geçirdiği ev, baba ocağı için kullanılır. “ Baba ocağı” ifadesi, Baba evi için kullanılır. “ Baba olmak” ifadesi, bir çocuğu dünyaya gelen erkekler için kullanılır. “ Baba tarafı” ifadesi, baba tarafından olan akrabalar için kullanılır. “ Baba yurdu” ifadesi ,Dedelerden kalan ev, yer,arazi,bahçe için kullanılır.Hay Allah razı olsun,,ne güzel söyledin ifadelerinin karşılığı:” Babana rahmet”ifadesidir. Babanın ruhunu şad etmek için” Babanın ruhu için”denilir. Sırf iyilik olsun diyerek menfaat gözetmeksizin yapılanlara:” Babasının ruhuna “ deriz.
“Baba” sözcüğünden türetilmiş sözcükler de vardır. Babacan,babacanlaşmak, babacanlık, babaç, babaçko, babadalya, babafingo, babahindi(genelde maçlarda taraftarlarca kullanılır. Örneğin futbol karşılaşmasında gol atıldığında taraftarlar böyle bağırırlar. Babai, Babailik, babaköş,babalanmak, babalı, babalık, babasız, Baba Tahir, Baba Tatlısı, Baba Torik,Babayani, Babayanilik,Babayiğitlik sözcükleri içinde “ Baba” sözcüğü vardır.
Her yıl artık hemen hemen bütün dünya ülkelerinin insanları “ Babalar Günü” de kutlamaya başladı.Babalarımızın evlerimizin direği olduğunu biliyoruz. Allah hiçbir aileyi babasız bırakmasın. Baba bir çınar ağacıdır. Gölgesi tüm aile bireyleri için huzur,güven,mutluluktur. Nasıl kaptanı olmayan her gemi için rüzgarlar,fırtınalar,kasırgalar bir tehlikeyse,babasız aileler için de durum aynıdır. Babasız evler muma benzerler. Babalı evler güneş gibi parlar. Her evin çilesi vardır. Bu çileyi anneler ve babalar birlikte çekerler. Anne çocuğa bakar. Baba evin ihtiyaçlarını temin eder. Yerinde babalar durmadan çalışırlar. Evlerine ekmek götürmek için çabalarlar. Bir ailede annenin de,babanın da emeği vardır. Elmanın yarısı anne,yarısı babadır. Her aile bireyi annesi,babası için derledikleri çiçekleri onların yollarına sermelidir. Sevgi dolu türküleri onlara söylemelidir.Doğru söylerler; Annelerin bedduası tutmazmış. Ama babaların bedduasından kaçınmak gerekir. Baba evlatlarına,yakınlarına beddua eder mi? Eder. Allah ,hiçbir kimseyi baba bedduasına uğratmasın. Baba hakkı,hakların en önemlilerindendir. Bütün babalara nice huzurlu,sağlıklı,mutlu,bereketli yıllar diliyorum.
“””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””””
2022 OCAK AYI SONU İTİBARİYLE TÜİK VERİLERİNE
GÖRE KÜTAHYA’DA ARAÇ SAYISI
Kütahya’nın 2021 Tüik verilerine göre merkez nüfusu 277 bin 270’dir. Aynı yılın Tüik verilerine göre trafiğe kayıtlı araç sayısı ise 221 bin 266’dır. Bir anlamda Kütahya’da araç sayısı neredeyse insan sayısına ulaşmak üzeredir. Bu haliyle bile,Kütahya’da merkezde ikamet eden nüfusu örneğin, otobüslere,kamyonlara,minibüslere,kamyonetlere,otomobillere, motosikletlere,traktörlere,özel amaçlı taşıtlara bindirerek bir yerden bir yere nakledebilirsiniz.
Başka bir ifadeyle il sınırları içindeki yine 2021 Tüik verilerine göre yaşayan 575 bin nüfusu aynı araçlarla üç vardiyada taşıyabilirsiniz.
Bu kadar araç,Kütahya merkezde, harf sırasına göre Altıntaş’ta,Aslanapa’da, Çavdarhisar’da,Domaniç’te,Dumlupınar’da,Emet’te,Gediz’de, Hisarcık’ta,Pazarlar’da, Simav’da,Şaphane’de ve de en çok TAVŞANLI’dadır.
Yetkililerin verdiği rakamlara göre Kütahya’daki araçların sayıları ;otomobil(110 bin 362),minibüs(3 bin 572),otobüs(1805),kamyonet( 28 bin 461),kamyon(7 bin 399),motosiklet(33 bin 867),traktör(35 bin 187),özel amaçlı taşıt(613) olarak toplam 221 bin 266’dır.
Kütahya,bir zamanlar özellikle Anavatan İktidarı döneminde en çok araç filosunu Tavşanlı’nın S. S. Motorlu Taşıyıcılar Kooperatifi ‘nde görmüştür. Binin üzerinde TIR,KAMYON filosuyla bu kooperatif devlet yollarında “ 43” plakayı adeta insanlara ezberletmiştir. Hele hele bir ara TBMM Başkanıydı,çeşitli bakanlıklar yapmış hemşehrimiz Doç. Dr Mustafa Kalemli’nin iki kez yaptığı İçişleri Bakanlıkları döneminde “ 43”plakalı araçların bir ağırlığı,saygınlığı,geçiş üstünlüğü vardı. Yine Anap Dönemi’nde zamanın Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Tavşanlı’yı ziyaret ettiğinde, sayın bakan Tavşanlı- Kütahya Karayolu’nun 25.nci km’sinde onlarca Tır’ın damperlerini havaya kaldırarak oluşturduğu bir Takın altından geçerek Tavşanlı’ya gelmişti. Bu güçlü araç filosundan bugün elde kalanların sayısı bir elin beş parmağı mesabesindedir.
Kütahya’yı büyük kentlere bağlayan(Ankara,İstanbul,Bursa,Afyonkarahisar, Uşak v.b) karayolları o eski karayolları değildir. Kütahya’nın ana yolları eskiden şose yollardı. Asfalt yollar yıllar içinde geldi.Tavşanlı-Kütahya arası bile bugün refüjlü,çift gidiş-geliş yollar arasındadır.
Kütahya Tarihi’nde unutulmayan araçlar vardır. Gedizli Pala’nın kamyonu, Kütahyalı Cafer’in otomobili, Tavşanlılı Uçar Mehmet’in otobüsü, Mestan’ın Bursa’ya gidip gelen otobüsü, merhum Cemal Mani’nin otomobili ( 1 Kasım 1964 tarihinde evlendiğim gün bu otomobille eşimle birlikte Bursa’ya gitmiştim)i, Carsan Mustafa’nın 8 silindirli Ford otomobili(bu otomobili merhum babam merhum amıcama satın almıştı)Tavşanlılı merhum Durmuş’un, iş insanı merhum Ahmet Yumurtacı’nın jeep’i(halen oğlu iş insanı Hüseyin Yumurtacı’nın evinin bir köşesindedir) Merhum Madan Hüseyin’in oğlu Himmet’in kullandığı Landrower jeep , Keklik Hüseyin’in jeep’i, Kalemiş İsmet’in jeep’i , Boyacıoğlu’nun jeep’i, Curaman Ahmet’in Jeep’i, Boşnak Zülfü’nün jeep’i,Halis Şentürk’ün jeep’i, Ali Demir’in jeep’i, İsmail Akarsu’nun jeep’i, Seliköylü H. Hüseyin’in jeep’i, Alagöz’ün abisi’nin jeep’i, Tavşanlılılar’a yıllarca hizmet vermiştir. Merhum avukat-hakim babam Hüsamettin Alpagut , merhum ünlü bayan hakim Fatma Mefharet Tüzün (Bodrum Hakimi olarak ünlenen kendisine türküler yakılan hakim) ile birlikte keşfe WİLLİS Jeep ile giderlerdi. Merhum Polat Onat( merhum milletvekili Ahmet Kavuncu’nun damadı) babamın en güvendiği jeep şoförlerindendi. O’nun jeep’iyle sk sık Emet ve Domaniç’e duruşmalara giderdi. Merhum madenci Cemal Erkartal’ın da jeep’i ünlüydü.Genelde tentesi açık dururdu. Lafı gelmişken değinmeden geçemem; Tavşanlı pancar bölge şefleri, zaman içinde makam aracı olarak çift atın çektiği faytona binerlerdi. Tavşanlı Kaymakamlığı’nın makam aracı Landrower Jeep’i kullanan merhum şoför Ahmet Uzun ve halen hayatta şoför Macit Ertekin unutulmazlar arasındadır.Merhum Dübek Ahmet’in otomobili zamanın en gösterişli araçlarındandı. Tavşanlı’da nice ünlü kamyonlar bugün de bir vesileyle hep anılır. Ford,İnter,Austın ,Hanomag, Bedford, Man kamyonları hangi şoförlerin kullandıklarını dahi anımsıyorum.Tavşanlı’da en büyük araç mezarlığı GLİ Müessesesi’nin, Termik Santral’ın ve merhum İş insanı Necati Ünal’ın araç mezarlarıydı.Bu araç mezarlarında nice dev hafriyat kamyonları, hafriyat araç ve gereçleri vardı. Hurdaların toplam değeri milyonlarla ölçülürdü.
Tavşanlı’da 13 çocuğu bir anda taşıyan merhum Gazozcu-kabzımal Veli’nin sepetli motosikleti de ünlü araçlar arasındadır. Merhum Şapcılı Hoca’nın kullandığı minibüs ile seyahat edenler yaşadıklarını anlata anlata bitiremezler. Tavşanlı Halkı’nın uzun yıllar İstanbul’a taşıyan İnanöz Otobüsleri de anılardadır. Her gün akşamüstü Cumhuriyet Meydanı’ndan yüzlerce kişi tarafından Hacı uğurlar gibi uğurlanırlardı. Emetli Hatipoğlu’nun otobüsleri zaman içinde Emet ve Tavşanlı arasında binlerce yolcu taşımıştır. Tavşanlı’da Şevelli Otobüsleri de bir zamanlar hizmet vermiştir. Merhum Avukat Hüsnü Davutoğlu’nun , Mustafa Sözeri’nin, Dr. Sami Nizamoğlu’nun,Tepecikli Ziya Bal’ın,Ahmet Seven’in, Ziraat Yüksek Mühendisi Akın Karaveyisoğlu’nun , Çamçar Ahmet’in, Ordu Ahmet’in, Turan Ekiz’in, otomobilleri zamanın en modern ve pahalı otomobilleriydi.
Halen Tavşanlı- Kütahya arasında bir anlamda Kamu hizmeti veren FİLİZ MİNİBÜSLERİ zamanın modern araçlarındandır. 100’ün üzerinde minibüse sahip bu kooperatif şehiriçi ve şehirdışı taşımacılığını başarıyla sürdürmektedir. Genelde Tavşanlı’daki Traktörler Harmandışı faaliyetlerde eşya,inşaat malzemesi,gübre, büyük ve küçükbaş hayvan hatta yolcu taşımacılığında değerlendirilmektedir. Tavşanlı motosiklet açısından zengin bir ilçedir. Bir zamanlar merkep ve at kullanan kimseler artık motosiklet ve bisiklet kullanmaktadır. Lastik Sabri’nin Tavşanlı- Bursa arasında çalıştırdığı otobüs ile ilgili nice nice hikayelerle vardır. Bir zamanların merhum Çardaklı Köyü( halen mahalle) imamı Ballısaraylı Süleyman Türk’ün kullandığı otomobil şiddetli yağışlar sonunda Balıkesir Köprüsü ile şimdiki MYO arasını göle döndürmüştü. Merhum imamın okuyup üfleyerek otomobilini bir kayık gibi sürüp karşıya geçtiğini hatırlayanlar var. Tavşanlı’nın efsanelerinden Tepecikköylü Çolak’ın pikapta yolculuk ederken tüfeğiyle uçan kuşu vurduğunu söylerler. Zamanın Jandarma Komutanlarından Muzaffer Çavuş’un eşini motosikletinin arkasına bindirip Tunçbilek’e giderken yarı yolda düşürdüğünü bugün de anımsayanlar var.
Bir de konu açılmışken bir gerçekten söz etmekte yarar var; Tavşanlılı eski model araç kullanmayı sevmez. Sık sık aracını değiştirir. Binlerce araca sahip ilçede neden bir araç pazarı olmadığı da merak konusudur.
ORMANLARIMIZA GEREKEN HASSASİYETİ
GÖSTERİYOR MUYUZ
Orman; Ağaçlarla kaplı geniş alandır. Büyük korudur.Ülkemizin birçok yerinde büyük ormanlık alanlar ar. Ormanlarımızda ; Köknar, Ladin,Sarıçam,Sedir,Kayın, Meşe, Ihlamur,Karaağaç,Gürgen,Karayemiş, Akasya, Tungel veya Döngel( Muşmula),Yabani Fındık, Hurma,Armut,Vişne, Kızılcık, Gülgülü, Kiraz,Kestane, Yabani Açelya, Orman Gülü, Cican Perçemi, Acı Yavşan, Geven, Güzel Avrat Otu, Ayi Çileği, Anadolu Şimşiri,Safran, Acı Çiğdem, Sıklemen, Dağ Sarımsağı, Karadeniz Defnesi, Kardelen, Böğürtlen, Kuş Hurma, Komar( Dağ Lalesi), Yabani Leylak, Peygamber Çiçeği, Horoz Gözü, Ak Çiçek, Bahar Dalı, Gelin Parmağı,Kafkas Hanımeli, Anadolu Hezeranı, Kedi Otu, Mavi Meyveli Ayı Üzümü, gibi ağaçlar,ağaçcıklar,çalı sınıfı ve endemik bitkiler, çiçekler ve otlar vardır.
Bunların yanında; Geyik,Ceylan, Karaca, Boz Ayı, Kurt, Tilki, Çakal,Yaban Domuzu,Kirpi, Kaplumbağa, Sansar, Kertenkele, Sincap, Yılan,Karınca, Arı, Kelebek, Üvez, Fare, Tavşan gibi hayvanlar,sürüngenler, börtü-böcek vardır. Sadece bizim ormanlarımızda; 18 tür Meşe Ağacı bulunmaktadır. Dünya’da bulunan 115 çam ağacı türünden birçoğu da ormanlarımızın değerleridir.
Bakın son MARMARİS Yangı’nında bu saydığım ormanlarımızın vazgeçilmezlerinden çoğu yok olmuştur. Bu tam anlamıyla bir katliamdır. Üstelik anladığımıza göre bu değerleri yok eden de bir insandır. Neymiş efendim? Ailesiyle sorunları varmış ta kızmış ormanlarımızı yakmış. Bunu benim külahıma anlatırlar. Sayın Cumhurbaşkanımızın “ Orman Suçlarında ,özellikle orman yakanların idam edilmeleri gerektiği fikrine ben de katılıyorum. Bu kadar canlıyı öldüreceksin sonra bir cezaevinin köşesinde yan gelip yatacaksın. Bu devlet te seni doyuracak. Sana bakacak. Senin sağlığınla ilgilenecek. Oh! ne güzel dünya?
Evet,idam sözcüğü soğukbir sözcük. Ama böyle durumlarda ormanları katledenlerin kafasını uçurmak ta helaldir. Hem de binlerin önünde sallandıracaksın. Hileli inşaat yapan müteahhiti de idam edeceksin. Halkın içme ve kullanma suyunu kirleten,zehirleyenleri de idam edeceksin. İnsanların bir şeylerden korkmaları gerekir.
Yurdumuzun neresinde bir yatır varsa o yatırların etrafında mutlaka yeşil bir şerit vardır. Hatta hatta insanları uyarmışlardır;”Sakın ola bu yatırın etrafındaki ağaçları kesme,çoluğundan çocuğundan,malından mülkünden olursun”. Veya;” Seni korkuturlar,huzursuz olursun” gibi şeyler söyleyerek insanların ağaçlara,yeşile zarar vermeleri önlenir. Niçin Şanlıurfa’daki Halilül Rahman Havuzu’ndaki kutsal balıkları tutup yemiyorlar? Niçin Tavşanlı’da Moymul Mahallesi’nde Balıklı Havuz’daki kutsal balıklar bugüne kadar rahatsız edilmemiştir? Dedim ya,insanların bir şeyden korkmaları gerekir. Allah’tan korkmuyorlar ise bir şeylerden mutlaka korkmaları şarttır.
İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener bile.” Orman Kundaklamak terör suçu sayılsın. Orman Yakanlar terör suçlusu sayılsın”demiyor mu? İstanbul’u fetheden Faih Sultan Mehmet Han bile “ Yaş kesinin başını keserim”dememiş midir? Yüce Peygamberimiz Hz. Muhammet ‘in”Yarın kıyamet kopacağını bilseniz bile elinizdeki fidanı toprakla buluşturun” mealinde Hadis-i şerifleri yok mu?
İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Orman Fakültesi Öğretim Üyesi sayın Prof. Dr. Doğanay Tolunay’ın TV’ de açıklamaların dinledim. Orman yangınlarının 90’nının insan kaynaklı olduğunu ifade ediyor. Kalıyor geriye 10 Bu da Yıldırım düşmesi,kuruyan orman örtüsünün aşırı sıcaklarla tutuşması , piknik alanlarına cam ürünlerin gelişi güzel atılması, yakılan piknik ocaklarının söndürülmemesi, sönmemiş sigara izmaritlerinin oraya buraya atılması, olumsuz hava koşulları( Havaların çok sıcak oluşu v.b sebepler).Hiç bir hayvan orman yangını çıkaramaz. Sayın profesör Tolunay’ın dediklerine kulak verelim:” Her yıl 2700 civarında orman yangını çıkıyor. Bunların söndürmek için her alanda uzmanlaşmış elemanlara gerek var. Orman yangınlarına havadan müdahale doğrudur. Ama yangının sonlandırılması için karadan müdahale gerekmektedir. Ormanlarımıza yeterli orman yollarının açılması şarttır. Ateşle mücadele kabiliyeti olan zırhlı ,ateşe dayanıklı araçlar kesinlikle bulunmalıdır. Ormanlar özellikle yaz aylarında ısıyı 5-8 derece düşürmektedir.Kışın ısıyı 1-3 derece artırmaktadır. Ülkemizdeki orman varlığımız 22 milyon 900 bin hektar.Bu miktar her büyük yangında biraz daha azalıyor. 28 Orman Bölge Müdürlüğümüz 2140 Orman İşletme Şefliğimiz Ormanlarımızın korunması,genişletilmesi,yenilenmesi konusunda çalışıyor. 2020 itibariyle ülkemizde Orman Teşkilatımızda 15 bin 334 memur, 5564 sözleşmeli personel, 9 bin 89 sürekli orman işçisi, 8 bin 197 geçici orman işçisi,toplamda 38 bin 200 kişi görev yapıyor. Orman yangınlarının ülkemizde 46.8’i ihmal, 9.4’ü kaza,11’i doğal, 24.7’si bilinmeyen nedenlerden çıkıyor. Orman Kanunu 1954 yılında çıkarıldı. 2021’e kadar tam 42 defa değiştirildi. 27’si 2003-2012 yılları arasında yapıldı. Ormanlarımız yılda 2 milyar 100 milyon ton karbondioksiti yok ediyor.
Önemli bir husus ta ,yanan orman alanlarının yeniden ihya edilerek tekrar ormanlaştırılmasıdır.Yanan orman alanlarına kesinlikle inşaat yapılmamalı,buraları kesinlikle doğal haliyleg elecek kuşaklara bırakılmalıdır.
Tüm milletimize geçmiş olsun. Allah bir daha bu cennet ormanlarımıza zarar verenlere fırsat vermesin. Bu dileyelim son olsun.