25 Mart 2022 - Cuma
S İ T E M
Yazar - Bülent Alpagut
Okuma Süresi: 18 dk.
1172 okunma
Bülent Alpagut
- 05062218413OKULLARIMIZ İÇİN
BEKÇİ UYGULAMASI BAŞLATILIRSA
YENİ BİR İSTİHDAM KAPISI
ARALANABİLİR
Sayın valimiz Ali Çelik Bey’in yerel basına düşen bir açıklaması bir öğretmen olarak beni de sevindirdi.Kütahya’da 2021-2022 Eğitim ve Öğretim yılı 2. yarıyılının güven ve huzur içinde sürdürülmesi için “ Okul Güvenliği Hazırlık Toplantısı”nda Kütahya’da mevcut 373 okulun 331’inde güvenlik kamerası bulunduğunu açıklayan sayın valimiz,kamerasız okulların da güvenlik durumlarının değerlendirileceğini,gerekli planlamaların yapılacağını ve çalışmaların hızlı bir şekilde tamamlanmasını istemiş.
Demek oluyor ki; Kütahya’da bu konuda gereken yapılmış.Bunun tüm ülke genelinde yapılması da sonuç itibariyle olumlu sonuçları da berabere getirecektir. Camilerin zaman zaman soyulduğu gibi okullarımız da soyuluyor. Öğrencilerimize sunulan hizmetler kendini bilmezlerin eline geçiyor.Ben yıllardan beri okullarımızın geceleri bir bekçi tarafından beklenmesini savunanlardanım. Binlerce okulun birer bekçi tarafından beklenmesi aynı zamanda istihdam da yaratacaktır. Bu bekçilerin eğitim görmüş,eli silah tutan, bilinçli insanlardan oluşturulması ayrı bir önem arzetmektedir. Birçok güvenlik kurslarımız var. Bu kursları başarıyla bitirenlere sertifika veriliyor. Ordudan terhis olmuş binlerce eğitimli askerimiz var. İş bulamayan yüksek tahsilli çocuklarımız var. Okullarımıza atanacak bu güvenlikçiler sayesinde hem okullarımız talandan kurtarılmış hem de devlet malı korunmuş olacaktır. Diyelim ki Kütahya’da 373 okulumuz var. Bu okullara birer bekçi alınırsa bu kadar güvenlikçi de kendisine bir ekmek kapısı aralamış olacaktır. İstenilirse bu okul bekçilerini illerin sayın valilerinin başkanlığında bir komisyon bile belirleyebilir. Hatta maaş veya ücretleri il içindeki kurum ve kuruluşlarca karşılanabilir.
Devriye ekip konusu da önemli. Sayın valimizin açıklamalarına göre 361 Güvenli Eğitim Koodinasyon Görevlisi ve 66 Devriye Ekip görevlendirilmiş. Tertemiz yavrularımızı bir şekilde tuzağa düşürmek isteyen uyuşturucu satıcıları için okullar bulunmayacak bir ortamdır. Çocuklarımızı okullarına kadar bir şekilde gönderiyor veya götürüyoruz. Okulun kapısından girdikten sonra sıra okul yönetimine ve öğretmenlerimize düşüyor. Bir öğretmenin yüzlerce öğrenciyi kontrol etmesi kolay bir şey değildir. Okullarımızın çoğunda çevre duvarları var. Girişlerde de kapı bulunuyor. Bu kapılarda genelde büyük öğrencilere münavebe ile görev veriliyor. Bu uygulama ülkemizde tüm okullarımıza yaygınlaştırılmalıdır. Çocuklar önce ailelere,sonra öğretmenlere,sonra da devletimizin kolluk kuvvetlerine ,dahası Allah’a emanettir.
Sayın valimiz, il genelindeki 373 okulda her türlü olumsuzluktan korunmaları, karşılaşabilecekleri risklerin önlenmesi için herkesin büyük bir hassasiyet içinde olmaları gerektiğini, her bireyin üzerine düşen sorumluluğu hmek zorunda olması gerektiğini,güvenli okullarımız için okul ve yakın çevresi için bir risk haritası hazırlanması talimatını vermişler.Böylelikle il merkezi ve tüm ilçelerde hazırlanacak haritaların öğrenci ve okul güvenliğini etkileyeceği muhakkaktır. Bu risk haritalarının hazırlanmasında ilçelerde sayın kaymakamlar, Jandarma, Emniyet, Milli Eğitim Müdürlüğü,Okul müdür ve öğretmenleri,kul Aile Birlikleri ve Okul Koruma Dernekleri,hatta muhtarlarımızın birlikte çalışmaları olumlu sonuçları da beraberinde getirecektir.
Çocuklarımızı sadece Allah’a emanet etmemiz yetmez. Allah akıl vermiş,fikir vermiş. Bizlere ne yapacağımızı göstermiş. Okullarımızı,öğrencilerimizi tehdit eden her olumsuzluğu kaynağında yok etmek zorundayız.
Ben sayın valmizden hassaten rica ediyorum, Kütahya Türkiye’de ilk defa okullarına bekçi görevlendiren il olarak tarihe geçsin. Kütahya bu konuda pilot il olsun. Örnek olsun. Daha sonra bu uygulama ülke genelinde yaygınlaştırılsın.Beş saygıdeğer milletvekilimiz var. Bir araya gelip müştereken TBMM’sine bir yasa teklifi sunsunlar. Ülke genelimizde her okulumuza bir bekçi istihdamı sağlansın. Buna iktidar ve muhalefet partilerinden hiçbir milletvekili”hayır” demeyecektir. Bu istihdam edileceklerin maaş ve ücretleri Özel İdare-Belediye- Kurum ve Kuruluş ve diğerlerinin katkılarıyla da ödenebilir. Bir havuzda toplanan paralar bir devlet birimi tarafından bu görevlilere her ay muntazaman ödenebilir. Okullarımız sömestre tatillerinde,büyük tatillerde de boş kalıyor. Bir kuyumcu dahi işyerini korumak için yeri geldiğinde birini görevlendiriyor. En azından işyerini koruyor. Biz devletimizin ,kurum ve kuruluşlarımızın,vakıflarımızın,derneklerimizin,dalarımızın,sendikalarımızın ve diğerlerinin Türk Milli Eğitimi’ne sunduğu taşınmazları bal gibi koruyabiliriz. Sayın valimizin hassasiyetlerine teşekkür ediyorum. Sayın valimiz haklıdır. Teşhisleri de tamamen yerinde ve doğrudur.
Bu arada Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği(TOBB) Ulusal Eğitime katkı Protokol Töreni gerçekleştirmiş.TOBB İkiz Kuleler Konferans Salonun’nda gerçekleştirilen konferansta ,TOBB’nin 154 ilçeye 154 yeni okul kazandıracağı müjdesi verilmiş. Sayın TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu Türkiye’nin öncelikli meseleleri arasında Eğitimin önemine değinerek.”Bu bizim 20 yıldır gündemimizdeki bir konudur” diyerek alkış almış. Ben de TOBB tarafından başlatılan bu girişimin çok anlamlı ve değerli olduğunu ifade etmek isterim. Öğrendiğim kadarıyla TOBB tarafından Türkiye’ye kazandırılan eğitim tesisi sayısı 307’ye ulaşmış. Gençlerimizin geleceğiyle ilgili bu çabalarından ötürü değerli kuruluşumuzun sayın başkanı Hisarcıklıoğlu’nun şahsında tüm TOBB mensuplarını saygıyla selamlıyorum.
S İ T E M
Sitem;Bir kimseye ,herhangi bir davranışından dolayı üzüldüğünü,kırıldığını,alındığını öfkelenmeden belirtme, dostça çıkışmadır. Sitem etmek(eylemek) bir kimseye dostça çıkışmak ,kırıldığını,üzüldüğünü belirtmektir.Bu kadar çok,yoğun bir sürü konu varken bu yazımı neden yazdım? KÜTAHYA EKSPRES’te Esra Sürek kardeşim bir haber geçmiş.”Mustafa Kalemli’nin ismi Domaniç’te bir caddeye verildi” başlıklı bu haber beni hem sevindirdi,hem de üzdü.Sevindim; Çünkü Kütahya’nın Domaniç İlçesi Belediyesi geçtiğimiz Şubat Ayı Meclis Toplantı’sında Belediye Başkanı Sahvet Ertürk’ün gündeme getirdiği TBMM eski başkanlarından ,komşu ilçe Tavşanlı’nın yetiştirdiği en büyük siyasetçisi ,devlet adamı, Sağlık Bakanlığı, Orman Bakanlığı, 2 defa İçişleri Bakanlığı,Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı yapmış,alanında uzman bir hekim olan,görevleri sırasında özellikle Tunçbilek’te birçok kişiye ekmek kapısı aralayan,Domaniç’te birçok Kamu binasını Domaniç’e kazandıran,çeşitli yatırımlarına imzasını atan , Anap Dönemi’nin güçlü isimlerinden Doç. Dr. Mustafa Kalemli’nin adının Domaniç Sanayi Sitesi girişindeki caddede ölümsüzleştirilmesi teklifini alkışlarla kabul etmiş. Bu bir ahde vefa örneğidir. Ben sevgili Belediye Başkanı Sahvet Ertürk’ün şahsında tüm DOMANİÇ Belediyesi Meclis üyelerini saygıyla selamlıyorum. Domaniç Belediyesi’nde bugüne kadar hizmet vermiş, başkanları( aramızda olmayanları rahmetle,hayatta olanlarını da hayırla) yadediyorum. Domaniç , vefa konusunda,özellikle Doç. Dr Mustafa Kalemli konusunda Tavşanlı’dan bir metre öne geçmiştir.
Üzgünüm; çünkü Tavşanlılı olarak bu değerli insana,büyük devlet adamına ,bir döneme imzasını atmış bugün bir köşede hayatının geri kalan bölümünü mütevazi bir biçimde geçirmekte olan doç. Dr Mustafa KALEMLİ’nin adını sadece O da Bakkallar ve Bayiler Odası’nın merhum duayen başkanı zamanında hizmete açılan Sağlık Ocağı’na verebildik.Bu da merhum Ali İhsan Özden’in kişisel çabalarıyla gerçekleşmişti. Maalesef yıktırılan bu Sağlık Ocağı ile birlikte ne sevgili Kalemli’nin adı yazılı tabelası ne de Sağlık Ocağı önündeki görkemli Atatürk Büstü kaldı. Bilen varsa lütfeder bildirirse kayıp tabeladan, nerede olduğu bilinmeyen Atatürk Büstü’nden haberim olacaktır.
Diyeceksiniz;” Doçent Dr. Mustafa Kalemli’nin adı Devlet Hastanesi”nde yaşatılıyor ya” O ismi bu hastanenin tabelasına Tavşanlılı yazdırmadı,biz yazdırmadık. Devletimizin teveccühü ile bu ad bu tabelada yerini aldı. Sağlık Bakanlarının adı devletimiz tarafından devlet hastanelerine verildi., Ben kendime bakarım; Tavşanlı Belediye Meclisi sevgili hemşehrimiz Doç. Dr. Mustafa Kalemli’nin adını nerede yaşatmak için bir karar almıştır? Ben bu konuda yetkili bir kişi olsaydım en azından bu değerli siyaset adamımız,uzman doktorumuzun ,evladımızın bir büstünü şehrin uygun bir alanına yerleştirirdim. büstler,anıtlar,heykeller maddi değeri olmayan ama manevi değerleri yüksek değerlerdir. Tavşanlı’da değerli hemşehrimizin adının verileceği Allah aşkına bir yer kalmadı mı? O kadar çok yer var ki. Bakın Ada Stadı’nın adını dahi” Üç Eylül Tavşanlı Stadı” olarak bile değiştiremedikSizce,. Ada sözcüğü mü önemli yoksa Üç Eylül sözcüğü mü? 1980 Askeri Darbesi sırasında Tavşanlı Askerlik Şubesi Başkanı ve Garnizon Komutanı’ydı merhum Hv. Plt. Kd. alb. güzel insan,Tavşanlılı’ya Askeri ‘nin sıkıntılarını htirmeyen merhum Remzi Diren’in adını dahi bir yerlere veremedik. Ama bir caddemize Diyarbakır’da şehit edilen merhum Emniyet Müdürü Gaffar Okkan’ın adını verdik te , Türkiye’de ilk ilçe Emniyet Müdürü olarak Tavşanlı’ya atanan, sonra TBMM Koruma Müdürü olarak görev yapan,Tavşanlı sevdalısı Şuayip Doğanç’ın adını bir yerlere sıkıştıramadık. Merhum milletvekilimiz,güzel insan Ahmet Derin’in adını nerede ölümsüzleştirdik? Merhum eski bakanımız,evladımız Av. H. Cavit Erdemir’in adını bir yerlerde gören var mı? Beğenirsiniz ,beğenmezsiniz merhum Milletvekillerimiz Ahmet Kavuncu, Mehmet Diler, Hüsnü Ordu, Prof. Dr Vural Kavuncu adlarını bir tabelada göreniniz var mı? Tavşanlı adını bayrak yapan, TFF Ligleri’nde büyük başarılara imza atan,Tavşanlı’ya modern Ada Stadı’nı kazandıran spor elçimiz LİNYİTSPOR’un adını bir yerlerde görebiliyor musunuz? Bir zamanlar Askerlik Şubemizin başkanlık odasının duvarlarında hizmet etmiş Askerlik Şubesi(garnizon komutanı) Başkanlarının fotoğrafları vardı. Ne oldu bilmiyorum kayboldu. Varsa da birkaçı duruyor olabilir. Bu konuda en vefalı kuruluş GLİ’dir. Çünkü bu işletmenin içinde,duvarlarda, hizmet veren müdürler fotoğraflarıyla ölümsüzleştirilmişlerdir. Yerel Basının muhterem mensupları merhum Abdurrahim Börekoğlu ve Kamil Güvenç( Tatar Kamil)’in adlarını bir sokak tabelasında dahi göremezsiniz. TEMA Topluluğu’nun efsanesi hemşehrimiz Doç. Dr Oruç Güvenç’i n adını Dedeler Mahallesi’nin girişine bile koyamadık. Ünlü hemşehrimiz Moymullu Prof. Dr Cemal Sarıcan’ın adı Moymul Mahallesi’nde en azından yaşatılamaz mı? Ben kimseden bir şey istemiyorum. Ben Tavşanlılılar’ın gönüllerinde zaten varım. Bu bana yeter de artar bile .
Evet sitem ediyorum. Yetkililere,sorumlulara,yöneticilere. Nerede bugüne kadar Tavşanlı’ya hizmet vermiş sayın kaymakamların fotoğrafları? Yeni Hükümet Konağı’nda bu mümtaz kişilere ayrılacak bir duvar mı kalmamıştır? Ben yarın bir gün Tavşanlı’ya gelsem,sayın kaymakamımız Erdoğan Kanyılmaz’ın fotoğrafını göremesem inanın üzülürüm. Bütün kurum ve kuruluşlar en azından bir fotoğrafla jest yapabilirler. Bunu okullar da yapabilir. Sitem ediyorum., Beni bağışlasınlar. DOMANİÇ Belediyesi bana bunları hatırlattı ve yazdırdı.Küçücük Domaniç’in kocaman Belediyesi’ni kutluyorum.
KADINLAR GÜNÜ MÜNASEBETİYLE
Her yıl 8 Mart gününün “ Kadınlar Günü” olarak kutlanması gelenek haline gelmiştir. Kadın; erişkin duruma gelmiş dişi insandır. Karşıtı ise erkektir. Yahya Kemal Beyatlı’nın” Çok kere hayalimizde canan/Bir şi’ri hatırlatan kadındı” mısralarındaki canandır. Refik Halit Karay’ın”Bir dönüşümde beyazlar giyinmiş,uzun boylu genç bir kadınla karşılaştım” cümlesindeki beyazlar giyinmiş,uzun boylu kadındır. Kadın; Bu cinsten olup evlenmiş veya bir erkekle beraber olmuş kimse kadındır. Ev işleri ve ev yönetiminde aranan niteliklere sahip olan ,temiz, idareli, becerikli kimsedir kadın. Dişilik tarafı kuvvetli,dişi olmanın verdiği cinsi cinsi cazibeye sahip kimsedir kadın. Hanımlar için kullanılan unvan sözüdür kadın. (Ayşe Kadın,Zehra Kadın) gibi. Hanım,bayan” anlamında hitap sözüdür kadın. Ev işleri gören, yardımcı, hizmetçidir kadın. Odalıklar da kadındır.Eskiden,hanım sözü kadından daha üstün tutulur,konaklarda odalıklara “kadın”,nikahlı eşlere”hanım” denirdi.Kadın avcısı; kadınları baştan çıkaran çapkın erkektir. Kadın düşmanı; Kadın cinsinden nefret eden kimsedir. Tıpta,jinekoloji,nisaiye kadın hastalıklarıdır. Arada erkek olmadan,yalnız kadınlar arasında yapılan muhabbete kadın kadına denir.Evine bağlı, idareli, derli toplu, tertipli kadınlara, kadın kadıncık denir. Büyük annelere,yaşı ilerlemiş ,büyük anne yerinde kadınlara, Kadın nine denir. Genç kızlıktan çıkmak,evlenmek veya bir erkekle beraber kalmış olmak kadın olmaktır. İçki ve eğlence meclislerinde kadına göbek attırmaya kadın oynatmak denir. Kadınları fuhuşa sevkeden,erkeklere satan veya kiralayanlara kadın tüccarı denir. Her kadın temizlik, çalışkanlık idare vb kadınlik niteliklerine sahip değilse bunlara kadın var,kadıncık var denir.Çapkınlığın, karşı cinsle kurulan gizli bağların erkek için övünme vesilesi sayıldığı halde kadın için namussuzluk addedildiğini ifade etmek için;Kadının yüzünden karası,erkeğin elinin kınası ifadesi kullanılır. Hep bir ağızdan konuşulan çok gürültülü yerler için,Kadınlar hamamı ifadesi kullanılır. Satıcısı yalnız kadınlar olan pazara,avrat pazarı denir. Kadına yakışır şekilde yaklaşmaya,kadınca denir. Kadın ve erkeğin birlikte bulunduğu toplantı,kalabalık vb yerlere erkekli kadınlı yerler denir. Küçük kadınlara” kadıncık” diyoruz. İçine pirinç konmuş kıyma ile yapılan ve yumurtaya bulanıp kızartılan irice bir köfte çeşitinin adı “ Kadınbudu” dur. Kadın düşkünü,zendosta “ kadıncıl” derler. Tarihte, Osmanlı Padişahları’nın nikahlı hanımlarına “ Kadınefendi” unvanı verilirdi. Ortası çukur,yuvarlak bir hamur tatlısı çeşitinin adı “ Kadıngöbeği” dir. Amberberis,çoban tuzluğu,sar çalı denilen ağaçcıklara “ Kadın tuzluğu” denilir. Kadınınkine benzer nitelikleri olan ,kadın benzerlere”kadınsı” denir. Kadın olma durumuna da “ kadınlık” denir.
Ümit Yaşar’ın dizelerinde kadın bir başka anlatılır.Şair,kadının , dünyada en tatlı iki şeyden biri olduğunu, tatlı ve buruk bir can eriği olduğunu ,yerinde üzüm gibi yenildiğini, vişne reçeline benzediğini, bazen kabak bir karpuz olabildiğini, Kış mevsiminde yenilen kestane olduğunu, kavuna benzediğini,evlenirken dikkatli olunmasını , bazen kuru ve yaş bir incir gibi de yenildiğini, muza benzediğini, muz gibi soyula soyula da yenilebileceğini, nikah masasında “evet” diyen erkeklerin genelde hep ayva yediklerini anlatır.
Ama bugün bile birçok kişi kadın-erkek eşitliğine inanmaz. İnanmak istemez. Halbuki bilmez ki kadın erkekten her zaman öndedir. Kadın her meslek dalında erkeklerle omuz omuza olmuştur. Erkeğin yaptığı her işi yapmıştır. Silah kullanmıştır. Tarla sürmüştür. Cephane taşımıştır. Her türlü aracı kullanmıştır. Cumhurbaşkanı,Başbakan,bakan,milletvekili,belediye başkanı,vali,kaymakam,hakim,c. savcısı ,profesör,rektör,kaptan,pilot,atlet,güreşçi,boksör,yüzücü, doktor,mühendis,mimar,öğretmen, çeşitli dallarda müdür,iş insanı, kasap,kurum ve kuruluş sahibi,eczacı ,gazeteci,polis,subay olmuştur. Kadın çocuk doğurmuştur. “ Anne” olmuştur. Sevgili peygamberimizin Hadis-i şeriflerinde yer almıştır. Kur’anda Allah’ın ayetlerinde yerini almıştır. Dualara taşınmıştır. Şehitlik mertebesine ulaşmıştır.Hazreti Musa, ( a.s) bir gün Tur Dağı’nda Hakk’a dua ederken:” Allah’ım hangi nimetine hamdedeyim.Hangi birine şükredeyim?Nimetlerin o kadar çok ki “ dememiş miydi? O’nun gibi ben de kadınlarımız için aynı duyguları taşıyorum. İyi ki varlarKadınlarımız . hakkında sabahlara kadar,sayfalar dolusu yazsam onları anlatamam. İnşallah bir gün kadının saygı göreceği, önünde saygıyla eğilineceği, ellerinden öpüleceği, omuzlarda taşınacağı,hakkının teslim edileceği günler gelir. Müslüman kardeşlerime naçizane söylemek isterim: Kadınlarımız biz erkeklerden bu dünyada olmasa bile öte dünyada haklarını mutlaka alacaklardır. . Sevgili Peygamberimizin muhterem annesini,ulu önder Atatürk’ün muhterem annesini, Allah dostu insanlarımızın sevgili annelerini, beni yetiştiren bayan öğretmenlerimi ,beni doğuran sevgili annemi,hanım hanımcık annelerimizi saygıyla ve eğer aramızda değillerse rahmetle anıyorum. Kadına kalkan ellerin kırılması için Allah’a duacıyım. Kadını hor görenlerin gözleri çıksın. Bu dünyanın kadınlar yüzünden ayakta durduğuna inanıyorum. Kadınsız bir dünya düşünülemez.Sevgili kadınlarımızın Kadınlar Günü kutlu,tüm kadınlarımızın yuvaları mutlu olsun. Cennet annelerin ayakları altındadır. Anne de kadındır. Benim sevgili teyzelerim,halalarım,yengengelerim,ninelerim, Allah’a emanet olun.Unutmayalım; dünyada bir erkekle bir kadını aynı kefeye koyamazsınız. Erkekler ancak kaybettiklerinde “ eyvah” diyor. Allah hiçbir aileyi kadınsız,annesiz bırakmasın.
Yorumlar (0)
Tüm Yazıları