25 Mart 2022 - Cuma

S İ T E M

Yazar - Bülent Alpagut
Okuma Süresi: 18 dk.
997 okunma
Bülent Alpagut

Bülent Alpagut

- 05062218413
Google News
 
OKULLARIMIZ   İÇİN   
BEKÇİ  UYGULAMASI   BAŞLATILIRSA
           YENİ BİR İSTİHDAM KAPISI 
ARALANABİLİR 
     Sayın  valimiz Ali Çelik Bey’in yerel basına  düşen bir açıklaması bir öğretmen olarak  beni de sevindirdi.Kütahya’da 2021-2022 Eğitim ve Öğretim yılı 2. yarıyılının güven ve huzur içinde sürdürülmesi için “ Okul Güvenliği Hazırlık Toplantısı”nda  Kütahya’da mevcut 373 okulun 331’inde güvenlik kamerası bulunduğunu açıklayan  sayın valimiz,kamerasız okulların da  güvenlik durumlarının değerlendirileceğini,gerekli planlamaların yapılacağını ve çalışmaların hızlı bir şekilde tamamlanmasını istemiş. 
      Demek oluyor ki; Kütahya’da bu konuda gereken yapılmış.Bunun tüm ülke genelinde yapılması da  sonuç itibariyle olumlu sonuçları da berabere getirecektir. Camilerin zaman zaman soyulduğu gibi okullarımız da soyuluyor. Öğrencilerimize sunulan hizmetler  kendini bilmezlerin  eline geçiyor.Ben yıllardan beri okullarımızın  geceleri bir bekçi tarafından beklenmesini savunanlardanım. Binlerce okulun birer bekçi tarafından beklenmesi aynı zamanda istihdam da yaratacaktır. Bu bekçilerin eğitim görmüş,eli silah tutan, bilinçli insanlardan oluşturulması ayrı bir önem  arzetmektedir. Birçok güvenlik kurslarımız var. Bu kursları başarıyla bitirenlere sertifika veriliyor. Ordudan terhis olmuş binlerce eğitimli askerimiz var. İş bulamayan yüksek tahsilli çocuklarımız var. Okullarımıza atanacak bu güvenlikçiler sayesinde hem okullarımız  talandan kurtarılmış hem de  devlet malı korunmuş olacaktır. Diyelim ki Kütahya’da 373 okulumuz var. Bu okullara birer bekçi alınırsa bu  kadar  güvenlikçi de kendisine bir ekmek kapısı aralamış olacaktır.  İstenilirse  bu okul bekçilerini illerin sayın valilerinin başkanlığında bir komisyon bile belirleyebilir.  Hatta maaş veya ücretleri il içindeki  kurum ve kuruluşlarca karşılanabilir. 
       Devriye ekip konusu da önemli. Sayın valimizin açıklamalarına göre  361 Güvenli Eğitim Koodinasyon Görevlisi ve 66 Devriye Ekip görevlendirilmiş. Tertemiz yavrularımızı bir şekilde tuzağa düşürmek isteyen uyuşturucu  satıcıları  için okullar bulunmayacak bir ortamdır. Çocuklarımızı okullarına kadar bir şekilde gönderiyor veya götürüyoruz. Okulun kapısından girdikten sonra sıra okul yönetimine ve öğretmenlerimize düşüyor. Bir öğretmenin yüzlerce öğrenciyi kontrol etmesi kolay bir şey değildir. Okullarımızın çoğunda çevre duvarları var. Girişlerde de kapı bulunuyor. Bu kapılarda genelde büyük öğrencilere münavebe ile görev veriliyor.  Bu uygulama ülkemizde tüm okullarımıza yaygınlaştırılmalıdır.  Çocuklar önce ailelere,sonra öğretmenlere,sonra da  devletimizin kolluk kuvvetlerine ,dahası Allah’a emanettir. 
      Sayın valimiz, il genelindeki  373  okulda her türlü olumsuzluktan korunmaları, karşılaşabilecekleri risklerin önlenmesi için herkesin büyük bir hassasiyet içinde olmaları gerektiğini, her bireyin üzerine düşen sorumluluğu hmek zorunda olması gerektiğini,güvenli okullarımız için   okul  ve yakın çevresi için  bir risk haritası  hazırlanması talimatını  vermişler.Böylelikle il merkezi ve tüm ilçelerde  hazırlanacak haritaların   öğrenci ve okul güvenliğini  etkileyeceği muhakkaktır. Bu risk haritalarının hazırlanmasında ilçelerde sayın kaymakamlar, Jandarma, Emniyet, Milli Eğitim Müdürlüğü,Okul müdür ve öğretmenleri,kul Aile Birlikleri ve Okul Koruma Dernekleri,hatta muhtarlarımızın birlikte çalışmaları   olumlu sonuçları da beraberinde getirecektir. 
      Çocuklarımızı sadece Allah’a emanet etmemiz yetmez. Allah akıl vermiş,fikir vermiş. Bizlere ne yapacağımızı göstermiş. Okullarımızı,öğrencilerimizi  tehdit eden her  olumsuzluğu  kaynağında yok etmek zorundayız. 
       Ben sayın valmizden hassaten rica ediyorum, Kütahya Türkiye’de ilk defa okullarına bekçi görevlendiren   il olarak tarihe geçsin. Kütahya bu konuda pilot il olsun. Örnek olsun. Daha sonra bu uygulama  ülke genelinde yaygınlaştırılsın.Beş saygıdeğer milletvekilimiz var. Bir araya gelip müştereken TBMM’sine  bir yasa teklifi sunsunlar. Ülke genelimizde her okulumuza  bir bekçi istihdamı sağlansın. Buna iktidar ve muhalefet partilerinden hiçbir  milletvekili”hayır” demeyecektir. Bu istihdam edileceklerin maaş ve ücretleri Özel İdare-Belediye- Kurum ve Kuruluş ve diğerlerinin  katkılarıyla da  ödenebilir. Bir havuzda toplanan paralar bir devlet birimi tarafından bu görevlilere her ay muntazaman ödenebilir. Okullarımız sömestre tatillerinde,büyük tatillerde de boş kalıyor. Bir kuyumcu dahi işyerini korumak için yeri geldiğinde birini görevlendiriyor. En azından işyerini koruyor. Biz devletimizin ,kurum ve kuruluşlarımızın,vakıflarımızın,derneklerimizin,dalarımızın,sendikalarımızın ve diğerlerinin   Türk Milli Eğitimi’ne  sunduğu  taşınmazları  bal gibi koruyabiliriz. Sayın valimizin hassasiyetlerine teşekkür ediyorum. Sayın valimiz haklıdır. Teşhisleri de tamamen yerinde ve doğrudur. 
       Bu arada Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği(TOBB) Ulusal Eğitime katkı  Protokol Töreni gerçekleştirmiş.TOBB İkiz Kuleler Konferans Salonun’nda gerçekleştirilen konferansta ,TOBB’nin 154 ilçeye 154 yeni okul kazandıracağı  müjdesi verilmiş.   Sayın TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu  Türkiye’nin öncelikli  meseleleri arasında  Eğitimin önemine değinerek.”Bu bizim 20 yıldır gündemimizdeki bir konudur” diyerek alkış almış. Ben de  TOBB tarafından başlatılan bu girişimin çok anlamlı ve değerli olduğunu ifade etmek isterim. Öğrendiğim kadarıyla TOBB tarafından Türkiye’ye kazandırılan  eğitim tesisi sayısı 307’ye ulaşmış. Gençlerimizin geleceğiyle ilgili bu çabalarından ötürü değerli kuruluşumuzun sayın başkanı Hisarcıklıoğlu’nun şahsında tüm TOBB mensuplarını  saygıyla selamlıyorum.    
 
         
      S    İ    T    E    M 
 
                Sitem;Bir kimseye ,herhangi bir davranışından  dolayı üzüldüğünü,kırıldığını,alındığını  öfkelenmeden  belirtme, dostça çıkışmadır. Sitem etmek(eylemek) bir kimseye dostça çıkışmak ,kırıldığını,üzüldüğünü belirtmektir.Bu kadar çok,yoğun bir sürü  konu varken  bu yazımı neden yazdım? KÜTAHYA EKSPRES’te  Esra Sürek kardeşim bir haber geçmiş.”Mustafa Kalemli’nin ismi Domaniç’te bir caddeye verildi” başlıklı bu haber beni hem sevindirdi,hem de üzdü.Sevindim; Çünkü Kütahya’nın   Domaniç  İlçesi Belediyesi geçtiğimiz Şubat Ayı  Meclis Toplantı’sında  Belediye Başkanı  Sahvet Ertürk’ün  gündeme getirdiği  TBMM eski başkanlarından ,komşu ilçe Tavşanlı’nın yetiştirdiği en büyük siyasetçisi ,devlet adamı, Sağlık Bakanlığı, Orman Bakanlığı, 2  defa İçişleri Bakanlığı,Çalışma  ve  Sosyal Güvenlik Bakanlığı   yapmış,alanında uzman bir hekim olan,görevleri sırasında özellikle Tunçbilek’te birçok kişiye ekmek kapısı aralayan,Domaniç’te birçok  Kamu binasını  Domaniç’e kazandıran,çeşitli yatırımlarına imzasını atan ,  Anap Dönemi’nin güçlü isimlerinden Doç. Dr. Mustafa Kalemli’nin   adının Domaniç Sanayi Sitesi girişindeki caddede   ölümsüzleştirilmesi  teklifini alkışlarla kabul etmiş. Bu bir ahde vefa örneğidir. Ben sevgili Belediye Başkanı Sahvet Ertürk’ün şahsında tüm DOMANİÇ Belediyesi Meclis üyelerini saygıyla selamlıyorum. Domaniç Belediyesi’nde bugüne kadar hizmet vermiş,  başkanları( aramızda olmayanları rahmetle,hayatta olanlarını da hayırla) yadediyorum. Domaniç , vefa konusunda,özellikle Doç. Dr Mustafa Kalemli konusunda Tavşanlı’dan bir metre öne geçmiştir.
              Üzgünüm; çünkü Tavşanlılı olarak bu değerli insana,büyük devlet adamına ,bir döneme imzasını atmış bugün  bir köşede hayatının geri kalan bölümünü mütevazi bir biçimde geçirmekte olan  doç. Dr Mustafa KALEMLİ’nin adını sadece O da  Bakkallar ve Bayiler Odası’nın merhum  duayen başkanı  zamanında  hizmete açılan Sağlık Ocağı’na  verebildik.Bu da  merhum   Ali İhsan Özden’in kişisel çabalarıyla gerçekleşmişti. Maalesef yıktırılan bu  Sağlık Ocağı ile birlikte  ne sevgili Kalemli’nin adı yazılı tabelası ne de Sağlık Ocağı önündeki görkemli Atatürk Büstü  kaldı.  Bilen varsa lütfeder bildirirse kayıp tabeladan, nerede olduğu bilinmeyen Atatürk Büstü’nden haberim olacaktır. 
              Diyeceksiniz;” Doçent Dr. Mustafa Kalemli’nin adı Devlet Hastanesi”nde yaşatılıyor ya” O ismi bu hastanenin tabelasına Tavşanlılı yazdırmadı,biz yazdırmadık. Devletimizin teveccühü  ile bu ad bu tabelada yerini aldı. Sağlık Bakanlarının adı devletimiz tarafından devlet hastanelerine verildi.,  Ben kendime bakarım; Tavşanlı Belediye Meclisi sevgili hemşehrimiz Doç. Dr. Mustafa Kalemli’nin adını nerede yaşatmak için bir karar almıştır?  Ben bu konuda yetkili bir kişi olsaydım en azından bu değerli siyaset adamımız,uzman doktorumuzun ,evladımızın bir büstünü şehrin uygun bir alanına yerleştirirdim. büstler,anıtlar,heykeller maddi değeri olmayan ama manevi değerleri yüksek  değerlerdir.  Tavşanlı’da değerli hemşehrimizin  adının verileceği Allah aşkına bir yer kalmadı mı? O kadar çok yer var ki.  Bakın Ada Stadı’nın adını dahi” Üç Eylül Tavşanlı Stadı” olarak bile değiştiremedikSizce,. Ada sözcüğü mü önemli yoksa Üç Eylül sözcüğü mü?  1980 Askeri Darbesi sırasında Tavşanlı Askerlik Şubesi  Başkanı ve Garnizon Komutanı’ydı merhum Hv. Plt. Kd. alb. güzel insan,Tavşanlılı’ya Askeri ‘nin  sıkıntılarını htirmeyen  merhum Remzi Diren’in adını dahi bir yerlere veremedik. Ama bir caddemize  Diyarbakır’da şehit edilen merhum Emniyet Müdürü Gaffar Okkan’ın adını verdik  te , Türkiye’de ilk ilçe Emniyet Müdürü  olarak Tavşanlı’ya atanan, sonra TBMM Koruma Müdürü olarak  görev yapan,Tavşanlı sevdalısı Şuayip Doğanç’ın adını bir yerlere sıkıştıramadık. Merhum milletvekilimiz,güzel insan  Ahmet Derin’in adını nerede ölümsüzleştirdik? Merhum eski bakanımız,evladımız Av. H. Cavit Erdemir’in adını bir yerlerde gören var mı?  Beğenirsiniz ,beğenmezsiniz merhum Milletvekillerimiz Ahmet Kavuncu, Mehmet Diler, Hüsnü Ordu, Prof. Dr Vural Kavuncu adlarını bir  tabelada göreniniz var mı?  Tavşanlı adını bayrak yapan, TFF Ligleri’nde büyük başarılara imza atan,Tavşanlı’ya modern Ada Stadı’nı kazandıran spor elçimiz LİNYİTSPOR’un adını bir yerlerde  görebiliyor musunuz?  Bir zamanlar Askerlik Şubemizin  başkanlık odasının duvarlarında hizmet etmiş Askerlik Şubesi(garnizon komutanı) Başkanlarının  fotoğrafları vardı. Ne oldu  bilmiyorum   kayboldu.  Varsa da  birkaçı duruyor olabilir.  Bu konuda en vefalı kuruluş GLİ’dir. Çünkü bu işletmenin  içinde,duvarlarda, hizmet veren müdürler fotoğraflarıyla ölümsüzleştirilmişlerdir. Yerel Basının muhterem mensupları  merhum Abdurrahim Börekoğlu ve Kamil Güvenç( Tatar Kamil)’in adlarını  bir sokak tabelasında dahi göremezsiniz. TEMA  Topluluğu’nun efsanesi hemşehrimiz Doç. Dr Oruç Güvenç’i n adını Dedeler Mahallesi’nin girişine bile  koyamadık. Ünlü hemşehrimiz Moymullu Prof. Dr Cemal Sarıcan’ın adı Moymul Mahallesi’nde en azından  yaşatılamaz mı? Ben kimseden bir şey istemiyorum. Ben Tavşanlılılar’ın gönüllerinde zaten varım. Bu bana yeter de artar bile .
              Evet sitem ediyorum. Yetkililere,sorumlulara,yöneticilere.  Nerede bugüne kadar Tavşanlı’ya hizmet vermiş sayın kaymakamların fotoğrafları? Yeni Hükümet Konağı’nda bu mümtaz kişilere  ayrılacak bir duvar mı kalmamıştır? Ben yarın bir gün Tavşanlı’ya gelsem,sayın kaymakamımız Erdoğan Kanyılmaz’ın fotoğrafını göremesem inanın   üzülürüm.  Bütün kurum ve kuruluşlar en azından bir fotoğrafla jest yapabilirler. Bunu okullar da yapabilir.  Sitem ediyorum., Beni bağışlasınlar.  DOMANİÇ Belediyesi bana bunları  hatırlattı ve yazdırdı.Küçücük Domaniç’in kocaman Belediyesi’ni kutluyorum.                  
         
 
 
 
                KADINLAR   GÜNÜ   MÜNASEBETİYLE  
 
        Her yıl 8  Mart gününün “ Kadınlar Günü” olarak kutlanması gelenek haline gelmiştir. Kadın; erişkin duruma gelmiş  dişi insandır. Karşıtı ise erkektir. Yahya Kemal Beyatlı’nın” Çok kere hayalimizde canan/Bir şi’ri  hatırlatan kadındı”  mısralarındaki  canandır. Refik Halit  Karay’ın”Bir dönüşümde beyazlar giyinmiş,uzun boylu genç bir kadınla  karşılaştım” cümlesindeki  beyazlar giyinmiş,uzun boylu  kadındır. Kadın; Bu cinsten olup evlenmiş veya  bir erkekle beraber olmuş kimse kadındır. Ev işleri ve ev yönetiminde  aranan niteliklere  sahip olan ,temiz, idareli, becerikli  kimsedir kadın. Dişilik tarafı kuvvetli,dişi olmanın verdiği cinsi  cinsi cazibeye  sahip kimsedir kadın. Hanımlar için kullanılan  unvan sözüdür kadın. (Ayşe Kadın,Zehra Kadın) gibi. Hanım,bayan” anlamında  hitap sözüdür kadın. Ev işleri gören, yardımcı, hizmetçidir kadın. Odalıklar da kadındır.Eskiden,hanım sözü kadından daha üstün tutulur,konaklarda odalıklara  “kadın”,nikahlı eşlere”hanım” denirdi.Kadın avcısı; kadınları baştan çıkaran çapkın erkektir. Kadın düşmanı; Kadın cinsinden nefret eden kimsedir. Tıpta,jinekoloji,nisaiye kadın hastalıklarıdır. Arada erkek olmadan,yalnız kadınlar arasında  yapılan muhabbete kadın kadına denir.Evine  bağlı, idareli, derli toplu, tertipli kadınlara, kadın kadıncık denir. Büyük annelere,yaşı ilerlemiş ,büyük anne  yerinde kadınlara, Kadın nine denir. Genç kızlıktan çıkmak,evlenmek veya  bir erkekle beraber kalmış olmak kadın olmaktır. İçki ve eğlence meclislerinde  kadına göbek attırmaya kadın oynatmak denir. Kadınları fuhuşa  sevkeden,erkeklere satan veya kiralayanlara  kadın tüccarı denir. Her kadın temizlik, çalışkanlık idare vb kadınlik niteliklerine sahip değilse bunlara kadın var,kadıncık var denir.Çapkınlığın, karşı cinsle kurulan gizli bağların erkek için övünme vesilesi sayıldığı  halde  kadın için namussuzluk addedildiğini ifade etmek için;Kadının yüzünden karası,erkeğin elinin kınası  ifadesi kullanılır. Hep bir ağızdan konuşulan çok gürültülü yerler için,Kadınlar hamamı ifadesi kullanılır. Satıcısı yalnız kadınlar olan pazara,avrat pazarı denir. Kadına yakışır şekilde yaklaşmaya,kadınca denir. Kadın ve erkeğin birlikte bulunduğu  toplantı,kalabalık vb yerlere erkekli kadınlı yerler denir. Küçük kadınlara” kadıncık” diyoruz. İçine  pirinç konmuş kıyma ile  yapılan ve yumurtaya bulanıp kızartılan irice  bir köfte çeşitinin adı “ Kadınbudu” dur. Kadın düşkünü,zendosta “ kadıncıl” derler.  Tarihte, Osmanlı Padişahları’nın  nikahlı hanımlarına  “ Kadınefendi” unvanı verilirdi. Ortası çukur,yuvarlak bir hamur tatlısı çeşitinin adı “ Kadıngöbeği”  dir. Amberberis,çoban tuzluğu,sar çalı denilen  ağaçcıklara “ Kadın tuzluğu” denilir. Kadınınkine benzer  nitelikleri olan ,kadın benzerlere”kadınsı” denir. Kadın olma  durumuna da “ kadınlık” denir. 
            Ümit Yaşar’ın dizelerinde kadın bir başka anlatılır.Şair,kadının ,  dünyada en tatlı iki şeyden biri  olduğunu, tatlı ve  buruk  bir can eriği olduğunu ,yerinde  üzüm gibi  yenildiğini, vişne reçeline benzediğini, bazen  kabak bir karpuz olabildiğini, Kış mevsiminde yenilen kestane olduğunu,  kavuna benzediğini,evlenirken dikkatli olunmasını , bazen  kuru ve yaş bir incir gibi de  yenildiğini, muza benzediğini, muz gibi soyula soyula  da yenilebileceğini, nikah masasında “evet” diyen erkeklerin genelde hep  ayva yediklerini   anlatır.
             Ama bugün bile birçok kişi  kadın-erkek eşitliğine inanmaz. İnanmak istemez. Halbuki bilmez ki kadın erkekten her zaman öndedir.  Kadın  her meslek dalında  erkeklerle  omuz omuza olmuştur. Erkeğin yaptığı her işi yapmıştır. Silah kullanmıştır. Tarla sürmüştür. Cephane taşımıştır. Her türlü aracı kullanmıştır. Cumhurbaşkanı,Başbakan,bakan,milletvekili,belediye başkanı,vali,kaymakam,hakim,c. savcısı ,profesör,rektör,kaptan,pilot,atlet,güreşçi,boksör,yüzücü, doktor,mühendis,mimar,öğretmen,  çeşitli dallarda müdür,iş insanı, kasap,kurum ve kuruluş sahibi,eczacı ,gazeteci,polis,subay  olmuştur.  Kadın   çocuk doğurmuştur. “ Anne” olmuştur.  Sevgili peygamberimizin Hadis-i şeriflerinde yer almıştır.  Kur’anda Allah’ın  ayetlerinde  yerini almıştır.  Dualara taşınmıştır. Şehitlik mertebesine ulaşmıştır.Hazreti Musa, ( a.s) bir gün Tur Dağı’nda Hakk’a dua ederken:” Allah’ım hangi nimetine hamdedeyim.Hangi birine  şükredeyim?Nimetlerin o kadar çok ki “ dememiş miydi? O’nun gibi ben de   kadınlarımız  için aynı duyguları taşıyorum. İyi ki  varlarKadınlarımız . hakkında  sabahlara kadar,sayfalar dolusu  yazsam  onları anlatamam. İnşallah bir gün kadının  saygı göreceği, önünde saygıyla eğilineceği, ellerinden öpüleceği, omuzlarda taşınacağı,hakkının teslim edileceği günler   gelir. Müslüman kardeşlerime naçizane söylemek isterim: Kadınlarımız biz erkeklerden bu dünyada olmasa bile öte dünyada haklarını mutlaka alacaklardır. .  Sevgili Peygamberimizin muhterem annesini,ulu önder Atatürk’ün muhterem annesini, Allah  dostu insanlarımızın  sevgili annelerini, beni yetiştiren   bayan öğretmenlerimi ,beni doğuran sevgili annemi,hanım hanımcık annelerimizi  saygıyla ve eğer aramızda değillerse rahmetle anıyorum.  Kadına kalkan ellerin kırılması için Allah’a duacıyım.  Kadını hor görenlerin gözleri çıksın.  Bu dünyanın  kadınlar  yüzünden  ayakta durduğuna inanıyorum. Kadınsız bir dünya düşünülemez.Sevgili kadınlarımızın Kadınlar Günü kutlu,tüm kadınlarımızın yuvaları mutlu olsun. Cennet  annelerin ayakları altındadır. Anne de kadındır.  Benim sevgili teyzelerim,halalarım,yengengelerim,ninelerim, Allah’a emanet olun.Unutmayalım; dünyada  bir erkekle bir kadını aynı kefeye koyamazsınız. Erkekler ancak kaybettiklerinde “ eyvah” diyor. Allah hiçbir aileyi kadınsız,annesiz bırakmasın.                        
#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Tüm Yazıları