03 Ekim 2021 - Pazar

12 EYLÜL 1980

Yazar - Bülent Alpagut
Okuma Süresi: 9 dk.
1076 okunma
Bülent Alpagut

Bülent Alpagut

- 05062218413
Google News

    12    EYLÜL   1980    ASKERİ   DARBESİ   41  YIL
                                                                ÖNCE YAPILMIŞTI 

            12 Eylül 1980  Askeri Darbesi   yapıldığında  Tavşanlı Atatürk İlkokulu’nda sınıf öğretmeniydim. Anadolu Ajansı Muhabiriydim.  Ajansın verdiği,sarı renkli bir kimliğim vardı. Ama Sarı Basın Kartı değildi.  Ajansın kimliğini boynuma takarak  okulum yerine  doğruca  Hükümet Konağına gitmiştim. Çünkü okullar kapalıydı. Sokağa çıkma yasağı vardı. Cadde ve sokaklarda,meydanlarda birkaç  asker  vardı. Halk  yasaklara uyduğu için bir sorun yoktu. Günlerden cumaydı. Zamanın kaymakamı merhum Ahmet Ülkü Onursal( Aktuğ)  bugün yerinde olmayan,eski Halkevi’nin   yıktırılmayan   bir bölümündeki makam odasındaydı. Yanında bir havacı albay vardı. Bu albay,merhum Askerlik Şubesi Başkanımız Hv. Plt. Kd. Alb Remzi Diren’den başkası değildi. Merhum Enver Girgin Belediye  Başkanıydı ve o da odadaydı.Odada  dört kişi olmuştuk.  Merhum kaymakam Onursal bir sıkıntı yaşamamam için bana izin belgesi çıkartmıştı. Merhum Ahmet Karatürk’ün İş Bankası Şubesi hizmet binası karşısındaki ahşap evinde  merhum babam,annem,eşim ve iki çocuğum  bir aradaydılar.  Radyodan sık  sık  yapılan   bildirileri dinliyorlardı. Ben yanlarında değildim. 
           Hiç unutamadığım bir anı da; Sayın merhum kaymakam Ahmet Ülkü Onursal’ın odasına giren bir din adamının:” Sayın kaymakamım cuma namazına gidebilir miyiz?”şeklindeki  sorusu dur. Kendisine kibarca  Cuma namazının kılınmayacağı ifade edilmişti. 
          Hiç unutmam; 12 Eylül Askeri Darbesi sonrasında  Tavşanlı’ya gelen çok sayıda Kütahya Hava Er Eğitim Tugay K.lığı  mensubu  ilk olarak  merhum  “  Senatör Nuri” lakaplı hemşehrimiz  Nuri Korkmaz’ı  ziyaret ederdi.  Senatör Nuri merhumun bu  ziyaretlerin faturasını ağır biçimde ödediğinin tanıklarındanım.  Merhum Nuri’nin  askeri darbe sonrasında  örnek bir konuksever olduğunu söyleyebilirim.  Bunu birçok kişi bilmeyebilir. 
          12  Eylül 1980  Askeri Darbesi yapıldığında Kütahya Valisi A. Ferudun Gültekin(18.12 .1979-26.10 .1980)’di. Kütahya İlinde  darbe sonrası genelde  Hv. Er. Eğt. Tug. K.lığı  çok sayida askeri il merkezinde ve ilçelerde görevlendirmişti. Tugay K.lığı yine üst rütbeli subaylarının  il merkezinde ve ilçelerde sürekli  kontrolü ele aldıkları  görülüyordu.  Bu arada Tavşanlı  darbe sonrasında hemen hemen hiçbir olumsuzluk yaşamamıştır. Tavşanlılı da  askere zorluk çıkarmamıştır. Orgeneral Kenan Evren 12 Eylül 1980 tarihinde Cumhurbaşkanı( Devlet Başkanı) olmuştu. Bu görev  sonunda  Süleyman Demirel’in de Başbakanlığı darbe ile birlikte son bulmuş,yerine 20. Eylül 1980 tarihinde Bülent Ulusu Başbakanlığa getirilmişti. Dr. Cahit Karataş’ın  ise  darbe sonrasında  TBMM Başkanlığı görevi sonlandırılmıştı. 
          Askeri Darbe ardından  Enver Girgin başkanlıktan  ayrılmış,bir yıl emekli Hv. Alb. Abdullah İrfan Bali  belediye başkanlığı yapmıştı. Bu arada 2 ay da efsane evlendirme memuru ,Cemal   Ünsal’ı başkanlık koltuğunda gördük. 1981-1984 yılları arasında TSK’lerinin o  yıllarda Tunçbilek’te kömür işlerini yürüten teğmen Mustafa Gürsoy Subaşı  başkanlık koltuğuna oturdu. 
          Tavşanlı Belediyesi Başkanlık Odası  12 Eylül 1980 Darbesi ardından gelin odası gibi süslenmişti.Protokolun bir anlamda ikinci adresi olmuştu.
         Ben bugüne kadar yaşım gereği 2 Askeri Darbe yaşadım. Diğer darbecikleri saymıyorum.27 mayıs 1960 Darbesi ardından Yedek Subay Öğretmen olarak Kayseri ili’ne atandım ve iki yıl bu ilde görev yaptım.  27 Mayıs Askeri Darbesi sonunda Kayseri Cezaevi’ne giderek bazı dostları ziyaret etme imkanı bulmuştum. Bunlardan birisi de hemşehrimiz,Kütahya Milletvekili Mehmet Diler’di. 
         Ama artık şu gerçek iyi bilinmelidir. Askeri darbeler bir ülkeyi geriye götürüyor.Hiç bir siyasi parti Askeri darbeleri  masum karşılayamaz.  Bu gün  için en kötü yönetim bile Askeri Darbe sonrası kurulan  yönetimlerden daha iyidir. Halkın tertemiz oylarıyla ülke yönetimini eline geçiren  iktidarları devirmeyi de hiç kimse aklının ucundan bile geçirmemelidir.   Hele hele siyasilerin darbeler ardından cezalandırılması da  madalyonun öteki yüzüdür Siyasetçiyi cezalandırmak ona oy verenleri cezalandırmaktır. Siyasetçiler ancak sandıkta cezalandırılır. En büyük yargıç ta seçmendir. Karar nihayet onun iki dudağı arasındadır. Allah bu aziz millete artık bir daha darbeler yaşatmasın. Bizler gördük. Torunlarımız bunu yaşamasın.  
   “  
BİR  ZAMANLAR  KARTALDI “DERLER YA  ÇUKURKÖY DE
                                           BİR ZAMANLAR  BELDEYDİ 
           Çukurköy, yıllar öncesinde bir köydü. Anavatan İktidarı’nda belde olmuştu. Beldenin efsane Belediye Başkanı  emekli Adliye çalışanlarından  Nazmi Sarı’ydı. Öyle ki  merhum Sarı, Sağlık Bakanı, Çalışma Bakanı, Orman Bakanı, iki kez İçişleri Bakanı  ve bir kez de TBMM Başkanı olan hemşehrimiz Doç. Dr. Mustafa Kalemli’nin Koca Başkanlarından biriydi. 
            Çukurköy’ü ünlendiren zamanın Çukurköy Muhtarı Ahmet Esen’di. Çukurköy,merhum Esen döneminde Demokrat Parti’nin kalesi,ANAP Dönemi’nde de ANAP’ın kalesiydi. Şimdi hangi siyasi partinin  kalesidir derseniz  bir şey diyemem çünkü artık Tavşanlı Belediye sınırları içindeki 19 Mahalle  arasındadır. 
            Çukurköylüler,1950’den itibaren bugüne kadar  Tavşanlı’yı ziyaret eden devlet büyüklerini Çukurköy girişinde karşılamıştır. Hem de beyaz atlara binmiş  olarak. Her devlet büyüğünü mutlaka makam aracından indiren  Çukurköylüler  bu geleneklerini uzun süre yaşatmışlardır. 
            Kulakları çınlasın,çeşitli.bakanlıklarda bulunan, TBMM Başkanlığı gibi yüce bir  makamda  bir süre  ülkemize hizmet veren Doç. Dr. Mustafa Kalemli  bu beldede yapılan etkinliklerin birinde  ki bu etkinlikleri bizzat yönetmişimdir;” Bir gün gelecek Çukurköy,Tavşanlı’nın merkezi olacaktır” demişti.Bu bir uzağı  görüştü. Ufku geniş bir insanın  söylediği laftı. Tavşanlı Ekspres’te “ Çukurhan Yapımına Başlandı” haberi  beni de duygulandırdı. Her şeyden öte,değerli Belediye Başkanımızın ve çalışkan Belediye Meclisi Üyelerinin  birlikte  hareket ederek gerçekleştirdikleri bu  proje, Çukurköy’e hayat verecektir. Çukurköylüler,unutulduklarını söylüyorlardı; demek ki unutulmamışlar.Çukurhan Ticaret Merkezi  bana göre de Çukurköy için bir hayat öpücüğü niteliğindedir. Ticaret Merkezinin alanı 2 bin 400 metre kareymiş. Eski,atıl vaziyetteki leblebi üretim  yerlerinin enkazı üzerinde yükseleceği ifade edelin bu merkezde  4 tanesi  3 katlı, 4 tanesi  2 katlı  toplam  8 işyeri doğacakmış. Ayrıca merkez, 415 metre kare alanında  bir mini market,164 metre kare   alanında bir kafeterya  ile taçlandırılacakmış.İhale 21 Haziran 2021’de yapılmış. İhaleye 4 firma katılmış. Yüklenici firma belirlenmiş. Yer teslimi yapılmış. Temel hafriyatı başlatılmış. Çukurhan Ticaret Merkezi  , güzel bir günde 24 Kasım 2022 tarihinde  Öğretmenler Günü’nde  hizmete girecekmiş. Bu merkezin açılışına inşallah öğretmenler de katılır ve bir öğretmenimiz  o gün sayın belediye başkanımızla birlikte bu merkezin kurdelasını keser.Bu merkez Cumhuriyet’in 100 yıldönümü arefesinde kanımca  Tavşanlı Belediyesi’nin Çukurköylülere  en güzel armağanı olacaktır. Ben de uzaklardan  sevgili başkana teşekkürlerimi arzediyorum. 

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Tüm Yazıları