27 Mart 2021 - Cumartesi

TAVŞANLI RESMİNİN MOZAİKLERİ

Yazar - Bülent Alpagut
Okuma Süresi: 22 dk.
1180 okunma
Bülent Alpagut

Bülent Alpagut

- 05062218413
Google News
  TAVŞANLI  RESMİNİN   MOZAİKLERİ  BİRER  İKİŞER
     DÜŞÜYOR  KEŞKE  YERLERİNE KONULABİLSE   
         Mozaiklerden  oluşan  bir  resim düşününüz . Altın yaldızlı çerçeveleri içinde ne güzeldir .Bu mozaikler binlerce yıl öncesinde yaşayanlarca yerlere de adeta bir gergef gibi işleniyordu. Yerde de muhteşemdi. Benim  mozaiklerden  oluşan resmim  Tavşanlı’nın resmidir. Ben de aslında  bu resmin bir mozaiğiyim.   Ama  bu onlarca mozaikten  oluşan Tavşanlı   resmi, artık benim Tavşanlı’ya geldiğim çocukluk yaşlarımın resmi değildir.Mozaik resim dökülen mozaiklerle net bir görüntü vermiyor.Zaman içinde   solmuş,çizilmiş,üzerinde lekeler oluşmuş,kırılmaya .bükülmeye  başlamış Çünkü resim artık eskiyor.Resim, birçok mozaiğini kaybede  kaybede   resim olmaktan çıkmış 1946 yılı ortalarından bugüne kadar ,  aradan geçen 75 yıl içinde bu resmi  oluşturan  mozaiklerden  çoğu çeşitli vesilelerle  yerinden kopmuş,ayrılmış.kaybolmuş. Keşke  yenileri bulunabilse,yerlerine konulabilse . Bu Tavşanlı  resmi de bir gün gelecek  nesillere intikal edecektir. Ama o ilk günlerdeki netliği,parlaklığı  olmayacaktır.Bugün merkezde yaşayan 73 bine yakın Tavşanlılı’dan  hayatta olanların sayısı taş çatlasın 6 -7 bin  civarındadır. Gün gelecek” Ben Tavşanlılıyım” diyenlerin sayısı bir elin beş parmağı kadar kalacaktır.  
        Tavşanlı resmini anlamak  için Tavşanlılı olmak şarttır. Tavşanlılı olmayanların bu resmi anlaması mümkün değildir. Diyeceksiniz; Tavşanlı,rahmetliler; ressam Abdullah Taktak,iş insanı Remzi Özerdem, lokantacı Halit, Bölük Kamil, gazeteci  Abdurrahim Börekoğlu, Avukat  ve Em. alb. Abdullah Belediye başkanları, Tahsin Buruk, Sadık Penbe, iş adamı Carsan Mustafa, Ordu Ahmet, Tarhan Ahmet,Tarhan İbrahim iş adamı Mehmet Tarhan Milletveklleri i, Mehmet Diler, Ahmet  Derin, Doktor Sami, Avukat , Hüsamettin Alpagut  ve A vukat  Hüsnü Davutoğlu , Kuruçaylı  Ahmet Çavuş,Şahmelekli Emin Çavuş, Çukurköylü  Ahmet Esen,Belediye başkanı Nazmi Sarı,İş adamı Ahmet Yumurtacı,Gemalmaz Hafız, öğretmen Rıza Kaynak, Göcen Süleyman,Çakmak Mehmet,C uraman Ahmet, Ahmet Karatürk,Ahmet Kavuncu,terzi Halit Atak,,terzi  Neş Talay, Sebahattin Serdaroğlu, Yörük Mustafa, İş insanı Ahmet Dağıstanlı, terzi Karga Ahmet,Nazım ve Ethem Çavuşlar, ayakkabıcı Muharrem Usta,oğlu  Fethi Demirat , Gagaların Hüseyin, montör Hüsnü   olmasa da  Tavşanlı’dır. Ama  kazın ayağı  öyle değil, bu o  kadar basit değil.  Bir çınar ağacının yaprakları  anımsıyoruz. Ananları tükenmediği sürece de  unutulmayacaklardır. 
        Birkaç gün önce  Tavşanlı  resminden bir mozaik daha düştü. Beyköylü Cevdet Çakır. Bir zamanların  Tavşanlı’da vergi  rekortmeniydi.Öyle ki  Tavşanlı’da birçok kişi rahmetlinin  adı söylendiğinde:” Ha devlet ha Hacı Cevdet” demekten kendini alamazdı.  Madencilik  te  ilgi alanındaydı. Açtığı  ocaklarda,Linyit üretmiş ve pazarlamıştı Bazı iş adamlarının başına gelenler gibi o da Mafyanın eline düşenlerdendi,Kazandığı helal parasının  bir bölümünü   bu kirli iş yapanlara kaptırmıştı.Bunun Bugün çok az Tavşanlılı hatırlar.  Yıllar içinde çok kişiye ekmek kapısı olmuştu. Anap Dönemi’nde ünlü  yerel  siyasetçilerindendi.Hele hele ünlü Kütahyalı,Tavşanlılı siyaset adamı ki bir zamanlar TBMM Başkanı ve birçok bakanlıklar yapmış  efsane insanıydı  Tavşanlı’ya ne zaman geldiyse rahmetli Hacı Cevdet  te yanında olurdu. Kulakları çınlasın rahmetli Hacı Cevdet te Kalemli’nin  vazgeçilmezlerindendi.Tıpkı rahmetli Çukurköy Beldesi Belediye Başkanı Nazmi Sarı, rahmetli Tepecik Belediye Başkanı Mustafa Özbay, rahmetli Anap İlçe başkanlarından  İsmail Şirinoğlu,rahmetli iş adamı Remzi Özerdem,halen hayatta iş adamımız Necati Ünal gibi …Rahmetl  Hacı Cevdet ,  birçok kişinin işini çözmesinde,iş sahibi olmasında,ekmek kapısı aralamasında  karınca kararınca katkısı olan insandır.  Tıpkı rahmetli Senatör Nuri’nin bir başka versiyonuydu. Gönül alıcıydı. Bu küçük cüsseli dev adam artık yok. 86 yaşında  çekip gitti. Allah O’nun canını   bir keresinde  Anadol marka otomobiliyle, işçilerine erzak taşıdığı sırada    kurtarmıştı. GLİ’ye ait Dev bir Oklit’in  tekerlekleri altında kalmasıyla , Anadol arac ile birlikte yolun bir yanına savrulmuş,tek bir yeri dahi çizilmemişti.  çamurlu Oklid’in tekerlekleri  çamurlu olmasaydı,belki de daha o zaman hayata veda edecekti.  Allah yarattıklarından   zamanı geldiğinde mutlaka hesap soracaktır.  Ama bizlere düşen  aramızdan ayrılan dostlarımıza  dua etmek olmalıdır Eğer,zerre kadar bir hizmeti varsa onları öveceğiz. Ölenin ardından kesinlikle konuşulmaz. Bu İslam adet ve geleneklerine de ters düşer Rahmetlinin  eğer  üzerimizde hakkı varsa benden yana helal olsun.   
    1-7   MART    ARASINDAKİ HAFTA
 “ DEPREM HAFTASI” OLARAK  KUTLANDI 
       Pandemi ,depremi bizlere unutturdu.Halbuki Kütahya, Deprem kuşağı üzerinde bir il. Kütahya’nın doğru dürüst bir Deprem Haritası olup olmadığını bilmiyorum. Yalnız bildiğim bir şey varsa Kütahya’nın  merkez,Emet,Gediz,Simav İlçeleri’nin   birkaç fay üzerinde olduğudur. Yani Kütahya  1.ve 2. derece  deprem bölgelerine ayrılıyor. Örneğin Tavşanlı 2. derece deprem fayı üzerindedir. Tavşanlı’nın jeolojik yapısı incelendiğinde Tavşanlı İlçesi’nin altında ters istikamette  akan iki büyük yer altı  akarsuyu vardır. Bu akarsulardan birisi Doğudan Batıya,diğeri ise Kuzeyden Güneye doğru akmaktadır. Halen Tavşanlı Merkez ve havalisinde  yerin 108m altında yer altı suları mevcuttur. Bir sarsıntı halinde bu iki ters istikamette akan  akarsuyun  yeraltı hareketlerini  frenlediği ve yer sarsıntılarını Tavşanlı İlçesi’nde en çok 7 şiddetinde  yansıttığı  belirtiliyor.İkincisi Tavşanlı İlçesi sınırları içinde mevcut yer altı sularının  en sıcağı 21 derecedir. Buna karşın Kütahya Yoncalı ve Ilıcalar’da, Gediz’de,Emet’te ve Simav’da yerine göre 50-100 derece arasında  sıcak su kaynakları vardır.  Sıcak tabaka belirtilen yerlere yakındır. 
        28 Mart 1970 Gediz Depremi olduğunda Tavşanlı’da hissedilen depremin şiddeti 7.1 olarak tespit edilmişti. 21 saniye süren depremde birkaç bina dışında hiçbir  zarar ve ziyan olmamıştı. Bildiğim  kadarıyla PTT Hizmet binası, DDY Gar Binası   çatlamıştı. Bugün Tavşanlı7da inşa edilen az ve çok katlılar deprem yönetmeliklerine göre inşa edilmiştir. Halen ilçe merkezindeki en sağlam yapı mevcut Adalet Sarayı’dır. Bu binanın müteahhit tarafından yapılan açıklamaya göre 10’nun üzerinde şiddette bir depreme  dayanıklı olduğu ifade edilmiştir.Vatandaşın inşa ettiği binaların büyük bölümü(istisnalar dışında) yapı bloğu ve  zemini  konusunda   iyi binalar olduğu ifade edilmektedir. Depremin bir milli  güvenlik sorunu olduğu bilinciyle hareket eden Tavşanlılı sadece devlet binalarına  gereken hassasiyetin gösterilmediğinde hemfikirdir.Bunun örnekleri çoktur. Tavşanlı yıktırılan Hükümet Konağı sadece 30 yaşında olmasına karşın  çürük olduğundan geçtiğimiz yıl yıktırılmıştı. Bu arada  yenisi yaptırılan eski Polis  Merkezi Amirliği Hizmet binası  da  Anap Dönemi’nde inşa edilmiş fakat çürük olduğu için geçtiğimiz yıl yıktırılmıştı.  Keza DDY Gar Binası  ve   PTT Hizmet binası da aynı depremde hasarlı olduğu için yıktırılmışlardı. Bu defa Cumhuriyet Lisesi binası, İbrahim Düvenli İlköğretim Okulu binası, 1950’li  li yıllarda  inşa edilen Endüstri Meslek Lisesi’nin bir bölümü yıktırılacaktır.Mülayim Kırı’ndaki kapalı spor salonu da devletin malıydı. O da yıktırıldı. Anadolu Lisesi binası ,hatta  iş insanı  Mehmet Tarhan’ın yaptırdığı Tarhan İlköğretim okulu da yıktırılacak deniliyor.  Ne garip bir tecellidir ki 1940’lı yıllarda zamanın Tavşanlı Kaymakamı Ali Akseven  tarafından birkaç ayda inşa edilen tarihi ortaokul binası ile,yıllar önce 1938 tarihinde inşa edilen İstiklal İlkokulu bugün ayaktadır.         Devletin binaları neden  yıktırılır? Yazık değil midir?  Devletin malina zarar veren,hile katan müteahhitlerin canı cehenneme.Ben bir devlet binası yıktırılınca üzülüyorum.Devletin  binası örnek olmalıdır. Gelecek kuşaklara kalmalıdır. 
       Deprem bölgesinde  olan illerde inşa edilecek ister vatandaşın olsun  ister devletin olsun  binaları hakkını vererek inşa edersek deprem bize zarar veremez. Depremden korkulmaz. Çürük binalardan korkulur.  Kütahya’da haftanın   iyi değerlendirildiğine inanıyorum. İnşallah öyle olmuştur. Ama her halükarda Kütahyalı  uyanık olmak zorundadır. Çünkü fayların üzerindedir. 
        DÜNYA   KADINLAR  GÜNÜ  KUTLANDI
                                                   HERKES BİR KUTLASIN İSTEDİM 
            Her yıl,8 Mart günü”  Dünya Kadınlar Günü”olarak  kutlanır.Bu günde tüm kadınlarımıza Allah’tan sağlık ve afiyetler diliyorum.Allah’tan korkanlar,Peygamber’den utananlar Kadına karşı saygılı olsun. Çünkü  önce küçük bir kız çocuğu,sonra genç kız olan  kadın daima erkeklerden bir adım öndedir. Bu gerçeği maalesef hiçbir erkek görmek istemez. Görse de görmese de bu böyledir.    Her zaman dualarımızda  babalarımız ve annelerimiz de mutlaka var.Ne diyoruz?” Ya rabbi! Ana babalarımızın kabirlerini ziyaretgah-ı asüman,tecelligah-ı  rahmet-i  Rahman eyle “ diye dua etmiyor muyuz? Hatm-i şerifin kabul  olmasını,dualarımızın  ana-babalarımıza duyurulmasını istemiyor muyuz?Evine her gün selamla girip,selamla çıkan kadınlarımıza selam olsun. Yemeklerimizi hazırlayan,giysilerimizi yıkayan,ütüleyen,evlerimizi  temizleyen, pazara çıkıp evimizin ihtiyaçlarını temin eden,çocuklarımızı  yetiştiren kadınlarımıza selam olsun. Bizleri karnında,tüm sıkıntılara göğüs gererek 9 ay 10 gün taşıyan,doğduktan sonra emziren,altımızı temizleyen,yıkayıp  ,koklayan,sarıp sarmalayan , annelik  mertebesine ulaşan kadınlarımıza selam olsun.  Fabrikalarda,tesislerde, iş yerlerinde çalışan, devlet dairelerinde  hizmet veren, sportif faaliyetlerde milletimizi temsil eden kadınlarımıza selam olsun. Mühendis,avukat,doktor,profesör,kimyager,eczacı,mimar, fabrikatör, sanatkar, zanaatkar, müzisyen, yazar-gazeteci, bakan,milletvekili,daire başkanı,genel  müdür,vali,kaymakam kadınlarımıza selam olsun. Evlatları için canını esirgemeyen,asker,polis olup  bu aziz millet için görev yapan kadınlarımıza selam olsun. İstiklal Sav aşı yıllarında kağnısıyla ordumuza cephane taşıyan kadınlarımıza selam olsun. Peygamberler , devlet adamları,mucitler  doğuran annelerimize  selam olsun.
           Bugünün dünyasında bir erkek neyi yapıyorsa,beceriyorsa aynısını kadınlarımız da  yapıyor. Kadın-erkek Allah katı’nda birdir. Eşittir. En önemlisi kadınlarımıza erkekler kadar özgürlük tanımada  kusurlu olduğumuzdur. Kadınların yıllarca resim yapmasını,roman-hikaye yazmasını,siyasete girmesini  engelliyenler hep erkekler olmuştur. Kadına karşı şiddet uygulayanlar hep yine erkekler olmuştur. Aynı suçu işlediği halde kadınlar  yarı bellerine kadar toprağa gömülerek taşlanmışlardır.Bugünün kadınları artık  iktidarları değiştirecek güce ulaşmışlardır. Nüfusun her zaman yarısı olmuşlardır. Bir zamanlar Tavşanlı’nın eski beldelerinden Çukurköy Beldesi’nde özellikle Anavatan İktidarı sırasında  Anap’ı ilk sıraya taşıyan kadın seçmendi.  Bun herkes iyi bilir. Kadınlar yeter ki istesinler; Her alanda her şeyi çözebilecek bir  güce sahipler. Kadın hakkında bilgisi olmayanları Peygamber Efendimiz(s.a.v) in insanlığa mesajını okumalarını tavsiye ederim.Mesajdan bir paragraf; “ Ey insanlar! Kadınlara iyi muamele etmenizi ve bu hususta Allah’tan korkmanızı  tavsiye ederim.Çünkü  Onlar emriniz altındadır.Siz kadınları Allah emaneti olarak aldınız ve Onların  namuslarını ve iffetlerini  Allah adına söz vererek helal edindiniz.Şunu  biliniz ki,sizin kadınlar üzerinde  haklarınız olduğu gibi,kadınların da sizin üzerinizde hakları vardır”Daha bir şey demeye gerek var mı? Bu  sözleri, Allah’ın sevgilisi,sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa devesinin üzerine çıkıp,Veda Hutbesi’nde,  632 yılının Mart ayının 8’inde   100 bini aşkın Arab’ın önünde söylemişlerdi. 
            Bir yılda 300 ,ocak-Şubat aylarında da  58 kadın öldürülmüş” Nerede? Ülkemizde. Utandınız değil mi? Hatta yüzünüz kızardı değil mi? Ki bu kadın Allah katı’nda Cennetle müjdelenen kadındır. “ Neden Cennet annelerin ayakları altındadır” denilmiştir de aynı sözler erkekler için söylenmemiştir?. Bu kadınlar gününü de  maalesef buruk biçimde kutluyoruz.  Bu kadınları öldürenlerin Allah katı’nda yerleri olabilir mi? Yarın bir gün cezalarını çekip çıksalar bile yüzlerinde kocaman bir leke  ile dolaşacaklardır.
             Ben bir öğretmenim. Meslektaşlarım arasında  kadın öğretmenler,anneler vardı. Hayatta olanlara Allah’tan sağlık ve afiyet diliyorum. Ebediyete intikal edenleri ki kesinlikle Cennettedirler; rahmetle anıyorum.Ayşe Yavuz,Azime Şahin,Aysun Dosdoğru, Aysel Akcan,GülserenDoğan,Gülşen Palabıyık,Hafize Çağlayan,Hatice Gülsen Güre,Huriye Arna Soncer,Hatice Yüksel,Kübra Öğretmen,Libas Öğretmen,Mihriye Öğretmen, Müzeyyen Karaduman,Necla Toker,Mukaddes Güner,Nuran Bülbül,Nermin Aktakka,Nuriye Apaydın,Rukiye Taşlıca, Rabia Çağlıdere, Sacide Atlı Eker, Semiha Öğretmen, Sevgi Arın, Sevgi Morçiçek, Sema Akşar,Şehnaz Baştürk,Safiye Öğretmen( Fr.Öğrt),Vasfiye Toyran,Zişan Erdem, Zahide HüseyinbaşoğluHatice Sayın meslektaşlarımı da saygıyla,rahmetle anmak istiyorum.Her biri ,bir kadın,birer anneydi. 
              En büyük annemiz,sevgili peygamberimizin annesi,sonra  Cumhuriyetimizin kurucusu büyük önder Atatürk’ün annesidir.Ama çocuklara sorarsanız en güzel,en sevgili anne kendi annesidir. İnşallah bir gün gelecek kadının değeri anlaşılacaktır. Doğrusu da budur.  
MEHMET   AKİF  VE İSTİKLAL MARŞI YILI 
       2021 Yılının “ Mehmet Akif ve İstiklal Marşı Yılı” olarak anılmasını sayın Cumhurbaşkanımız uygun görmüşler. Çok ta güzel olmuş.  Şu sıkıntılı günlerimizde böyle bir  yılın  kutlanması isabet  olmuştur. En azından yüreklerimiz serinlemiş,gönüller  Mehmet Akif ve İstiklal Marşı ile zenginleşmiştir. 
           Ben 32 yıl 3 ay bilfiil  ilkokullarda  sınıf öğretmeni,Birkaç yıl da olsa Fransızca, Sosyal Bilgiler, Türkçe,İş ve Teknik  Branş öğretmeni olarak( Atatürk Lisesi- İmam-Hatip Lisesi)  öğretmenlik yaptım. Bu arada ilçeye bağlı Derecik Köyü’nde 10 yıl sınıf öğretmeni ve 2 yıl da Kayseri- Erkilet Bucağı-  Emmiler Köyü İlkokulu’nda sınıf öğretmeni olarak çalıştım. Derecik Köyü İlkokulu’nda müdür yetkili öğretmendim. Birkaç lira müdür farkı alıyordum. 
             Buraya kadar  yazımın başlığı ile ilgili bir şeyler yazmadım. Gelelim sadede; Öğretmenlik yaptığım yıllarda liseler dışında İstiklal Marşı’nı öğrencilerime ben söylettim. Bu da  30 yılı geçen bir süre içinde sürekli İstiklal Marşı söylediğim ve söylettiğim,istiklal Marşı için “ dikkat” uyarısı yaptığım anlamına gelir.  Bunun dışında 20 yılı aşkın bir süre tüm etkinliklerde” İstiklal Marşı okunacak-Dikkat”komutu verdim. Bugün bile  ne zaman bir yere gitsem yolda zaman zaman İstiklal Marşı’nı içimden okurum. İstiklal Marşı’nın on kıtasını ezbere bilirim. Bugün kaç kişi Atatürk’ün And’ını ezbere bilir? Bülent Hoca bilir. Kaç kişi Atatürkün Gençlere Hitabesi’ni bilir? Bülent Hoca bilir. 
             Bugün bile yine bir etkinliğe katılsam  yine de İstiklal Marşı’nı söyletirim. Kendim de söylerim. “Allah bu millete bir daha bir İstiklal Marşı yazdırmasın” diyen büyük vatan şairi,milli şairimiz Mehmet Akif Ersoy’u bu vesileyle rahmetle anıyorum. Üzerinde hassasiyetle  durduğum bir diğer husus ise dün olduğu gibi bugün de, bugünden sonra da İstiklal Marşımızı öğrendiğimiz gibi okumak olmalıdır. İstiklal Marşı’nı bugün dünya üzerinde onlarca devletin bandoları başarıyla çalıyor. Yabancılar bile marşımız   çalındığında dudaklarını oynatıyor.  Bütün okullarımızda bu marş kıyamete kadar söylenecektir. Son Türk hayatta kalıncaya kadar da olsa.  Okullarımızda Atatürk’ün Türk Gençliği’ne hitabesi her vesileyle okutulmalıdır.  İçimi yakan da nedir biliyor musunuz? Artık Andımız’ın bir daha söylenmeyecek olması. Bu bir daha söylenmeyecek anlamına da gelmez. Gün olur harman olur.  Bir gün yine milyonlar bu andı söyler.  Bu andın içindeki  tek bir sözcük” TÜRK” sözcüğü bile paha biçilmez bir  mücevherdir. 
               Bu yıl hayırlara vesile olsun. Türk’ün yüceldiği bir yıl olsun. Ülkemiz için  uğur getirsin. Başarılarımızı kamçılasın. Rahmetli  Akif’in  ruhu şad olsun. 
     ASIL   MOBİL  HAYVAN  KISIRLAŞTIRMA  ARACI
  TAVŞANLI’YA    GEREKLİ                                                                 
                Sahipsiz   sokak köpeklerinin daha sağlıklı koşullarda  yaşaması,kontrolsüz üremelerinin önüne  geçilmesi ve insan bağlığının korunması için Mobil Hayvan Kısırlaştırma Aracı Kütahya’da hizmete sunulmuş. Bunu da Kütahya Ekspres yazmasa öğrenemeyeceğiz. Bunun için sayın valimiz Ali Çelik Bey’e ne kadar teşekkür etsek azdır. Çünkü sayın vali de Kütahya’da il bazında  sokak hayvanlarının  yaşadığımız modern dünyada  en az insanlar kadar ilgiye muhtaç olduğunu düşünüyor. 
           Kütahya’dan son sevindirici haber şöyle:” Bizim için her canlı  çok kıymetli ve çok güzel. Kısırlaştırma ve rehabilitasyon çalışmaları haftada 6 gün kesintisiz devam edecek” diyen de hayvansever sayın valimiz.
            Mobil Hayvan Kısırlaştırma Aracı  fikri de kendisine ait. Öneri yapmaları  olumlu karşılanmış ve derhal hayata geçirilmiş.  Mesajı kim almış? Kütahya İl Özel İdaresi. Artık  kırsalda yaşayan ,kaderiyle baş başa bırakılan, sokak köpekleri bir program çerçevesinde kısırlaştırılacak. Kısırlaştırma sokak köpeklerinin ayağına gidilerek gerçekleştirilecek. Yani köpek polülasyonunun yoğun olduğu yerler pilot bölge  olarak saptanacak. Öğrendiğim kadarıyla ilk çalışma, merkeze bağlı  Demirciören Köyü’nde  başlatılmış.  İl Özel İdaresi Genel Sekreteri  sayın Murat Koyak bu konuda bilgi sahibi. Sayın vali Çelik’e de gerekli bilgileri verecek. 
             Sayın valimiz,köpeklerin belli bir  ekosistemde ,belli bir sayıda   yaşamlarını sürdürmelerinin  hayvan refahı,insan ve çevre  sağlığı için oldukça önemli  olduğunu biliyor. Belediyelerimizin  elinden geldiğince   bu anlamda üzerlerine düşeni yaptığına inanıyor. Ama Kütahya merkez ve diğer ilçeleri ile 13 ilçeye sahip. Bu arada beldeleri ve köyleri var. Kütahya Özel İdaresi bir proje hazırlamış.  Tüm köylerin sınırları içinde mevcut sokak hayvanları(köpekler)’nın   sağlıklı sayıda  çoğalmaları,yaşamlarını sürdürebilmeleri  için kısırlaştırmanın şart olduğundan hareketle  yeterli veteriner,köpek yakalama ekipleri gerektiğine inanmış. Öyle de olmuş. Gerekli istihdamlar yapılmış. Tarım ve Orman İl Müdürlüğü de  bu projeye destek veriyormuş. Kısırlaştırılan köpeklere küpe takılıyormuş. Bakımları yapıldıktan sonra cadde ve sokaklara bırakılıyormuş. Bu hayvanların büyük bölümünün  doğal yaşam alanları artık yerleşim merkezleridir. Arazide,dağda,bayırda,kırda sokak hayvanı görmek artık zor. Sokak hayvanları insanları,insanlar sokak hayvanlarını seviyor. Kütahya7da hedefin yılda 1000 köpek olduğunu öğreniyoruz. Bu yetersizdir. Neden mi? Kütahya İli’nde başıboş sokak köpeklerinin sayısı sadece  Kütahya’nın en büyük nüfusa sahip ilçesi Tavşanlı İlçesinde, 10 binin üzerindedir. Sadece Tavşanlı’nın Tepecik Beldesi  ve Tavşanlı Belediyesi Çardaklı Mahallesi civarında 3000 köpek bulunuyor. Cumartesi günü  telefonla  konuştuğum Tavşanlılı hayvansever,yetki belgeli Necdet  Demirat’ı arayan bir çoban  bu rakamı telaffuz etmiş.” Abi,köpekler yavrularını besleyemiyor. Başka köpeklerinin yavrularını parçalayıp yiyor. Yavrularına böylece süt verebiliyor” demiş.Necdet Demirat beni de Pazar günü aradığından  nereden duymuşsa duymuş,Mobil Hayvan Kısırlaştırma aracı’nın asıl Tavşanlı’da görev yapması gerektiğini söyledi. O SÖYLEMESEYDİ BEN BU YAZIMI KALEME ALMAYACAKTIM. Sayın valim’den istirham ediyorum; Tavşanlı’da büyük bir dram yaşanıyor. Buna ancak  kendileri  müdahale edebilir. Direktifleri doğrultusunda hareket edilirse bu hizmetten Tavşanlı da yararlanabilir. Öyle günde 8-10 köpeğin kısırlaştırılması asla çözüm olmayacaktır. Günde 100 köpek kısırlaştırılsa bile , bu Tavşanlı’da haftaları alacaktır.Önümüzdeki günlerde  Tavşanlı’da Yönetmen Filiz   Eren Yılmaz  ve ekibince   sokak köpeklerini konu alan bir film çekimi yapılacağını,Tavşanlı’yalabalık bir hayvansever  grubun   geleceğini öğrendim.Sevindim diyemem. İnşallah bu  film  sıkıntı yaratmaz. 
#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Tüm Yazıları