29 Ocak 2023 - Pazar

SEVGİLİ NAFİ

SEVGİLİ NAFİ

Yazar - Bülent Alpagut
Okuma Süresi: 7 dk.
257 okunma
Bülent Alpagut

Bülent Alpagut

- 05062218413
Google News

 

ALLAH’IN EN GÜZEL İSİMLERİNDEN  BİRİ DE “ NAFİ”DİR. 
ESMAİ HÜSNADANDIR   SEVGİLİ NAFİ  İNŞALLAH   BU GÜZEL
ADI YÜZÜNDEN   ALLAH’IN   MERHAMETİNE  NAİL OLUR 
                                                                                                                       
    Lügatlerde Nafi sözcüğü ;”Hayır ve menfaat  verici şeyler yaratan” olarak açıklanır.  Bu adı taşıyan çok sayıda yurttaşımız var.  Adlarına layık olarak  yaşamışlarsa ne mutlu onlara. Bu Nafiler’den birisi de  sevgili arkadaşlarımdan  Süleyman Nafi Şensöz’dü. 18 Ocak 2023 tarihinde  O’nu yitirdik.  Artık  o ekmek kapısı işyeri de yok.  Şifalı baharatları ve diğerlerini halkımıza sunduğu, Ulucami’ye giderken   hemen sol tarafta kalan  baharatçı dükkanı  bir süredir  zaten kapalıydı.  Merhum arkadaşım Terzi Abdullah Uygur’u her aradığımda  O’na da mutlaka bir selam gönderirdim. Ama  düşünüyorum da  sevgili Nafi ile birlikte artık,çayını zevkle yudumladığım  Mehmet Çavdar, bir ara tam Arapzade Camii karşısında işyeri vardı,Muhtar İsmail Efendi, biraz ileride terzi Halil Öğretmen, av  bayii  Gümüş İbrahim, biraz ileride berber  Kudret, pekmez satardı   Ali İhsan, Sepet Mustafa  da yok.  Neden korkuyorum? Şöyle Uzunçarşı’dan yukarı doğru en azından Ulucami’ye kadar sağlı sollu bakarak çıksam kaç dostum bana selam verecek?  Her geçen gün  kaybettiklerimiz artıyor. ….
      Nafi merhum,1946 doğumluydu.  Nafi denilince duracaksınız; Çünkü o bir espri kaynağıydı. Bir muhabbet adamıydı. O’nun yanında asık suratLI kimse yoktu. Olamazdı da.   Merhumun işyerine gelenlere yakından bir baksaydınız   hepsinin ya  ağzı büyük  ya da yüzleri kırış kırıştır Çünkü  ağız büyümesi ve yüz kırışıklığı gülmektendir. Ben de Atatürk İlkokulu’nda öğretmenken  benim çevrem de benim yüzümden  hep aynı kaderi paylaşmışlardır. Teneffüs aralığında dahi birkaç fıkra anlatarak arkadaşlarıma moral verirdim.  Gülmek te güldürmek te bir meziyettir. Herkesi  güldüremezsiniz tebessüm ettiremezsiniz.  Bu zorla yapılacak bir şey de değildir.Bir Allah vergisidir.    
       Nafi merhum ,şakanın en ağırını yapardı. Bazılarına  göre  bunun adı:” Eşek şakası”dır.  Örnek mi istiyorsunuz? Kulakları çınlasın Kaptan Şoförlerimizden,halen rahatsız ve oğlu Hakan’ın  yanında sanıyorum   Hacı Metin’in   bir gün  Ulucami’ye giderken  merhum Nafi’nn Baharatçı dükkanının önündeki iri bir kestane kabağı  ilgisini çeker. Bu kabak o zaman  ilçede yetiştirilen en büyük Kestane kabaklarındanmış.  Normalda ne yapılır? En azından gelir kabağı  seyreder,elinizle  yoklar,daha ileri giderek yerinden kımıldatmak istersiniz değil mi?  Hacı Metin de öyle yapmış. Kestane kabağını hafifçe ellemiş. Hepsi bu kadar. Bunu işyerinin içinde oturan merhum Nafi  fark etmiş. Dükkanın içinden.” Kabağımı elleme”diye bağırmasın mı? Bunu  sevgili  Kaptan  Hacı Metin’den işitmiştim.  O da  sert bir yanıt vermiş.” Kabağını yemedik ya!)”demiş. Tam Nafi’nin Baharatçı dükkanından ayrılırken merhum Nafi  dükandan yine çıkarak :” Kabağımı  ellemeyeceksin” demez mi?  Hacı Metin sonradan anlatmıştı; “ Az daha  elimden bir kaza çıkacaktı” demişti.  Ben bunun aslında abartılmaması  gereken bir şaka olduğunu anlamıştım.Klasik bir Nafi Şakasıydı. … Ama ben bunu işittiğim zaman yerel gazetede    işleyince gündem oluşturmuştu.Herkes gülmekten kırılıp geçmişti. 
      Mekanı cennet olsun. Nafi kısa süreli GLİ Merkez’de merhum Moymullu Hüseyin Telçeken’in yanında çalışmıştı.Bilindiği  gibi merhum Telçeken GLİ’nin  önemli bir ismiydi.  Mükemmel bir muhasebeciydi. O’nun yanında  herkes çalışamazdı.  Merhum Nafi de bakmış görmüş burasının yeri olmadığını anlayınca serbest hayatı seçmişti.  İşte o zamandır bu zamandır hep Baharatçı olarak  ekmeğini kazandı.  O  Tavşanlılının  unutamayacağı  Baharatçı Nafi’sidir.   Allah var,nice kimselere yıllar içinde şifalı otları,baharatın elli  çeşitini   sundu. Bir  Doğa doktoru gibi çalıştı. Öksürükten,karın ağrısına,baş ağrısından sırt ağrısına,ishalden kabızlığa, herkes O’na  danıştı.  mutfakların vazgeçilmezleri baharatın tazesini onda buldu.  Mütevazi dükkanında  ,işyerinde  yok yoktu.  O’na şifa ihtiyaçlarını  almak için gelenleri çay içirmeden göndermezdi. “ Gönder Çavdar iki   Tavşan Kanı “diye bağırması yeterdi. Bu kısa arada  gelenlere şakalar yapar,tebessüm ettirir, fıkra bile anlatırdı. Sohbet  adamıydı.  Gelen geçene selamı esirgemezdi. Tavşanlı’nın Türk Maden-İş Genel Başkanı H. Hüseyin  Kayabaşı “ Asker arkadaşımdı. Çok üzgünüm” dediğinde  ağlamaklıydı. Nafi ,GLİ’nin efsanelerinden Ravi Hacıarifoğlu’nun kızı Elvan’ı oğlu Mehmet’e istediği gün çocuklar gibi sevinmişti. Çok iyi bir aileye karıştığını belirtmişti. Merhum Lokantacı Halit Ağabey O’nun en sevdikleri arasındaydı. GLİ’nin merhum Elektrik Mühendisi Naci Şensöz’ün de  kardeşiydi.  Kardeşini yitirdiği günlerde dünyası yıkılmıştı. “Gözünü  sevdiğimin  böbreği bir uyum sağlasaydı ne güzel olacaktı” dediğini bugün gibi anımsıyorum.  
        Sevgili,  Allah’ın selamını cömertçe herkese veren ve Allah’ın selamını her zaman alan merhum Nafi  ilçenin renkli karelerindendi.   Ömer Hilmi Boyacı’ya,  akrabalık bağı olan tüm hemşehrilerime ,sevgili müdürüm ,dünürü  Ravi Bey’e ve  aile bireylerine  Hacıalioğlu Ailesi’ne, başsağlığı diliyorum.  Sevgili arkadaşım Maliyeci Sezai Şensöz amcasıydı. Cennetmekan Sezai de değerli bir hemşehrimizdi. Namuslu,dürüst,vazifesine sadık bir kardeşimizdi.   O’na da  rahmet diliyorum.   Tavşanlı’da bir Nafi Şensöz vardı artık O  da  yok.  Dualarımız her zaman onunla olacaktır.  

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Tüm Yazıları