29 Ocak 2017 - Pazar

“BEN SAĞLIKLIYIM “ DİYEN BİR MADEN İŞÇİSİ YOKTUR

Yazar - Bülent Alpagut
Okuma Süresi: 6 dk.
3155 okunma
Bülent Alpagut

Bülent Alpagut

- 05062218413
Google News

    “BEN SAĞLIKLIYIM “ DİYEN BİR MADEN İŞÇİSİ YOKTUR


 Dünyanın dört bir yanında çeşitli madenler vardır. Bunlar çeşitli iç ve dış doğal etkenlerle oluşan ekonomik yönden değer taşıyan minerallerdir.Madenlerin bir bölümü açık ocaklarda,bir bölümü de yeraltında üretilirler.Maden ocakları kazılarak maden cevheri çıkarılan yerlerdir.Maden işleten kimselere de madenci diyoruz.Madencilik madencinin yaptığı iştir.Madenler ya devlet tarafından ya da şirketler aracılığıyla veya şahıslar tarafından çıkarılır.. İşletilen madenlerde çalışanlara da maden işçisi diyoruz.
Tavşanlılı olarak bizi ilgilendiren kömürdür. Özellikle linyit kömürüdür.Karbonlu maddelerin kapalı ve havasız yerlerde için için yanmasından veya çok uzun süre derin toprak katmanları altında kalıp bir takım kimyasal değişmelere uğramasından oluşan,siyah renkli,bitkisel kaynaklı,içinde yüksek oranda karbon bulunan katı yakıttır.Tunçbilek ve havalisindeki linyit ise,birleşimindeki karbon oranı 6O-7O olan,kahve rengi veya siyah taşıl kömürdür.
I94O’lı yıllardan itibaren üretilmeye başlanan linyit kömürü bugüne kadar binlerle ifade edilen bir işçi kesimine ekmek kapısı olmuştur.Bugün bile ifade edilen görünür linyit rezervi 2OO milyon tonun üzerindedir.Belki bunun daha üzerinde görünmeyen bir rezervden de söz edebiliriz.Enerji ve Tabii Kaynaklar 
Bakanımız sayın Berat Albayrak’ın geçtiğimiz günlerde yaptığı bir açıklamayı anımsıyorum.2O3O yılına kadar
 linyit üretiminin hız kesmeden devam edeceğini belirtmişlerdir.. Termik santrallar ise bu tarihten sonra artık gündemde olmayacaktır. Çünkü Termik Santrallar yerine başka enerji kaynakları devreye girecektir.
Güneş,rüzgar,biyo enerji ve diğerleri ön plana çıkacaktır.
Öyleyse Tunçbilek’te her ne kadar eskisi kadar olmasa da Kamu işçisi için yaklaşık 13 yıl daha üretim söz konusudur.Bundan sonra ne olacaktır? Termik Santralar devre dışı kalınca üretilen linyit ısınmada,bazı fabrikalarda,Askeri Birliklerde değerlendirilebilir.Doğal gaz ülke genelinde giderek yaygınlaşıyor.Bu gazdan 
Termik Santralar da yararlanamayacağı için bir anlamda doğal gaz tüketiminde de bir tasarruf düşünülebilir. Maden işçisinin kazancının helal olduğunu söyleyebiliriz.Tavşanlı ve Havalisi’nde bugüne kadar linyit  üretimine katkıda bulunan binlerce işçi ve ailesi vardır.Bugün sadece Tavşanlı değil komşu ilçeler mezarlıklarında yatanların büyük bir bölümü maden işçisidir.Hepsi de iddia ediyorum meslek hastalığından muzdariptiler.Meslek hastalığını bir çoğumuz bilmez. Beden gücüne dayalı iş kollarında çalışanlar kesinlikle sağlıklı değildir. Kas-iskelet sisteminde bulunan belimiz, boynumuz,sırtımız, kollarımız, ayaklarımızda oluşan hastalığın adı meslek hastalığıdır.Bir ara Tunçbilek’te bir Meslek Hastalıkları Hastanesi vardı. Hastaları maden işçileriydi.
İstanbul’da Maltepe’de.Bir Meslek Hastalıkları Hastanesi var.Bu hastaneye 2O16 yılı içinde 45OO işçi

başvurmuş.Bunlardan 36OO’ü ayakta tedavi görmüş.Bir önceki yıl yani 2O15 yılında ise aynı hastaneye başvuran 34OO işçiden ise 85O’sinin yatarak tedavi gördüğünden bahsediliyor.Maden işçilerinin tamına yakını yorgun ölmüşlerdir.” Oh” diyenine rastlayamazsınız.İşin en ilginci,bu meslek hastası işçilerin hiç birisinin bir mazeret bahane ederek işini terk ettiği görülmemiştir.Rapor alarak istirahatı düşünenleri yoktur.Ama yukarıda örneğini verdiğim işçiler mutlaka bıçak kemiğe dayandığı için hastanelere gitmişlerdir. Tunçbilek’te yerin yüzlerce metre derinliğindeki kömür üretim galerilerinde ülkemizin yüce menfaatları doğrultusunda üretim yapmış ,bugün çoğu aramızda olmayan maden işçilerimizi hatırlayanlarımız var mı? Bir gün kapısının önündeki kömürü taşıyan bir aile bireylerini seyretmiştim. Fındık tanesi kadar kömürü yerde bırakmamışlardı.Kendilerine laf attığımda :” Hocam bu kömür ne büyük emeklerle,fedakarlıklarla yerinde erinliklerinden çıkarılıyor. Bunu çok insan bilmez. Eğer bir maden işçisinin mensubuysanız ancak anlarsınız.Bizim babamız her gün simsiyah elleri,yüzü ile eve geldiğinde banyo yapar sonra yanımıza gelirdi.Biz onun kirli elleri,kirli-paslı giysileri,simsiyah yüzü ile gururlanırdık. Bize helal ekmek yedirirdi. Onun hakkını ödeyemeyiz. Onun içindir ki fındık kadar kömür parçası,yere saçılan ekmek kırıntıları kadar kutsaldır.Bir maden işçisinin ne şartlarda çalıştığını ancak biz aile bireyleri biliriz” demişti.
Dünya helal ekmek yiyen insanların yüzü suyu hürmetine dönüyor.Kimse bir maden işçisinin bedduasını almasın.Maden işçisinin alınteri Allahın indinde misk-i anberdir.Rahmetli yer altı işçisi Ayvalı Köyü’nden Abdullah Vurmaz bir gün hiç unutmam:” Dünyaya yeniden gelirsem yine maden işçisi olurdum”dediği zaman duygulanmıştım.Şahsen ayaklarımın altına zümrüt halılar serilse,büyük paralar teklif edilse yerin altın girmem.Yerin derinliklerinde olumsuz koşullarda kömür üreten fedakar,mübarek insanlara saygı duyuyorum. Bu vesileyle maden işçilerimizin hak ve hukukunu koruyan sendika başkanlarını,yönetim kurulu üyelerini, anmadan geçemem.Türk Maden-İş Genel Başkanlığı yapmış sayın H.Hüseyin Kayabaşı’nı,Sendika Başkanlığı yapmış AhmetYavuz,Ekrem Fedayi’yi rahmetle,Doğan Şahin,İhsan Dokur,Durmuş Düzgün, ve halen başkan sayın Yusuf Yaman’ı,fedakar mesai arkadaşlarını saygıyla anmak isterim.Kaybettiğimiz yüzlerce maden
işçisine Allah’tan rahmet, hayatta olan aile bireylerine sağlık ve afiyet diliyorum.Her ölen maden işçisi aslında
şehit madencidir.Bu benim görüşümdür.Taktir makamı Yüce Allah’tır.

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Tüm Yazıları