07 Ocak 2024 - Pazar

2023 YILI ÇIKARKEN İÇİMİ ACITANLAR

2023 YILI ÇIKARKEN İÇİMİ ACITANLAR

Yazar - Bülent Alpagut
Okuma Süresi: 10 dk.
102 okunma
Bülent Alpagut

Bülent Alpagut

- 05062218413
Google News


       

     Askerlik Şubesi’nde, yılların Askerlik Şube Başkanları( Garnizon komutanları)’nın fotoğraflarıyla  süslenmiş  bir makam odası vardı.Bu odaya sıkça  girenlerdendim. 30 Ağustos Zafer Bayramı etkinliklerinin son  durağı Tavşanlı Askerlik Şubesi binası olurdu. Törenler sonrasında, Protokola mensup zevat, Şube başkanları,personeli,mevcut şubedeki askerlerin bayramlarını bu şube binasında  kutlarlardı.  Konuklara  en büyük konukseverli k  gösterilirdi. Şube binasında , Sohbetler edilir,geçmişe dönük anılar dile getirilirdi. Merhum Şube Başkanı( aynı zamanda garnizon komutanıydı) Hv. Plt. Kd. Alb Remzi Diren( büyük Tavşanlı sevdalısı)  bu şube binasının girişine 500 kg ağırlığında havacıları temsil eden bir bronz heykel bile diktirmişti, Hem de kendi elleriyle çalışmalara katkı vermişti.  Bu bina şehrin en güzel bir köşesini süslüyordu. Gelecek kuşaklara  bırakılacak en güzel miraslardandı. Sayısız genç bu binadan askere uğurlanmıştı. Yoklama günleri izdiham yaşanırdı. Hele hele şube başkanlık odasının duvarlarını süsleyen gelmiş  geçmiş komutanların fotoğrafları nı huşu içinde  izlerdik. Merhum Diren,bir ara şubenin önüne hizmet dışı kalmış bir top ta getirmeyi planlamıştı. Ama olmadı.  Yani anlayacağınız Tavşanlı Askerlik Şubesi binası şehrimizin simgelerindendi. Aaaaa! Ne oldu?  Bizim Askerlik Şubesi binamız  önce boşaltıldı. Personel Yeni Hükümet Konağı’na alındı.  Ardından bir ara Milli Eğitime tahsis edildi. Daha sonra da bir hayırsever olarak sunulan bir hamşehrimize  bir okul yaptırması şartıyle satılıverdi. Okul mokul da yaptırılmadığını işitmiştim. Yani sizin anlayacağınız tarihi Askerlik Şubesi binası   bir anda elimizin altından kayıp gidiverdi. Başka bir yerde olsa böyle bir binayı koruma altına alırlar. Gelecek kuşaklara sunarlar. Bu bina birilerine battı. 
      Tavşanlı Ziraat Bankası Şubesi’nin temelinin atıldığı sıralarda Ailecek, Hasmillere komşu,merhum Ferit Us ve Ömer Us’a ait ahşap iki katlı ,eski Orman İşletmesi Santral binasında  yaşıyorduk. Bir sabah  bir gürültüyle uyanmıştık. Şimdiki ZB Şube binasının bulunduğu arsaya temel atma töreni varmış. 1950 yılı öncesi ydi.  O gün ilçede büyük bir heyecan hakimdi. Bir avuç  büyüklükteki  ilçe merkezine estetik güzellikte bir banka şube binası inşa edilecekti. Önemli isimler de gelmişti.  Eser bittiğinde gözlere hitabediyordu. Gerçekten çok güzeldi.  Biz bu güzel,estetik açıdan iç açıcı şube binasını da yıktık. Yani gelecek nesillere.” Bak çocuğum burası bir zamanlar ZB Tavşanlı Şube binasıydı” diyemeyeceğiz.Bakın sonradan ,birkaç yıl önce açılan ZB Şube binasına. Allah aşkına içinize sığıyor mu? Benim sığmıyor.  Hangi aklı evvel bu binayı inşa etmişse  yazıklar olsun. Bana göre Tavşanlı’nın  estetiğiyle  alay edilmiştir.”Yaptım oldu” olmuştur. 
           1970 Gediz ve havalisi depremi sonrasında hasar alan  eski PTT  binamızı, yine İstasyon  binamızı   Deprem İcra Heyeti oluruyla önce yıktılar,sonra da mevcut binaları yaptılar. DDY Gar Binasını beğeniyor musunuz? Bu tek katlı bina benim Anadolu Ajansı Tavşanlı Muhabiri  olduğum yıllarda  alel acele inşa edilen, betonu kurumadan kalıpları alındığı için 8 derece yana yatan,bir buharlı lokomotif ile  çelik tellerle doğrultulan binadır.  Hayrettir ki hala içinde birçok çalışan,yolcu ve diğer üniteler  bu binadan yararlanıyorlar.  Benim içimi acıtıyor.  
       Türk Maden-İş Batı Anadolu Şubesi(sendikası) tarafından maden işçisinin eğitimi için inşa edilmiş ,halen Tavşanlı Kaymakamlık Lojmanı bitişiğindeki   binanın ne kötü kaderi varmış!... Önce maden işçisinin yüzünü güldürmüştü. Çünkü  maden işçisinin sürekli eğitime ihtiyacı var. Yeniliklerle tanışması gerekiyor. Çünkü madencilik bir uzmanlık alanı.  Ama  ne oldu? Bu gerçekleşmedi.  Akabinde bina bomboş olarak  Tavşanlı Öğretmeni’ne tahsis edildi. Bu doğrudan efsane sendika başkanı Doğan Şahin ve arkadaşlarının bir jestiydi. Tavşanlılı öğretmen heyecanlanmıştı.Kollar sıvandı. Bina baştan aşağıya elden geçirilmişti.  Yatakhane bile vardı. Yemek dahi yenilebiliyordu.  Güzel bir dinlence salonu,kitaplığı, toplantı salonu vardı. Tavşanlılı öğretmen günlerini bu binada kutlamaya  başlamıştı.  Ben bile bu binada nice etkinlikleri yönettim. Sunuculuk yaptım. İşler gayette  güzel gidiyordu.  Aaaaa! Ne oldu? Baktık bina Kütahya İl Özel İdaresi’nin taşınmazı olmamış mı? Cüzi bir fiyata elden çıkarılmış. Bu Tavşanlılı öğretmen arkadaşlar arasında  sıkıntı yaratmıştı. Nitekim öyle de oldu. Tavşanlı Öğretmenevi olarak hizmet veren bina  baktık  bir başka amaç için kullanılmaya başlandı. Halen de Tavşanlı Diyanet Gençlik Merkezi olarak hizmet veriyor. Diyanet elini sallasa Tavşanlı’da en güzel yerde en güzel binayı satın alabilir,kullanabilir,kiralayabilir. 1000’nin üzerinde öğretmene bu yapılmamalıydı .Bu da içimi acıtıyor.
               Gururumuz Zeytinoğlu Ailesi’nin Babaocağı,Ulucami karşısındaki tarihi  Zeytinoğluevi  maalesef bugüne kadar bir türlü bir amaç için kazanılamadı.  Bina böyle giderse bir gün aniden ya çökecek,ya da bir kendini bilmezin  hışmına uğrayacaktır. Keşke bu bina,çok odalı tarihi ev yeniden ihya edilebilse. İç donanımı yıllar içinde  yeterl iyileştirme yaşamadığı için belki  bugün daha kötü durumdadır.Zeytinoğlu Ailesi ‘nden istirhamım, hayatta olan aile büyükleri bu binayı Cumhuriyetimizin 100.yılında bir şekilde  bir amaç uğruna  yeniden  bizlere kazandırsınlar.  Tavşanlılı kazansın.  
         15 Temmuz’da yaşanan  o unutulmaz olaylar ardından , Kalkışma  sonrasında  Kamulaştırılan birçok bina arasına giren,Tavşanlı’nın en ortalık yerinde,Haşim Benli Bulvarı( Kanal Caddesi)  üzerindeki bir dersane binası  baktık Tavşanlı Öğretmeni’ne tahsis edilmesin mi?  Hani Allah garibin merkebini kaybettirir,sonra buldurur sevindirirmiş. Tam da öyle oldu.  Çok sevindik.  Bakın gelin  ki bu tahsis edilen eski dersane binasının kapısı haftalardır:”Tadilat  var” levhasıyle  kapalı duruyor.  Acaba diyorum binayı yaptıranlar beddua mı etti dersiniz? İşte bu da içimi acıtan bir başka konu.İşin en ilginç yanı;  bir Askeri Darbe ardından Tavşanlılı Öğretmenin kendi harçlıklarıyle,maaşlarından  artırdıklarıyle,eşin dostun desteğiyle   gerçekleştirdiği, Tavşanlı Şoförler ve Nakliyeciler Odası yanındaki  ,bugün bir başka amaçla  kullanılan ilk öğretmenevi  binamız da içimi acıtıyor. 
Böyle bir cami bu günün koşullarında en az 100 milyon liraya yeniden ancak inşa edilebilir. 
          Merhum GLİ Müessesesi  Müdürleri’nden Fahri Ergun döneminde   inşa edilen tarihi Atatürk  Lisesi  artık yok. Yanındaki spor salonu da öyle.  8-9 şiddetinde bir depreme dayanaklı olarak inşa edilen binanın  yıkılması sırasında  ortaya çıkan malzeme ile bir okul daha yapılırdı. Bu okulun  vebalini de  bu dünyada kimse taşıyamaz. Marifet yıkmak değildir. Marifet ayakta tutmak,yaşatmaktır.  
           Ne oldu şu ünlü mermer saray olarak bildiğimiz Tavşanlı İlçe Emniyet Müdürlüğü Hizmet binası’na? Hani bu bina da “ yıkılabilir” diye infaz edilmişti. Ama bakın sevgili polislerimiz hala bu binada. Bu binayı da yarın bir gün yıkarsak kocaman bir yazık olmayacak mı?
           2023 ylı içinde   birkaç gün önce sevgili  iş insanımız Hıfzı Girgin’in iş insanı oğlu  Halil Girgin’i yitirdik. Sevgili berber Cemal Ödemiş’i, sevgili Hacı Emine  Sarı’yı, Mustafa Sepet’i, Sedat Sezgin’i,  Kasap Muzaffer Yılmazel’i, Op. Dr. Hüseyin Sekban’ı, Şoför Hacı Metin Ayvalı’yı,  Berber Orhan’ın oğlu Can Şentürk’ü, Derecik Köyü’nden namı diğer Komünist Celal Güngör’ü,Ekrem Çelikten’i, Milletvekilimiz Hüsnü Ordu’nun sevgili annesi  Zehra Ordu’yu, Moymullu Hayati Kahraman’ın eşi Nükhet Kahraman’ı,  sendika başkanlarımızdan İhsan Dokur’u, Atatürk Lisesi’nin duayen müdürü Arslan Ergüç’ü, Endüstri Meslek Lisesi ‘nin  müdürlerinden  Tepecik’li Sadık Demir’i, Nafi Şensöz’ü,İbrahim Sezgin’i,Sobacı – tenekeci  Süleyman’ı,Av. Cemal Dosdoğru’yu,Ali Takır’ı, da yıl içinde ebediyete göndermişiz.  Kayseri’de görev yaptığım Emmiler Köyü’ne komşu Taşan Köyü’nde bir Ahmet Hoca vardı.  İnsanların bir sevdiklerini kaybettiklerinde içlerinde 40 mumun yandığını,zaman içinde bu mumlardan 39’nun söndüğünü,birinin asla sönmediğini,bir hatırlamayla bu mumun insanın içini yaktığını anlatırdı.   Her sevdiğimizi kaybettiğimizde içimizin yandığı bundandır…..
          Daha içimi yakan neler neler var…… Hemen aklıma geliverenleri yazıverdim.  
       

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Tüm Yazıları