07 Ağustos 2023 - Pazartesi

TARIK DOSDOĞRU

TARIK DOSDOĞRU

Yazar - Bülent Alpagut
Okuma Süresi: 6 dk.
343 okunma
Bülent Alpagut

Bülent Alpagut

- 05062218413
Google News
 TAVŞANLI’NIN  2. AVUKATI   TARIK DOSDOĞRU
        20 TEMMUZ  1986 TARİHİNDE  VEFAT ETMİŞTİ                        
 
 
       Tavşanlı’da  Avukat sayısı giderek artıyor.  Bu da Tavşanlı’nın bir başka açıdan büyüdüğünün işaretidir. Ağırceza Teşkilatı bulunan Tavşanlı’da  E Tipi ,bir de Ceza ve İnfaz Kurumu(cezaevi) var.  Kütahya Barosu’na kayıtlı  avukatların sayısı  en son  alığım bilgilere göre : Kütahya genelinde(merkez ve ilçeler ve diğerleri)491 olup bunlardan 106’sı Kütahya Barosu Tavşanlı Temsilciliği’ndedir. 
      Ama  bugün birçok hemşehrimizin bilmediği bir konuda yazmak istedim. Çünkü bilenlerin sayısı azalırken,bilmeyenlerin sayısı da o kadar çok arttı ki!....Merhum babam Tavşanlı Tarihi’nin ilk avukatıdır.Kütahya Barosu’nun 14 no’lu üyesidir. Merhum babam, Av. Hüsamettin Alpagut  bir ara  hakimdi.  Çal,Acıpayam,Kadirli, Kozan,Simav’da hakimlik yapmıştı.  Kendi isteğiyle mesleğinden ayrıldıktan sonra  son görev yaptığı Simav’dan Tavşanlı’ya gelmiştik. Ben   9 yaşımdaydım. Simav ‘da Osmanbey   İlkokulu’nun 1.nci sınıfını  okurken naklen Tavşanlı  Fevzipaşa İlkokulu’na gelmiştim. Merhum  babam da  Tavşanlı’da Orman İşletmesi Avukatı olmuştu. Merhum babam  işletme avukatıyken ilçede sadece bir tek dava vekili vardı. Merhum Mustafa  Korkut  avukatların görevini yapıyordu. Bu arada çok sayıda arzuhalcı da vardı. Merhum babam   Hazine Avukatı, sendika avukatı hatta belediye avukatı olarak ta  çalışmıştı.  Bir gün Kütahya Barosu’nun o zamanlar başkanının   tavsiyesiyle serbest avukatlığa başlamıştı.  İşte ne olduysa bundan sonra oldu. Merhum Dava vekili Mustafa Korkut   yazıhanesini kapattı. Hatta  ünlü ,üzeri camlı,ahşap yazı masasını da merhum babama hediye etti. Bu masa daha sonra merhum Belediye Başkanı,meslektaşım Tema Tavşanlı Gönüllüsü,Dünya Dendroloji  Derneği üyesi Fevzi Coşgun’a ,Belediye Müzesi’ne konulmak şartıyle merhum babam tarafından hediye edildi.Bugün bilmiyorum gerçekten müzede midir?
        Bu masa  uzun yıllar babamın itinayla kullandığı yazıhanesinin  en anlamlı  parçalarından birisi olmuştur. 
        Merhum  babam  Tavşanlı’da uzun yıllar avukat olarak hizmet verdi.  Emekli olduktan bir süre sonra da 1981 yılı  Aralık Ayı başında aramızdan ayrıldı. Tavşanlı merhum babam ile birlikte unutulmaz dört avukat daha  görmüştür; Bunlar, merhum babam ile birlikte çalışan,20 Temmuz 1986 tarihinde  kaybettiğimiz   merhum Tarık Dosdoğru,halen hayatta  Av. Suna Korkmaz ve   01 Temmuz 2019 tarihinde kaybettiğimiz  Av. Hüsnü Davutoğlu’dur.  Bu dört avukat  ta   Adaletin mutfağında karınca kararınca hizmet veren Tavşanlı’nın ilk avukatlarıdır. 
         Önümüzdeki günlerde merhum Avukat Tarık Dosdoğru’yu  bir kez daha anımsayacağız. Ölenlerin arkasından kesinlikle konuşulmaz.  Mümkünse iyi yönleri  anlatılır. Ben de onu yapıyorum. 
         Bir hafta önce merhum Av. Hüsnü Davutoğlu’nun  ölümünün yıldönümüydi. Merhum babamın değer verdiği hukukçulardan birisiydi.  Ben baba evinden ayrılıp bağımsız olarak   yaşamaya başladığım tarihlerde  merhum,kabri A.B.D’leri’nde olan  Kasım Abdullah’ın Numune Sokak’taki apartmanının bodrum katında  kiracısıydım.Dolayısıyle , merhum A. Hüsnü  Davutoğlu’nun ve merhum eşi Mukadder Davutoğlu’nun komşusu olmuştum.Her ikisinin de   benim çocuklarımda hakları vardır. Mekanları cennet olsun.  Merhum Av. Tarık Dosdoğru da ilçenın  bir zamanlar iyi para kazanmış avukatlardandı. Özellikle tazminat davaları alırdı. Allah var ya! merhum babam da kazanmıştı. Ama  kazandığını aile bireyleri  olarak   tutamadık.Ağustosböceği gibi davrandık. Bu nedenle Tavşanlı’da oturacak bir evimiz olmadı. Hep kirada yaşadık. Merhum Av. Tarık Dosdoğru da  bir ev sahibi olamadı.  O da kirada yaşadı. Numune Sokak’ta   Kayalar’ın evinde, Merhum Uykucuoğlu’nun evinde kaldı. 
          Merhum  Av. Tarık Dosdoğru ile  birkaç ev aralıkla komşuyduk.  Bir anımı hiç unutmam; Kasım Abdullah merhumun apartmanının bodrum katının kapısı çalınmıştı.  Biri elinde kocaman bir tepsi içinde  12 kuzu kellesiyle   karşımızdaydı.  Bana;” Avukatın evi burası mı?”deyince “ Evet” demiş,tepsiyi almıştık. Buram buram kokuyordu. Akşam da merhum babam ile merhum annem bizde yemekte olacaklardı.  Sanmıştık ki merhum babam akşam yemeğinde bize bir sürpriz olarak  fırında kuzu kellesi  yaptırmış. Yemek saatinde tepsiyi getirip  yemek masası üzerine koymuştuk. Merhum anne ve babam da zannetmişler ki  bunları biz sipariş ettik. Kelleleri  tabaklarımıza koyup afiyetle yedikten sonra   bir ara kapımız hızlı hızlı çalmıştı.  O da ne? Bize kuzu kellelerini  getiren adam değil mi?  Ne dese beğenirsiniz?” Kuzu kelleleri Av. Tarık Bey’inmiş.  Yanlış olmuş”Yani kabacası geri istiyordu.  Atı alan Üsküdar’ı çoktan geçmişti.   Biz de ;” Kardeşim  biz onları afiyetle yedik.  Bu ev Av. Hüsamettin Alpagut’un oğlunun evi “ deyince adam saçını başını yolmuş,” Ustam beni işimden kovar. Bu kelleler Av. Tarık Bey’in misafirleri  içinmiş”  demesin mi?   Güler misin ağlar mısın? Artık olan olmuştu.  Yapılacak şey sadece özür dilemekti. Özür dilenmişti ama bunun ezikliğini yıllar içinde hep taşımıştık.  Allah rahmet eylesin. Tarık Abi  hakkını  inşallah gönülden  helal etmiştir diye düşünüyorum. Ama olgunluğa bakar mısınız? Bu olay iki aile arasında  kesinlikle örtülmüştür. Bir daha da hiçbir yerde hiçbir şekilde konu dahi edilmemiştir. 
         Bu vesileyle  merhum avukatlarımızı rahmetle anıyorum. Mekanları cennet olsun. …….
#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Tüm Yazıları