19 Kasım 2021 - Cuma

ESKİLERDE I0 KASIM

Yazar - Bülent Alpagut
Okuma Süresi: 8 dk.
728 okunma
Bülent Alpagut

Bülent Alpagut

- 05062218413
Google News

ESKİLERDE  I0  KASIMLARDA   HEP AĞLAŞIRDIK 
          10 Kasım  yaklaşırken  ister istemez gerilere gittim.  Çocukluğumda,gençliğimde,öğretmen olduktan sonra  ve bugün  10 Kasımları düşündüm Henüz yeni okula başlamıştım. ilk 10 Kasım günü’nü ,  Simav’da Osmanbey İlkokulu’nda  1946/1947 eğitim ve öğretim yılında  kutlamıştık. Merhum hakim babam Simav Adliyesi’nden eve gelerek beni almış,beraberce  okulca hazırlanan anma toplantısına getirmişti. O günde merhum babam da bizlerle beraber olmuştu. 
          Okulun salonunda  bir  ATATÜRK  BÜSTÜ   vardı. Büstün etrafında da  birçok yanan  mum  bulunuyordu.Adını  unuttuğum  okul müdürü ve gerçekten anımsayamadığım sınıf öğretmenim ve diğer öğretmenler,bazı veliler  ve tüm öğrenciler sessizdiler.Sessizliği bir öğretmenimizn  “ dikkat saygı duruşu yapılacak” anonsu bozmuştu . Hepimiz biliyorduk ki Yüce Atatürk   Dolmabahçe Sarayı’nda   Saat  9’u 5 geçe  aramızdan  fiziken ayrılmıştı  Bir dakikalık saygı duruşunun ardından öğrenciler İstiklal Marşı’nı söylemeye başlamışlardı. Ben henüz bu marşı tam olarak söyleyemiyordum.  Son sınıftan  bir abi,  Atatürk’ün hayatını  anlatmış, birçok öğrenci  de  ardından sırayla  Atatürk şiirleri okumuştu Ama dikkatimi çeken bir husus,törendeki hemen hemen herkesin bir şekilde ağlamalarıydı. Atatürk’ün aramızdan ayrılışından sonra yıllarca bu aziz millet hep ağlamıştır.Keşke Atatürk’ü bir nebze olsun tam olarak anlatabllseydik,anlayabilseydik. O’nun neler yaptığını  bir bir sayabilseydik. Bu kez belki ağlamaz,tebessüm eder,yüzlerimiz gülerdi. 
           Gazi Mustafa Kemal Atatürk  ölmediği halde  her yıl ölmüş  gibi anılıyor O, gerçekten ölseydi,bugün  de ‘ nu  yüreğimizde hissedebilir miydik?Unutulanlar,ölüdürler. Unutulmayanlar yaşamaktadır. Hani arılar binbir çiçekten  topladıklarını gelip peteklerde bala dönüştürürler ya,onun gibi  ben de  birçok yerden alıntılar yaptım.Cümlelerimin çoğu alıntıdır. Atatürk ile ilgili o kadar çok kitap var ki. Maalesef bunlardan bir elin beş parmağı kadarını bile okumuyoruz. Okumamışız.  Atatürk,kulaktan dolma bilgilerle anlaşılamaz.   Bir Atatürk fotoğrafı çizdim. Her şeyden öte,Türk Milli Eğitimi’ne 33 yılını veren bir branş ve sınıf öğretmeni olarak Aziz Atatürk’ü gücümün yettiğince ,aklımın erdiğince,okuyup öğrendiğim kadarıyla  öğrencilerime   anlattığımı düşünüyorum.  Yıllarca pazartesi ve Cuma günleri İstiklal Marşı’nı ben söylettim. Yıllarca Andımız’ı yine ben söylettim. 
            “Türk’üm,doğruyum,çalışkanım,ilkem;küçüklerimi  korumak,büyüklerimi saymak,yurdumu,milletimi özümden çok sevmektir. Ülküm;yükselmek ,ileri gitmektir.Ey büyük ATATÜRK!Açtığın yolda,gösterdiğin hedefe,durmadan yürüyeceğime ant içerim. Varlığım, TÜRK varlığına armağan olsun. Ne mutlu TÜRK’üm  diyene !” diye haykıran öğrencilerim bugün birer meslek sahibi,kimisi ev hanımı,kimisi  esnaf,işçi, emekli.  En hoşuma gideni ne biliyor musunuz?  Beni gördüklerinde  önce “ günaydın” hemen ardından da” selamünaleyküm” diyorlar. Beni tebessüm ettiriyorlar.
               “ Özgürlük ve bağımsızlık benim karakterimdir. Ben yaşayabilmek için mutlaka  bağımsız bir milletin evladı  kalmalıyım”” Biz, bizi mahvetmek isteyen emperyalizme  karşı ve bizi  yutmak isteyen kapitalizme karşı savaşmayı  uygun gören bir mesleği izleyen insanlarız””Görevim bitmemiştir.Bitmeyecektir. Ben toprak olduktan sonra  da devam edecektir””Bütün mazlum milletler.zalimleri bir gün  mahvu perişan  edecektir. Zalim ve mazlum  kelimeleri kalkacak,insanlık kendisine yakışan bir toplumsal hale mazhar olacaktır. Cumhuriyet, Atatürk’e göre”imkan” demekti. ATATÜRK  600 yıllık monarşiden,10 yıllık meşruti monarşiden  3 yılda  Cumhuriyete ,27 yılda çok partili  demokrasiye evrilen siyasal bir düzen  kurmuştur. Bu düzen “ sarayın” yerini” meclisin” “ kulluğun” yerini yurttaşlığın,”ümmetin”yerini ”ulusun”,”erkek egemenliğinin “yerini” kadın-erkek eşitliğinin” almasıyla kurulmuştur. 
               Atatürk:” Memleketler çeşitlidir.Fakat medeniyet birdir ve milletin ilerlemesi için tek  medeniyete katılması lazımdır” demiştir. “ En gerçek yol gösterici  ilimdir,fendir” demiştir. “ Benim manevi  mirasım ilim ve akıldır”demiştir. “ Efendiler,medeniyet  yolunda yürümek,başarılı olmak hayat şartıdır.Bu yol üzerinde  duraklayanlar veya ileriye  değil geriye bakmak cehalet ve gafletinde bulunanlar,medeniyetin coşkun seli   altında  boğulmaya  mahkumdurlar” demiştir. “ Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir” diyen O’dur. “ En hakiki mürşit ilimdir,fendir”” Üreten köylü milletin efendisidir”diyen O’ dur .Atatürk,Sümerbank,THK,toprakla buluşan her tohum,demiryolları, her köylünün alınteri , Atatürk Orman Çiftliği, Etibank,hemen hemen tüm fabrikalarımız,Yerli Mallar Haftası, çıkarılan madenler, işçimizin alınteri,İş Bankası, Türkçe terimlerde yaşıyor. Atatürk ülkesini seven  her Türk’ün  ,Müslüman Türk Halkı’nın dualarında yaşıyor. Bir  kardeşimizin dediği gibi:”  Atatürk vatan sevgimizde,bağımsız ve laik Cumhuriyet aşkımızda, ulus bilincinde,  toplumsal birlik  bütünlüğümüzde,kadınlarımızın haklarında ,çiftçimizin  alın terinde ,işçimizin emeğinde  tüm çağdaş  değerlerimizde  yaşıyor.  Atatürk,bu vatana  bu ülkeye, bu cumhuriyete  gerçekten bağlı  insanlarımızın  umudunda,bitmeyen mücadele azminde  yaşıyor. Şimdi kim çıkıp ta “ Atatürk artık yaşamıyor”diyebilir ki?Atatürk’ün her zaman doğum tarihi  1881 bilinir de ölüm tarihi bilinmez. Çünkü yaşayan kişinin ölüm tarihi yoktur. Atatürk yıllar içinde Türkiye7de yaşadı. Artık gönüllerde yaşıyor.  
     Şair,Özbek  İncebayraktar şiirinde Atatürk’ü  ne güzel anlatmış.” Bir deniz feneri  ATATÜRK/Işıklar saçıyor yurda/ Uzaklarda arama O’nu?/ATATÜRK burda /O’nunla  başlarız güne/Tarlada,fabrikada,okulda/Gözü her an üstümüzde/ Bakışları  gittiğimiz yolda/Beraber söyleriz Andımız’ı/Birlikte gireriz derse/ Bir çocuk gibi sevinir ATATÜRK/ Bizi çalışırken görse/” Mustafa Kemaller   tükenmez” dedik bir kez/ Nice Mustafa Kemaller çıkacak aramızdan/ Kutsal  Emanettir  Atatürk bize/Zübeyde  Anamız’dan/Atatürk’e sığın,korur seni/Ne zaman kalırsan darda/ Anıtkabir’e koş selam dur!/Kurtuluş orda/Üzgünsen,çaresizsen,yenilmişsen/Oku! “ Büyük Nutku’nu Atatürk’ün/ ATATÜRKÇE  diren her zorluğa/ATATÜRKÇE  düşün/ Boşuna  arama başka yerlerde/Kök salmış bütün sevgisi  bütün yurda/ATATÜRK burda/”
             Artık 10 Kasımlarda ağlamayacağız. Ömrünün büyük bölümünü bu aziz vatan,bu aziz millet için harcayan,dünyanın en çalışkan,dürüst,ahlaklı,namuslu,komutan,önderi Gaz Mustafa Kemal Atatürk’ü gelecek kuşaklara  iyi anlatmamız gerekiyor.  Mümkün olmayanları 57 yıllık bir ömre sığdıran bu muhteşem insan   10 Kasımlarda tebessümle anılmalıdır. En azından bu muhteşem insanın ruhuna bir Fatiha okunmalıdır. İnşallah bu güzel insan hakkını bizlere helal etmiştir. “ Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır,ama Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır” diyen bir ölümsüze   en derin saygılarımı sunuyorum. Dünya her yüz yılda böyle insanlar görmüştür. Biz de böyle bir kurtarıcı,devlet adamı,mucizeler yaratan bir fani gördük. En büyük Türk Atatürk  Türk Milleti’ne Allah’ın bir armağanıdır. 
               Aydın bir Tavşanlılı din adamımız,kendisiyle gurur duyduğum dostum bir gün bana aynen.”Bugün peygamber efendimizin doğum günü. Bu günde gönlüm ister ki bütün Müslümanlar sevinç içinde olsunlar.  Böyle bir peygamberin ümmeti olduklarını doya doya  yaşasınlar” demişti. Ben de diyorum ki; Atatürk’ün ölüm günü ,Türk Milleti’nin gururlandığı,morellendiği, mutluluktan uçtuğu gün olsun. Çünkü Atatürk  ölmemiştir.  O hep  yaşıyor, Asıl önemlisi Türk Milleti  ne kadar büyük  bir insana sahip olduğunu her zaman hatırlamalıdır. Biz cumhuriyet çocuklarıyız.  O’nu iyi anlıyoruz. Gelecek kuşaklara da anlatacağız. 

 

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Tüm Yazıları