BÜTÜN GÜZELLİKLER ARDI ARDINA GELDİ
BÜTÜN GÜZELLİKLER ARDI ARDINA GELDİ
Bülent Alpagut
- 05062218413
Bir hafta gibi kısa bir sürede insanımız hem Yılbaşı kutladı, hem Üç Ayları karşıladı,hem Regaip Kandili ile taçlandı,hem yılın ilk Cuma namazını eda etti. Bu arada Mekke’nin Fethi de hatırlandı. Tek üzüntü emekli memur,Bağ-Kur ve SSK emeklileri arasında yaşandı. Bu da nazar boncuğu oldu. Ama ben sayın Cumhurbaşkanımızın bu konuda üzerine düşeceğine,memur ve diğer emekliler arasındaki açının kapatılacağına,üstüne üstlük bir miktar daha ilaveyle zammın emekliler açısından % 20’ye çıkacağına yediğim ekmek,içtiğim su kadar eminim. Hem de doğrusu bu olacaktır. İyi de kötü de değil ama yine de iç güveyisinden hallice bir durum olacaktır.
Şimdi beni meşgul eden bir husus var; Şu Huzurevi meselesi. Bu sorunu Tavşanlılı mutlaka çözmelidir. Böyle mükemmel bir Huzurevine sahip olduğumuz için ne kadar gururlansak azdır ama her yerde ve şeyde sorunlar olduğu gibi bu huzurevinde de bazı sorunlar vardır. Ama bunlar çözülemeyecek,bir atla deve de değildir. Akil insanlarımız var; birkaçının bu meseleye el atmasıyla bu sorunlar mutlaka çözülebilecektir.
Her zaman düşündükçe içim daralır;u güzelim Çukurköy’deki Huzurevini hatırlarım. Eğer bu huzurevine sahip çıkılsaydı,herkes bu huzurevini uzaklardan gelerek görecekti. Beğenip övgüler düzecekti. Ama ne oldu? Bu huzurevi maalesef yıktırıldı. Bunun hikayesi uzundur. Merhum iş insanımız Remzi Özerdem’in bu huzurevi için nasıl çabaladığını yakinen bilenlerdenim. Olmayınca olmuyor. Vermeyince mabut neylesin sultan Mahmut hesabı.
Tavşanlı Huzurevini Tavşanlı’ya kazandıran hanımefendi buraya yaptığı yatırımı bir başka yere yapabilirdi. Ama O ne yaptı ,hizmeti Ata dyarı,memleketine getird. Tavşanlı’ya yaptı. Ben yine de bu konuda en kısa sürde hayırlı bir haber bekliyorum
Bakın Tavşanlı Öğretmenevi bugüne kadar bir türlü açılamadı. Bürokratik engeller aşılamadı. Nihayet sevgili çocuğumuz Mehmet Demir mlletvekili oluncaya kadar belirsizlikler sürdü. Sevgili vekilimiz Mehmet Demir’in kılıcını İskender gibi düğümün üzerine vurmasıyla zorlukların aşıldığını öğreniyoruz. Allah kendisinden razı olsun. Binden fazla öğretmenin görev yaptığı Tavşanlı ‘da öğretmen arkadaşlarımız aldığım duyumlara göre en geç Nisan sonu ve Mayıs başında kendi evine girebilecek.
Şu Bedesten konusu da artık dillerden düşmelidir. Kanımca helva yapılmış ve helvayı sunma durumuna gelinmiştir. Bu Bedesten mutlaka diğer bazı yatırımlar gibi ölü doğmamalıdır. Tavşanlı’ya dört dörtlük kazandırılmalı ve yakın çevrede istenilen hareketlilik sağlanmalıdır.
200 yatak kapasiteli Göbel Kaplıcaları’ndaki tesis için geri sayımın başladığı duyumlarını alıyorum. Bu tesis dört dörtlük hizmete sokulmalı ve Tavşanlı turizm alanında önemli bir adımı atmalıdır. Bu tesisi kesinlikle iyi-kötü belediyemiz işletmelidir. Ama bu tesis özelleştirilecekse,veya birileri tarafından işletilecekse o zaman üzülürüm. Kol kırılmalı ama yen içinde kalmalıdır. Tavşanlı Belediyesi istediği taktirde bu tesisi bal gibi çalıştırabilir diye düşünüyorum.
Tavşanlı’da Tunçbilek ilgili hassasiyeti göremiyorum. Zaman zaman çıkarılan dedikodular var. Bunlardan birisi Tunçbilek’teki canım Linyit rezervlerinin özelleşeceği hakkındadır. Aklıma ister istemez yıllar önce aramızdan ayrılan TEMA Gönüllü Temsilcimiz,eğitimci-yazar,belediye başkanı Fevzi Coşgn geliyor. Bir gün bana .” Birileri altımızdaki kilimi çekip alacak haberimiz dahi olmayacak”demişti.Vallahi! her şey olabilir. Bakarsınız GLİ’nin kapısına kocaman bir kilit vururlar. Olur mu olur.Her şey olabilir. Tunçbilek te özelleşebilir. İşte o zaman merhum Mehmet Tunçbilek’i de hortlatmış oluruz. Kendisine teklif edilenleri reddeden,sadece adının yöreye verilmesini yeterli bululan bu güzel insanı hatırlayalım mı? Tunçbilek özelleştirilirse , peki o zaman Tavşanlı Halkı Bergama Köylüleri’nin yaptığını yapabilecek mi?Sevgili vekilimiz Mehmet Demir bir ara konuştuğumda böyle bir özelleştirmenin kesinlikle olmayacağını söylemişti. Kendisine inanırım. Ama işte buna rağmen ister istemez bu konuda ortaya atılan dedikodulara da inanabiliyoruz. insanız,birçok şeye inanırız. Yalan da olsa inanırız. Merhum Donki Mehmetbir gün sıcak bir yaz ayındaydı canı sıkılmıştı. Bana .” Bülent Hoca etrafı hareketlendirmeye var mısın?dediğinde şaka yapıyor sanmıştım. Beni gazeteler başbayiliğnde ( Tekke Camii altında)i iş yerinde küçük camlı odasına alıp senaryosunu anlatmıştı; Gediz’de bir kız çocuğunun annesine karşı geldiği için taş kesildiğini yani taş olduğunu söyleyecektik Bunu birkaç kişiye de söylemiştik. A! O da ne? O zamanlar Tavşanlı’da yolcu taşıyan birkaç jeep vardı. Merhum Keklik te bunlardan birine sahipti. Baktık birkaç kişi Kelkik’in jeepine binip hızla meydandan uzaklaşmıştı. Yani çalınan maya tutmuştu. Bu olaydan sonra merhum Donki Mehmet ortadan birkaç günlüğüne kaybolmuştu. Amacı meseleyi soğutmaktı. Öyle ya bu insanlar döndüklerinde doğruca kendisine geleceklerdi. Tatsız bir durum yaşanabilirdi. Bu insanlar nasıl taş olmuş çocuğa inanmışlarsa bugün Tunçbilek’teki Linyit alanlarının özelleşmesi dedikodusuna kimler inanmaz?Siyasi irade arabasını dağdan aşırır. İli ilçe ,ilçeyi il yapar. Hatta istediği yre denizi bile getirir. Öyle olmadı mı? Merhum Cumhurbaşkanımız Aydın’da konuşurken bir grup sürekli :” Deniz isteriz,deniz isteriz” diye bağırmıştı. O da :”Size istediğiniz
deniz’i getireceğim” demiş,Kuşadası’nı Aydın’a bağlayıvermişti.
Yeni yıl geleli birkaç gün oldu. Sevdiklerimiz,dostlarımız,merhaba ettiklerimiz,çay içtiklerimizden birkaçı hemen aramızdan sessizce ayrılıpgidiverdi. Aziz kardeşim Dedelerli Kuşçuların Yüksel Dağdelen’in, önce kaybolup sonra bulunan Termikli Hayrettin’in, gani gönüllü elektrikçi Mustafa Çelebi’nin ölüm haberleriyle uyandık. Mekanları cennet olsun.