Kendine format at!
Abdussamet Öztan
-Kendine format at! (#sıradışı)
Merhabalar değerli dostlar. Bu haftaki yazımda, bir yerlerden hepimizin aşina olduğu format atmak işini, bu sefer kendimizde denemeyi konuşalım istedim. Kendimize format atalım bu sefer. Peki nasıl olacak o iş, kendimize nasıl format atabiliriz diyorsanız, yazımın devamına buyurunuz.
Millet olarak, çalışmayan veya yolunda gitmeyen elektronik aletlerimiz oldu muydu onları vurarak düzeltmeye çalışmak âdetimizdir. :) Netflix ve YouTube nesli bilmez, hani eskiden karasal yayınların bazen karartılı çektiği zamanlarda çoğunuzun da denediği yayını kendine getirme yöntemi vardı hatırlarsanız: Televizyonun bir iki yanına vurarak onu düzeltmeye çalışma metodu. Kim icat etti bunu bilmiyorum ama arada sırada işe yaradığı da olurdu. :) Bundan biraz daha yeni olan format işlemi ise; özellikle masaüstü bilgisayar kullanımının yaygınlaşmasına bağlı olarak, son 20 yıl içerisinde hayatımızda ciddi manada gerekliliği hususunda yer etmeye başlamış bir işlem. Mobil telefonlarımızda fabrika ayarlarına döndürme işlemi olarak da yer alan bu fiil, bir tür sil baştan/her şeyi eskisine döndürme hareketidir. Peki neden böyle bir işlem yapılır veya buna ihtiyaç duyulur? Çeşitli sebepleri olabilir. Mesela kullandığımız bilgisayar veya telefona ya farkına varılmadan zararlı yazılımlar yüklenmiştir, ya depolama alanı gerekli-gereksiz bir şekilde hıncahınç dolmuştur. Kısacası fabrika çıkışında kullanım için öngörülenden farklı kullanım durumları söz konusu olmuş, haliyle bu durumlar da sistemimizin kasılmasına ve stabil bir şekilde düzgün çalışmamaya başlamasına sebep olmuştur. Hatta bu elektronik aletler bazen çalışırken öyle sesler çıkartırlar ki, bu sesler bize bir şeylerin yolunda gitmediğini bas bas bağırarak anlatır. Bu seslerin normal olmayıp farkına vararak, çözümüne bakmak gereklidir bir an önce. İşte kısaca format veya yeni tabiriyle fabrika ayarlarına dönme işlemi, kimilerince çok sık yapılması önerilmese de gerekli ve faydalı bir işlem olarak görünüyor hayatımızda. Peki, bu kadar faydalı ve gerekli olan bir işlem; birey bazında kendimize de uygulanabilir mi? Hadi canım, öyle şey mi olurmuş diyenler olabilir. Ama gelin biraz mantık yürütelim. Bizim hayatımızı kolaylaştıran elektronik aletlerde işe yarıyorsa, kendimize atacağımız bir format işleminin elbette ki bizde de işe yarayabileceğini düşünüyorum. Sonuçta bizler de bir tür canlı makine gibiyiz, elbette ki yoruluyoruz bedenen ve ruhen.
Hayatımızın çıkmazlara girdiği zamanlarda, “ben zorlanıyorum artık, baksana ne yapacağını bile bilemiyorsun, işlerin desen sarpa sardı ve içinden çıkılmaz hâl aldı, hayat karmakarışık bir bilmece gibi oldu” gibilerinden ruhumuzun en derinliklerinden feryat edip gelen ve bize bas bas bağıran sesleri, zaman zaman siz de işitmiyor musunuz? Kimilerinde bu seslerin hiç kesilmediği bile olur. Öyle artar ki bu iç sesler, insanı bunalıma kadar götürür ve şahsi hayatında, aile hayatında, iş hayatında yanlış kararlar almasına bile sebebiyet verir. Ama günlük hayatın koşuşturmacaları arasında çoğumuz bu seslerin farkına bile varmaz. (Bu yazıyı, bir tür kendinizi test etme aracı olarak da düşünebilirsiniz. Bir kontrol edin, dinleyin bakalım nasıl arıza sesleri geliyor içinizden?)
İşte tam da burada, artık gerçekleştirilmesi neredeyse elzem hale gelen iş ise; kendimize format atmaktır. Diğer deyimle, fabrika ayarlarımıza dönmektir. Yukarıda aktardığım ve benzeri durumlar gösteriyor ki; hayatta yanlış yaptığımız veya atladığımız bir şeyler var demek ki. Belki de gereksiz çok fazla şey ile doldurmuşuz ki, asıl gerekli olanları alamayacak derecede şişmiş depolamamız. Ya da, gerçekten zararlı olup olmadığının farkına bile varmadan “next-next” diyerek hayatımıza kurduğumuz ve aldığımız bazı kararlar bu hale getirmiştir bizim sistemimizi. Ve artık zamanı gelmiştir, kendimize format atmanın ve fabrika ayarlarımıza dönmenin!
Ama insanın kendine format atması ve bir şeyleri alışkanlık haline getirmesi, kolay değil. Önce gayret ve sabırla devam etmek gerekir. Sonuçta alışkanlık, bir süreç sonucu gerçekleşiyor. Araba kullanmasını bile anne karnında öğrenmedik değil mi? Sürücü kursuna gide gele, direksiyona geçip sürerek pişirdik şoförlüğümüzü. Yapılan çalışmalara göre ise bir insan bedeninde yer alan ve sayısı dünya nüfusunu aşan trilyonluk hücrelerimiz, ortalama 40 günde bir kısmen kendini yeniliyormuş! Senede bir veya iki kere de tamamen yeniliyormuş. İşte bu içinde olduğumuz 3 aylar, kendine format atman için TAM ZAMANI!
Bırakamadığın ve sende alışkanlık haline gelen bazı şeyler olabilir. Onlara elveda demek için atacağın ilk adımın, işte şimdi TAM ZAMANI! Eskide işlediğin bazı hatalar, günahlar olabilir. Belki de daha bugün işlemiş olduğun bir günahın var. Dikiz aynasından bakıp durma artık akıp giden zamana; inatçı kirlerin hepsi bilirsin ki bir tevbeye bakar; Allah ise kuluna çok Tevvab ve çok Ğaffâr!.. (1) Tevbe ve pişmanlığın, işte şimdi TAM ZAMANI! Belki de su kaynatıyor ve haliyle su eksiltiyorsun. Farkına varamadığın bu susuzluğun hayatının düzgün çalışmasını da engelliyor. İşte senin bedenen ve ruhen düzgün çalışman için gerekli olan ve ruhunu onunla doyurman için gerekli ab-ı hayat suyun olan; sıkıcı şu dünya ahvali içinde teneffüs vesilen (2) olan namaza başlamanın, işte şimdi TAM ZAMANI! Hani adamın biri aracının arkasına yazmış ya “hatalıysam HATA yazıp 2222’ye mesaj gönder hatasız kul olmaz şarkısı cebine gelsin” diye ;) Yani demem o ki, belki farkına varmadığın bazı haram kurulumlar yaptın hayatına. Ama olsun. Önemli olan şu ki; farkına vardın ve anladın ya artık bir şeyleri yanlış yaptığını. Boş ver geçmişi, geçmişe tevbe geleceğe ise besmele gerek biliyorsun.
Sakın ‘kendimi hazır hmiyorum’ deme! Yukarıda da söylediğim gibi, içinden gelen bu kendini hazır hmeme sesi bile gösteriyor ki, kendine format atmanın ve başlamanın tam zamanı kardeşim! Hazırsın sen emin ol! Unutma ki: “Bizim yolumuzda olanlara, yollarımızı açar gösteririz” (3) buyuruyor Rabb’in! Allah işini kolaylaştıracak inşâallah! Gayret senden, takdir O’ndan kardeşim. Haydi bismilah!
[Dipnotlar: (1) Zümer S.-53 / (2) Sözler-s.269 / (3) Ankebut S.-69 ]