25 Haziran 2018 - Pazartesi
Akıllı ol bu fırsatı kaçırma
Yazar - Abdussamet Öztan
Okuma Süresi: 5 dk.
2036 okunma
Abdussamet Öztan
-Vayy be! Sıcak mı olur, sıcakta nasıl oruç tutarız ki, dayanabilir miyiz ki derken geldi ve gidiyor işte Ramazan! Ve bizlere çok önemli bir fırsat sunarak gidiyor! Tabi biz bu fırsatı tepelemezsek. Ne mi o? Kadir Gecesi fırsatı!.. Bu yazımızda önce kadir gecesinin hangi geceye denk geldiğini, bu konudaki çeşitli söylentilerin hangisinin doğru olduğu ve ardından da bu gecede yapılacak en güzel şey nedir, onu aktarmaya çalışacağız sizlere inşâallah.
İlk önce; kadir gecesi gerçekten Ramazan’ın 27.’nci gecesi mi, yani 26’sını 27’sine bağlayan gece gerçekten kadir gecesi diyebilir miyiz? Bizim kullanma kılavuzumuz olan Kur’ân’ın müfessiri azamı Efendimiz sav’in hadislerinde, Kadir gecesi için şu manada ifadelerini görürüz: “Kadir Gecesini Ramazan’ın yarısında” diğer bir rivayette ise “Ramazan’ın son on gününde”, bir diğer bir rivayette ise “hususan tek gecelerde arayın”(Buhari Leylet’ül Kadir 3, Müslim Sıyam 216)” manasında ifadelerin yer aldığını görmekteyiz. Peki neden birden çok rivayet etmiş ve yani direkt söylememiş sizce? Hiç düşündünüz mü? Allahu a’lem, doğrusunu Allah ve Resulü bilir ama; sanki hani bizler Ramazan’ın sadece tek bir gecesini Kadir Gecesi diye bilip, o geceye ehemmiyet gösterip Ramazan’ın diğer gecelerini değerlendirmekten istinkâf edip uzaklaşmamamız için sanki gizlenmiş gibi duruyor bu gece. Ne dersiniz?
Tamam, anladık ki sanki bu gecenin gizlenme sebebinin hikmeti bu gibi, yani halen de bilinmiyor gerçek sebebi ama bu sebep, hikmete ve mantığa muvafık geliyor yani. Peki gerçekten 27’.nci gecesi kadir gecesi mi? Sonuçta o gece, tek bir gece yani! Ve o geceye rağbet gösteriyoruz ama, ya değilse? Bakın bu sorunun cevabını size Said Nursî’nin şu veciz ifadelerinden aktarayım. Bana mantıklı geldi bu sözleri, diyor ki: “O gece Leyle-i Kadir olmak ihtimali çok kuvvetli olmasından bir kısım müçtehidler o geceye Leyle-i Kadr’i tahsis etmişler. Hakiki olmasa da, madem ümmet o geceye o nazarla bakıyor, inşâallah hakiki hükmünde kabule mazhar olur.” İnşâallah ümit edilir ki, o gece kadir gecesidir. Ama önemli olan ise, elbette 27.’nci gecesini de kadir gecesi olarak değerlendirmek gerek, lâkin hadisin rivayetlerinde bi’l-mana ifade edildiği gibi; tek bir geceye odaklanmak yerine, onu son günler olan şu günler içerisinde aramak! Ramazan’ın sonuncu gecesine kadar, bu ihtimal aynen devam ediyor dostlar, bilginize!
Biliriz ki, adında da geçtiği gibi çok değerli bir gece bu gece! Hadisin rivayetlerinde ‘Kur’ân’ın sair vakitlerde her harfine mukabil 10 sevabı’ olduğu ve Ramazan’da ise bunun 1000’lere, Kadir Gecesi’nde ise 30 binlere çıktığı bildirilmiştir. Ve dahi; bu gece tam 1000 ay, yaklaşık olarak 83 küsur yıllık bir ibadete karşılık gelen bir gece bu gece! Karavanaya atmamak lazım, değil mi? Değerlendirmek gerek. Peki özellikle Bayramın arifesi olan şu son gecelerde ne yapmalı?
Televizyon reklamlarında boy gösteren indirimleri kaçırmamak, e-postalarımıza gelen e-ticaret sitelerinin indirim kodlarını bi kenara not etmek, AVM’lerdeki bayram fırsatlarını ve yüzde bilmem kaçlara vardığı söylenen o fırsatları yakalamak; ve bunun için mağaza mağaza gezmek değil tabi ki de. Yapılması gerekenler ilmihal ve siyer kitaplarımızda mevcut. Oradan bakabilirsiniz. Ama en güzeli özellikle hangi gece olduğu kesin olarak bilinmeyen şu Kadir Gecesini, hazır şu son günlerin içerisinde iken her günü Kadir imiş gibi düşünüp; Kur’ân okuyarak, dinleyerek, salavâtla, kaza namazı ve tevbe istiğfar ile geçirmek sanırım en güzelidir. Uyanık ol, akıllı ol ve bu fırsatı kaçırma kardeşim!
Tabi tüm bunları, sevap kazanmak Cennet’e bilet almak için falan değil; sırf ama sırf, sadece ama sadece rıza-yı İlahi için yapmamız gerek! Çünkü; biliriz ki ubudiyet mukaddeme-i mükâfat-ı lâhika değil, belki netice-yi nimet-i sâbıkadır! Çünkü ubudiyet, yani ibadet; istediğimiz şeyleri, mükafat ve nimetleri mukaddeme olarak elde etmek için değildir! Ve onları niyet ederek de yapılmaz, Cennet için bile olmaz! Belki, şimdiye kadar elde ettiğimiz sâbık nimetlerin bir nevi şükrüdür ubudiyet. Rabbim tuttuğunuz oruçlarınızı, fitre ve fidyelerinizi, zekatlarınızı kabul eyleyip bunları rızasına vesile eylesin inşâallah dostlar!
Yorumlar (0)
Tüm Yazıları