Kur'an Neden Arapça ?
Abdussamet Öztan
-Kur'an Neden Arapça ?
Kur'ân-ı Kerim bir günde veya bir anda indirilmedi, doğrudur; peyder pey indirildi. Hadiselere göre ayet ayet, sûre sûre… Bediüzzaman Hz. İşârat'ül İ'caz (s.131-132) isimli eserinde okuduğum bir yerde, bu konudan şu manada bahsediyor: “Bir seferde inmiş olsa idi, insanlar onun bir Yaratıcı(Allah) tarafından indiğine inanmak zorunda kalabilirlerdi bu da dünyanın imtihan ve tecrübe dünyası olduğu sırrını bozardı. Yani peyderpey indi ki ‘biz de yaparız, ne var’ diye şüpheye düşenleri Yaradan ‘haydi bir suresinden dahi olsun benzerini getirin’ diye onları kendi kazdıkları kuyuda boğdu. Nitekim, bir kelimesine bile benzer getiremediler.”
Niye Kur’ân başka dilde inmedi peki? Şahsî kanaatimdir ki: Kur'ân “Arapça da değildir, Allah'cadır” bence. Çünkü hiçbir dile, Arapça’ya bile benzemez. Kur'ân’ın indirildiği yarımadada o sıralarda hâkim olan güç ‘edebiyat ve belagat/şiir’ idi. İnsanlar, okuma-yazmaları yok denecek kadar az olsa da kuvvetli hitabetleri vardı. Bir edibin bir sözüyle savaş başlar ve bitebilir derecede etkili idi bunlar o devrin insanları arasında. İşte Kur’ân öyle bir zamanda indirildi ki, indiği yarımadada Arapça’yı kullanan insanların, hatta ediplerinin bile itirafıyla Kur’ânın tarifinden aciz kalınan bir eşsizlikte olduğu yönündeki ifadeleri, kaynaklarda sabittir. Örneğin; "Fesda' bi-mâ tü'mer" (Hicr-94) ayetini işiten ve o anda secde eden bi adama 'Sen Müslüman mı oldun?' diye sorulan soruya karşılık 'Hayır Müslüman olmadım ama ayetin belâgatı bana secde ettirdi' dedirtecek kadar; o yöre insanının en güzel şiirlerini Kâbe duvarına astıkları 7 askıyı(muallakat-ı seb'a) Kâbe'den indirtecek kadar yüksek bir edebiyata sahip idi Kur'ân, halen de öyle...
Onun Arapça olarak indirilmesi meselesine gelince: 1-) Kur'ân'ın her bir harfinin onlar, binler sevapları var. 2-) Yusuf Sûresi ilk ayetlerde geçiyor: "Kur'ân'ı biz, anlayasınız diye Arapça olarak indirdik." Nitekim merhum Mehmet Âkif der ki "inmemiştir bu Kur'ân bunu hakkıyla bilin, ne mezarda okumak ne de fal bakmak için." Yani düz mantık okumak ve sevap kazanmak için de inmemiştir yani Kur'ân. Bir deneme yapalım şimdi ve şu ayeti biraz irdeleyelim isterseniz: Fatiha Sûresi ilk ayeti: "Elhamdülillâhi Rabb'il Âlemîn".. Bu ayetin Türkçe meali: "Alemlerin Rabb'i olan Allah'a hamd olsun" olacaktı. Peki, bu ayet diyelim ki Türkçe metniyle "Alemlerin Rabb'i olan Allah'a hamd olsun" şeklinde inse idi, sizce anlatmak istediği manalar ne kadar anlaşılır olurdu veya ne kadar açık tefsir edilebilirdi? Bakın şöyle izah etmeye çalışayım:
Dikkat edin, ben size "Türkçe olarak bu şekilde bu ayet inseydi" derken bile, sadece bi tane ayete ve sadece kendi anladığım kadarıyla 6 kelime ile BİR tek MANA vererek size aktarıyorum. Halbuki o ayetin Arapça metnine bakarsak, anlatmak istediği Hamd'den de fazlasıdır. Yani "Alemlerin Rabb'i olan, Allah'a hamd olsun" olarak Türkçe inmiş olsaydı, bu haliyle dikkatler sadece hamd etmeye çekilirken; eğer ayet "Hamd, Alemlerin Rabb'i olan Allah'a mahsustur" olarak Türkçe inmiş olsaydı bu sefer de dikkatler 'Hamdin sadece Allah'a yapılabileceğini' anlatacaktı. Fakat Arap harfleriyle indiği için, yukarıdaki her iki mana da haktır.
Peki sizce Türkçe olarak inmiş olsaydı ve yukarıda yazdığım manalardan sadece bi tanesi ile inmiş olsa idi, bu ayetten ayrı koldan giden ama tevhidi ifade eden farklı manalar çıkarabilir miydiniz? Eğer farklı bir dil ile inseydi denilecekti ki: 'Manası, bize göre değil. Bizim asrımıza bakmıyor. Bizim dilimize ters' denilebilirdi. Nitekim, tüm diller sınırlıyor ayetlerin manaları.. Nasıl mı? Arapça hariç diğer tüm diller(yukarıda da gördün ki, Türkçe olarak inmiş olsaydı bile) anlatılmak istenileni sadece bir veya sınırlı sayıda mana ile anlatırken; Arapça olarak inen Kur'ân-ı Kerim ise yukarıda yazdığım her iki manayı (hem "Alemlerin Rabb'i olan Allah'a hamd olsun" hem de "Hamd, Alemlerin Rabb'i olan Allah'a mahsustur." manalarını) hem de fazlasını anlatıyor.
Bunu ben uydurmuyorum. Yani Kur'ân'ın Arapça olmasının ayette de buyrulduğu üzere 'anlaşılması, fikir fırtınaları edilmesi ve anlaşılması için Arap harfleriyle indirilmiş olduğu' ile alakalı bu kanaatim, Kur’an tefsiri Risale-i Nur'un Şu'âlar kitabında (s.608) inceledikten sonra oluştu. Kelime kelime Fatiha’nın manalarını izah ediyor bu sayfalarda Bediüzzaman, bakmak isteyen bakabilir. Orayı okuyunca siz de anlayacaksınız ki, Kur’ân Arapça da değildir aslında Allah’cadır ve hakiki tercümesi de mümkün değildir!