Elalem Ne Derse Desin
Abdussamet Öztan
- Elalem ne der diye geri adım attığımız çok şeyler olmuştur. Bazen pişmanlıkla, bazen de iyi ki yapmamışım diyerek sonlanmıştır. Peki kimselerin olmadığı ve bilmediği, sana ulaşamadığı bir yerde de olsan, yine de elalem ne der diye aklına gelip seni engelleyebilir mi?
Düşün ki, kimselerin olmadığı bir ortamdasın. Yıllardır hayalini kurduğun bir şey, çok değil birkaç dakika sonra gerçek olmak üzere.. Güç bela ortamı ayarlamışsın, tezgahı kurmuşsun.. Gizli saklı işini halletmek istiyorsun, başkası eğer seni görse bilse o anda, utanacak sıkılacak ve yerin dibine gireceksin. Tam o anda kafanda deli sorular: “Oğlum, sen kimse görmüyor sanıyorsun ama seni gören ve içinde sakladıklarını dahi kaydeden melekler var, bunu nasıl yaparsın? Hem sen Allah’a inanmıyor musun? İnanıyorum tabi ki de, elhamdülillah Müslümanım! Ama melekleri kim görmüş ki?” diyorsun.. Ne oldu şimdi kardeşim biliyor musun? Meleklere iman, terk etti gitti kardeşim seni! Sen gönderdin onu senden, durduk yere çekip gitmedi! Demek oluyor ki; “utandıracak bir günahı gizli işleyen bir adam, başkasının ıttılaından(bilmesinden) çok hicab ettiği zaman, melaike ve ruhaniyatın vücudu(varlığı), ona çok ağır geliyor. Küçük bir emare ile onları inkâr etmek arzu ediyor.”
Hem öyle bir hata yaptın ki sen, bu cürmü ancak Cehennem ateşi paklar kardeşim. O derece büyük bir günah işledin. Birilerinin görüp görmemesi, umrunda da değil hani. Hem Cehennemle alakalı tehdit ayetlerini de işitiyorsun, hatta işitmekle kalmayıp adın gibi de biliyorsun ki; bu işin sonu Cehennem! Ama, kafanda yine deli sorular: “Ya hu arkadaş, tamam Cehennem var, azap var inanıyoruz âmennâ! Ama, gidip de gören mi var?” diyorsun.. Ne oldu şimdi kardeşim biliyor musun? Ahirete iman, bir kuş misali pırr deyip uçup gitti göğsünden.. Demek oluyor ki; “Cehennem azabını intac eden(netice veren) büyük bir günahı işleyen bir adam, Cehennem’in tehdidâtını işittikçe istiğfar ve tevbe ile ona karşı siper almazsa, bütün ruhuyla Cehennem’in ademini(yok olmasını) arzu ettiğinden küçük bir emare ve bir şüphe, Cehennem’in inkârına (Allah muhafaza) cesaret veriyor” insana..
Senin derdin elalemle değil kardeşim. O kadar çok istemene rağmen bir türlü namaza başlayamıyorsun ve yanlış yaptığını bilmene rağmen kendini günahlardan da bir türlü uzak tutamıyorsun.. Şu gönlüne bir türlü söz geçiremiyorsun, hala ve hala birilerini taklaya getirmeye, tavlamaya çalışıyorsun.. Nerede akşam, orada sabah! Ama biliyorsun ki, gittiğin yol yol değil! Sen, bile bile Allah’ın yasakladığı ve istemediği bir yolda gidiyorsun, emirlerini çiğniyorsun! Ama, kafanda yine deli sorular: “Ya hu, kaç yaşına geldim hala namazları bi düzene koyamadım, amma da birikti borçlar ha! Gerçi kılsam da aynı, kılmasam da aynı değil mi fark yok! Arada bi kıldık da n’oldu? Hala ne işler rayına giriyor, ne da hayatın tadı tuzu var.. Kılan da, kılmayan da sonuçta aynı kabre giriyor. Ya hu, ne vardı ki keşke şu namaz olmasaydı? Allah neden emretti ki, ihtiyacı mı vardı?” diyorsun.. Ama nefis ve şeytanın, biri asist yapıp diğeri de mükemmel bir vesvese ile sana son golünü de atıyor: “Namaz niyaz iyi güzel, emir Allah’ın emri tamam ama, Allah’ı gören mi var? Boşu boşuna, görmediğim bir Allah’a namaz mı kılınırmış? İyisi mi boşver!” diyorsun.. İşte şimdi, olan oldu! Allah’a iman gitti!
Bu yol nereye çıkıyor dostum biliyor musun? “Her bir günah içinde, küfre(Allah’ı inkâra) gidecek bir yol var. O günah (küçük büyük demeyip) istiğfar ile, pişmanlık ve nedâmetle çabuk imha edilmezse, kalbe işleyip siyahlandıra siyahlandıra tâ nur-u imanı çıkarıncaya kadar katılaştırıyor.” (Risale-i Nur’dan-Lem’alar-2.Lem’a)
Sonra da, ibadet etme isteği arzusu da gelmiyor tabi haliyle.. Zikirden, ibadetten nefret edercesine insanı uzaklaştırıyor her bir günah kardeşim! Umursamadığın, küçük gördüğün, bir kereden bir şey çıkmaz dediğin, bazen elalem ne der diye geri vitese taktığın ama el-Alîm olan Allah’ı unutarak dört nala koştuğun her bir günah.. Peki ne yapmalısın? Yapman gerekeni biliyorsun: “Tevbe, istiğfar pişmanlık ve dua!” Peki, günah işleyen bir insanın imanı gider mi? Ya da şöyle diyeyim, bir insan günah işliyorsa bu kişi imansız olduğu için mi günaha girebiliyor? Bunu sonraki yazımda ele almayı düşünüyorum Allah izin verirse inşâallah.. Dua ile…