BÖYLE YORUM MU OLUR ?
Abdussamet Öztan
-Bu haftaki yazımızda, Risale Ofis Facebook ve YouTube videolarımıza şimdiye kadar gelen bazı yorumları sizlerle paylaşarak fikrinizi almak istiyoruz ki: “Acaba biz mi yanlış düşünüyoruz yoksa insanlar mı yanlış düşünüyorlar?” Buna siz karar verin!
Bunlardan ilki: Yılbaşı kutlamanın Müslüman’a yakışmayacağı konulu videomuzdan. Diyorlar ki ‘bana bir tane ayet göster, kutlamayacağım!’ Hadis-i Şerif’te Efendimiz(asm)’in buyruğunu aktarıyoruz ki “kim bir kavme benzerse, o kişi onlardandır” diye. Gelen yorumlardan biri: “Buna ayet mi diye baktım, ayet değil hadismiş(!)” Ey böyle düşünenler! Yoksa siz de mi Kuran bize yeter diyenlerdensiniz? Sanki biz Kuran yetmez deyip, haşa Efendimiz(asm)’i alternatif mi sunuyoruz? Ki o alternatif değil, bizatihî menba’ıdır vahyin! Allah muhafaza, ne dediğinizin farkında mısınız? Okuduğumuz Kuran metni e-postayla, kargoyla veya WhatsApp’dan bildirimle mi geldi haşâ? Kuran’ımızın metni de hadislerin metni de Efendimiz asm’ın dilinden dökülmedi mi? Dinimizin iki ana kaynağı vardır ki bunlar Kuran ve Sünnet’tir. Delilimiz ise şu manadaki ayetlerdir: “Ey iman edenler! Allah ve Resulüne itaat edin.. Peygambere itaat edin.. Allah’ın elçisine karşı gelmeyin..” (Enfal-20, Nisa-59, Nisa-14, Al-i İmran-31/32)
Bir diğer videmuzdaki yorum: “Hep aynı şeyleri söyler durursunuz; biraz da insanlar bu pahalılıkta ne yer ne içer, emekli maaşını, asgari ücreti anlatın.” Biz de diyoruz ki: Peki siz bize gösterebilir misiniz Kur’an’da Hadis’te, her ikisinde veya birisinde: “Emekli maaşını, asgari ücreti tartışın durun; insanların emeklilik maaşlarını artırın ki huzura eresiniz.” gibilerinden bir emir nerede? Yani, diyorsun ki: Hiç ölmeyecekmiş gibi ahirete çalışın diye hadis var. Evet var, ama onun sonrasını da oku, diyor ki: “Yarın ölecekmiş gibi ahiretine çalış!” Hatta bazıları daha ileri gidip ‘Avrupa top tüfek dedi ilerledi, biz ALLAH ALLAH dedik geriledik’ diyorlar. Gelin buna cevabı Bediüzzaman versin, diyor ki: “Ey biçareler! Dünya bir misafirhanedir! Her günde otuz bin şahit, cenazeleriyle ‘el-mevtü hakkun’(ölüm gerçektir) hükmünü imza ediyorlar. Ölümü öldürebilir misiniz? Madem edemiyorsunuz; mevt, Allah Allah dedirtir! Sekeratta Allah Allah yerine; hangi topunuz, hangi tüfeğiniz.. o sekerattakinin ye’si mutlakını(ümitsizliğini) ümid-i mutlaka çevirebilir? Madem ölüm var, kabre girilecek! Bir defa top tüfek denilse, bin defa Allah Allah demek lazımdır!”
Bir yorum daha var ki, yine içler acısı bir yorum. Yorumun geldiği video; ‘tanımadan, sevmeden evlilik olur mu?’ Ve işte bizi mahveden o yorum: “Abi ne haramı, yıl olmuş 2018 bu neyin kafası ya!” Ahh be kardeşim, ahhh be kardeşim! Zehir, bundan 1400 yıl önce de zehir idi, şimdi de öyle! Zehiri senin önüne altın kasede sunsalar sen ‘yok canım, bu kadar paha biçilemez bir kapta gelen bir şey nasıl zehir olur ya saçmalamayın; yıl olmuş 2018, hangi yüzyıldayız neyin kafasındası bu’ deyip zehri içsen, içmeyi geç cesaret etsen; buna cahil cesareti denmez mi kardeşim? Yani bilmiyorsun, bilmiyoruz, bildiğimizi doğru sanıyoruz veya sadece hayır hasenat yapmakla, veya sadece namaz kılmakla, veya hacca gidip günahları sıfırlayınca; oohh senden iyi Müslüman yok(!) Zehire tiryak namı verilmekle tiryak olmadığı gibi, bu neyin kafası?
Bunları hepsi, bildiğimizi sandığımız; kemale ermiş diye güvendiğimiz imanımızın şarjının azaldığının göstergesi! İmanımızı şarj etmemiz gerek! Kafamızı telefonumuza gömüp her şeyin sıradan olduğunu sandığımız şu dünyada; sıradan hale gelen şeyin: Elhamdülillah Müslümanım deyip, imtihan edilmeden direkt Cennet’e alınacağımızı sanarak; hiç ölmeyecekmiş gibi dünyaya çalışmamızdır dostlar! Bunları hatırlatmak, insanları uyandırmaya çalışmak; FARZ olan emr-i bil ma’ruf’u yapmak ne zamandır kabahat oldu? Üzülüyoruz, ama elden ne gelir ki demeyin! Biz demiyoruz ve durmayacağız da Allah’ın izniyle! Aktaracağız, anlatacağız, uyandırmaya çalışacağız! Sen de uyuma! Uyanalım! Ve Uyandır! Lütfen! Allah rızası için!