18 Nisan 2021 - Pazar

Sıkılganlık-Bıkmışlık-Kabz-Bast halleri (#sıradışı)

Yazar - Abdussamet Öztan
Okuma Süresi: 7 dk.
867 okunma
Abdussamet Öztan

Abdussamet Öztan

-
Google News

Sıkılganlık-Bıkmışlık-Kabz-Bast halleri (#sıradışı)
Merhabalar değerli dostlar. Bazen sizde de oluyor mu bilmiyorum, böyle hiç bir iş yapmak istemediğiniz
zamanlar? Öyle ki, bir bardağı bir yerden alıp tezgâhın üzerine koymak bile ağır gelir insana. Hiç bir şey yapası
gelmez. İşte bu gibi durumların neden kaynaklandığını ve çözümlerini işleyeceğimiz bu haftaki yazımın konu
başlığı; kabz ve bast halleri. Diğer adıyla sıkılganlık, bıkmışlık sendromu.
İnsan hayatı sivri sivri kayaların boy gösterdiği engellerle dolu bir dağ, bir vadi misali sürekli iniş ve
çıkışlarla dolu. Med-cezirler, gelgitler yaşar insan hayatında ara ara… Kimi insanlarda çıkışlar biraz kısa süreli
olarak gerçekleşebilirken, kimilerinde ise inişler biraz uzun sürebiliyor, bitmek bilmiyor gibi geliyor insana... Bazen
çok güzel gider her şey, içsel bir ferahlık hissederiz; bazen de içimizi kapkara bulutlar kaplar ve fırtına öncesi
sessizliği andıran derin unutulmuşluklarda yapayalnız hissederiz kendimizi. Şurası bir gerçek ki; bu iniş ve çıkışlar
hayatımızın her döneminde, her anında mevcut. Çünkü burası dünya ve deyim yerindeyse bu dünyanın
standartlarında bu var! Her şeyin her zaman yolunda ve tıkırında gideceği yer olan Cennet değil sonuçta burası,
değil mi? Ve bu dünyanın dahi sürekli devam ede gelen tekdüze bir hayatı yok. Çünkü o da fani… Ufukta görünen
güneş, bir vakit geliyor ve karanlığa gark ediyor koca dünyayı. İnsanların alemi de tıpkı bu dünya ve güneş misali;
sürekli olarak güneşi ufukta durmuyor, bir görünüp bir kayboluyor ve insanın da dünyasının zifiri karanlığa
gömülmesine sebep olabiliyor. Peki neden bu halleri yaşıyoruz? Neden bu tarz içsel sıkıntılar var hayatımızın
neredeyse her anında?
Bazılarınızın ismini duyduğunda o mütebessim, vakur ve beyefendi hali gözünüzün önüne geleceği,
Tavşanlı’dan yetişen ve Kuran’a hizmet davasının ulu çınarlarından biri olan Rahmetli Ali Çakmak ağabeye bir
gün kendi yaşadığım bu gibi durumlar sebebiyle danışmıştım: “Zaman zaman anlam veremediğim içsel sıkıntılar
oluyor alemimde, bazen de tam tersi kendimi çok enerjik hissediyorum. Bu hallerin sebebi nedir?” diye
sormuştum. Bana kısaca şöyle özetlemişti: “İnsan hayatında yaprak ve toprak dediğimiz iki dönem vardır.
Yaprak dönemi; bast halinin ortaya çıktığı dönemdir ki, insanın kendini mutlu htiği o devirlerde Rabbim
ferahlıklarla o insanı sınar ve kendini hatırlatır. Yaprak döneminde olan bir insanın elindekilere ve şükrünü eda
etmediklerine bol bol şükretmesi, nafilelerini artırmasının isabetli olacağını… Toprak dönemi ise; kabz halinin
ortaya çıktığı dönemdir ki, insanın kendini hayattan bezgin bir halde hissedebileceği o devirlerde Rabbim insanı
sıkıntılarla sınar ve kendini hatırlatır. Toprak gibi bir nevi… İşte bu toprak dönemi içinde olan bir insan geçmiş
günahlarına ve belki de tevbesini etmediği unuttuğu günahlarına tevbe ve istiğfarı bol bol dilinden eksik
etmemesinin isabetli olacağını.” ifade etmişti.
Hani bazen sindirim sistemimizdeki yaşadığımız bazı sıkıntılar sebebiyle bağırsak sendromları yaşarız
ya zaman zaman. Affedersiniz, kabız olduğumuz anlar olur. Hatta bunun tam tersi ishal dediğimiz durumla da
karşı karşıya kalabiliyoruz. Böylesi bir durumda bulunduğumuz zamanlar, ilk düşündüğümüz nedir sizce? “Acaba
ne yedim, bozuk bir şey mi yedim, tarihi mi geçmişti, ne oldu ki acaba ki beni bu hale getirdi?” diye düşünürüz
değil mi? Çünkü kabızlık veya ishal durumları, sıkar insanı. Adı üstüne kabz eder, bunaltır. Sebebini düşünürüz
hemen. Çünkü o vaziyet, normal bir vaziyet değildir beden-i insan için. Sebebini tespit ettiği ve ardından belki de
uygulayabileceği birkaç dikkat etmesi gerekenler listesi ile, artık bedeninin sindirim sistemi bir de bakmış ki kısa
bir süre sonra eski sıhhatli vaziyetine kavuşuvermiştir.
İşte, zaman zaman yaşadığımız içsel sıkıntıların boy gösterdiği; hiç bir iş yapmak istemediğimiz ve
sıkılganlık, bıkmışlık hallerini yaşadığımız… Bazen de kendimizi çok enerjik ve ferah htiğimiz ferahlık hallerini
yaşadığımız bu haller de, aynen bedensel yaşadığımız kabızlık ve sıhhat durumlarındaki gibidir. Ve bu haller
insan hayatında dönem dönem görülebilen KABZ ve BAST halleri diye isimlendirilir. Kabz halleri; affedersiniz,
aynen kabız olduğumuz zamanlardaki gibi hayatımızın normal akışının dışına çıktığı zaman dilimleridir. “Kabz
halleri=Toprak dönemidir” yani… Bu zaman diliminin içinde olduğunu hisseden bir insan öncelikle, “Acaba bir
hatam kusurum mu oldu Rabbimin katında? Tevbesini etmediğim bir günahım mı var? Bana bu sıkıntıyı yaşatarak
el-Kâbız ismiyle beni sıkarak kendini bana hatırlatmak isteyen bir Zat var, ben meğer son zamanlarda ne kadar da
O sanki yokmuş gibi bir hayat yaşıyormuşum?” gibilerinden düşünmeli ve tevbesini etmemiş olabileceği günahları
için tevbe etmeli, istiğfarı dilinden düşürmemeye gayret göstermelidir. Ki bu toprak(kabz) dönemi, Allah’ın bize
vermedikleri ile imtihanı, yoklukla sınamasıdır deyim yerindeyse. Ve insan için bir tür uyarı mahiyetindedir,
çobanın koyunlarına isabet ettirdiği taş misali; yola, hizaya, huzura çekmek içindir. Bast halleri ise; sıhhatli
olduğumuz, her şeyin yolunda gittiği zaman dilimleridir. “Bast halleri=Yaprak dönemidir” yani… Bu zaman diliminin
içinde bulunduğunun çoğu zaman farkına bile varamaz insan. Bu hallerde ise öncelikle, “el-Bâsıt ismiyle bana bol
bol ferahlıklar vererek beni rızıklandıran ve ihsan ettiği nimetlerle, ferahlıklarla kendini bana hatırlatmak isteyen bir
Zat var!” gibilerinden düşünmesi gerekir. Ki bu yaprak(bast) dönemi, Allah’ın bize verdikleri ile imtihanı, varlıkla
sınamasıdır deyim yerindeyse. Hem elinde olanlara hem de geçmişte elde edip de şükretmediği nimetlere olan
şükrünü, hamdini dilinden eksik etmemesi gereken; hamdinin, kulluğunun vitesini nafilelerle artırması gereken bir
dönem olduğunu bilerek, ona göre hareket etmelidir bu dönemlerde.
Bu hal ve dönemler özetle; bizlerin ümit ve korku arasındaki havf-reca dediğimiz denge köprüsünü
kurabilmemiz için varlar hayatımızda! Çünkü bu kabz ve bast halleri, insan için sabır ve şükür vasıtasıyla terakki
ve yükselişine vesiledir biricik Rabbisinin katında.

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Tüm Yazıları