Neden Sadece Ortadoğu'da?
Abdussamet Öztan
-Merhabalar değerli dostlar, bu hafta bir soru geldi bize YouTube kanalımızdaki videolardan. Diyorlar ki: “Neden peygamberler sadece Orta Doğu’da gönderilmiş ve Amerika’da, Afrika’da, Uzak Doğu’da peygamber gönderilmemiş?” İlginç bir soru değil mi? Bir yerlerden duymuştuk ama, nihayet bize de soruldu! :) Biz de sizlerle paylaşalım istedik bu güzel soru ve cevabını bu hafta. Merak edenler yazımızın devamına buyursunlar!
Bu durum aslında, Bediüzzaman’ın tabiriyle "kader-i ilahinin bir remzidir". Yani tabir-i diğer ile Cenab-ı Allah hangi insanı Peygamber seçmeyi de, hatta seni de nerede dünyaya göndereceğini kendi irade ve ihtiyarıyla seçtiği gibi Orta Doğu'da çoğu peygamberin çıkmış olmasını da yine kendi irade ve takdiriyledir. Peki hikmeti nedir ve neden? İlk insan olan atamız Hz.Adem (as) Hz.Havva validemizle, bugünkü Mekke topraklarında yer alan Arafat civarında bulunmuşlardır. Buna dair rivayetler ise; hadislerden ve inen kitaplardan sabittir. Hatta Adem(as)'ın oğulları ilk insanlığın başladığı bu civarda dünyaya gelmişler, hatta Peygamber olarak vazifelerini Mekke civarında ifâ etmişlerdir, Hz.Şit(as) ve Hz. İdris(as) gibi.
Yine Hz. Adem ile Hz. Nuh (as)'ların arasında uzun bir zaman dilimi olduğu ifade edilmesine rağmen, Nuh (as) da bu bölgede, Kûfe namındaki mahalde tebliğ yapmıştır. Hatta Hz. Salih, Hz. İshak, Hz. Eyyûb, Hz. İlyas (as)'ların Şam ve civarında; Hz. Zekeriyya, Hz. Yahya, Hz. Davud, Hz. Süleyman ve Hz. İsa (as) da Kudüs'te yaşamıştır. Hz. Hûd (as) Yemen'de, Hz. Musa (as) ve Hz. Yusuf (as) da Mısır halkına peygamber olarak gönderilmiştir. Diğer peygamberler de hep bu civarda gelmişlerdir. Bu duruma göre baktığımızda, hadislerde 124bin olarak sayısı ifade edilen ama bunların içinden, özellikle Kuran'da adı geçen peygamberlerin; yukarıda da aktardığımız üzere bu bölge mahallinde gönderildiği ortaya çıkmaktadır. Peki; "neden bu bölgede başlamış peygamberlik" veya "neden bu bölgeye has gönderilmişler" diye merak edenler varsa, şimdi daha derine iniyoruz inşallah. Çünkü inciler, denizin dibindedir bilirsiniz ;)
İlk insan Hz.Adem(as) ile birlikte insanlığın başladığı yer ve bölge olarak Mekke civarı olduğunu göz önünde bulundurduğumuzda; Peygamberler, insanları doğru yola sevketmek üzere gönderildikleri için insanların olduğu ve ilk yerleşim yerleri olan bu bölgelerde gönderilmişlerdir. Yani bir ayrımcılık veya belli bir kavme gönderilme durumu yok! Hem insanlık, öyle hemencecik virüs gibi yayılacak değil ya! :) Şu an bile 7-8 milyar olarak ifade edilen dünya nüfusu, (Allah bilir) o peygamberler ile Efendimiz sav’in arasındaki zamanda 200-300milyon civarında dahi değildi belki. Ve hızla artan nüfuslar olmadığı için, yerleşimler de o bölgelerin dışına hemencecik taşmadı ki, başka bölgelere peygamber gönderilsin. Değil mi? (Kaldı ki, Peygamber gönderilmeyen ve tebliğ ulaşmayanların sorumlu tutulmayacağı, Kuran’da açıkca ifade edilmekte İsra-15’te)
Peki neden Amerika’da, Afrika’da veya Uzak Doğu’da gönderilmemiş peygamberler? Gönderilmemiş olduğuna dair elimizde tarihi bir kanıt olmadığı gibi, o civarlarda peygamber gönderilmiş olsa bile o zamanlarda çıkan batıl inanışların, belki bu gerçeği gizlemiş olabileceği ve tarihe naklettirmedikleri ihtimalini de göz önünde bulundurmak gerekir. Kaldı ki; örneğin Amerika ne zaman keşfedildi ve insanlar ne zaman oraya yerleşti? Araştırmalarımıza göre Amerika kıta olarak 1492 civarında Kolomb tarafından keşfedildi ama Hindistan sanıldı. Sonraları, yeni bir yerleşim yeri olabileceği Americo Vespucci tarafından ortaya konuldu; yani özetle, 1500’lü yıllar sonrasında insanlar kavimler halinde bu kıtaya yerleşmeye başlamışlar. Yerleşenlerin ise, Avrupa’dan gelen milletler olduğunu ve keşfedilme tarihini göz önünde bulundurduğumuzda, son hak din olan İslam o zamanda zaten geçerli ve hâkim idi 1400’lü yıllarda.. Ve onlar bir Peygamber(asm) aracılığıyla gelen İslam’dan haberdar idiler, 700’lü yıllarda Endülüs Emevileri ve sonrasında da aziz ecdadımız Osmanlı vesilesiyle. Ama keşif öncesinde yerli halk olup da onlara gönderilen peygamber var mıydı, onu bilemiyoruz.
Bu tarz malumatlar araştırmak güzel. Ama internetteki bilgi çöplüğünde kaliteli ve geçerli doğruya ulaşmak; biliyorsunuz ki yanıltıcı içeriklerin gırla gittiği şu zamanda neredeyse imkansız gibi. O yüzden, size tavsiyemiz olacak acizâne:
Merak etmemiz gereken daha önemli bir mesele var, ne o biliyor musun? Bediüzzaman’ın tabiriyle “herkesin iman mukabilinde bu zemin yüzü kadar bağlar ve kasırlarla müzeyyen, daimî bir tarla ve mülkü(Cenneti) kazanmak/kaybetmek davası başına açılmış, eğer iman vesikasını sağlam elde etmezse kaybedecek!” diye ifade ettiği üzere; imanımızı artırmak ve tahkiki yapmak için bir şeyler izlemek, araştırmak gerekmez mi? Çünkü kabirde geçen bilet, bizim iman ve ibadetimiz! Orta Doğu’da Peygamberlerin gelmesi veya başka yere gelip-gelmediği değil, bunlar imanın şartları değil biliyorsunuz ki! Ve bu gibi malumatı bilmemek insanı imansız kabre sokmaz! Ama imanını tahkiki hâle getirmemek, (Allah korusun) ebedi bir hayatı kaybetmemize sebebiyet verebilir ama! Bu noktada da, dilerseniz YouTube ve Facebook’ta yer alan paket videolarımıza bakabilir ve destek almak için bize her zaman “Facebook, Messenger ve Instagram’da @RisaleOfis” diye aratarak yazabilirsiniz. Allah’a emanet olun..