04 Ekim 2017 - Çarşamba

Doğru yolu buldum ya çıkarsam

Yazar - Abdussamet Öztan
Okuma Süresi: 6 dk.
2413 okunma
Abdussamet Öztan

Abdussamet Öztan

-
Google News

            Bazen soruyorlar kardeşler, sosyal medyadan da geliyor bize bu tarz sorular. Diyorlar ki: “Elhamdülillah bi vesile ile namazlarıma başladım, kapandım, alkolü bıraktım, geçmişime tevbe ettim ve şükür ki artık doğru yolu buldum! Ama korkuyorum ya tekrar yoldan çıkarsam, çivi tutmazsam diye? Ne yapmalıyım?” diyenler oluyor.

            Sevgili kardeşim, bak şimdi; hiç öyle vesvese etmene falan gerek yok! Niye mi? Bak sana, öncesinde sana nedenini anlatacak Asr-ı Saadetten bir hadise aktaracağım. Anlatan, Hz. Peygamber Efendimiz(sav). Bir gün, bir sefer sonrasında Kainatın Efendisi(sav) savaş meydanını gezmektedir. Şehitler, yaralılar.. Derken şehitlerden birini görür ki, tam boğaz kısmından vurularak şehit edilmiş. Ve hatırlar o Sahabe efendimizi, Fahr-i Kâinat Efendimiz(sav). O, yerde cansız yatan şehit ile aralarında öncesinde geçen bir diyalog geçtiğini hatırlar. Şöyledir ki: Yine bir başka sefer sonrasıdır ve Efendimiz(sav) savaş sonrası ganimetleri taksim edip paylara ayırmış ve savaşa katılan Sahabe efendilerimize ganimetten haklarını dağıtmaktadır. Derken sıra bu sahabe efendimize gelmişti ve ona ganimetten payına düşeni vermek için uzatmıştı ki sahabe efendimiz o payı kabul etmek istemediğini iletti. Efendimiz(sav) nedenini sorduğunda ise, sahabe-i güzin Efendilerimizin aslında hepsine vergi olan aynı halet-i ruhiye, dudaklarında şu cümlelerle hayat bulmuştu. Dedi ki: ‘Yâ Rasulullah! Ben bu ganimetleri almak için Müslüman olmadım! Ben, tam şuramdan  bir ok ile vurulup şehit olmak için Müslüman oldum’ demişti boğazını göstererek. Hz. Peygamber(sav) de: “Eğer sen doğruyu söylüyorsan, Allah da seni doğrular!” demişti ve o sahabe efendimiz şimdi, tam da gösterdiği yerden bir ok ile vurularak şehit edilmişti.

            Yani diyeceğim o ki: Eğer sen doğru isen, çıktığın yolda kararlı isen ve doğrunun arkasından(Kuran ve Sünnet) da peşi sıra gidiyorsan; Allah seni doğrulayacak! Sen istediğin kadar sarp kayalara çarpsan da şu hayatta, Rabbin sana elini muhakkak ama muhakkak uzatacak! Sen yeter ki iste! Ve dahi, gayret et! Sen eğer niyetinde samimi isen, söylediklerinde doğru isen Allah da seni doğrular ve doğru yolunda sırat-ı mustakîm üzere götürür inşâallah!

            İnanıyorsun çünkü sen kardeşim! Öyle körü körüne de değil! Çünkü Risale-i Nur’da geçtiği gibi; “hakiki imanı elde eden adam kainata meydan okuyabilir ve imanının kuvvetine göre hadisatın tazyikatından kurtulabilir! ‘Tevekkeltü alallah’ der, sefine-yi hayatta kemâl-i emniyetle hadisâtın dağlarvâri dalgaları içinde seyran eder.” Çünkü hakiki imanı elde eden adam biliyordur “inanıyorsanız üstün gelecek olan muhakkak sizsiniz” ayetini! Hem şunu da hatırla ki: “Bizim yolumuzda olanlara, cihat edenlere yollarımızı açar gösteririz” ayetindeki inâyet-i ilahiyi! Zira “Rabb’in seni terk etmedi, sana darılmadı da!” çünkü sana sesleniyor ki ‘ey nefislerine zulmederek haddi aşan kullarım, Allah’ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin’ buyurmuştu Alemlerin Rabbi.. Ve sen de bu buyruğa uyarak geçmişine tevbe, geleceğine taze bi Bismillah çekmiştin. Öyle değil mi? Öyle ise, sana şimdi yakışan şudur ki: Asla ama asla, bunlara takılma! Çünkü aklına gelen bu durumların hepsi, şeytandan birer vesvese ve ayartma!

            Sen doğru gördüğün, doğru inandığın ve dosdoğru bildiğin yolda ‘emrolunduğun gibi dosdoğru’ gitmeye devam et! Ama şunu da unutma, boş durma gittiğin yolda gayretle devam et! Gayret ederken de, tevekkül et! Zira tevekkül, esbabı bütün bütün reddetmek değildir! Belki esbabı dest-i kudretin perdesi bilip riayet ederek, müsebbebatı Allah’tan beklemek ve neticeleri ondan bilmek demektir. Öyleyse sen elinden gelenin en iyisini yap, amelin ‘az da olsa devamlı olanını’ yapmaya bak! Amelin ne olursa olsun ameline güvenme, ama artmasına da çalış hem de! Hem de, de: Ben senden razıyım Rabb’im! Senin rızan için çıktığım bu yolda, benden rahmet ve inayetini esirgeme! Ta ki Rabb’in de sana desin ki: “Ey mutmain olan nefis! Sen Rabbinden, Rabbin senden razı olarak gir şimdi kullarım arasına, gir şimdi Cennetime!”

            Merak etme kardeşim! Sen ‘ya yoldan çıkarsam’ diye endişelenip, kendini Kuran’ın tornasına soktukça, inşâallah Rabbim de açacak sırat-ı mustakim yolunu; ve rahmetini, önüne ilmik ilmik dokuyacak! Son olarak, Rasulullah’tan sana bir mesaj var ki: “LÂ TAHZEN! Üzülme! İnnallahe meane!(Allah bizimle!)” Ve şunu da unutma! “Allah hep beraberdir, sabredenlerle!”

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Tüm Yazıları