06 Şubat 2017 - Pazartesi

En güzel 14 Şubat Hesiyesi

Yazar - Abdussamet Öztan
Okuma Süresi: 6 dk.
2652 okunma
Abdussamet Öztan

Abdussamet Öztan

-
Google News

          En güzel 14 Şubat Hesiyesi

  ‘14 Şubat’ta sevdiğime ne sürpriz yapsam, hangi hediye hoşuna gider, ne pahasına olursa olsun ne alsam ki onun için değer?’ diye düşünenler için, ucuz ve kısa yoldan birkaç tavsiyemiz olacak. Artık uzun gecelerde kara kara düşünmeye son!

            Kimileri için kanayan yarasına tuz basan bir hüzün sebebi, kimilerine de derinden bir ahh çektiren bir gün.. Kimileri için ‘acaba bu kutlu günde ona ne alsam’ diye tatlı(!) bir telaş ateşinin bacayı sardığı, kimilerince de “boş geçirmemek lazım abi, hele tek olarak hiç geçirmemek lazım” diyen gençler tarafından her sene kutlanan mübarek bi gündür 14 Şubat değil mi(!) :) Zaman su gibi akıp gidiyor ve artık kimilerine göre ‘ilk olacağı’ için heyecanla beklenen, kimilerine göre ise artık her sene kutlayıp durmaktan sıradanlaşmış ve bir manası olmayan bir gün haline gelse de, hediyesiz geçişirmek olmaz, değil mi? Peki eşler birbirine nasıl bir hediye almalı? Biri alıp diğeri almasa olur mu? Ya da en iyisi şöyle düşünelim: Alacağın hediye, ona değer mi değmez mi?

            Düşünsene.. Bir erkek ve bayan birbirini seviyorlar. Derken sevgililer günü yaklaşıyor ve her iki taraf da birbirilerini ne kadar çok sevdiklerini, o günde alacakları eşsiz bir hediye ile gösterme arayışı içindeler. Tabi, çoğu bayan gibi o bayan da oğlandan sevgisinin göstergesi olarak sevgililer gününde tek taş bekliyor haliyle. Ama bizim oğlanın tek taşın fiyatından haberi yok tabi,  hemen internette kısa bi araştırma yapıyor ki o da nesi: Tek taş pırlantayı almak için o arkadaşın önce bir yerde işe girmesi ve o işte birkaç ay çalışması, yemeyip içmeyip o yüzüğü alması lazım. Ta ki sevdiği kız, onun kendisini sevdiğine, o yüzüğü alınca kesin kanaat getirsin. Değil mi yani? En lüks cafelere gidilecek, romantik bir ortam. Loş ışık, mumlar.. Derken tek taş karşı tarafa eşsiz bir müzik eşliğinde sunulacak. Ama diyelim ki karşı cins o hediyeyi beğenmedi veya beğendi diyelim. Daha işin gücün olmamasına rağmen bir de borç buldun sağdan soldan ve milyarları döktün o yüzüğe.. Sonra ne oldu? O seni günün birinde terk etti gitti, ya bir başkasını sevdi, ya sen gibi ciddi düşünmemişti veya sen ciddi düşünmemiştin, ya da babası birisiyle evlendirdi ve her şey oldu bitti.. Planladığın gibi gitmedi işte hiçbir şey! Oysa ki, önceleri ne kadar da güzeldi.. Bi yanda milyarlık tek taş, daha aldığın borcu dururken bir yandan da yüreğinde bir de boşluk oluştu şimdi. Firak elemi, kasıp kavuruyor kalbini. Peki, değer mi kardeşim haram bir sevda uğruna, Allah’ın emrini çiğneyip bir kenara atmaya? Değmez tabi ki! Peki değmez mi kardeşim Allah için tüm haramları, elinin tersiyle itip ondan uzaklaşmaya. Değer tabi ki!

            Harama helal kıyafeti giydirmekle o haram, sana helal olmaz kardeşim! Özellikle de birbirinin kapalı olduğu, dindar olduğu düşüncesiyle sevgili olma çabasındaki kardeşlerim! Lütfen dikkat! Birbirinize aldığınız hediyeler eşarp, takke, sarık, cübbe, çarşaf, pardesü ne olursa olsun! Yaşamakta olduğunuz ilişkii ‘anormal bir durum’ dinimizce! Deme zaman değişmiş, asır başkalaşmış, herkes dünyaya dalmış! Hayata perestiş eder! ‘Böyle deme!’ diyor Bediüzzaman! Çünkü herkes sana, kabir kapısına kadar arkadaşlık eder. ‘Herkes böyle yapıyor ama’ dediğin o herkes var ya, en fazla seni kabrin kapısına kadar getirir, hatta toprağa gömmeğe bile yetiştiremez seni, sonra da çekip giderler! Hani herkes seninle beraberdi, ne oldu şimdi?

            Sakın ha bu sözleri söylemekle size nasihat etmeye veya vaaz vermeye çalıştığımı zannetmeyin! Bizler emr-i bil m’aruf nehy-i ani’l münker emri gereğince iyiyi tebliğ edip, kötü olandan uzaklaştırmaya çalışmakla mükellefiz her Müslüman yaptığı gibi ve yapması gerektiği gibi. Unutma ki, bir mümin kardeşi belki de farkında olmadan Cehenneme doğru güle oynaya giderken, kendisine Müslüman diyen bizlerin ona el uzatmaması, elinden tutup onu oradan kendisiyle beraber çıkarmaya çalışmaması, ‘ateşe bir odun da sen at’ ve ‘ateşin bol olsun’ demekten farkı ne ki dostlar?

            Özetle; Allah için olmayacaksa, olmuşların da olacakların da hiç ama hiç bir önemi yok kardeşim! İnsan sevdiğini bile bile ateşe atmaz! Eğer derseniz ki ama biz ciddi düşünüyoruz! Birbirimizle sevgili olmayacaksak, nasıl birbirimizi tanıyacağız. Birbirimizi tanımazsak peki, nasıl evleneceğiz? O zaman YouTube’da “Risale Ofis tanımadan evlenmek” aramasını yapıp bu konuda hazırladığımız videomuzu izleyebilirsiniz. Allah’a emanet olun.

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Tüm Yazıları