25 Aralık 2016 - Pazar

KAFİRE EBEDİ CEHENNEM, BU NASIL ADALET ?

Yazar - Abdussamet Öztan
Okuma Süresi: 6 dk.
2765 okunma
Abdussamet Öztan

Abdussamet Öztan

-
Google News

            Cehennem! Adını telaffuz etmesi bile insanın tüylerini ürpertiyor değil mi! Ebedi ateş! Sonsuza dek! Girişi var ama çıkışı yok! Bir Kafir! Allah’ı inkar ediyor! Tek suçu: Allah’ı inkâr etmek!.. Ve karar: EBEDİ CEHENNEM! Peki, bu nasıl olur? ‘Allah’ı sadece inkâr edeceksin, karşılığında ebedi Cehennem.. Bu nasıl adalet?’ diyenler var..

            Bir insan Allah’a inanmayabilir.. Ahirete, öldükten sonra dirilmeye de inanmayabilir. Ortada anormal bir durum yok bu gayet normaldir o insan için. Hem inanıp inanmamak da herkesin kendi bileceği bir iştir. Çünkü din bir imtihandır, bir tecrübedir. Bir nevi sınav! Düşün ki sınav öncesinde, hangi konulardan ağırlıklı olarak ve nereden ne sorulacağı, konu başlıklarıyla bildirilir. Ama tabi bazıları ya sınavı hafife alır, ya sınav olduğundan habersizdir ya da tam sınav sabahı uyandığında aklına sınav olduğu gelir ve sınav yerine gider,  işte o zaman görür sınavın gerçek olup olmadığını.

            İşte, diyelim ki böyle sınavlardan birine giriyorsun kardeşim. Sınav salonundasın, soru kitapçıkları ve optik form dağıtıldı. Sorular ağırlıklı olarak, tam da senin çalıştığın yerlerden çıkmış. Harıl harıl soruları çözüyorsun. Bi ara bakmışsın ki sınav salonundaki gözetmenlerden biri, bazılarının kağıtlarına işaretler koyuyor. Hemen işaret koyup gitmiyor da, bazılarının başında bayağı bi oyalanıyor! Anladın ki cevapları işaretliyor. Ama diyorsun ki, bu haksızlık! Dimi yani! Böyle bi şey olması, normalde mümkün değil ama olsa nasıl olur sence? Haksızlık olur, adaletsizlik olur değil mi? Aynen öyle de, din de bir imtihan demiştik ya. Yani, Ebubekir Sıddîk(ra) ile Ebucehiller aynı kefede kalmasın diye.. Elmas ile kömür ayrılsın diye, madene verilen ateş gibidir kardeşim imtihan. Kimisi kömürünü yakar kül olur; kimisi kömürünü yakar, içindeki elması ortaya çıkarır ve elmas gibi bir kul olur! Yoksa, Peygamber Efendimiz (sav)’e onca zulüm ve eziyeti revâ gören Ebucehil gibi bir adamla kim Cennet’te beraber olmak ister ki? Kimse istemez!

            İnanıp inanmamak herkesin kendine kalmış bi tercih. Ama inanmayan bir kişi öyle ‘bu benim kendi kişisel tercihim arkadaş, ister inanırım ister inanmam’ deyip de geçemiyor tabi ki. Her ne kadar o arkadaş, bu bedele ve hesap yerine inanmasa da bunun da bir faturası var tabi.  :) Şimdi şöyle düşünelim ki; kafirin kendi hakkında Cehennemi gerektiren fiili nedir? Allah’ı inkâr etmesi. Yani, Allah yoktur demesi.  Koca bir ömür, yaptığı şey Allah’ı inkar ederek yaşamak. Ama o ‘küfür ve dalalet, yani inkâr; kainata büyük bir tahkir ve mevcudâta bir zulm-ü azimdir’ der Bediüzzaman.     Çünkü küfür(inkar) hadsiz hukuka bir tecavüzdür. Elbette hadsiz bir cinayettir. Öyle ise, hadsiz bir azaba müstehak olur. Yani Allah’ı inkâr eden bir insan Allah yoktur demekle kalmıyor, aynı zamanda ‘Allah vardır ve birdir’ diye Allah’a işaret ve şehadette bulunan sayısı belirsiz her şeyin, canlı cansız ne varsa onların şahitliklerini hiçe saymış ve onlara ‘siz yalancısınız, yalan söylüyorsunuz’ demiş oluyor kardeşim. Değil mi?

            Düşün ki, hadd-ü hesaba gelmez milyarlarca varlık! Hatta ‘deniz dibinde balıklar, şekva ederler ki istirahatımızın selbine sebep oldular’ diye rivayet vardır.  Örneğin bir dakika içerisinde bir cinayet işleyen adam dünyada kaç sene hapis cezası alıyor? Ceza Kanununa göre 10-15 yıldan başlıyor, müebbet de yiyebiliyor suçun durumuna göre. Bir dakikaya tam 15 sene! Peki, Allah’ı inkar eden bir kişi ne yapıyor? Bir küfür(inkar)=Bin katl(cinayet) kadar olması cihetiyle bir dakikalık bir inkar halinde olan adam, katlin dünyevi cezasına göre hesaplayacak olsak sekiz milyara yakın dakikada azap çekmesi, o kanun-u adalete muvafık geliyor. Sene 365 gün olduğu için bir senelik ömrünü inkar ile geçiren adam iki trilyon sekizyüz seksen milyara yakın dakikada azaba müstehak olur. Yani, bir senelik bir küfür ile bu şekilde bir ceza alabilmesi aklen ve mantıken mümkün iken; tüm ömrünü küfürle geçireni düşünün bir de.. Ayette geçen ‘halidîne fîhâ ebedâ’ yani ‘onlar, orada ebedi kalıcıdırlar’(Ahzab S.-65) ayetinin sırrının ortaya çıkmasına ve anlaşılmasına vesile olur. (bkz. Risale-i Nur: Asa-yı Musa- s.49)

            Demek ki Cehennem, ayn-ı adalet ve ceza-yı amelmiş. Yani yanlış olarak yaptıklarının ve doğru olarak yapmadıklarının karşılığıymış. Ayrıntılı bilgi için, yukarıda verdiğim kaynaklara bakmanızı istirham ediyorum. Allah’a emanet olun!

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Tüm Yazıları