26 Ocak 2020 - Pazar

Depremler neye işaret

Yazar - Abdussamet Öztan
Okuma Süresi: 7 dk.
1527 okunma
Abdussamet Öztan

Abdussamet Öztan

-
Google News

                Geçtiğimiz Cuma Elazığ-Malatya bölgesinde yaşanan deprem, sarsıntılarını bu taraflarda hissedemesek de acısını, sıkıntısını yüreğimizin ta derinlerinden htik. Malum ortalık kış kıyamet, buna rağmen bu son depreme dair bir nebze olsa da bir şey hmemesi için, kalbinin buz kesmiş olması gerek insanın.

Bu depremler beni yıllar öncesine, 17 Ağustos'a götürdü. Orada da, Elazığ’dakine yakın şiddette idi. Çok iyi hatırlıyorum o geceyi.. Gece uykumdan, ansızın başlayan sarsıntılarla uyanmıştım. Ablam vardı o sırada yanımda, dedim ki bu ne? Dedi; korkma deprem oluyor, dua et Rabbim muhafaza etsin bizi. Gemi gibi sallanıyordu ev. Çok iyi hatırlıyorum o günleri.. "Artçılar olacak, , daha büyüğü geliyor.." gibilerinden; temkin vermesi gerekirken korkutan haberlerle dışarılarda sabahlamıştık. Halbuki Adapazarı neresi Tavşanlı neresi?

Sonra düşündüm ki; neden bu depremler ard arda gelmeye başladı ki acaba? Yani, görünüşe bakılırsa bu işin jeolojik ve jeofizik olarak açıklaması ve tahminleri elbette vardır. Öngörülebilen riskleri vb, hepsine katılıyorum; âmennâ! Yalnız biz şuna inanırız ki; "her şey ALLAH'ın havl ve KUVVETİ iledir!" O'nun izni olmadan, değil bir yaprak düşmesi, sen kılını kıpırdatamazsın! (Mesela, hasta olduğun zamanları hatırlar mısın?) Neden Allah böyle; mala ve cana zayiat veren böylesine dehşetli bir olaya izin veriyor? DEPREMLER NEYE İŞARET?

Bu konuyla alakalı merakımı gideren okuduğum bir kitaptaki altını çizdiğim birkaç tespitimi aktarmak istiyorum sizlere. Demiş ki yazar: "Dini olmayan musibetler, hakikat noktasında musibet değillerdir! Bir kısmı keffaret'üz zünubtur(günahına keffaret), bir kısmı beşerî olan aczini, zaafını htirmektir." Dedim ki, bunun depremle de bir alakası olabilir mi? Ve yazının devamında yazarın verdiği örnek ilginçti. Mana şuydu: "Nasıl ki, gayrın tarlasına tecavüz eden koyunları; o zararlı işten kurtarmak için çobanın attığı bir taşın, o koyunları incitebildiğini; ama onları zararlı bir işten kurtarmak için bir uyarı mahiyetinde" olduğunu aktarıyordu. Yine kitabın başka bir yerinde, özellikle depremle alakalı merakımı gideren şu ifadeler vardı. Size aynen aktarıyorum:

                "Şu misafirhane-i dünyada nazar-ı hikmetle baksan, hiçbir şeyi nizamsız gayesiz göremezsin. Nasıl sen nizamsız, gayesiz kalabilirsin? Zelzele gibi vakıalar olan şu hâdisat-ı kevniye, tesadüf oyuncağı değiller. Küre-i arzın benî-Âdemden, bahusus ehl-i imandan beğenmediği bir kısım etvar-ı gafletin sıklet-i maneviyesinden omuz silkmeye" benzediğini ifade ediyordu deprem için. Üstteki satırda aktardığım çoban meseliyle birleştirdiğimdeyse, yapbozun parçaları bir araya gelmiş gibi; bu depremin görüntüsü ve neye işaret olduğu da aşikâre meydana çıkıyordu: Bu, hani bir nevi araçlardaki arıza lambaları gibidir ki, bir şeylerin yolunda gitmediğini göstermek istiyor insana; insanın Yaratıcısı olan Zât! Demek ki, bizlerde bir sıkıntı var! Kendi manevi yaşayışımızda, belki ticari ve insani ilişkilerimizde o inandığımızı söylediğimiz Kuran'ın zıddına bir hayat tarzı içindeyiz belki ve Rabbim bizi şiddetle sarsarak uyandırmak istiyor! Neden olmasın, hiç düşündünüz mü?

                Hadi bu tamam da, ya o depremlerdeki mala ve cana gelen zararlar? Onları da şöyle düşünmek gerekir: "Belki öyle hâdiseler, bir Hakîm-i Rahîm'in emriyle ehl-i imanın fâni malını, sadaka hükmüne çevirip ibka etmektir ve küfran-ı nimetten gelen günahlara keffarettir." Bu depremin zahiri sebebiyle ortaya çıkan rahatsızlıklar, sıkıntılar ve hatta vefat için de biliriz ki: Biz, ayağına diken batsa günahına keffaret sayan bir dine mensubuz, elhamdülillah! Vefat ise; zahiri sebebi ne olursa olsun, madem ki bir dün bize bu dünyadan "haydi dışarı" denilecek. Haydi o; depremle veya başka bir musibetle de olsa, Rabbim bu dünyanın önünde olmasa da sonunda, yani kabrin arka tarafında her hak sahibine hakkını verecek olan el-ADL olduğu için, hiçbir hukuku, yaşanan sıkıntıyı zâyi etmez! Belki "depremde vefat etti gitti " diye üzüldüğümüz insanları, dünyada daha fazla kalmasıyla girebileceği yanlış bir hayattan kurtararak huzuruna aldı Rabbim; kim bilir?

                Yani bunlar öyle tesadüfen, durduk yere veya bir fay hattının bir yerleri hortlatması, çatlatması vb gibi rastgele veya sebeplerin şuursuz ve fütursuzca tetiklediği olaylar olamaz! Allah Hakîm'dir, abes iş yapmaz! Rabbim daha büyüğünden bizi mahfuz kılsın, kaldıramayacağımızla sınamasın bizi! Âmin! Ecmaîn!

                ((Bir mesele daha var ki; o daha bi canımı sıktı, dişlerimi gıcırdattı. Elazığ’da benim vatandaşım, kardeşim can derdinde ama gördüm ki birileri hala rant, siyaset, çıkar peşinde! Deprem sebebiyle aklımıza gelen bazı yardım kuruluşlarının isimlerini paylaşmıştık sosyal medyada, hani ihtiyaç olanlar için bunlarla iletişime geçmek en mantıklısı diye. Neyse bunlardan bazılarının websitelerine girdim o dakikalarda, ama hiçbirinde “Elazığ’a yardım” konulu bi online bağış kampanyası göremedim. Akabinde bu yardım kuruluşlarını telefonla aradığımda “depremi fırsat bilip hemen kendilerine para topluyorlar gibi algı oluşmasın diye” Elazığ’a özel yardım sekmesi AÇAMADIKLARINI söylediler. Tabi buna sebep olan kimler mi? Her şeyde olduğu gibi maalesef ki depremi bile fırsat belleyen rantçılar ve seçme sapan sosyal medya paylaşımları.. Devleti eleştirecekmiş meğer..(!) Yahu kardeşim bunun zamanı niye depremden önce veya yaralar sarıldıktan sonra değil de, yaraya tuz basar gibi sıcağı sıcağına tam yardıma ihtiyaç anında? Böyle olunca, ben art niyet ararım bunda! Allah’ınızı severseniz iş mi bu şimdi? Ahirette ne hesap vereceksiniz? Gerçi siz orada da rant peşinde olacağınız için, Alemlerin Rabb’ine de yüzsüzce itirazlara devam edersiniz.. Allah ıslah etsin sizleri, ne diyeyim..))

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Tüm Yazıları