29 Ağustos 2016 - Pazartesi

Gelsin Yüzüne de söylerim

Yazar - Abdussamet Öztan
Okuma Süresi: 5 dk.
2844 okunma
Abdussamet Öztan

Abdussamet Öztan

-
Google News

             “Benden duymuş olmayın ama, Tavşanlı Ekspres gazetesi var ya.. Son günlerde iyice.. Onu boşverin de, Tuna abi var ya.. :) Vallahi söylesem mi söylemesem mi, ne desem bilemiyorum.. Hani söylemesem çatlarım, o derece!.. Gerçi ben Tuna abinin yüzüne de söylerim, hem ne var ki canım ben yalan mı söylüyorum.. Gerçekten öyle ama!.. Neyse siz onu bunu boşverin de bizim Ahmet ağanın oğlu var ya, Hacı Mehmet’in kızını kaçırmış! Oğlan da pek çulsuzmuş ya hu! Eli iş tutmaz, pazarda eşek satmaz biriymiş.. Nasıl ev geçindirecek bilmem!”

            Peki, doğru veya yanlış; bu anlattıklarımı diyelim ki Tuna abi duysa ne yapar sizce? Sağolasın kardeşim teşekkür ederim, ben böyle olduğumu hiç düşünmemiştim deyip üstüne bir de çay mı söyler bana? Yoksa gönül mü koyar? Gerçekten böyle bir şey olsa, Tuna abi gazetedeki köşeyi bize kapatsa yeridir, çünkü hakkıdır.. Çünkü kendisi hakkında doğru veya yanlış ne olduğunu bilmediğim bir şeyi, tuttum onun hoşuna gitmeyecek bir şekilde başkalarına aktardım. Peki ya Ahmet ağanın oğlu duysa kendisi hakkında söylediklerimi.. Hele ki gerçekten çulsuz biri de olsa oğlu, elinden bir iş de gelmese.. Benden darılır mı darılmaz mı? Darılmayı geç, sokakta görse yolunu değiştirir..

            Benim ne Tuna abiyle, ne Ahmet ağa ile, ne de Hacı Mehmet dayı ile bir alıp veremediğim yok. :) Onlarla alakalı bir durum da söz konusu değil.. Zaten Tuna abi hariç, diğerlerini tanımıyorum da. :) Şimdi, yukarıda kurgulamaya çalıştıklarımdan yola çıkarak size anlatmak istediğim konuya geliyorum.

            Çok tatlı geliyor değil mi gıybet.. Dedikodu deyince biraz sanki normalmiş gibi geliyor bizlere ama, gıybet deyince… ‘Yok canım, öyle şey mi olur’ diyoruz ama, maalesef biz bunu hep yapıyoruz! Çoğu zaman hemen sandalyeyi çekip ‘Kahveci, hoop! Bir!..’ diye işaret edip çayın gelmesini bile beklemeden hemen demleniveriyoruz anlatılanlara. Eminim ki hepimizin hastalığı bu gıybet! Bir nevi kanser nev’inden bir illet! Peki ne zararı mı var bu illetin? Ne mi yapıyoruz, gıybet ederek? Dostumuz, kardeşimiz, canımız ciğerimiz dediğimiz insanların dedikodusunu yapıyoruz ama bakın Kur’ân’da bize nasıl tarif ediliyor bu olay: “Birbirinizin kusurunu araştırmayın. Birbirinizin gıybetini yapmayın. Sizden biriniz, ölmüş kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı? İşte bundan tiksindiniz.”(Hucurat S.-12) Kur’ân’a göre değerlendirme yaptığımızda gördüğümüz üzere dedikodu yapmakla kalmayıp, kardeşimizin etini çiğ çiğ dişliyoruz! Girdiğim ortamda gıybet ediliyorsa veya gafletle kendim bir gıybetin içine bilerek veya bilmeyerek düştüysem, bazen orada yaşanan durumu Kur’ân’ın diliyle hatırlayabilmek için şunu diyorum etrafımdakilere: ‘Arkadaşlar, havada et kokusu var!’ Yani, çoktan birilerinin canını yakmaya, etini yemeye başlamışız bile. Allah muhafaza!

            Senin üzerine hakdır ki, her söylediğin doğru olsun. Ama her doğruyu demek, doğruyu değildir. Birini sevmiyor olabiliriz. Bize hoş gelmeyen, sevmediğimiz huyları olabilir. Ama ayet sırf onu sevmiyoruz veya o huyları hoşumuza gitmiyor diye çekiştirmekten men’ediyor bizleri. Peki konuşmalarımızın gıybet boyutunda olup olmadığını nasıl anlarız? Bakın Bediüzzaman’da gördüğüm bir teknik var, sizlerle paylaşmak istiyorum. Şöyle ki: Gıybet edilen adam, eğer hâzır olsa idi ve dediğini işitse idi senden kerahet edip darılacaktı. Peki dediklerimiz doğru ise? İşte o zaten gıybet oluyor.. Peki yanlış ise? Yani arkasından konuştuğumuz arkadaşta olmayan bir şeyleri çekiştiriyorsak, bu sefer hem iftira hem gıybet, iki katlı çirkin bir zulüm oluyor! Matematikteki (n kare) gibi, ikiye katlıyor günahı..

            Unutmayalım ki dedikodu yaparken söylediklerimizin doğru olması, bizi temize çıkarmaz. Doğru da olsa yanlış da olsa gıybet gıybettir! Ha eğer ben eti çok severim derseniz, sizi en yakın kasaba veya markete alalım. Oradan dilediğiniz kadar et alabilirsiniz, ama kardeşinizin etine asla dokunmayın! Çünkü mü’minler, ancak kardeştir!

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Tüm Yazıları