29 Ağustos 2016 - Pazartesi

Dizi ve TV izlerken dikkat

Yazar - Abdussamet Öztan
Okuma Süresi: 5 dk.
2680 okunma
Abdussamet Öztan

Abdussamet Öztan

-
Google News

          Dizi ve TV izlerken dikkat

  Çoğu zaman günün yorgunluğunu onunla attığımız, onunla göz göze saatleri geçirmekten zevk aldığımız ve dünya patlasa umrumuzda olmayan birinden bahsedeceğim bu hafta size. Hatta onu izlerken uykuya dalıp gittiğimiz de olur, o derece duygusala bağlar insanı.. Bu bir eşya aslında: Dört köşe televizyon! Bazen takımın kaçırdığı bir gol sebebiyle bağırıp çağırırız, ama o bizi hiç ama hiç duymaz, umursamaz! Ama birileri var ki onun arkasında bizi umursuyor, biliyor ve bizi etkisi altına alabilmek için var gücüyle çalışıyorlar.

            Televizyon izleme alışkanlığım yok şahsen. Ama bazen ziyaretine gittiğim esnaf arkadaşlarda veya dükkanlarının önünden geçerken bir anda gözüme takılıyor, oradan biliyorum hani. Bakıyorum ki gündüz seansı başlamış bile! Bir kanalda evlendirme programı, öbürlerindeyse yine onun aynısı ama ismi farklı bir program var. Akşam seansında ise kanalın birinde bir dizi, öbüründe aynı temaya sahip prototip bir dizi daha. Karakterlerine varıncaya kadar kopyala-yapıştır dolu! Senaryoları farklı, temaları aynı. Seans diyorum, çünkü bunların hepsi bizim için, milletimiz, ailemiz ve gençlerimiz için muhteşem bir seans! Bu seanslarla, yapımcılar ve arkalarındaki büyük patronları tam kendi istedikleri bir toplum ve birey yetiştirme gayreti içerisindeler. Yani belli bir prototip istiyor bunlar. Tabi, bunda masum da değiller! Özellikle gençlere izleterek empoze etmek istedikleri şeyler ile gençlerimizin şu anki halini karşı karşıya getirdiğimde, etrafımda aynı prototip gençleri görmeye başladım artık. Sanırım siz de görmüşsünüzdür. Bunları yaparken de çok farklı teknikler kullanıyorlar!

            Mesela; 25’nci kare olayını duydunuz mu hiç? Ekranda izlediğimiz her 1 saniye, dijital ortamda montajlanırken 24 kareden oluşur. Yani nasıl her 60 saniye 1 dakikaya karşılık geliyorsa, videolarda da her 1 saniye 24 film karesinden oluşur. 25’nci kare dediğimiz şey ise; iki tane 24 kare arasına(yani iki saniye arasına) videoda yerleştirilen, tam 1 kareden oluşan ama hızlı geçtiği için gözle fark edilmeyen, ama bilinç altına o 1 kare ile yerleşip kökleşen mesajlar demek! Bunlar ne kadar çok yerleşirse, siz oradaki şeyi artık içselleştiriyor ve aleminize kazıyorsunuz. Farkında bile olmadan! Bu kareyi ancak videoyu yavaşlatıp kare kare ilerlettiğinizde görebiliyorsunuz. Bunu müziklerde de uyguluyorlar, hem de en hit parçalarda! Böylece insanlar bilinç altına yerleştirilen subliminal mesajlar yardımıyla maalesef cinsel, toplumsal, ahlaki  ve manevi olarak yozlaştırılan bireyler haline getiriliyor.

            Etrafınıza bir bakın! Son zamanlarda artık ailede anneyi evin hizmetçisi babayı da affedersiniz ama iskele babası gibi gören gençler yok mu? Anne babalarıyla, arkadaşlarıyla iletişim şekilleri.. Giyim tarzları.. Kızlı erkekli ortam arayışları, muhabbetler.. Birbirini taklaya getirmeye çalışmalar.. Evin reisleri evde yokken, daha lise-ortaokul çağındaki gençlerin bir yolunu bulup evde yalnız kalmaya çalışmaları.. Hepsi aynı! Bunlar çok uzakta değil, kendi içimizde oluyor! Tavşanlı’mızda ve dünyayı küresel bir köy haline getiren bu sefih medeniyetin zararlı oyuncakları olan tv ve internet ile, artık her yerde aynen görülüyor.

            Anne babalar, gençler! Hoop, alooo! Uyanın artık! Üsküdar’da sabah oldu! 500 senedir yattığımız artık yeter! Avrupa’nın ve dünyanın bize ettiği onca zulüm ve entrikalardan sonra, hangi akılla onların bize dikte etmeye çalıştıkları meş’um ve pislik yuvası olan dizileri, programlarını izlemeye devam edeceksiniz? Artık Kur’ânın sabahında uyanmalıyız! İzlediğimiz seçme sapan diziler, programlar bizleri tamamen dini ve milli duyguları kemirilmiş ve ‘ben merkezli insanlar’ haline getiriyor! Bu da tabi, ülkemizi bölmek ve İslam dünyasının liderliğini yapma yolundaki milletimizi, halifenin torunları olan biz Müslüman Türk Gençliği’ni hep bir adım daha ileriye taşıyor, ama nereye? Rezillikte hep bir adım öne! Batının kendi sefih, pis emellerini gerçekleştirmeye yarıyor bunlar. Bu mudur vatanperverlik! Bu mudur dindarlık!

            Sahi ya, dizi de mi izlemeyelim artık? Yoksa, fazla mı iyimseriz bu konularda?

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Tüm Yazıları