16 Aralık 2019 - Pazartesi

Hastaya Şifa Derde Deva Burada

Yazar - Abdussamet Öztan
Okuma Süresi: 6 dk.
1498 okunma
Abdussamet Öztan

Abdussamet Öztan

-
Google News

            Kış mevsimi demek, her ne kadar çocuklar için kardan adam yapmak, kaymak, kar tatili demek olsa da; maalesef özellikle biz yetişkinler için, sıcak-soğuk değişimlerinden olsa gerek, hastalıkların yılın en çok artış gösterdiği zaman dilimi demektir! Tabi insanın aklına gelmiyor değil hani. "Ya hu etrafımdaki o kadar insan, kaya gibi taş gibi sapa sağlam! Ben ise sürekli hastayım!" diye. Ama inanın, yalnız değilsiniz! ;) Hatta şöyle diyenleri bilirim: "O kadar da giyimime, yediğime içtiğime dikkat ederim. Ellerimi, eve girip çıktıkça yıkar dururum. Kalabalık ortamlardan da uzak kalmaya çalışırım. Ama nedense her mevsim başında bi acili ziyaret ederiz, birkaç gün yatarız hastanede."

            Hatta bir ileri levelde, şöyle düşünenler bile vardır diye tahmin ediyorum: "Hastalık misafirmişmiş de, onu ağırlamak gerekmişmiş de! Arkadaş misafirlik de bir yere kadar, yani neden beni bulur ve neden geçmez bu hastalıklar bir türlü bilemedim gitti" diyenler var. Bu haftaki yazımda, hastalıklarla başı dertte olan, akut veya kronik rahatsızlığı olan; hatta ve hatta hiç abartmıyorum kanser olan hastalarımıza da tesiri olacağını düşündüğüm birkaç ilacı söyleyeceğim size inşâallah. Öyle bildiğiniz ilaçlardan değil bunlar! Hastaya şifa, derde deva manevi reçete!

            1. ilacımız: Musibetin hastalık kısmı, aslında bir tür ihtar-ı İlâhi’dir, uyarıdır bize Allah’tan. Sanki, başkasının tarlasını işgal eden koyunlara çobanın attığı taş gibi. Gerçi o taş belki biraz incitir o canlıları, ama o taştan anlarlar zararlı bir işten kurtarmak için bir uyarıdır. Hastalıkların da bu yönden bir ihtar-ı ilahi olduğunu ifade eder Bediüzzaman. Haksız da değil yani.

            Peki ya her şey aslında yolunda ve normal seyrindeyse, yani yanlış bir yolda gittiğimiz falan yoksa, dininde diyanetinde bi insanım diyorsak, Allah’ın istediği tarzda bi hayat yaşıyorsak.. Peki şimdi nereden çıktı geldi bu hastalık? Bunun için de bir ilacımız var!

            2. ilacımız: “İnsanların belalara en çok maruz olanları sırasıyla Peygamberler, sonra evliyalar ve sonrasında ise Allah’a yakınlık derecesine göre diğer insanlardır.” (Kaynak: Hadis-i Şerif) Yani Allah, sevdiği kuluna bela musibet verir. Hastalık da bir tür musibettir. Peki musibet gelince insanın ilk aklına gelen ne oluyori özellikle hasta olunca? Bi düşünün bakalım. Mesela grip olsa hemen “aman Allah’ım, öleceğim galiba..” demeye başlıyor ve kabir ve ötesi hatrımıza gelmiyor mu hemen. Dikkat ettiniz mi, her türlü vesile ile bizi yutup boğmaya çalışan dünyadan bir tür usanç ve ölümden sonrasına bir iştiyak htiriyor hastalık. İşte bu sefer de Rabb’imiz, zaten kendisine takva ve ibadet ile yakın olan kullarının daha fazla dünyaya dalmasını önlemek amacıyla bir şekilde bir tür koruma altına almak maksatlı veriyor diyebiliriz bu hastalıkları.

            3. ilacımız:  Hadiste geçen manada ifade edildiği üzere, hastalık insanın günahlarını sabun gibi yıkar, temizler. Yani keffâret’üz zünûbtur, günahlara kefarettir.

            4. ilacımız: Her şey zıddı ile bilinir. Mesela karanlık olmazsa, ışığın kıymeti ve derecesi anlaşılmaz. Soğuk olmazsa da, sıcağın kıymeti ve dereceleri anlaşılmaz. Mide harareti olmazsa, su içmesi zevk vermez. İşte hastalık olmazsa da, sıhhat lezzetsiz kalır. Siz hiç sağlıklı iken, öncesinde tıkır tıkır işleyen o uzvunuzun sağlıklı halleri için ‘dur bi 2 rekat şükür namazı kılayım, şükredeyim.’ diyen gördünüz mü? Görmeyi geçin, nimet olduğunu dahi bilemiyordunuz. İşte hastalık; sizin, sıhhatli o halinizin kıymetini anlamanıza vesile oldu.

            Peki Eyyûb (AS) kadar mı hastayız? Bu isyan, bu başkaldırış kime? Bunlardan daha da fazla hikmeti ve faydası olan bir hastalık mektubu bize geldiyse, ve eğer biz o mektubu okumasını bilmiyorsak, suç kimde? Tabi ki bizde! Peki biz nereden mi öğrendik bu reçeteyi ve bu mektubu okumasını? Kur’ân eczanesinden derilen ilaçların yer aldığı bu zamanın hastalıklarına tiryaklar, merhemler içeren Risale-i Nur’dan! Özellikle Hastalar Risalesi’nden! Konuyla alakalı YouTube’da ‘Risale Ofis Hastalık’ diye aratıp, reçetenin tamamının yer aldığı o kitaba ulaşmak için karşınıza çıkan videomuzu izleyebilirsiniz. Ayrıca en yakın kitapçıdan veya Play Store ve App Store’dan telefonunuza Risale-i Nur uygulamasını ücretsiz indirip bu reçeteye ulaşabilirsiniz!

            Unutma ki Allah kuluna, zerre kadar zulmedici değildir! Bi tek sen hasta değilsin, emin ol kardeşim! Şunu da hatrından çıkarma! O, kaldıramayacağı yükü sana yüklemez. Şifa Allah’tan!

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Tüm Yazıları