12 Ekim 2016 - Çarşamba

NE KADAR KÖFTE O KADAR EKMEK

Yazar - Abdussamet Öztan
Okuma Süresi: 6 dk.
2931 okunma
Abdussamet Öztan

Abdussamet Öztan

-
Google News

    Bir insan neden namaz kılmaz? Madde madde saymaya gerek yok, bir insan namaz kılmıyorsa gerçek şu ki kişi, önünde secde edeceği Zat’ı(c.c.) tanımıyor demektir.      Askere gidenler bilir. Gitmeyenler kardeşlerim de gidince görecekler, tecrübe edecekler inşaallah. Ben askere gittiğimde; öyle hangi rütbe hangisinden yüksek, ne yapar ne yapmaz bilmiyordum. Gittiğimde gördüm ki, benimle beraber aynı bölükte olan 500 kişi de öyleymiş, dedim ki çok şükür yalnız değilim :) İlk hafta komutanlarla biraz yakın muhabbetler, diyaloglarla geçiyordu. Birbirimizi tanımadığımız gibi, onları rütbe ve yetkilerini de tabi bilemiyoruz haliyle. Bir gün, kantindeki bir çocukla aramızda şöyle bir muhabbet geçti. Tost istedim.. Görevli asker bana satış zamanının yaklaşık 2-3 dakika kadar önce bittiğini ve sonraki saati beklemem gerektiğini söyledi. Dedim ki: ‘kardeşim 2 dakika geçti diye ne olacak ki, ben zaten 5 dakika önce gelsem de hala tostu yapıyor olacaktın. Yap hadi bana bi güzellik de, aç koyma şu abini’ dedim, ama dinletemedim bi türlü :) ‘Komutan görür falan; dertsiz başıma dert almayayım abi aman’ diye durumunu izah etmeye çalıştı çocuk. Ya hu dedim, ben etraftan dolanarak geldim öyle komutan falan yok be kardeşim, yap işte ne olacak? Bunun üzerine çocuğun verdiği cevap, benim her şeyi anlamama yetmişti:  ‘Abi, ben şimdi senin tostu yaparsam o buralarda olmasa da bi şekilde bunu bilir veya birileri ona haber uçurur zaten mutlaka’ dedi.. O derece tanıyor, biliyor komutanını ve öyle inanmış ki onun kim olduğuna, varlığına, büyüklüğüne ve rütbesine; artık komutanı etrafında görmese bile, sanki o varmış gibi bir ciddiyet ile işini yapıyordu.      Şimdi, anlatmak istediklerimi bu örnekle daha iyi anlatabileceğimi düşünüyorum. Gelelim neticeye.. Bakın Zariyat Suresi 56’ncı ayette Rabb’imiz bize mealen; “Cinleri ve insanları, bana ibadet etsinler diye yarattım” buyuruyor. İbadet için yaratıldığımıza âmennâ! Peki “kime neden ibadet edeceğiz, ibadet etmemizi isteyen Yaratıcı kim, görmediğim bir Allah’a nasıl inanayım ki ibadet edeyim?” sorularına da aslında, yine bu ayet cevap veriyor. Şöyle ki: İnsanın bu dünyaya gönderilmesinin hikmeti ve gayesi, hâlık-ı kainatı(kainatın yaratanını) tanımak(1) ve ona iman edip(2), ibadet etmektir(3). Yani sağlamasını yapacak olursak, tersten gidelim: (3)ibadet ile emrolunan insanın ibadeti yapmamasında veya isteksiz olmasında asıl sebep, (2)imanında bir zayıflık olmasıdır. İmanındaki bu zayıflığın sebebi ise kendini ve kainatı yaratanı, (tam manasıyla olamaz belki ama) en azından ibadet etmesinin gerekliliğini kavrayacak derecede (1)tanımamış olmasıdır. (Konunun mantık çerçevesinde kavrayabilmek için sağlamasını yapabilmek daha mümkün olsun diye, sıra numarasıyla yazmak istedim)     Hasıl-ı kelâm; sorsak ki, herkes Müslüman! Hem de yürekten bir ‘elhamdülillah Müslüman!’.. Peki ya namaz? Kılmak isteyip de kılamayan mı ararsın, vakit bulamayan mı, işinin yoğunluğundan dert yanan mı; ohoo bahaneler çok! Herkes Allah’ı bilir, onu daha yeni ders almaya, tanımaya ihtiyacımız çok yok diyenler çıkabilir. Peki iman var başını secdeye götüremiyorsan, o iman seni Cennet’e nasıl götürsün be kardeşim? Ne yapacağız peki? (1) Allah’ı tanımak, (2)tanıdıkça ona ve büyüklüğüne olan imanımız da artacağı için, (3)ibadeti gerekliliğini anlamış bir şuurla ikame ederek yerine getirmek. Öyle bir tanımak gerek ki şüphelere, vesveselere meydan vermeyecek bir surette tanımak, iman etmek gerek..     Allah’ı tanımanın mutlak gerekliliğini, Bediüzzaman’ın çok sevdiğim ve mantıklı şu izahı ile özetlemek istiyorum, şöyle ki: ‘Ona iman etmek, Kur’ân-ı Azimüşşân’ın ders verdiği gibi, o Hâlık’ı sıfatlarıyla, isimleriyle, umum kainatın şehâdetine istinaden kalben tasdik etmek; ve elçileriyle(Peygamberlerle) gönderdiği emirleri tanımak; günah ve emre muhalefet ettiği vakit kalben tevbe ve nedamet etmek(pişman olmak) iledir. Yoksa büyük günahları serbest işleyip (tevbe)istiğfar etmemek, aldırmamak; o imandan hissesi olmadığına delildir’ insan için. Tabi böyle bir iman olmayınca veya olduğu zannıyla yeterli görülünce de; haliyle namaz da olmayacak, itaat de olmayacaktır insan için.. Yani ne kadar ekmek, o kadar köfte! ;)     Bir sonraki yazımda, Rabb’imizi tanımak için beraber kısa bi gezintiye çıkacağız inşâallah! Allah’a emanet olun, YouTube’da Risale Ofis kanalımıza bakmayı da unutmayın! ;) Takipte kalın..  

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Tüm Yazıları