20 Haziran 2016 - Pazartesi

Orucu Neler Bozmaz ?

Yazar - Abdussamet Öztan
Okuma Süresi: 5 dk.
2711 okunma
Abdussamet Öztan

Abdussamet Öztan

-
Google News

     Ramazan ayı geldiğinde onunla beraber peşi sıra gelen sorular da vardır. Sanki 11 ay, bu günleri beklemiş gibi hemen görmeye başlarız onları TV’lerde. Bilirsiniz ya, hani o sakız çiğnemek orucu bozar mı, tükürük yutmak orucu bozar mı gibilerinden sorular? Aslında abes değil bunları sormak. Niye mi? Dikkat edelim ki orucumuz bozulmasın, bozan şeyler nelermiş bilelim ki yapmayalım. Sonuçta bunun kazası var, 61’i bulmak (kefareti) var Allah korusun :) Bu konudaki hassasiyetimize eyvallah. Peki hiç merak ettik mi, orucu neler bozmaz?
    Ramazan ayında Kur’ân okumak, orucu bozmaz! Kur’an okumasını bilmiyorsak, okumasını öğrenmek orucu bozmaz! Öğretmek, hâkeza.. İlim öğrenmek, orucu bozmaz! Tebessüm etmek, ki en kolay sadakalardan birisidir orucu bozmaz! Fitre ve zekat vermek, orucu bozmaz! Bir yetimi sevindirmek, orucu bozmaz! Küs olduklarımızla barışmak, orucu bozmaz! Bu örneklerin sayısını daha da arttırmak mümkün ve uygulaması da çok basit aslında.
    Peki, gıybet etmenin orucu bozup bozmayacağı hiç aklınıza gelmiş miydi? Yok canım öyle şey mi olur, sonuçta midemize bi şey girmiyor diye içinizden bi ses geliyor olabilir.. Öncelikle şunu söyleyeyim ki; içinizden gelen sese her zaman kulak vermeyin, niye mi? Çünkü şeytan bu boş durmuyor, size bi şeyleri  sürekli vesvese edip duracak. Onun işi de o:) Gıybet çok tatlı gelir insana, hele ki garaz ve kin beslenen birisi hakkında ise, ooh demeyin gitsin siz tadına(!) Peki kullanma kılavuzumuz Kur’ân’da şöyle bir ifade gördüğümüzü söylesem size: “Sizden biriniz, ölmüş bir kardeşinin etini çiğ çiğ yemekten hoşlanır mı?” (Hucurat-12) olarak ifade ediliyor. Yani bir nevi et yemek demek gıybet etmek, hem de “kardeş olduğunuz bir Mü’minin etini çiğ çiğ dişlemek demekmiş..”. O halde gıybet etmek orucu bozar gibi bir şey sanki? Değil mi? 
    Bu işin sankisi olmaz, gerçek şu ki gıybet elbette ki orucu bozmaz ama gıybet ederek de orucumuzu sakatlamamak gerek. Zira orucun ekmeli, en güzeli ise: Mide gibi bütün duyguları; gözü, kulağı, kalbi, hayali, fikri gibi cihazat-ı insaniyeye dahi bir nevi oruç tutturmaktır diye ifade eder Bediüzzaman. Nasıl olacak peki o? Mesela; dilini yalandan, gıybetten ve galiz tabirlerden ayırmakla ona oruç tutturmak, Kur’ân zikir tesbih ve salavât ile meşgul etmek.. Gözünü harama bakmaktan men ederek ona oruç tutturmak.. Kulağını fena şeyleri, gıybet ve dedikoduları dinlemekten men edip Kur’ânı, tefsirini ve hak sözleri dinlemek.. Bu şekilde, mide ile beraber sair beden cihazatımıza da bir nevi oruç tutturmaktır ve en kaliteli, en baba oruç bu oruçtur! Sizce de öyle değil mi? Yoksa, sadece mideyi aç bırakıp yukarıdaki saydıklarımızın tam zıttını yapmak, bize aç kalmaktan başka ne kazandırır ki? Allah’ın ne bizim orucumuza ne de midemizin açlığına ihtiyacı yok, bunu unutmamak gerek.. Bizim ihtiyacımız var oruca.. Yukarıda bahsettiklerim çerçevesinde düşünecek olursak; toplum hayatımızı da, nefsî terbiyemizi de ancak biz oruç ile yapabilir ve sırat-ı müstakim olarak bizden istenen düzen içerisine ancak oruçla koyabiliriz. Haydin bakalım şimdi orucu tutmaya ve oruçla Kur’ân’a tutunmaya!.. Biz orucu yukarıdaki gibi tutalım ki, oruç da bizi tutsun muhafaza etsin inşâallah..
    Bu arada, Ramazan sebebiyle Risale Ofis YouTube (youtube.com/RisaleOfis) kanalında ilk günden itibaren başladık ve her gün 1 yeni video yüklüyoruz, bi göz atmanızı tavsiye ediyorum. Merak edenleriniz olursa, size bir tık kadar uzaktayız. Ramazan’dan sonra da, bi çayımızı içmeye bekliyoruz. Allah’a emanet olun.

 

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Tüm Yazıları