21 Ocak 2020 - Salı

Böyle dua etmeyi dene

Yazar - Abdussamet Öztan
Okuma Süresi: 6 dk.
1561 okunma
Abdussamet Öztan

Abdussamet Öztan

-
Google News
Duanın formülü mü olurmuş demeyin, evet bunun bir formülü var. Yani tabi ki duanın kabul olup olmaması hikmet-i ilahiyeye tabidir. Hikmet-i ilahiye dediğimiz ise; bizim göremediğimizi gören, bilemediğimi bilen, kestiremediğimizi kestiren Rabbimizin bizim gönlümüzde olanı değil hakkımızda hayırlı olanı vermesidir bunu biliyorsun.
Fakat bir de, duanın bazı ediliş biçimleri var ki kardeşim, bir nevi formül gibi; o vaziyette edilen dualar daha fazla kabule yakın olma ihtimali oluyor. Bunu ben demiyorum; bunlar sünnet-i nebi’de(sav) geçen formüller. Şöyle düşün: Diyelim ki, bir devlet dairesinde dilekçe ile bir başvuruda bulunacaksın ama dilekçe nasıl yazılır, isim, imza, tarih başlık nereye nasıl yazılır bilmiyorsun. Bu noktada, genelde çoğu devlet dairesinde hazır dilekçe formları bulunur ki; sen onlardan birini alır ve boşluk bırakılan isim, imza, tarih, dilekçe metni vb bölümleri sadece doldurarak meramını aktarabilirsin ilgili merciye. Peki neden böyle bir şeye gerek var? Çünkü bazı şerait dahilinde dua makbul olur kardeşim. Bu şartlar ne kadar artar veya bir araya gelirse, duanın kabul olunma imkan ve ihtimali de o denli yükselir kardeşim. Yukarıdaki dilekçe formu örneğinde olduğu gibi; diyelim ki sen belki bilmiyorsun nasıl dilekçe yazılır ve bu formlar sayesinde başvurunun kabul edilme durumu artıyor. Çünkü, gelişigüzel yazılan bir dilekçeden ziyade usulüne uygun yazılan ve bakıldığında anlatılmak istenilenin kolayca ilgili merciler tarafından anlaşılabildiği bir dilekçe, daha çabuk sonuca bağlanır kardeşcan. İşte hadislerde geçen dua formülü ise, şu şekilde kardeşim. 
Öncelikle, kendimizden ziyade karşımızdaki kişi için dua etmek, ki buna hadiste “bizahri’l-gayb” yani karşıdaki kişinin gıyabında edilen dua denir. Çünkü birbirine gıyaben edilen dua, günahsız bir dil ile edilmiş oluyor. Çünkü ben dilimle kendim için günah işleyebiliyorum ama senin adına bu dilimle günah işleyemem kardeşim takdir edersin ki. İşte bu yüzden birbirimize dua etmek, en etkili dualardan birisiymiş. İkinci olarak da, şöyle bir dua formülü var kardeşim. Sırayla aktarayım sana: 1- Dua edileceği vakit istiğfar ile manevi temizlenmeli. 2- Sonra makbul bir dua olan, salavat-ı şerifeyi şefaatçi gibi zikretmeli 3- (Duanı etmeli) 4- Âhirde yine salavat getirmeli. Kısaca; “İstiğfar + Salavat + Dua + Salavat”
Peki böyle bir formüle ne gerek var? Şöyle düşün kardeşim: Diyelim ki, üst devlet ricalinden biriyle bir görüşme yapman ve meramını direkt kendisine iletmen gerekiyor. Ne yaparsın öncelikle? Yani; önce bir kendine bakar, kılık kıyafetine çeki düzen verirsin. Çok acelen olsa bile, en azından bi üstünü başını şöyle silkeler, kirli tozlu, çamurlu bir yerler varsa elbisende onları el yordamıyla ortadan kaldırırsın değil mi? Sonrasında da; eğer ki o görüşeceğin kişinin çok sevdiği ve isteklerini kabul ettiği, onun yanında makbul olan bir tanıdık varsa birini sağına, diğerini soluna alır ortalarına girer ve gidersin makama, huzura. Ve onların aralarında olman, senin onların aralarında ve yanlarında bulunmalarıyla ileteceğin meramının dikkate alınma durumunu artıracak belki kardeşim. Çünkü kollarına ve aralarına girdiğin o iki kişi, o makam sahibi zatın yanında makbuldür bu kişiler.  
  (Bu örnekte, sakın torpilden bahsediyorum veya bunu onaylıyorum sanıp karıştırmayını. Torpil demek, Torpilde istediğinin muhakkak, bir şekilde gerçekleşmesi var; dua formülündeki örnekte ise, o özneler vasıtasıyla isteğinin değerlendirmeye alınması var sadece.)
Üçüncü olarak da, şöyle aktarayım kardeşcan: Hadiste ve Kuran’da geçen dualarla dua etmek mesela, bu da bir tür dilekçe formu gibi yani. Hazır kabul edilmiş bir duayı senin de etmen. Mesela; Yunus as’ı balığından karnından çıkaran, Eyyûb as’ı hastalıktan kurtaran dualar gibi.. Hem, hulûs huşu ve huzur-u kalble dua etmek. Başka? Namazın sonunda dua etmek. Mübarek beldelerde, Kabe-i Muazzama’da Mescid-i Nebi’de, camilerde.. Hem Cuma gününde, hususan vakt-i icabe dediğimiz vakti denk getirirsen bi de, ohoo tadından yenmez. ;) Daha başka? Üç aylarda, Ramazan’da; Kadir Gecesinde dua etmek. 
Bu şekillerde dua edildiği takdirde: “O makbul duanın ya aynen dünyada eseri görünür. Veyahut dua olunanın ahreti cihetinde makbul olur. Demek aynı maksad yerine gelmezse, dua kabul olunmadı denilmez. Belki, daha iyi surette kabul edilmiş denilir.” Bediüzzaman’ın ifadesiyle.
#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Tüm Yazıları