16 Şubat 2017 - Perşembe

Fazla kurcalama, kafayı yersin (!)

Yazar - Abdussamet Öztan
Okuma Süresi: 6 dk.
2534 okunma
Abdussamet Öztan

Abdussamet Öztan

-
Google News

            Fazla kurcalama, kafayı yersin (!)

 

Namaz, ibadet gibi konularda “neden bana bir şeyleri zorla baskıyla yaptırmaya çalışıyorsunuz, ben de herkes gibi hür bir insanım” diye çıkışan insan bayağı çok. Belki bu yazıyı okurken sizin de aklınıza gelmiş olabilir. Sahi ya, biz nasıl oldu da birden Müslüman oluverdik?

            Dinde zorlama yoktur elbet. Ama anne babam, dedem ninem, yedi ceddim namaz kılıyor diye, bu benim de Müslüman olmamı mı gerektirir? Aklı başında insanlarız sonuçta, doğruyu bulabiliriz değil mi? Doğuştan Müslüman olan bizler Müslümanlığı kendimiz mi seçtik yoksa; aile, çevre baskısı ve tepkisi mi bizi zorladı? Peki insan, kendi isteyerek hak ve doğruyu bulamaz mı?

            Ateistleri düşünün mesela. Adamlar düşünüyor! Bazıları var ki; ateistler bilimsel delilleri kurcalaya kurcalaya işin sonunda Allah’ı inkar ettiklerini sandıkları için, diyorlar ki: “Müslüman dediğin adam fazla sorgulamayacak, her şeyi kurcalarsa Allah korusun kafayı yer, ateist olur dinden çıkar! Her şeyi sorgulayarsan din iman toz duman olur sonra değil mi? Hem dinin başladığı yerde mantık biter!” diyenleri bilirim. Yani akıllı bir insanın yapabileceği iş olan sorgulamayı, körü körüne inanmamayı ve mantık çerçevesinde hareket etmeyi İslam ile bağdaştıramıyor, yakıştıramıyorlar. Bu düşünce tamemen yanlış! Çünkü ne konuda olursa olsun bir insanın, hayvandan farklı olarak kendisine verilen akıl, şuur ve irade nimetinden dolayı, kafasına yatmayan veya kendisine zorla, alıştırma veya dayatma suretiyle teklif edildiğini düşündüğü şeyleri sorgulaması, fıtrîdir normaldir. Ama bunları her sorgulayan ve zekice davranan insanın dinden çıkıp ateist, deist, dinsiz olacağını söyleyemeyeceğimiz gibi her ateistin de zekice yaptığı bir sorgulama sonrası mutlak doğruya, hakikate ulaştığını söylemek de mümkün değil.

            Bediüzzaman Hz.’nin ifade ettiği gibi “insan, bu aleme ilim vasıtasıyla tekemmül etmek(kendini geliştirmek, kemale ermek) için gönderilmiştir. Azim bir sermaye elinde bulunan insan, burada ticaret ile ebedi daimi bir hayatın saadetine çalışmak için gelmiştir.” Öyle ise sen de elinde olan bu büyük sermayeni, aklını kullanmalısın! Etrafına bi bak ve düşün: Şu misafirhane-i dünyada nazar-ı hikmetle baksan, hiçbir şeyi nizamsız gayesiz göremezsin! Nasıl sen nizamsız, gayesiz kalabilirsin? Zelzele olur dersin ki, fay hattı çatladı ve yeri hortlattı falan.. Doğru ya, fay kendiliğinden kırılıyor dimi? Tonlarca gemileri yüzdüren denize bakarsın ve dersin ki, bu işin sırrı suyun kaldırma kuvveti.. Arşimet buldu çünkü bunu! Doğru ya, Arşimet  suyun kaldırma kuvvetini fark etmeden evvel su kaldırmıyordu dimi(!) Yer çekimi kanunu vs. vs.. Her şeye bir isim takıp, adileştirmişler bunları ecnebiler. Ve bize de bir güzel yutturmuşlar!

            Bunlar ve benzeri olarak kainatta hareket halinde olan tüm bu kusursuz faaliyetleri; bu adi, şuursuz ve iradesi kuvveti olmayan sebeplere vermek, sonra ona bir kulp takıp ‘bilmem ne kanunu, eko sistem vs.’ deyip geçmek ne kadar akıllıca olur? Biliyoruz bir kanun varsa o kanunu koyucu bir yasama organı olması mutlak surette ‘akıl ve mantık’ dahilindedir. Hiçbir kanun kendiliğinden olamazken; birer kanun-u ilahi olan bu adetullah kanunlarını koyan; küçücük taşı denizin dibine batırıp tonluk gemileri suyun üzerinde yüzdüren, göğün yüzünü yıldızlayan onlarca yıldız ve gezegenleri birbirine çarptırmadan fevkalhad beraber ve çabuk gezdiren, dağları zemin sefinesine hazineli direkler yapan ve bu kanunu idare edip yürüten bir tek kudret sahibi olmaması mantıklı mı sizce? Tüm bunlar tesadüfün, tabiatın oyuncağı demek akıldan istifade etmek dururken o akıldan istifa etmek demek olur dostum!

            Demek oluyor ki insan; ister doğuştan, ister ana babadan alıştırma ile Müslüman olsun, isterse ateist olsun fark etmez! Sorgu mekanizması olan aklını, beynini kullandığında ve etrafına nazar-ı hikmetle baktığında mantıklı bir iş yapmış olacak ve görecek ki: Tüm bu işler arkasında gizli bir kudret sahibi var ki, bize kendini olağan üstü fiilleri ile tanıttırmak ve bildirmek istiyor. O da ancak İncil’de, Tevrat’ta, Zebur’da müjdelenen; Kur’ân ile de alemlere rahmet olarak gönderilen ahir zaman Peygamberi Hz. Muhammed (sav)’in tebliğ ettiği son, hak dinin Ma’budu, alemlerin Rabbi olan ALLAH’tır. İtirazın varsa, başkasının cebine koyacağına veya çöpe atacağına o aklını kullan ve etrafına bir bak dostum! ;) Hikmet, bilim ve fen gözlüğüyle Allah namına etrafına bak ki, o zaman görebilesin sebepler perdesi arkasındaki bir Yaratıcıyı!

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Tüm Yazıları