15 Mart 2019 - Cuma

Asıl seçim başlıyor

Yazar - Abdussamet Öztan
Okuma Süresi: 5 dk.
1663 okunma
Abdussamet Öztan

Abdussamet Öztan

-
Google News
Hatırlar mısınız, bi aralar şöyle bi yazı dolanıyordu etrafta: "Bu yazıyı şu kadar kişiye ulaştırmazsan başına şu gelecek, sevdiğin bir kişiye şöyle olacak böyle olacak" vs. gibilerinden. Yeni nesil bilmez belki, kapımıza kadar bırakırlardı bu kağıtları! :) Değil mi? Doğruyu söylemek gerekirse buna benzer kağıtlar bir gün bizim kapımıza da bırakılmıştı ben çocuk yaştayken. Baktık ki, kağıtta aynen buna benzer bir şeyler yazıyor. Adamlar üşenmemiş, uzun uzadıya yazmış çizmiş! Biz de aynen kağıtta yazanları dikkate aldık ve gerçekten 10 adet çoğaltıp, 10 farklı kapıya bırakmıştık bu kağıttan:) Şaka gibi geliyor insana, ama geçmişe dönüp baktığında, insan hakikaten hayret ediyor ve gülüyor bazen yaptıklarına: 'Ya hu, ben nereden böyle bir dümene ortak oldum' diye :) Sonraları bu mesajlar, gelişen teknolojiyle birlikte artık yerini sms'lere, ardından da Whatsapp mesajlarına bırakarak çıtayı yükseltti! :) Geçtiğimiz yıllarda da özellikle Facebook'ta dolanan şöyle bir paylaşım vardı: “T.C. Başbakanlık Personel ve Prensipler Müdürlüğü’nün 16.02.2016 tarih ve fî sayılı kararına göre Facebook'un güvenlik açığından ötürü profilimle alakalı doğabilecek şeylerden Facebook sorumludur” gibilerinden devam eden paylaşımlar. Facebook’ta muhtemelen siz de görmüşsünüzdür. Hatta bunun farklı bir varyasyonu olarak "Facebook'ta yer alan profilim budur ve başka bir profil yoktur onun haricinde açılan tüm profiller yetkim dışındadır, hükümsüzdür" gibi paylaşımlar.. Bu furyanın en son çalışmalarından birisi de akıllı dokunmatik telefonu olan çoğu insanın; sosyal medya hesaplarında, uygulama marketlerinde yaptığı şu tarz paylaşım ve yorumlardı: "Parmak izimle yapılan işlemlerden Google sorumludur vs." gibilerinden. Yani, yeni bir haber çıkmaya dursun doğruluğunu eğriliğini ne olup bittiğini araştırmadan, hele ki "çoğu insan da yapıyor ise" hemencecik peşin fiyatına vadeli olarak kabul ediveriyoruz. Doğru zannediyoruz! Çünkü KORKUYORUZ! Ama nedense mesele bizim dinimize, imanımıza, ahiretimize, ebedî hayatımıza geldiğinde kulak şapırdatıyoruz! Seçimler yaklaşıyor dendiğinde; hemen adayları araştırdığımız, hatta belki 'ben aday olsam şunu yaparım bunu yaparım' gibilerinden; hele ki çayın demini muhabbetten aldığı şu uzun ve soğuk kış gecelerinde, artık kahvehanelerdeki muhabbetlerin, başka konular müebbet yemiş gibi, bir süre bunlar üzerine döndüğünü hepimiz biliriz. Tamam, elbette ki bizim hayatımızın gerçekliklerinden biridir seçimler. Ama şunu hiç düşünmüş müydünüz: Vazifeli olanların haricinde ve bizim de vazifemizin haricinde karışmak, beyhude çene çalmak ne manası var ve şahsımıza ne kadar faydası var bunların? Asıl merakımızı, ilgimizi yoğunlaştırmamız gereken dar dairedeki(dart içindeki tam 12 hedefindeki gibi) "kendi hayatımız" ve özellikle de "ahiretimizi ilgilendiren konular"; bâhusus "İMANLA mı yoksa İMANSIZ mı KABRE gireceğimiz" hususu belirsizliğini korurken; gündemimizi, hele ki günümüzü, nefesimizi tamamen dünyevi merakâver meselelere taksim etmek kâr-ı akıl mıdır sizce? Bediüzzaman Hz'nin ifadesiyle: "Herkesin iman mukabilinde bu zemin yüzü kadar bağlar ve kasırlarla müzeyyen ve bakî-daimî bir mülkü(Cenneti) KAZANMAK veya KAYBETMEK DAVASI başına açılmış! Eğer İMAN vesikasını SAĞLAM elde etmezse KAYBEDECEK!" Ve eğer bu davayı kaybetsek(Allah muhafaza imansız kabre girsek), bütün DÜNYA SALTANATI da bize verilse, o kaybettiğimiz davanın yerini doldurabilir mi? Öyle ise, özellikle şu günlerde gündemimizi; vazifemiz haricinde beyhude geçirmek yerine, başımıza açılan bu ebedi hayatı kazanmak veya kaybetmek davamızı düşünerek, ve bu davayı kazanmak için ne yapmak gerek; bunun üzerine kafa yormak, mesai tanzim etmek sanırım akıllıca olacaktır. (Bu hususta Google'da Risale Ofis diye aratarak bize yazabilirsiniz) Ve şu soruyu arada bir kendimize sorabilirsek, sanırım arada bir de olsa kendimizi uyanık tutmamıza faydası olacatır; Said Nursî ifadesiyle: "Acaba, SIRF DÜNYA İÇİN mi yaratılmışsın ki, BÜTÜN VAKTİNİ ONA sarfediyorsun?" (Siyasi manadaki tüm seçimlerle alakalı fikrimize gelince: Kur’an’a ve imana hizmet edecek, hayırlı ve isabetli kararlar alacak liyakatlı kimseler nasip etsin Rabb’im inşâallah. Ve yine Üstad Bediüzzaman’dan naklen temennimiz o’dur ki; Rabb’imiz “baştakilerin başlarına akıl ve kalblerine iman versin, yeter; o vakit kendi kendine iş düzelir.” inşâallah!..)
#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Tüm Yazıları