13 Aralık 2016 - Salı

Peygambere ne gerek var....

Yazar - Abdussamet Öztan
Okuma Süresi: 5 dk.
2416 okunma
Abdussamet Öztan

Abdussamet Öztan

-
Google News

            

           

            Rabb’imizi bize tarif eden üç büyük külli muarrif, tarif edici var demiştik önceki yazılarımızda. Bunlar kainat kitabı, Kur’ân-ı Kerim ve Hz. Peygamber (sav) Efendimiz idi. Bu yazıda da inşâallah, Rabb’imizi tarif eden kainatın sultanı Peygamber Efendimiz (sav)’den bahsedeceğiz, belki şefaatine erişebilir miyiz diyerekten.. Aklına şöyle bir soru gelen vardır belki: Tamam Kur’ân Allah kelamıdır buna inanıyoruz. Ama Kur’ân bize yetmez mi? Bir Peygamber göndermeye ne gerek vardı?

            Bak kardeşim. Bilirsin ki insanın anne babası vardır onun ilk öğretmeni olarak. Çat pat konuşmayı, yürümeyi, düştüğünde ayağa kalkmayı, biraz da doğruyu yanlışı aile mektebinde öğrenir ve 6 yaşından sonraki tahsilini devam ettirmek için okula kaydettirilir. Hepimizin başından geçen bir hayat serüveni bu! Okula başladığında ise müfredat gereği her şey, çocuğun önüne konulan kitaplarda mevcuttur haliyle. Dünyevi hayatımızda lazım olacak olan harfler, sayılar, temel bilgilerin özet olarak hemen hepsi! Ama gelin görün ki çocuk, tek başına kendi kendine o kitabın ne anlattığını, sayının ne olduğunu, harfin hecenin nasıl birleştirilip cümlenin nasıl kurulduğunu öğrenemeyeceği için; o çocuğa mutlak surette lazımdır ki bir muallim, öğretici yani öğretmen olsun. Yoksa, önünde dünyanın en değerli ansiklopedileri de olsa; veya şimdiki çağa göre düşünürsek, elinde ipad’i tableti de olsa, onu kullanmasını öğrenemedikten sonra, elinde olan o araçlar manasız, amaçsız ve basit bir maddeden öteye geçemez! Çünkü anlaşılmaz bir kitap, muallimsiz olsa; manasız bir kağıttan ibaret kalır der Bediüzzaman.

            İşte aynen öyle de; Kur’ân, alemlerin Rabbi olan Allah’ın bizimle bir tür konuşması, emir ve davet kitabı ve iki cihan hayatımızı düzene koyan bir hayat kitabıdır. Tabi ki bu kitabı bizlere tarif edecek, Rabb’imizin bizden marziyyatını bize bildirecek, tebliğ edecek; yazımızın başında da belirttiğimiz üzere bir muarrif, tarif edici ve muallim, öğretici lazımdır. Bu zatın da evvela, Yaratıcı’nın bize tebliğ için gönderdiği vazifeli zat, yani Peygamber olduğunun bilinmesi lazımdır. Mesela; ahir zaman Peygamberi Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa(sav)’e bakıyoruz ki; hüsn-ü sîret(ahlaki güzellik) ve cemal-i suretile mümtaz bir zâtı görüyoruz ki; elinde muciznümâ bir kitab, lisanında hakaik aşinâ bir hitap, bütün benî Âdeme(insanoğluna), belki cin ve inse ve meleğe, belki bütün mevcudata karşı, bir hutbe-i ezeliyeyi(Kur’an’ın ahkamını, hükümlerini) tebliğ ediyor. (Risale-i Nur-Sözler/s.236) Elinde ise, bu kainat sultanın fermanı olan Kur’an-ı Hakim’i bize tebliğ ile vazifeli olduğunu gösteren, nişane-i tasdik hükmünde olan mucizeleri bize gösteriyor, Allah’ın izni ile!.. Örneğin; parmaklarından beş musluklu çeşme gibi suyun akması ve bir orduya kifayet edecek derecede içirmesi, bir elinin işaretiyle ayın ikiye bölünmesi, iki üç adama ancak kafi gelecek bir yemeğin iki yüz-üç yüz adamı tok etmesi ve daha bunlar gibi binlercesi işarettir ki, bu Zât(asm) kainatı sahibi olan Zât-ı Zülcelâl’in meb’usu, elçisidir.

            Efendimiz (sav)’in her hali ve her tavrı, onun sıdkına ve nübüvvetine(peygamberliğine) şahid olabilir. Fakat her hali, her tavrı harikulade ve mucize olmak lazım değildir. Çünkü Rabb’imiz, onu da biz gibi insan olarak göndermiş. O da hastalanır, o da yakınını kaybeder. Açlık, acı çeker ve bu halleriyle bize, bu gibi durumlar karşısında bir mü’min olarak nasıl olmamız gerektiğini; ahvaliyle, akvaliyle ders verir. Yoksa her hali mucize olsaydı, bize her cihette imam olamazdı. Bu yönden de eşsiz bir numune ve bir örnektir bizler için..

            Demek ki Kur’ân, bizim olmazsa olmazımız. Bir nevi kullanma kılavuzumuz bizim, dünya ve ahiretimizi düzene koyan. Peygamber Efendimiz (sav) de, bizim vazgeçilmezimiz! Bu kullanma kılavuzunun tarif edicisi, öğreticisi; deyim yerindeyse yetkili olan ahir zamanda gönderilen tek ve son servisi. Biri, birisiz olmaz; olamaz! Rabb’im bizlere şefaatini icab ettirecek, sünnet-i  seniyyesine muvafık bir hayat geçirebilmeyi nasip etsin inşâallah. Bu vesileyle Mevlid Kandilinizi Risale Ofis olarak şimdiden tebrik ediyoruz. Allah’a emanet olun.

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Tüm Yazıları