23 Nisan 2020 - Perşembe

Covit - 19 Kıyamet Alameti mi? (#evdekal -2-)

Yazar - Abdussamet Öztan
Okuma Süresi: 8 dk.
1437 okunma
Abdussamet Öztan

Abdussamet Öztan

-
Google News

 

                Merhabalar değerli dostlar. #evdekal serimizin ikinci yazısıyla devam ediyoruz bu hafta. Yine özellikle de sosyal medyada ve haber programlarından bazılarında gündem konusu olan bir soru: “Covid-19 kıyamet alameti mi?” Olabilir mi yani böyle bir şey? Bununla alakalı ortaya atılan iddiaların doğruluk payı olabilir mi?

                Çoğu insan maalesef paranoyak hale geldi. Neden mi? Evde yapacak iş bulamayıp TV’ye ve sosyal medyaya saran bizleri maalesef paranoyak hale getiriyor. Buna bir de TV’lerde köşe bucak program dolaşan “ne yapmalı, virüs ne zaman biter, tedavisi var mı, nelere dikkat etmeli” konulu programları ekleyince, ohooo. İnanın YouTube’da bu sıralar en çok izlenen videolarımız hep “okb-takıntı-vesvese” videoları, gelen sorular da hep bu yönde.. Bine yakın kanalın olduğu uyduda; binlerce videoların servis edildiği sosyal medya platformlarında, bir insanın gerçekten RUH SAĞLIĞINI koruyabilmesi çok zor! Ama bunları takibi bırakıp, tedbirini alıp gerisini de Allah’a salıverince insan cidden rahatlıyor! Arkadaşlardan bana bazen kızanlar olur: “Güya internetten insanlara ulaşmak istiyorsun, ama daha whatsapp mesajlarımızı hemen görmüyorsun, neden internetini kapatıyorsun?” diye! :) Yahu bu internet benim eşim mi, işim mi sürekli onunla olayım? ;) Ben interneti işim, okumam gibi günlük yapmam gereken aktivitelerimin olduğu zamanlarda niye açayım ki? Acil bir şey olsa, bir şekilde ulaşılır herhalde değil mi? Şu günlerle de aynını yapıyorum ve insan cidden rahatlıyor! Denemesi bedava!

Ama işte, bir iki hafta kadar önceydi.. Evdeydim ;) Baktım, babam tv kanalları arasında sörf yapıyor. O sırada bir programa rastladı. Programın manşeti ilgimi çekmişti ve “baba dur dur, şuna bi bakalım” dedim ve o programı izlemeye başladık. Konu: “Virüse karşı bağışıklık sistemini güçlendirmek” idi. Baktım, alanında uzman bir kişi(beslenme uzmanıydı sanırım), mantıklı ve tane tane izah ediyordu bağışıklık sistemini güçlendirici olarak neler yapılabileceğini. Ama tabi programın moderatörü var bir de; boş durur mu! Beslenme uzmanı deyim yerindeyse topu sürdü, tam kale önüne getirdi doksana çakacaktı ki; bi düdük! DÜÜÜT! Moderatör hemen topu alıp en gerideki defans oyuncusuna gönderdi; konu amacına varamadı! Alakasızca, topu diğer konuklardan birine attı. Tabi pası alan konuşmacının yeri(alanı) o konu olmadığı için, tabi onun alanıyla bir konuya geçildi bu sefer: “Bu virüs, üçüncü dünya savaşı silahı mı acaba?” diye.. Bu adam da konuşmaya başladı, tam kale önüne getirdi topu yine çakacakken moderatör yine sahaya çıktı ve topu bu sefer başka birine attı :) Bu sefer konu: “Virüs aşısı bulundu mu” idi.. Yahu dedim, bu ne! Daldan dala atlıyorlar, hiç bu dal bizim dalımız mı, alanımız mı demeden hem de! Üstelik bazı kanallarda da, bir de “bu virüs bir alamet mi, kıyamet alameti olup olmayacağı”, hatta bir üst levelde bu virüsün “dabbetül arz” olup olamayacağı masaya yatırılmış, dananı kuyruğu kopmak üzere! :) (İnsanları gerçekten anlamıyorum; yani çok mu netflix tarzı yerlerde takılıp bilim kurgu-kıyamet-salgın konulu filmler izliyorlar bilmiyorum ama, kendi hayal dünyalarında gerçekten çok iyi kurgular kurguladıkları kesin!)

Peki gerçekten bu bir alamet olabilir mi? Bence olabilir! Ama NEYİN ALAMETİ? Bilirsiniz ki, insanın başına gelen musibetlerin genel çerçevede iki sebebi vardır. Biri görünürdeki, diğeri de bilmediğimiz sebebi. Bilmediğimiz sebebi; yani birileri bu virüsü kasıtlı yaymış olabilirler ki, biz buna “beşer yönü” diyoruz. Bir de bildiğimiz sebebi var ki; yani yaratıcının cephesinden baktığımızda görünen kısmı var ki, buna da “kader yönü” diyoruz. Yani belki beşer zulmeder ama; kader adalet eder! Neden olmasın? Ne ya hu, ne adaleti? Ne alakası var? Bakı ne alakası var, şöyle ki: Varsayalım ki bu virüsü birileri tezgahladı ve üçüncü dünya mı, siber savaş mı dersiniz ne derseniz deyin; bir şekilde bunu dünyaya saldı diyelim. Zahirde bakılırsa görünen o ki, bazı mahluk-u beşer zulmetti! Lakin hakikatine baktığımızda ise; Rabbimiz, bunun bizim başımıza gelmesine müsaade etti mi kader yönüyle? Müsaade etti, engel olmadı! Ama bu durumda, kader nasıl adalet etmiş olur? Ve neyin alameti, kıyametin mi? Elbette ki BU VİRÜS, BİR ALAMET! Ama neyin alameti biliyor musunuz? “Nasıl ki gayrın tarlasına tecavüz eden koyunlarına çoban bir taş atar. O koyunların dönmeleri için” Belki biraz incitir ama, SIRF ONLARI ZARARLI BİR İŞTEN KURTARMAK İÇİNDİR değil mi o taş? Zulmetmek için mi atar o taşı çoban? İşte “hastalık ve musibetler de, birer ihtardır” dediğini okumuştum Bediüzzaman’ın bir kitabında. Yani bu virüs bir ihtardır, bir alamettir bizim için! Allah’ın gözünde “bir şeylerin yolunda gitmediğini, biz beşerin kendimizi tekrar uyanıp silkinip kendimize getirmek, 5VAKİT okuduğumuz sırat-ı mustakîme girmemiz için bir alamettir” kardeşim bu virüs!

Rabbim daha nasıl uyarsın seni kardeşim? Kabe’ni kapattı, camilerin kapılarını kapattı? Çok sevdiğimiz doğadan, kırdan bahçeden; kısacası “keyfince” yaşadığımız şu hayatta her şeyin kendi elinde ve ken mülkü olduğunu hatırlattı bize.. Kapının önüne araban var, hazır havalar da ısınmışken hafta sonu şöyle bi pikniğe gidemiyorsun! Hava senin, ama istediğin gibi soluyamıyorsun; maskeyle yapışık haldesin! Peki, sana Rabbim bunlarla bir alamet göstermiyor mu: “Gidişatın iyi değil, gittiğin yol yol değil ey kulum!” demiyor mu? İşte bu günler, hep birer vakittir kardeşim namaz vakti gibi. Vakit çıkmadan, yapmamız gerekeni yapmak gerek! Vakti geldi artık demek ki, dünya kazuratından şöyle bir sıyrılıp, hani o elimizden dilimizden düşüremediğimiz tutkularımızın, vazgeçemediklerimizin olduğu DÜNYANIN aslında bizim için bir emanet ve imtihan vesile olduğunu, hiç ölmeyecekmiş gibi dünyaya çalışırken YARIN ÖLECEKMİŞ GİBİ de ahretimize çalışmamız gerektiğinin alameti bu! Yani, kıyametten evvel kıyam-etmenin #TAMVAKTİ! İnşaallah bu vakit girmişken, kıyam eder ve dünyanın hakikatının farkına varırız da; artık vakti çıkınca inşaallah bu sıkıntılı günler de geçer gider.. Selametle..

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Tüm Yazıları