Allah beni önemsemiyor !
Abdussamet Öztan
-Dua edip dururken sizin de hiç aklınıza geldi mi? "Ya hu, o kadar zamandır dua ediyorum ama her nedense istediğim şey hala kabul olmuyor? Yani olmayacak duaya mı amin diyoruz ya da zamanı mı var? Yalvar yakar dua et, ama hala bi değişiklik olduğu yok! Sanırım dualarımı duyan yok!" diyen kardeşlerimiz var. Hatta bir level ilerisine gidip "eğer Allah beni önemsiyor olsaydı, duamı kabul ederdi; mesela hastalığıma şifamı verirdi" diye dert yanan, isyanın uçurumda iken Risale Ofis'e ulaşan insanlar biliyorum. Peki hiç düşündünüz mü, bu insanlar şu an ne durumda; sordukları sorularının cevabı nedir ve uçurumdan kurtulabildiler mi diye? Gerçekten dualar illa kabul olması gerekir mi, kabul olması için sürekli tekrar edip durmalı mıyız? Dualarımızın kabul olmadığı zaman ise, "Allah beni önemsemiyor" diyebilir miyiz?
Bakın değerli kardeşlerim. Öncelikle hemen şunu aktaralım ki. Rabbin seni önemsiyor! Öylesine önemsemiş ve hala önemsiyor ki; örneğin en muhtaç olduğun şey, hiç ummadığın yerlerden, vakt-i münasibinde sana İHSAN ediliyor! Kısa bir misal ile akla dürbün gibi yaklaştırmak gerekirse. Doğduğu andan itibaren aciz olan; yemeden, çiğnemeden bîhaber olan bizlere, umulmadık yerden ve Kur'an'ın tabiriyle "kan ve fışkı damarları arasından, bulandırmadan, bulaştırmadan, tertemiz sütü" Rabbim gönderiyor. Üstelik; erken doğan ve yeni doğan bebeğe; bu doğrumlarındaki farklılık sebebiyle oluşabilecek olası hastalıkların önünü alabilmek için, HER erken doğan bebeğe gelen sütü, onu koruyucu yönden ekstra mineraller ile dolu olarka gönderiyor! Yani kısaca; acz ve zaaf lisan-ı haliyle edilen bir dua, kabul olunuyor! Rabbin seni öyle önemsemiş ki: Seni yokluğun kapkara karanlıklarından çıkarıp; "hiçlikten vücuda getirip, taş olmayarak, ağaç olmayıp, hayvan kalmayarak, insan olup, Müslüman olarak.." dünyaya getirmiş ve getirmekle kalmamış, az önceki bilimsel malumatta da aktardığımız gibi seni Rahîmâne beslemiş, hâlen de besliyor! Yani Rabb'in seni önemiyor!
Cenab-ı Allah buyuruyor ki: “Dua edin, duanıza cevap vereyim!” ve hem “Duanız olmazsa ne ehemmiyetiniz var” diyor. Peki o zaman neden kabul olmuyor dualarımız o kadar yalvarmamıza rağmen? Bak değerli kardeşim, yazının bundan sonrasını dikkatle takip et.
Cevap vermek ayrıdır, kabul etmek ayrıdır. Her dua için cevab vermek var; fakat kabul etmek, hem ayn-ı matlubu vermek Cenab-ı Hakk'ın hikmetine tâbi'dir. Meselâ: Hasta bir çocuk çağırır: "Ya Hekim! Bana bak." Hekim: "Lebbeyk"(buyrun) der.. "Ne istersin?" cevab verir. Çocuk: "Şu ilâcı ver bana" der. (Belki doktor yine de her halükârda bu durumda ilacı direkt yazmak yerine, bakar ki ilaç belki de raporlu bi ilaç da olabiliir ve süresi bitiyordur belki. Böylece doktor, hazır yeri ve vakti gelmişken onun hastalığını tetkik eder) Hekim ise; ya aynen istediğini verir, yahut onun maslahatına binaen ondan daha iyisini verir, yahut hastalığına zarar olduğunu bilir, hiç vermez. İşte Cenab-ı Hak, Hakîm-i Mutlak hazır, nâzır olduğu için, abdin duasına cevab verir. Vahşet ve kimsesizlik dehşetini, huzuruyla ve cevabıyla ünsiyete çevirir. Fakat insanın hevaperestane ve heveskârane tahakkümüyle değil, belki hikmet-i Rabbaniyenin iktizasıyla ya matlubunu veya daha evlâsını verir veya hiç vermez. Sözler ( 317 )
Aslında meseleye bu noktadan bakarsak, her duaya cevap veriliyor. Hatta bu durum duanın kabul olunduğuna işarettir bile diyebiliriz. Neden mi? Çünkü aynen istediğimizi vermesi de kabul etmesidir, daha iyisini vermesi de kabul etmesidir, hiç vermemesi de kabul etmesi demektir. Çünkü istediklerimizin bizim için hayırlı olup olmadığını, ancak Allah bilir. Demek dua edildiği zaman, aynı isteğimiz yerine gelmezse dua kabul olunmadı dememek gerek. Duamız, hakkımızda hayırlı olan neyse o şekilde kabul olacaktır diye inanıp o doğrultuda dua etmeli, kabul olmuyor zannedip de duayı terk etmemeli.
Bir de duanın şöyle bi güzel yönü var ki kardeşim: “Dua eden adam anlar ki; birisi var ki, onun hatırât-ı kalbini(kalbinden geçenleri) işitir. Her bir arzusunu yerine getirebilir. Aczine merhamet eder, fakrına(ihtiyacına) imdat eder, medet eder.” Kalın sağlıcakla, selam ve dua ile..