18 Ağustos 2020 - Salı

Kore'den Kıbrıs'a Bir Esrarengiz Er

Yazar - Muhammet Uygun
Okuma Süresi: 4 dk.
1422 okunma
Muhammet Uygun

Muhammet Uygun

mehmetuygur299@gmail.com -
Google News

Kore'den Kıbrıs'a Bir Esrarengiz Er

İçinden geçtiğimiz şu dönemde kıbrıs ile ilgili haberler ve yazılar hergün yazılıp çiziliyor bu da beni birkaç yıl önce okuduğum bir kitaptaki hikayeyi aklıma getirdi bende bu hikayeyi sizinle paylaşmak istedim bu amaçla bu yazıyı kaleme aldım. Şimdi size kitapta geçen ve kıbrıs barış harekatı sırasında olan bir hikayeyi nakledeceğim, sizinde benim ilk okuduğum zaman htiğim o karışık duyguyu yaşayacağınıza eminim.

    "Gazeteci-Yazar Mehmet Arslan, Kıbrıs çıkarmasına Gaziantep 49. Alay, 2. Tabur, 5. Bölükten katılan ve çarpışmalar esnasında bacağından yaralanarak gazi olan Muammer Gökalp ile memleketi İzmit'in Gölcük İlçesine bağlı Ulaşlı Köyünde görüşür.

    Bizzat yaşadığı ilginç bir olayı anlatan Kıbrıs gazisi Muammer, 2. Harekat sırasında Girne'de Beşparmak Dağlarının arkasında siperdeyken, kendi birliğinden olmayan bir Türk askerinin aniden yanında belirdiğini ve kapalı bir mektup uzatarak:
    "Ben dönemem, ama sen Türkiye'ye döneceksin. Bu mektubu adresteki eve götürüver." dediğini naklediyor. O an, dönebileceğinden emin olmadığı için, mektubu almak istemediğini fakat on beş dakikalık bir konuşmadan sonra ısrarları karşısında almak durumunda kaldığını belirten gazi Muammer, ancak bir yıl sonra terhis olup memleketi Gölcük'e döndüğünde bir gün bavulunda eşyalarını karıştırırken o mektubu görüp hatırladığını ifade ediyor.

    Türkiye'ye dönüşünden aylar sonra unuttuğunu fark ettiği bu emaneti, hemen yerine ulaştırmak üzere doğru İstanbul'a gelip Aksaray'da adresteki eski yapı bir evin kapısını çaldığında ise,kapıya yaşlı bir kadının çıktığını söylüyor.

     Zarfın üzerindeki ismin o evin oğlu olduğunu anlayan Kıbrıs gazisi Muammer, durumun bu safhasını şu ifadeleriyle anlatıyor:

    "Zarfı uzatarak 'Bu mektubu Kıbrıs'tan, oğlunuzdan getirdim' dedim.  Yaşlı kadın bir anda şaşkınlığa düştü. 'Bizim Kıbrıs'ta oğlumuz yok' dedi ve içerden beyini çağırdı. Adam beni içeri buyur etti. Hadiseyi tekrar anlattım. Sonra adam bir resim albümü getirdi. Asker fotoğraflarının olduğu bir yer açtı, 'Hangisi?' diye uzattı. İçlerinden tanıdım, 'İşte bu,  bana mektubu veren buydu.'  dedim. İhtiyar adam gözyaşlarını tutamayarak   'Evet bu bizim oğlumuz ama bundan tam otuz  beş yıl önce Kore Şavası'nda hayatını kaybetmişti.' diyebildi."

1950'de Kore'de hayatını kaybeden asker evlatlarının 1974 Kıbrıs Harekatından gelen bu esrarlı mektubunda isminin, yaşının aynı olduğunu ve üstelik resimler arasından 'bu' diye tanınıp gösterildiğini gören yaşlı anne ve babanın o anda olayın gerçeğine inanır olduklarını ve Allah'ın  her şeye kaadir olduğunun idraki içinde ürpererek ağlamaya başladığını söylüyor Muammer Gökalp. Kendisinin de olayın müthiş etkisine kapıldığını , yine de onları biraz teskin etmeye çalıştıktan sonra hayretler içinde evi bir anda terk etmiş olduğunu ve o günler İstanbul caddelerinde şaşkın gibi dolaştığını ekliyor,sözlerine."

Yazımı Bakara suresinde geçen bir ayet ile bitirmek istiyorum.
"Allah yolunda öldürülenler için "ölüler" demeyin. Hayır, onlar diridirler, fakat siz bilemezsiniz."

Bu yazıyı yazmama imkan veren 43haber.com sitesine ve gazeteci Tuna işleyen abime canıgönülden teşekkürlerimi sunarım.

NOT: Hikayeyi  Selim yıldız'ın yazdığı Tarihten ilginç ve ibretlik sayfalar adlı kitabından naklettim, isteğen kitabı alıp okuyabilir.

 

 

 

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.