17 Ocak 2024 - Çarşamba

Elimizdeki güç!

Elimizdeki güç

Yazar - Muhammet Uygun
Okuma Süresi: 4 dk.
473 okunma
Muhammet Uygun

Muhammet Uygun

mehmetuygur299@gmail.com -
Google News
Yeni yıldaki ilk yazıma hepimizin hayatının içinde olan önemli bir konuya değinmek istedim. Bu konu günlük hayatımızda önemli bir yer tutan özellikle sıkıntılı ve dar zamanlarımızda çaldığımız kapımız olan ve sürekli bize bir ümit nakşeden Allah azze ve celle hazretlerine yaptığımız dualarımızdı. Hatta yüce kitabımız Kur'ân-ı Kerîm’de _“(Ey Muhammed!) De ki: “Duanız olmasa Rabbim size ne diye değer versin! ..."_ (Furkân, 25/77) ayetinde de buyurulduğu gibi insanın Allah’a (c.c.) ancak bu yönelişiyle değer kazanacağı ifade edilmiştir. Dua konusuna değinmeme bugün önüme çıkan bir kıssa vesile oldu. Özellikle bu kıssayı buradan olabildiğince kişiye nakletmeyi amaçladım. Hatta bunu böyle bir kıssa ile anlatmamın daha akılda kalacağını düşündüm. Horasan Vali’lerinden Abdullah Bin Tâhir, çok âdil ve inançlı bir idareci imiş. Bir gece Jandarmaları birkaç hırsızı yakalamışlar ve valiliğe getirirlerken birisini ellerinden kaçırmışlar. O gece başka bir şehirden gelen bir demirci ise evine gidiyormuş. Jandarmalar, bu demirciyi de yakalayıp hırsızlar ile birlikte Vali’nin huzuruna çıkarmışlar. Vali jandarmalarına: - Hepsini atın hapse! diye emir vermiş. Getirilenlerin hepsini zindana atmışlar. Ancak hiçbir suçu olmadığı halde, haksız bir şekilde zindana atılan demirci, derdini kimseye anlatamamış ve bu hale gelmesine de çok üzülmüş. Zindana atılınca abdest alıp, namaz kılmaya ve ellerini açıp; ''Yâ Rabbi! Bir suçumun olmadığını ancak sen biliyorsun. Beni bu zindandan ancak sen kurtarırsın!'' diye duâ etmeye başlamış. O gece Vali rüyasında, tahtını ters çevirmek için dört kuvvetli kimsenin yanına geldiğini görmüş ve tahtını kaldırıp ters çevirecekleri zaman uykusundan hemen uyanmış. Bu durum 3 kez tekrarlanmış. Vali sıkıntıdan terler içinde kalmış. Yatağından kalkıp, hemen zindancı başını çağırttırmış ve: - Acaba bu gece zindanda mazlum birisi kaldı mı ? diye sormuş. Zindancı başı da ; - Bunu bilemem efendim. Yalnız biri var ki namaz kılıp, dua ediyor ve sürekli gözyaşı döküyor. diye cevap vermiş. Bunun üzerine Vali ; - Hemen o adamı buraya getirin! diye emir vermiş. Demirciyi alıp Vali’nin huzuruna getirmişler. Vali, getirilen o demircinin halini sorup gerçeği anladıktan sonra, demiş ki: - Senden özür diliyorum. Seni suçsuz yere zindana attırmışım, Hakkını helâl et ve şu bin gümüş hediyemi de lütfen kabul et. Herhangi bir arzun ve dileğin olunca da, hiç çekinmeden bana gel! demiş. Demirci ise Valiye, ibret dolu şu cevabı vermiş : - Sayın Valim, ben hakkımı helâl ediyor ve verdiğiniz hediyeyi de kabul ediyorum. Fakat herhangi bir arzum ve dileğim olunca senden istemeye gelemem. Bu cevap karşısında şaşıran Vali, demirciye ; - Neden gelemezsiniz? diye sormuş. Demirci ; - Çünkü benim gibi bir fakir kul için, senin gibi bir sultanın tahtını birkaç defa tersine çevirten, namazlarımda ettiğim dualarla beni nice sıkıntılardan kurtaran Allah’ım varken bırakıp da, sana gelemem. Sözümü burada tamamlarken Gazze, Yemen ve Doğu Türkistan başta olmak üzere dünyanın birçok coğrafyasında mağdur ve mazlum kalmış bütün Müslümanlar için Peygamber efendimizin “Kim bir kötülük görürse, onu eliyle değiştirsin. Şayet eliyle değiştirmeye gücü yetmezse, diliyle değiştirsin. Diliyle değiştirmeye de gücü yetmezse, kalbiyle düzeltme cihetine gitsin ki bu imanın en zayıf derecesidir.” (Müslim, Îmân 78.) hadisinde buyurduğu gibi gücümüz yettiğince çaba içerisinde bulunmanın bizler için daha hayırlı olacağı kanaatindeyim. Selam ve Dua ile görüşmek üzere…
#
Yorumlar (1)
Z..
18.01.2024 06:46
Kaleminize, yüreğinize sağlık. Çok güzel bir yazı olmuş. Sevgiler.
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.