İnsan alışkanlıkların çocuğudur

İnsan alışkanlıkların çocuğudur. Nerede doğduğundan, nerede yaşadığından ziyade nasıl yaşadığı önemlidir.  Yaşam bir kültür bir öğretidir. Hayatı şekillendirmek kendi elindedir. 
Bu günün ebeveynleri yarının ebeveynlerini yetiştirecek. Hiç bir şey için geç değildir ! 
Piknik yerlerindeki çöp yığınları,  sokaklardaki çerez ambalajları, sigara izmaritleri vs.
Japonya'daki ilkokullarda çocuklara çevre eğitimi verme şekilleri hakkında bir araştırma yaptım. Karşıma ilginç detaylar çıktı.  Öncelikle bir bölgeye çöp yığınları serpiştirilir, bir bölge ise tertemiz olarak ziyaret edilirmiş. 
Çocuklar her iki bölgeyi de ziyaret ederler ve çöp dolu alanı da ellerine eldiven giydirilerek temizletilirmiş. Çocuk etrafına çöp atılınca nasıl bir manzara ile karşılaşacağını bilir ve ona göre davranır. Bilinçaltı deniyor bu eğitim şekline ! O çocuklar şimdi çocuk yetiştiren bir ebeveyn!! Japon halkı sabır etmiş ve kazanmış.  Bu bilinçaltı eğitim sadece çevre temizliği ile kalmamış, bilim, sanat ve iktisadi alanlarada taşınmış. 1945'de yerle yeksan olmuş bir coğrafyada doğup büyümek elbette zor bir durum. Ama Japonya bunun üstesinden gelmiş. Biz bir yerden başlamalıyız.Disipline olmalıyız. 
Almanlar Türklerin nasıl disipline edilebileceğine yönelik bir çalışma yapmış.  2.Dünya savaşı sonrasında yıkık dökük bir ülke, 300 yıllık birikmiş sanayi tecrübesine rağmen yokolmuş insangücü ve kendi kültürüne adapte olabilecek bir toplumu adapte edip aynı zamanda da büyümek ve beraber yaşamak. İlk başta kolaymış gibi görünen bu senaryo aslında imkansıza çok yakın bir noktada bekleyen bombadır. Almanlar bu tehlikeyi kanunlar, cezalar ve caydırıcı metotlar kullanarak savuştırmayı bir nebze de olsa başarmıştır.  Nazileri bu esnada çok iyi kullanmıştır.  Göçmen nüfusu kontrol etmek için,  kanunların kendilerini koruyabileceği hissiyatını onlara aşılamıştır. 
Bir yandanda nazileri görmezden gelmiş,  bakın benim yasalarıma uymazsanız nazilere karşı işiniz zor mesajı vermiştir.   Yani korku popülasyonu kullanılmıştır. 
Korku herzaman işe yarar. Sevgi dahi kokuya dayalıdır, sevgiyi kaybetme korkusu ,sevgiyi umutma korkusu vs. 
Severek ve korkarak bu dünyayı dizayn edebiliriz.  Etrafına bir bak, yanlış giden ne varsa ihbar et, trafik kanunu sensin, doğa tutkunu sensin, yaşam koçu sensin. Özgürlüğünün sınırı belirle, sınırsız özgürlük zorbalıktır.  Tavşanlı bir yerden başlamalıyız.Bulgar pazarı sigara kullanımına yasaklansın mesela,
Sigarasız bir caddemiz olsun. 
Sadece insanların kullandığı bir caddemiz olsun. Hiç bir motorlu araç olmasın.  Kasksız olarak hiç bir evladımız motora binmezsin .
Neden her şeyi kanunlaştırma isteği duyuyoruz.  Kuralları biz koyarsak ,kanunların hükmü sadece yaşam hakkımıza tecavüz edenler için korkulu rüya olur. Bizim için ise Albayrağın gölgesi...
Ülkemiz gölgelerin altında olmadıkça üzerimize çok fırtınalar dolaşır. .. hoşcakalın gölgesiz kalmayın 

H.ARTUN