26 Aralık 2023 - Salı

Ansız insan

Hüseyin Artun

Yazar - Hüseyin Artun
Okuma Süresi: 16 dk.
1538 okunma
Hüseyin Artun

Hüseyin Artun

huseyinartun77@gmail.com - +90 542 392 35 79
Google News
______ ANSIZ İNSAN ______ Yazan : HÜSEYİN ARTUN Yapraklar birer ikişer salına salına düşmeye başlamıştı, rüzgardan habersizdi herbiri! Yorgunluk mu onları aşağıya iten yoksa bir buhran, bir tufan , bir kasırga mı ? Mevsimi geldimi ne yapsan nafile..! Her yaşanmışlığın bir mevsimi var dünyada. Susmanın, konuşmanın, gitmenin ,kalmanın bir mevsimi var. Neydi bu mevsim ? Sadece bahar geldiğinde açan çiçekler, bittiğinde dökülen yapraklar mı ? Zamandır mevsim , mevsimdir zaman.. İnsan bir mevsim olsaydı adı ansız mevsimi olurdu, yaşadıklarının hiç biri mevsiminde değil.... kışın açan çiçeği sever, yazın kar yağan günleri özler. Halbuki mevsiminde yaşamak varken bu ansızlığın sebebi ne ? ☆ ☆ ☆ Korkma dediler bize, bizde hiç birşeyden korkmadık!! Ne geldiyse başımıza bu korkusuzluğumuz yüzünden geldi... Şairin korkma dediği mısrada ki durumu toplum çok yanlış anladı ,yanlış yaşadı ,yanlış büyüdü ve yanlış büyüttü... Elimizde hiç bir şeyden korkmayan 85 milyonluk bir gladyo kitle oluştu... Malesef şair kendi gibi düşünen bir toplum yetiştirmek isterken , gladyoya çalıştı... Aslında herşeyden korkmak gerekiyordu... Çünkü korkan insan tedbir alır, Korkan insan düşünür, Korkan insan asimile olmaz, Korkan insan okur, Korkan insan çalışır, Korkan insan çalmaz , Korkan insan kanuna uyar, Korkan insan saygılı olur, Korkan insan hak yemez, Korkan insan değer bilir, Kısacası korkan insan yaşadığı yerin kıymetini bilir ve öyle yaşar.. Ah Mehmet Akif ahhhhh.... Keşke" KORK söner bu şafaklarda yüzen al sancak " diye başlasaydın bu dizelere.... ☆ ☆ ☆ Toplum "Acaba"lar ile zaman harcarken, "Keşke"ler ile karşı karşıya kalıyor....! Keşke'ler yaşamamak için, Acaba"ları tartışın ve çözün....!! Hayatımızı yönetenlerin beslendiği tek şey de bu zaten... "Acaba"lar... Emeğinin karşılığını, ne yaptığını anlamayan zümreye anlatamazsın . Sonra şu cümleye takılır kalırsın, "Olacak gibi değildi, olmadı da zaten " En büyük erdemlik ,insanın kendi kendini dinlemesini öğrenmesidir. Toplumda problem yaratan düğümleri görmek ve çözüm üretmek bir bedel ister... Tarih boyunca çözüm üretenler ve çözüm yolu bulanlar ağır bedeller ödemiştir.!! Bedel ödemeye hazır olanlar, bedel nedir bilmeyenler ile mücadele ediyor... Yani karşılaştığınız her türlü kargaşanın bir tetikleyicisi var... Erdemli olmak herşeye karşı susmak değildir, hayatınız "keşke'ler" ile sonlanmadan, "Acaba'larınızı sorgulayın. ... Hayatınız ACABA ile KEŞKE arasına sıkışmasın .... ☆ ☆ ☆ Eşitlik ve Haksızlık ..dünya bu iki kavramın üzerine kuruludur. Bu iki kavramdan eşitlik sonsuza dek sağlanamayacağı için haksızkıklar devam edecek. Herkesin bir hikayesi vardır, içinde yaşadığın hikayenin bir önemi yoktur... Kimsenin toprağa gidecek hikayesi olmamalı, her hikaye bir tecrübe, her hikaye bir işaret, her hikaye bir yol ya da tuzaktır.. Hikayeyi sen yaşarsın ama sen yazamazsın. O hikayeyi birileri senin için yazar, birileri okur, geri kalanları anlatır, yaşar, öğrenir ve ölür.. ölmeyen tek şey izdir.. Hayata iz bırakın.....Yaş ilerledikçe insan her şeyi daha net görüyor.... yaş sadece erdemlik değil, bilgelik, ustalık, yaşanmışlık ve adına tecrübe dediğimiz bir bütünü tamamlayan zaman kavramı imiş... Bana göre hayatın anlamı bir keşif yolculuğudur " demişti Doğan Cüceloğlu... Osho ise şöyle not düşüyor hayata , " sizin için çırpınan birinin kanatlarını kırmayın, gün gelir ihtiyaç duyarsın " Demek ki hayat insanları üzecek kıvamda bir yolculuk değil! Enerjimizi ; yeni hayatları aramak yerine, varolanı güzelleştirmek için harcamalıyız.!! Seküler düşünceler ile hayatımıza renk katma zamanı geldi artık. Burası dünya, nereye varsan varamadığın yerdesin aslında. Yarın ne olacak ? diye kaygınız olmasın Yatın ,sabah uyanın ve yarın olsun , günümüzde ki en büyük tehlike kuşak çatışması . Dünya kuruldu kurulalı düşünceler savaşı devam ediyor ,sonsuza kadarda devam edecek. Ne kadar çok sesiniz çıksada bağırıp çığırsanızda sizi kimse duymayacak. Tomris Uyar gibi pes etmemeliyiz! Ne demişti üstad ; "Çok bağırdım duyulmadı,artık fısıldamam bile " ☆ ☆ ☆ " Birini kandırdığında onu aptal görme, onun tek suçu sana güvenmesidir ! NİCOLA TESLA'nın yıllar önce yaptığı hatanın sonucunu bu gün tüm insanlık çekiyor!! Güven duygusu en kuvvetli bağdır, sevginin üzerindedir. Sevgi zaafı olan bir bağdır, güven ise zaâfiyeti doğurur. Tesla fazla güvenmenin acısını 7 Ocak 1943'de yapayalnız perişan halde bu dünyaya veda ederek ödedi, ama insanlık halen bu borcu ödeyemedi.. Bu borç tüm zamanların en büyük faizi ile tartılamayacak kadar büyük bir hızla büyüdüğü için, hiç bir zaman ödenmeyecek... Dünya ; emperyalist sistemin, 4000 yıl önce esareti altına girmesi ile savaşlara, açlığa mahkum kalmıştır. Bu sistemi kontrol eden etken ise enerjidir. . Yani bedel ile satılan bir enerji. NICOLA TESLA ,dünya sistemini yeniden kurmak için kollarını sıvadı, lakin burjuvalılar kölelik sistemini bitireceği global pazarın ortadan kalkacağı korkusu ile onu öldürdüler. Önce finansal silah, sonra felsefi,sonra da ilgisizlik ile vurdular. Sonuç ortada, ezilen insanlık, eşitsizlik, açlık, susuzluk. Yüzyıllar önce GALİLEO dünya yuvarlak dediğinde, bu sistemin bozulacağını bilenler onu delilik ile suçladı , dönemin insanları komplocu dedi ,gelinen nokta ortada. O dönemde Tesla'ya ve Galileo'ya yapılanların cezasını biz çekiyoruz. Bir Sümer Atasözü ile yazımı desteklemek istiyorum. .. Ayak kokuyorsa çorap degiştirmek faydasız, Baş kokuyorsa ayak ile uğraşmak mantıksız. İnsanoğlu kişilerin dini tercihini görece alarak yaşamış olsaydı, EİNSTEİN'ı sevenler , buluşlarından faydalananlar deist olurdu. Ya da Mimar Sinan'ı feyz alan bir mimar Müslüman olurdu gibi.... Deist değilsen Einstein'ın icatlarını kullanmaycaksın gibi bir şey düşünün. Ne kadar saçma değil mi ?? Tarih bunun gibi örnekler ile dolu. İnsanın evrensel olarak gördüğü tek şey bilim,lakin öyle olmamalı...!! Matematik evrensel bir dildir, Müzik evrensel bir kulaktır, Spor evrensel bir egzersizdir, Resim evrensel bir çizimdir, Renk evrensel bir görseldir, Zevk evrensel bir tercihtir, Mikrop evrensel bir düşmandır, İlaç evrensel bir şifadır, Toprak evrensel bir madendir, Orman evrensel bir bitkidir, Su evrensel bir içecektir, Oksijen evrensel bir gazdır, Güneş evrensel bir enerjidir, Hayal evrensel bir rüyadır, Bilgi evrensel bir araçtır, İnanmak evrensel bir imandır... İnanmamak da bir inançtır!! ☆ ☆ ☆ İlim bir kuyu, tartışma ise onun kovası gibidir. İlmin sonu yoktur, sen ilim için çaba vermezsen değil kova, kaşık bile kuyunun dibini bulur. İlme yasak koyanlar veya insanları yalanla meşgul edenler, aklın ve insanlığın en büyük düşmanlarıdır. Burjuvalılar, kendilerini rahatlık ve kaygısızlığın döşeğine salıvermişler, mutluluk ve bolluğa gömülmüşler, mallarını ve kendilerini koruma işini, yönetenlerine, valilerine, yargıçlarına ve askerlerine bırakmışlardır. Bu güvenceyle uykuya dalarlar. Hiçbir kaygı onları uyandırmaz. Unutmayalım ki ; "Gayri memnunlar medeniyet kuramazlar" Korku ile memnun görünmek geleceğe atılan zayıf temel gibidir ve yıkılmaya mahkumdur. Mecburiyet mahkumiyettir,gerçekçi olun ki nesiller sizden Şuhu içinde bahsetsinler. Dünün çürümüş beyinleri yüzünden değerlerimize sahip çıkamıyoruz. Çevremize dahi kalkan olamıyoruz ,artık üzerimizde ki ölü toprağını silkme zamanı geldi.. Her şey eğitim ile başlar. Öğretmenler, bilim sahibi olma yolunda öğrencilerine kitaplarını ezberletirler. Ancak bilimsel tartışmalarla ve deneyler ile konuları zihinde tutulacağını unuturlar. Teorinin yanında mutlaka pratikde olmalı, her bilgiyi kaleme almak olmaz, o yüzden Fen'de deney esastır , yazmak değil, görmek gerek. Yaşam kavramında mekan olmazsa olmazdır... Ve yaşadığınız yer sizin her şeyinizi etkiler. Kilise dibinde doğduysan Hristiyan olma şansın yüzde yüz, cami dibinde isen Müslüman. "Coğrafya kaderdir" derler, kaderini değiştirmek senin elinden alınıyor. !! Peygamberler bile, başkalarını yenmek için, kendileri gibi düşünen yol arkadaşları bulmak zorundadır. "İnsanı açlık öldürmez, alıştığı tokluk öldürür. - İbn-i Haldun ne güzel demiş ,ama anlayacak insan bulmak ve insanlara anlatmak için önce ilmen doymak lazım. "insan beyni değirmen gibidir, beslenmez ise içini kemirir..." Karl Marx ' ın bir sözü var, "İnsan kalmanın tek bir yolu var, o da insanlık dışı sisteme karşı savaşmak " diye ... Para ancak kıyafetinizi değiştirsin, yeme, içme, konuşma, arkadaş, aile vs vs gibi kavramları etkiler ise, para sizin değil siz paranın kölesi olmuş olursunuz!! İnsanlar size paranız olduğu için değil, paraya köle olmadığınız için hayret ile baksın! Bunu yaptığımız zaman , dünya sistemini kuran şeytana tapan ve şeytan için çalışan embesilleri aç bırakmış olursunuz.. Doğuştan para dolu bir dünyada yaşama gözlerini açan insanların bunu anlaması zordur, zaten anladıkları gün sistem çöker. Sonradan parasal güce kavuşmak ise, tüm bunların intikamını alırcasına tepeden bakmanıza sebeb olur. Komik olan ise , bir müddet önce o paraya kişinin de muhtaç oluşunu etrafındaki herkesin bilmesidir.. Bu saatten sonra yeni bir çevre edinmek kolay olur,eskiye çizgi çekmek de kolay olur . O zaman bende veciz şekilde yazayım.... "kolay kazanılan ve kolay kaybedilen herşeyin değeri azdır" insanların robotlaştığı, ,robotların ise insanlaştırıldığı bir dünyadayız, herşey kurgulanmış bir çip içinde zekaya dönüştü. Düşünen ve hayal eden bir zeka. Hayalleriniz bittiyse, beyniniz sizi yorgun ve yılgın hissetmeye yöneltir ! Hayaller , gerçeklerin arkasında ezilmiş bir hüsran olmamalı.. Hayallerinizi diri tutun ki , fiiliyâtınız iri benliğiniz bir olsun... Hayâl etmek ,düşünmenin, icra etmenin ve yükselmenin temellerini oluşturur. Hayal etmeyen bir beyin düşünmez, düşünmeyen beyin çalışmaz ve geri kalır.. size bahsettiğim kelime aklınızda " Hayâl "olarak kalmasın. Çocuklarınızın üretken olmasını istiyorsanız, onlar ile beraber hayaller kurun , onun hayallerini dinleyin, fikir sahibi olmasını sağlayın,unutmayın ki hayal eden beyin çalışır, çalışan beyin öğretilen her şeyi algılar, algılanan her şey davranışlara dönüşür , alışkanlıkları tetikler ,kendi dünyasında özgür bir nesil yetişmiş olur. Araya mesafe ve sınır koymayan fikirler ile, arada olması gereken mesafe ve sınırları erken yaşlarda ayırt etmesine yardımcı olursunuz... Ahlak filozofu Sokrates, 51 jüri önünde yargılanıyor ve idam kararı veriliyor, baldıran zehri ile öldürülüyor. Ondan önce sevenleri; "Seni hapishaneden kaçıralım" diyorlar. Sokrates; "Bu ahlaksızlıktır" diyor ve kabul etmiyor. "Uydur kaydır sözlere başvur, jüri seni affedebilir" deselerde ahlak filozofu bunu da kabul etmiyor. Tarihe geçen savunmasında idam kararı veren juriye şunları söylüyor; "Ölümden korkulmaz, çünkü ölümün çaresi var. Ölürsün kurtulursun. Ama yanlış yapmanın çaresi yoktur. Yaptığınız yanlış sonsuza kadar sizinle birlikte gelecektir." Bugün 2500 yıl geçmesine rağmen, Sokrates'in ismini bilmeyen yok. Peki onu mahkum eden jüri heyetinin isimlerini bilen var mı? Yok! "Şu hayatı öyle bir yaşa ki kapanışta kendini alkışlayabilesin..." Artık Coğrafya kader olmaktan çıkmıştır ..!! İletişim, özgürlük, saygı ,bilim , araştırma, sorgulama ve kanunların bağımsızlığı ile bu mümkün..!! İslami bir coğrafyada doğan birisi, her ne kadar ezan sesi ile uyanmış olsa da her sabah, bir müddet sonra Hristiyan ya da deist olabiliyor. Aynı durum diğer dini ülkelerde yaşayan insanlar içinde geçerli. Dinde ve inançta zorlama yok zaten. Her birey bu konuda hür .. ☆ ☆ ☆ Öğretilmiş alışkanlıkların dışına çıkmadan özgürlükten bahsetmek boşa zaman kaybıdır. İnsanlık öncelikle bu tapuyu kırmalı. İşin en zor kısmı ,doğru olduğu öğretilmiş alışkanlıklardan vazgeçirilmesi. Neredeyse imkansız. Akvaryumda ki balıklara uygulanmış cam teorisini bilmeyen yoktur. Alışkanlıkların oluşturulması duyguların kontrolü ile başlar. Duygular düşünceleri oluşturur, düşünceler davranışları değiştirir. Davranışların giderek düşüncelerin kontrolüne girmesi ile yeni bir hayat başlıyor. Düşüncelerin kontrolü ,görsel medya ile kolaylaştı. Giyeceklerimizden, yiyeceklerimize , tatil yerlerimizden arabalarımıza kadar komple yaşantıyı dizayn eden sistem var. Davranışlarının kontrolü ile kendisinin olmayan kiralık hayatını , özgür yaşıyormuş gibi eritiyor insanoğlu. Kaderimize doğru amansız bir yürüyüş savaşı veriyoruz. H.ARTUN "Ansız İnsan " isimli kitap çalışmamdan....
#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.