22 Mayıs 2013 - Çarşamba

Ermenilerin 2015 Stratejisi

Yazar - Mustafa Göktürk
Okuma Süresi: 6 dk.
1680 okunma
Mustafa Göktürk

Mustafa Göktürk

-
Google News

Türkiye’deki iktidarın Ermenilere yönelik açılımını devam ettirme kararlılığına karşı Ermenistan Ermenilerinin ve özellikle de diaspora Ermenilerinin Türkiye’ye yönelik politikalarının incelenmesi, Türk dış politikası aktörlerinin Ermeni açılımını bir an önce gerçekleştirme gayretlerini anlamaya yardımcı olmuştur. Türk Dışişleri bakanı Davutoğlu önderliğindeki dış politika mimarları Ermenilerin 2015 stratejisinin önüne geçmek için Ermenistan sınırının 2015’ten önce açılmasını sağlamayı hedeflemektedir. Dikkatlerden kaçan husus, Türkiye’nin 2015 öncesi diasporayı yumuşatmak için atmak istediği adımların hedefi Ermenistan’dır. 2015’e iki yıl kalmasına rağmen Ermeni diasporasına yönelik tutarlı bir karşı stratejiden bahsetmek şimdilik mümkün değildir.

Ermenilerin bugünkü politikalarının arka planında özellikle diaspora Ermenilerinin bilinçaltında -her fırsatta “Türk Karşıtlığı” ile birleştirilerek öne çıkarılan- “Büyük Ermenistan Hayali” yatmaktadır. Nesilden nesile Türk düşmanlığı ile yoğrularak bir varolma savaşına dönüştürülen Ermenilerin bu iddialarının temel çıkış noktası ise “soykırım yalanlarıdır.”  Bu bağlamda Ermenilerin sözde soykırım propagandalarını ifade etme açısından “4T Planı” önem arz etmektedir. “Tanıtım-Tanınma-Tazminat-Toprak” talepleri olarak başlıklandırılan bu plan çerçevesinde Ermenilerin önceliğini “Tanıtım” başlığı altında açıklamak mümkündür. Ermeniler “sözde soykırımı” terör ve siyasi propaganda yoluyla dünyaya duyurmayı amaçlamıştır.  Ermeni terör örgütü ASALA, “sözde Ermeni topraklarının kurtarılması” için temel yolun, “devrimci şiddet eylemlerinden geçtiğini” siyasi programında açıklamıştır. Bu kapsamda Ankara-Paris Havaalanlarındaki ve İstanbul Kapalıçarşı’daki terör eylemleri, Türk diplomatların katledilmesi, kadın-çocuk ayırmaksızın öldürülen insanlar ASALA terörünün dünyayı dehşete düşüren saldırılarından bazılarıdır. ASALA’nın üstlendiği misyon 1980’lerde tamamlanmıştır ve artık Ermeniler dünyanın farklı ülkelerinde Ermeni Örgütleri kurarak siyasi mücadeleye başlamıştır. Bir sonraki aşama siyasi mücadelenin devamı niteliğinde olan ve dünya kamuoyunca sözde soykırımın tanınması kararlarıdır. Bu aşamada dünya kamuoyunda ve devletlerin parlamentolarında sözde soykırımın tanınmasının ardından asıl hedef söz konusu iddiaların Türkiye tarafından da tanınmasını sağlamaktır. Üçüncü aşamada hedeflenen tanınmanın tamamlanmasından sonra Ermenilerin Türkiye’den tazminat talep etmesidir. Dördüncü ve son aşamada ise tazminat talepleri bir adım daha ileri götürülerek; Ermeniler, “Büyük Ermenistan” hayalleri için Türkiye’den toprak talep edeceklerdir. Ermeni diasporasının 2015 Stratejisi’ni ikinci aşamadaki ”tanınma” yani sözde soykırım iddialarını dünyaya kabul ettirme çabaları çerçevesinde değerlendirmek mümkündür. Bu bağlamda 2000’den sonra Türkiye’deki sözde aydınların benimsedikleri “közkamanlık(öze ihanet)” neticesinde Ermenilerden özür dilenmesi, Ermenistan sınırının açılması ve buna benzer tezler, Ermeni diasporasının bu stratejisine hizmet etmiştir. Ermenilerin 2015 Stratejisi’nin temel amacı; yoğun bir propaganda süreci sonunda final yılı olarak nitelendirdikleri 2015’e kadar, başta ABD ve AB üyesi ülkeler olmak üzere sözde soykırımın dünyadaki devletler tarafından ulusal ve yerel parlamentolarda kabul edilmesini sağlamak ve sonrasında Türkiye’nin sözde soykırım iddialarını tanımasının yolunu açmaktadır.

“Ermeni Diasporası 2015 Stratejisi için neler yapmaktadır?” Bu konuda bazı öne çıkan örnekleri aktarmak, diasporanın 2015 stratejisine ne kadar önem verdiğini ortaya koyacaktır. Kilikya Ermeni Katogikosluğu sözde Ermeni soykırımının 100. yıldönümü için Türkiye’de yaşayan Ermenilerle ilgili kitaplar yayına hazırlamaktadır bunun yanında katogikosluk, 100. yıldönüm ile ilgili farklı ülkelerde “soykırım” anıtının dikilmesini ve sözde soykırım ile ilgili panellerin ve resim sergilerinin gerçekleştirilmesini üstlenmiştir. Ermeni diaspora kuruluşlarının propaganda çalışmaları sonucunda Amerika’nın 50 eyaletinin 43’ü sözde Ermeni soykırımını resmen tanımıştır. Ermenistan sözde Ermeni soykırımının 100. yıldönümü faaliyetlerini koordine etmek için özel bir komisyon kurmuş ve Erivan Ermeni Soykırım Müzesi Başkanı Hayk Demoyan bu komisyonun sekreterliğine getirilmiştir. Komisyona alt komiteleri oluşturulmaktadır. Komisyonun yoğunlaşacağı konular ise: Sözde Ermeni soykırımının yaşandığı konusunda insanlar bilgilendirilmesi, ülke ve dünya genelinde bu konuda Ermenice ve yabancı dillerde kitaplar, broşürler yayımlanması, Ermenistan devletinin bütün resmi organlarının bu faaliyetlere katılması olarak belirlenmiştir.

2015’e yaklaşırken Ermeni lobileri ve örgütleri seferberlik ilan etmiş gibi çalışarak sözde soykırım söylemlerinin en temel silahı -psikolojik savaşın bir parçası- olan Türk milletine yönelik algı yönlendirme faaliyetlerine hız vermiştir. Ayrıca Diaspora Ermenilerinin esnek davranmayı Ermeni olmakla çelişen bir durum olarak görmeye devam edeceklerini ve uzlaşmaz tavırlarını sürdüreceklerini ifade etmek yerinde olacaktır. Ermeni diasporasının fikri altyapısının temelinde irredentizm ve saldırganlık yatmaktadır.

Sonuç olarak; Türkiye, Ermenilerin 2015 Stratejisi karşısında akılcı bir strateji geliştirmeli ve Türkiye’yi bekleyen süreçte Türk tezlerini uluslararası kamuoyunda kabul ettirebilecek uzmanları yetiştirmek zorundadır.

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.