21 Temmuz 2013 - Pazar

Ermenistan’ın Tahrikleri ve Azerbaycan

Yazar - Mustafa Göktürk
Okuma Süresi: 6 dk.
1914 okunma
Mustafa Göktürk

Mustafa Göktürk

-
Google News

Ermenistan’ın Tahrikleri ve Azerbaycan

Ermenistan-Azerbaycan ilişkilerindeki gerilimin son dönemlerde arttığı birkaç olayı değerlendirmek Türkiye’yi yakından ilgilendiren bir mesele olduğu için önem arz etmektedir.

Ermenistan’ın sürekli tahriklerindeki amacı; psikolojik üstünlüğünü devam ettirmek, Azerbaycan’ı uluslararası kamuoyunda zor durumu sokacak adımlar atmaya zorlamak ve hatta askeri müdahaleye mecbur bırakmak… Bu bağlamda son dönemki gelişmeleri şu şekilde sıralayabiliriz: Suriye’den kaçan Ermenilerin, Azerbaycan’ın ermeni işgali altındaki Karabağ topraklarına yerleştirilmesi çabaları, Karabağ’daki uluslararası tepkiye neden olan seçimler, Macaristan’da ermeni bir askeri öldürdükten sonra Macaristan tarafından tutuklanan ve 8 yıl gibi bir süre tutuklu kaldıktan sonra Azerbaycan’a iade edilen Ramil Seferov’un serbest bırakılması ve son olarak da işgal altındaki Karabağ’da havaalanı açılacağının duyurulması…

Hatırlanacağı üzere Ermenistan’ın Suriye’den kaçarak Ermenistan’a sığınan Suriyeli Ermenileri, 1992 yılından beri işgal altında tutulan Azerbaycan toprağı Karabağ’a yerleştirmek istemiştir. Ancak ekonomik sıkıntılar içerisindeki Ermenistan’ın bunu yapmaya gücünün ve kapasitesinin yetmeyeceğini, Suriye’deki savaştan kaçan Ermenilerin savaş tamtamları çalan bir bölgeye Karabağ’a yerleştirilmeyi kabul etmeyecekleri rasyonel aklın ulaşabileceği düşüncelerdir. Bu konuda Ermenistan’ın Suriye’den gelen Ermenileri ekonomik durumlarına göre bir ayrıma tabi tuttuğunu ve maddi gücü zayıf olan Ermenilerin Karabağ bölgesine yönlendirildiğini söyleyebiliriz. Küçük gruplar halinde Karabağ’a yönlendirilen Suriye Ermenilerinin çok zor şartlar altında yaşamaya maruz bırakıldığı haberlerine rastlamak mümkün. Ancak burada özellikle değinilmesi gereken bir husus; herkesin unuttuğu veya unutturulmaya çalışılan yaklaşık bir milyon Azerbaycan Türk’ünün işgal yüzünden topraklarını terk etmek zorunda kaldığı ve göçmen olarak Azerbaycan’ın diğer rayonlarında yaşamak zorunda olduğu gerçeğidir. Bu konunun Karabağ meselesi gündeme geldiğinde sürekli dile getirilmesi ve bölgenin barış ve istikrarına birincil dereceden engel teşkil ettiğini vurgulamak her Türkün asli görevidir.

Ermenilerin Karabağ’a yönelik Azerbaycan’ı tahrik ettiği bir diğer mesele, Ermeni yönetimince Karabağ’da gerçekleştirilen sözde seçimlerdir. Ermenistan’ın kontrolünde göstermelik olarak gerçekleştirilen sözde seçimlerle Ermenistan istediği amaca ulaşamamıştır. Çünkü Karabağ’daki sözde seçimleri uluslararası aktörler kabul etmemiştir ve seçimlerin geçersiz olduğunu duyurmuşlardır.

Diğer önemli bir olay ise Azerbaycan subayı Ramil Seferov’un serbest bırakılması olayıdır. Hatırlanacağı üzere Ramil Seferov, 2004 yılında NATO'nun Barış İçin Ortaklık programı çerçevesinde Macaristan'da katıldığı seminerde, Azerbaycan bayrağını ayakları altına alan ve Azerbaycan’a yönelik ağır hakaretler eden bir Ermeni subayı öldürdüğü için mahkum edilmiştir. 8 yıl Macaristan’da tutuklu kalarak cezasını çektikten sonra diplomatik girişimler sonucu Azerbaycan’a iade edilen Ramil Seferov, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev tarafından affedilmişti ve görevine devam edebileceği açıklanmıştır. Ermenistan ise, Ramil Seferov'u iade ettiği gerekçesiyle Macaristan ile "diplomatik ve tüm resmi" ilişkileri kestiğini bildirmiştir. Ayrıca Ramil Seferov'un ülkesine iade edilip affedilmesi Ermenistan'da ve farklı ülkelerde Ermeniler tarafından protesto edilmiştir. Macaristan ve Azerbaycan bu gelişmenin uluslararası hukuka uygun olduğunu defalarca yinelese de Ermenistan’daki Ermeniler ve diaspora Ermenileri bu olayı da Azerbaycan’ı uluslararası camiada zor duruma düşürmek için kullanmak istemiştir.

Son olarak ise Ermenistan, Karabağ topraklarında bir havaalanı açılacağını duyurmuştur. Karabağ bölgesinde yıllar önce yapılan ve Ermenilerin Karabağ’ı işgali sonrası kullanılamaz hale gelen Karabağ’daki havaalanı son birkaç yılda Ermeniler tarafından onarıma alınmıştır. Geçtiğimiz aylarda Ermenistan Cumhurbaşkanı Sarkisyan bu havaalanının artık kullanıma hazır hale geldiğini ve açılacağını, ilk yolcunun da kendisi olacağını duyurmuştur. Ancak Azerbaycan’ın uluslararası hukuka dayanarak kendi hava sahası üzerinde böyle bir izinsiz uçuşa izin vermeyeceğini duyurması, Ermenistan’ı geri adım atmaya zorlamıştır ve Ermenistan sözkonusu uçuşları ertelemek zorunda kalmıştır. Türk Dışişleri Bakanlığı da yaptığı bir açıklamayla,  bu gelişmeleri Ermenilerin tahriki olarak yorumlamıştır ve Türkiye’nin Azerbaycan’ın yanında olduğunu yinelemiştir.

Sonuç olarak Ermenistan, ardına aldığı Haçlı dünyasının şımarık çocuğu rolünü devam ettirmektedir. Sürekli olarak tahriklerle ve provokasyonlarla Azerbaycan’ı ve nezdinde Türkiye’yi sıkıştırmak ve zor duruma düşürmek, Ermenistan’ın temel dış politika prensibi olarak karşımızdadır. Azerbaycan gerek işgal altındaki topraklarına yönelik olsun gerekse Ermenistan’ın çeşitli provokasyonlarına karşı olsun uluslararası hukuku ve uluslararası normları ön planda tutarak askeri bir müdahale seçeneğini hep ikinci planda tutmuştur. Bu yaklaşımı ile Azerbaycan’ın sağduyulu tavırlarına karşı uluslararası örgütlerin ve devletlerin Ermenistan’a karşı yaptırım uygulaması artık kaçınılmazdır. Eğer uluslararası camia Kafkaslarda barış ve istikrarın sağlanmasını istiyorsa Azerbaycan’ın bu beklentilerine cevap vermek zorundadır. Aksi takdirde Bakü’nün uluslararası hukuk kuralları çerçevesinde Erivan’a karşı ‘’meşru müdafaa hakkı’’nı kullanabileceğini ve dış müdahalenin olmadığı bir Azerbaycan-Ermenistan savaşının Azerbaycan’ın mutlak üstünlüğüyle sonuçlanacağını aşikârdır.

 

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.