Anahtar Parti: Huzurlu Toplumun Temeli: Ahlak ve Adalet

Tavşanlı'da Düzenlenen "Huzurlu Toplumun Temeli: Ahlak ve Adalet" Konulu Panel

Tavşanlı – Anahtar Parti Tavşanlı Teşkilatı Hukuk Masası Başkanı Avukat İsmail Cenk Akan, geçtiğimiz günlerde gerçekleştirilen "Huzurlu Toplumun Temeli: Ahlak ve Adalet" başlıklı panelde, ahlak, adalet ve hukukun bir toplumun huzuru ve güvenliği için taşıdığı hayati öneme dikkat çekti.

Ahlak ve Adalet: Güvenin Sessiz Şartı

Avukat Akan, konuşmasına çarpıcı bir tespitle başladı: "Bir yerde ahlak çok konuşuluyorsa, güven kalmamıştır. Adalet sürekli dillendiriliyorsa bahsedilemez olmuştur. Gerçekten var olan şeyin ispatına ihtiyaç duyulmaz; sessizce yaşanır, gürültüsüzce hissedilir. Gösteriş arttıkça, içerik azalır, muhtevası çürür."

İslam felsefesine değinerek adaletin, hikmet, şefkat ve iffet gibi diğer üç ana faziletle dengeli bir şekilde bulunmasıyla elde edildiğini belirten Akan, "İdeal mü'min adaletsizliğini ibadetle örten değil, ibadetini ahlak ve adaletle buluşturandır" ifadesiyle inanç ve pratik arasındaki bağı vurguladı.

Geciken Adalet Kaosu Doğurur

Hukuk güvenliğinin sarsılmasının toplumsal sonuçlarına odaklanan Akan, adaletin gecikmesinin, bireyin devlete ve yargı kurumlarına duyduğu güveni ciddi biçimde sarstığını ifade etti. "Devlete güven kalmayınca birey kendi yolunda gitmeye başlar. Bu ise toplumda çeteleşmeye, tahakküme, kaos ve anarşiye yol açar."

Akan, hukuk devleti ilkesinin temel taşları olan masumiyet karinesi ve lekelenmeme hakkının önemini vurguladı. Ayrıca hukuki sorumluluğun şahsiliği ilkesine dikkat çekerek, "Birisinin hatasıyla başkası mesul olamaz. Kardeşi de olsa, ailesi ve cemati de olsa, partisi de olsa o cinayete ortak sayılmaz" dedi.

Hukukçuların Rolü ve Maneviyatın Önemi

Avukat Akan, nitelikli hukukçuların önemine de değindi: "Talimatla iş gören hukuk tekniklerine değil; kaliteli hukukçulara ihtiyacımız var. Adil bir hâkim kötü kanundan bile, iyi adalet çıkarabilir. Uygulayıcı kötü ise; iyi kanunla bile, yanlış kararlar verebilir." Kanunların ruhuna uygun uygulanmaması durumunda sadece "süs olmaktan öteye gidemeyeceğini" ekledi.

Peygamber Efendimiz'in (SAV) "İdarecinin affetmede yanılması, ceza vermede yanılmasından daha hayırlıdır" hadisini hatırlatan Akan, hürriyetlerin korunmasında gerçek adaletin merkeze alınması gerektiğini, hak haktır diyerek bir masumun hakkının dahi feda edilemeyeceğini dile getirdi.

Hukuk Sadece Mahkemede Değil, Hayatın Her Alanında

Konuşmasında önemli bir ayrım yapan Akan, adaletin sadece mahkemelerde yapılan bir yargı faaliyeti olmadığını belirtti: "Her insan hayatın her alanında, ailede, işyerinde, trafikte, eğitimde, ticarette, hakkı, hukuku gözetlemekle mükelleftir."

Güncel sorunlara da dikkat çeken Akan, tutuklamanın bir tedbir olmasına rağmen uygulamada cezalandırma aracı olarak kullanılabildiğini, ideal olanın yargılamanın tutuksuz, makul sürede ve adil yapılması olduğunu vurguladı.

Son olarak, hukuk eğitiminin manevi köklerden kopuk olmaması gerektiğini savunan Avukat Akan, fakültelerde ezberciliğe iten, sadece statü ve maddi çıkar sağlayan bir araç olarak değil; öğrencinin aklını, kalbini, ruhunu, felsefesini ve adaleti sorgulayan araştırmaya dayalı bir eğitimin verilmesi gerektiğini belirterek sözlerini tamamladı.