Moved Permanently

 RABBİMİZ'İN TEMİZLEYEN İSMİ ''KUDDÜS''

Kainatta ve üzerinde yaşadığımız yer küremizde, Yüce Yaratıcımızın cc isimleri azami derecede tecelli etmektedir. Biz müminler Esmaül Hüsna olarak duvarlarımıza astığımız Rabbimizin isimlerini her yerde okuyarak, Mevlamızı cc bu tecelli eden isimleri ile tanımak asli vazifelerimizdendir. Bu günkü yazımızda inşallah Rabbimizin Kuddüs ismini yani temizleyen ismini yeryüzünün sahifelerinde okumaya çalışıp, Yüce Mevlamız cc nasıl temizleyendir ve bu muntazam temizlik ne şekilde Rabbimize aittir, bir parça bu mananın idrakine çalışacağız.

Bu içinde bulunduğumuz kainat ve bu dünyamız, daim işler bir büyük fabrika ve her vakit dolar boşalır bir han, bir misafirhanedir. Halbuki böyle işlek fabrikalar, hanlar ve misafirhaneler atıklarla, enkazlarla, süprüntülerle çok kirleniyorlar, bulaşık oluyorlar ve pis atık maddeler her tarafına dağılıyor. Eğer pek çok dikkatle bakılmazsa ve güzel bir şekilde düzenlenmezse ve süpürülüp temizlenmezse içinde durulmaz, insan onda boğulur. Halbuki bu kainat fabrikası ve dünya misafirhanesi o derece pak, temiz ve düzenli ve o kadar kirsiz ve bulaşıksızdır ki, bir lüzumsuz şey ve bir menfaatsiz madde ve tesadüf eseri bir kir bulunmaz, bazen görünüşte bulunsa da, çabuk bir temizlik makinesine atılır gibi temizlenir. Demek bu fabrikaya bakan zat, çok iyi bakıyor. Ve bu fabrikanın öyle temizleyip düzenleyen bir sahibi var ki, o koca fabrikayı ve o büyük sarayı küçük bir oda gibi süpürtür, temizler, tanzim  eder. Ve o pek büyük fabrikanın büyüklüğü nispetinde  enkazından kalma kirli maddeleri, süprüntüleri bulunmuyor. Belki büyüklüğü nispetinde, temizliğine ve nezafetine dikkat ediliyor. Bir insan, bir ayda yıkanmazsa ve küçük odasını süpürmezse çok kirlenir, pislenir. Demek bu kainat sarayındaki paklık, safilik, nuranilik, temizlik sürekli olarak hikmetlice bir düzenlemekten, dikkatli bir şekilde temizlenmekten ileri geliyor. Ve eğer o daimi  süpürmek ve dikkat ile bakmak olmasaydı, bir senede bütün hayvanların yüz bin milletleri dünyamızın yüzünde boğulacaklardı. Ve gökyüzünde ki uzay boşluğunda, tahribe ve sönmeye mazhar olan yıldızların enkazları, başımızı ve diğer yeryüzünde yaşayan hayvanların başlarını,  belki dünyamızın başını kıracaklardı. Dağlar büyüklüğündeki taşları başımıza yağdıracaklardı ve bizi bu dünya denilen vatanımızdan kaçıracaklardı. Halbuki eskiden beri o uzay boşluğundaki tahrip ve tamirden, insanlığa ibret olarak yalnız birkaç gök taşı düşmüş ise de hiç kimsenin başını kırmamış. Hem zeminin yüzünde her sene ölüm ve hayatın gerçekleşmeleri yüzünden yüz binler hayvanlar aleminin cenazeleri ve tüm bitki taifelerinin enkazları, yer kürenin ve denizlerin yüzlerini  öyle kirleteceklerdi ki; Yeryüzünde yaşayan tüm canlılar, o yüzleri değil sevmek, aşık olmak belki öyle çirkinlikten nefret edip kaçacaklardı. Bir kuş kolayca kanatlarını ve bir katip rahatça sayfalarını temizlediği gibi, bu uzayda uçan dünyamızın  kanatları ve bu kainat kitabının sayfaları da öylece temizleniyor, güzelleşiyor ki; Ahiretin sosuz güzelliğini görmeyen ve İmanla düşünmeyen insanlar, dünyanın bu temizliğine, bu güzelliğine aşık olurlar ve şiddetle dünyaya bağlanırlar. Demek bu kainat Rabbimizin Kuddüs ismiyle insanı kendine aşık edecek derecede pek güzel temizleniyor.