The document has moved here.
|
||
![]() |
HASTALIK TÜRÜNDEN İMTİHAN | |
Şura Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Gökçay | ||
HASTALIK TÜRÜNDEN İMTİHAN
Değerli dostlarım: Dünya imtihan dünyası olması hasabiyle, Yüce Rabbimiz cc bizleri bu kez hastalık yönünden gelen bir imtihan türü ile sınamaktadır.Bildiğimiz üzere Yüce Rabbimiz'den cc izinsiz bir yaprak bile kımıldamazken hastalıkların kontrolsüz, kendiliğinden gelip bizlere bulaşması tesadüfün eseri olması imkansızdır. Peki hastalıklar insanlara Rabbimiz cc tarafından niçin gönderilir bu gün ki yazımızda bir parça bu konuya değineceğiz. Şimdi hangi türden olursa olsun, hastalığa yakalanmış mümin kardeşlerime hitaben sesleniyorum:
Ey bîçare yani çaresiz hasta! Merak etme, sabret. Senin hastalığın sana dert değil belki bir nevi dermandır. Çünkü ömür bir sermayedir, gidiyor. Meyvesi bulunmazsa zayi olur, o ömre yazık olur. Hem rahat ve gafletle olsa, pek çabuk gidiyor. Hastalık, senin ömür sermayeni büyük kârlarla meyvedar ediyor,sana baki hasenat kazandırıyor. Hem ömrün çabuk geçmesine meydan vermiyor, tutuyor, uzun ediyor.Ta meyveleri verdikten sonra bırakıp gitsin. İşte, ömrün hastalıkla uzun olmasına işaret eden bu misal dillerde destandır ki; "Musibet zamanı çok uzundur, safalı eğlence zamanı pek kısa oluyor." Ey hastalıklarına sabredemeyen hasta! Sabret ve de şükret. Senin bu hastalığın, ömür dakikalarını birer saat İbadet hükmüne getirebilir. Çünkü İbadet iki kısımdır. Biri müsbet İbadettir ki; Namaz, niyaz gibi malûm İbadetlerdir. Diğeri menfî İbadetlerdir ki; hastalıklar, musibetler vasıtasıyla musibete uğrayan kişi, acizliğini ve de zayıflığını hisseder. Yaratıcısı olan Rabbine sığınır, yalvarır. Hâlis, gösterişsiz, manevî bir İbadeti yapmış olur. Evet hastalıkla geçen bir ömür, Alla'tan şikayet etmemek şartıyla, Mümin için İbadet sayıldığına sahih rivayetler vardır. Hattâ bazı sabreden ve her ne olursa olsun haline şükreden hastaların bir dakikalık hastalığı, bir saat İbadet hükmüne geçtiği ve bazı Kâmillerin bir dakikası bir gün İbadet hükmüne geçtiği, Efendimiz sav 'in beyanları ile sabittir. Senin bir dakika ömrünü, bin dakika hükmüne getirip, sana uzun sonsuz bir ömrü kazandıran hastalıktan şikayet değil, o hastalığa teşekkür etmek gerektir. Ey dertlerine tahammül edemeyen hasta! İnsan bu dünyaya keyif sürmek ve sırf lezzet almak için gelmediğine, sürekli olarak gelenlerin gitmesi ve gençlerin ihtiyarlaşması ve devamlı olarak dünyadan ayrılmaları şahittir. Hem insan, hayat sahiplerinin en mükemmeli, en yükseği ve donanım itibari ile en zengini ve hayat sahiplerinin sultanı hükmünde iken, geçmişte tattığı lezzetleri ve gelecekte başına gelecek belaları düşünmek vasıtasıyla, ancak kederli, meşakkatli bir hayat geçiriyor. Demek insan, bu dünyaya yalnız güzel yaşamak için ve rahatla ve safa ile ömür geçirmek için gelmemiştir. Belki çok büyük bir sermaye elinde bulunan insan, burada ticaret ile, ebedî daimî bir hayatın mutluluğunu elde etmeye çalışmak için gelmiştir. İnsanın eline verilen çok kıymetli sermaye de ömürdür. Eğer hastalık olmazsa, sıhhat ve âfiyet gaflet verir.Dünyayı hoş gösterir. Âhireti unutturur. Kabri ve ölümü hatırına getirmek istemez insan. Ömür boş yere sarf eder. Hastalık ise, birden gözünü açtırır. Vücuduna ve cesedine der ki: "Ölümsüz değilsin, başıboş değilsin, bir vazifen var. Gururu bırak, seni yaratanı düşün, kabre gideceğini bil, öyle hazırlan." İşte hastalık bu açıdan hiç aldatmaz bir nasihat verici ve insanı ikaz edici bir mürşittir.Hastalıklardan şikayet değil, belki bu cihette ona teşekkür etmek, eğer fazla ağır gelse, Yüce Yaratıcı'dan cc sabır istemek gerektir.Elhasıl hastalığın sebepler noktasında bizlere bulaşmaması adına devletimizin aldığı tedbirlere azami derecede uymak en birinci vazifelerimizden bir tanesidir.Şu inkar edilemez bir gerçektir ki Cenab-ı Hak cc dünyada her şeyi sebepler doğrultusunda yaratmaktadır.Lütfen sağlık tedbirlerine uyalım!
|
||
Etiketler: HASTALIK, TÜRÜNDEN, İMTİHAN, |
|