TAVŞANLI’DAN VALİ AHMET HAMDİ NAYİR’E ‘HOŞ GELDİN’ ZİYARETİ
Tavşanlı ilçe protokolü, Valiler Kararnamesi ile Bilecik Valiliği’nden Kütahya Valiliği’ne atanan Vali Ahmet Hamdi Nayir’e ‘hoş geldin’ ziyareti gerçekleştirdi.
Valilik Toplantı Salonundaki ziyarette Tavşanlı Kaymakamı Numan Hatipoğlu,Tavşanlı Belediye Başkanı Mustafa Güler, Balıköy Belediye Başkanı Ahmet Artun, Kuruçay Belediye Başkanı Erhan Demiray, Tepecik Belediye Başkanı Adnan Korkmaz, Tunçbilek Belediye Başkanı Agah Aşkın, İl Genel Meclisi Başkan vekili Ramazan Aydemir ile İl Genel Meclisi Üyeleri Bilal Kıyak, Mehmet Çetin, Mustafa Altınbay ve Osman Oral katıldı.
Tavşanlı heyeti Vali Ahmet Hamdi Nayir’e "Hoş geldiniz" diyerek kendilerinin Kütahya’ya atanmış olmasından duydukları memnuniyeti dile getirip, görevinde başarılar diledi.
Ziyarette Tavşanlı Kaymakamı Numan Hatipoğlu ile Tavşanlı Belediye Başkanı Mustafa Güler, Vali Nayir’e Tavşanlı’nın sosyal, ekonomik ve kültürel değerleri hakkında bilgiler verdi.
“İŞ BİRLİĞİ YAPMAYA HAZIRIZ”
Mülki idarenin bir aile bağı olduğunu ifade eden Vali Ahmet Hamdi Nayir, “Bilecik’ten çok farklı bir yere gelmedim, aynı topraklardayım. Yine kuruluş ve kurtuluşta önemli bir yere sahip olan illerimizden birindeyim. Hedefler olarak baktığımızda da çok farklı şeyler yok. İl merkezi kadar ilçeler de valilik için önemli. Bizim alanımız ilin tamamını kapsadığı için kaymakamlık makamları zaten ismi üzerinde kaim-i makam, valilik makamı yerine kaim olan makamlar olarak oradaki bizim uç birimlerimiz, elimiz, kulağımız, gözümüz olacak birimlerimiz. Mülki idaredeki aile havası iyi bir havadır, diğer mesleklerde olmayan bir havadır. Aramızdaki irtibata bir bağ olarak baktığımızda aile bağıdır. Valiliği dışarıda bırakırsak, kaymakam ve vali yardımcısı arkadaşlarımız birbirlerine abi diye hitap ederler. Diğer meslek kuruluşlarında resmiyet vardır. Ancak bizde öyle değildir. En küçük ilçemizin kaymakamı, en büyük ilçemizin kaymakamına abi diye hitap eder. O aile havası oraya yerleştirmiştir. Valiler olarak bizlerin görevi de makam büyüğü olarak onları bir arada tutmak, aileleri ile birlikte görevlerinde daha başarılı olabilmeleri için bir yönlendirici, cesaret verici çalışmalarda hep beraber olabilmek. Bizler bu çalışmayı yaparken öncelikle kendi mülki idare ailemiz daha sonra mahalli idarelerin birimleri, sivil toplum kuruluşları, üniversitelerle iş birliği yapmaya her zaman hazırız, her zaman hevesliyiz. Elbette siyasilerimizle uyum içerisinde olup, Ankara bağlantısını onlar üzerinden daha net sağlayıp, yapılabileceklerdeki boşlukları bırakmadan teklif aşamasından, değerlendirme aşamasına, sonuçlandırma aşamasına kadar birlikte bir şeyler yapmaya çalışacağız” dedi.
“TEK KİŞİNİN ÖNE ÇIKTIĞI DÖNEM SONA ERDİ”
Nezaketlerinden dolayı Tavşanlı heyetine teşekkür eden Vali Ahmet Hamdi Nayir tek kişinin öne çıktığı zamanın sona erdiğini belirterek, “Hizmetleri işbirliği içerisinde gerçekleştireceğiz” dedi. Vali Nayir, “Zamanımız tek kişinin mahir olduğu, tek kişinin öne çıktığı zaman değil, ekip zamanı. Dahi olan tek kişilerin dönemi bitti, bir dönemler öyleydi. İbn-i Sina’lar, Farabi’ler tek başına dahiydi, her şeyden anlıyordu. Şimdi öyle değil, daha ihtisaslaşıldığı döneme gidildi. Önceden kişi ben ortopedi uzmanıyım dediğinde kırık, çıkık her şeye bakıyordu. Şimdi ihtisas dalları o kadar daraldı ki, ‘ben çocuk ortopedisine bakıyorum, onda da bilek cerrahisine bakıyorum, dirsekten anlamıyorum’ diyor. İlimler ne kadar derinleşirse ihtisas alanları da o kadar farklılaşıyor. Bir belediye başkanı etrafındaki kişileri mahir kişilerden seçmese, uzmanlardan oluşturmasa tek başına kendinden bir şey biriktirmesi mümkün değil. Orkestranın şefleri olarak baktığımızda bizler de eğer ekibimizdeki kişilerin bilgilerinden kabiliyetlerinden ne kadar istifade edebiliyorsak, onların önünü ne kadar açabiliyorsak o kadar başarılı olacağız. Dolayısıyla bizim il idaresindeki temel esasımız ilçelerle de irtibatımızı en üst seviyede tutarak oranın yönetiminde de bizim sorumluluğumuz olduğunu bilerek arkadaşlarımızla paylaşabileceklerimizi en üst seviyede paylaşıp, karara herkesi ortak edip sonuçlandırmayı da beraber başarabilmek olmalı. ‘Mahkeme kadıya yük değil’ gelenler mutlaka bir eser bırakıp gitmeye çalışmışlardır diye düşüneceğiz. Burada kalıcı değiliz, bir gün gideceğiz, bizim için önemli olan geride hoş bir sada bırakabilmek. İrtibatı en üst seviyede tutabilir, konuşarak halledemeyeceğimiz hiçbir şey olmadığını bildiğimiz zaman inşallah en güzelini yapmış oluruz” diye konuştu.
