Tarihi mirasımız yağma mı edilmiş?
Tarihi mirasımız yağma mı edilmiş?
Tarihi mirasımız yağma mı edilmiş?
İHSAN TUNÇOĞLU KÜTAHYA/ / ÖZEL
Araştırmacı-Yazar Vali Yardımcısı Mustafa İngenç’in DPÜ Doktora tezinden ortaya çıkan tablo Kütahya’nın kültür-sanat ve tarihi açısından acı gerçekleri gösteriyor.
Dumlupınar Üniversitesinde doktora yapan tarih araştırmaları ile tanınan ve bu konuda kitaplar yayımlayan
Vali Yardımıcısı Mustafa İngenç’in doktora tezi Kütahya’da bazı acı gerçekleri gözler önüne seriyor.
Doktora çalışması sonrasındaki gerçekleri açıklayan Mustafa İngenç, şu görüşlere yer verdi: “ Doktora tezim nedeniyle uzun süreden beri Kütahya camilerinde incelemeler yapıyorum. Yerlerinde yaptığım çalışmalarda maalesef Kütahya camilerinde bir çok kitabe ve çinilerin ortadan kaybolduğunu tesbit ettim.Bilindiği gibi Prof.Dr.İsmail Hakkı Uzunçarşılı 1932 yılında “ Kütahya Şehri”isminde bir kitap yayımlamış.O yıllardan beri bu eser araştırmacılara sağlam bir kaynak olmuştur.Bu kitapta fotoğrafı olan 1789-1830 DÖNEMİNDE “Anadolu Eyaleti” olan ve Anadolu Beylerbeyi tarafından yönetilen Kütahya’da bazı tarihi çini ve kitabelerin bu gün artık yerlerinde olmadığını üzülerek tesbit ettim.Vakıflar genel Müdürlüğü ve Müze Müdürlüğüne bu tarihi eserlerle ilgili bir kayıt olmadığı anlaşılyor”
ALİ PAŞA CAMİİ, HİSARBEY(SARAY CAMİİ) ,İMARET MESCİDİ VE MUVAKKİTHANEDE
ORTADA OLMAYAN ESERLER HANGİLERİ??
Dumlupınar Üniversitesi Tarih bölümü doktora tezini tamamlayan Mustafa İngenç, Camilerimizde kayıp olan eserleri şöyle açıkladı: “ Prof.Dr.İsmail Hakkı Uzunçarşılının “Kütahya Şehri”kitabında yer alan ancak bu gün olmayan eserler şöyledir: Ali Paşa(Alo Paşa) Camiinde 1797 yılında yapılan tarihi 2 çini kitabesi ve ana giriş kapısındaki 2 çini yerlerinde yok.Yerleri boş kalmış.Hisarbey (Saray Camii) 2 adet tarihi ahşap dua levhası yok olmuş.İmaret Mescidinde sanat eseri Mimberi bütünüyle ortadan kaybolmuş.Muvakkithane de Padişah tuğrası yerinde yok.Kütahya Şehri kitabının yayınlandığı yıl olan 1932 yılında mevcut olan bu tarihi eserler demek ki 1932 yılında sonra yok olmuş.Bunların ne olduklarını ve akibetlerini araştırmak Vakıflar Genel Müdürlüğüne ve Kültür bakanlığına düşer”
Bu kayıplar sadece 1789-1832 yılları arasında Anadolu eyaleti olduğu dönemde yapılan camilerdeki kayıpları kapsamaktadır.Bunun dışındaki dönemlerde ise tam bir araştırma ve inceleme yapılmamıştır.Aslında genel bir tarama ve tesbitler yapılmalıdır.Kim bilir daha neler kayıptır?Buradan yetkililere sesleniyoruz. Paha biçilemez bu tarihi eserler nerede? çalındı mı,yağmalandı mı.Akibetleri nedir,bunların cevabını bekliyoruz.Takipçisi olacağımızı da bilmenizi istiyoruz
