DPÜ İSLAMİ İLİMLER FAKÜLTESİ TÖRENLE AÇILDI

Gündem Yayın: 07 Eylül 2018 - Cuma - Güncelleme: 07.09.2018 14:36:09
Editör -
Okuma Süresi: 10 dk.
3508 okunma
Google News

DPÜ İSLAMİ İLİMLER FAKÜLTESİ TÖRENLE AÇILDI
Kütahya Dumlupınar Üniversitesi (DPÜ) İslami İlimler Fakültesi, Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş‘ın katıldığı törenle açıldı.
 
Törene Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş ile eşi Seher Erbaş, Vali Ahmet Hamdi Nayir, AK Parti Kütahya Milletvekilleri Ahmet Tan ile Ceyda Çetin Erenler, Kütahya Belediye Başkanı Kamil Saraçoğlu, DPÜ Rektörü Prof. Dr. Remzi Gören, Kütahya Baro Başkanı Ahmet Atam, Kütahya İl Emniyet Müdürü Hasan Çevik, Kütahya İl Genel Meclis Başkanı Musa Yılmaz, Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Huriye Martı ile Prof. Dr. Ramazan Muslu, Din İşleri Yüksek Kurulu Üyesi Mehmet Kapukaya, Eğitim Hizmetleri Genel Müdürü Kadir Dinç, Yönetim Hizmetleri Genel Müdürü Haydar Bekiroğlu, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Kaan Erarslan, Prof. Dr. Şükrü Şentürk ve Prof. Dr. Halis Aydemir, DPÜ İlahiyat Fakültesi Kurucu Dekanı Prof. Dr. Bilal Kemikli, STK Temsilcileri, bazı daire müdürleri, akademisyenler ve çok sayıda davetli katıldı.
 
"İSLAMİ İLİMLER FAKÜLTELERİ ÜLKENİN KALBİ OLDU"
 
Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başlayan törende ilk konuşmayı İslami İlimler Fakültesi Dekanı Halis Aydemir yaptı. Aydemir, "İlahiyat Fakülteleri Türkiye'de dini hayatı olduğu kadar ilmi hayatı da besliyor. Mezunlarımız ülkenin hemen her alanında görevler üstleniyorlar. Eğer deyim yerindeyse bizler de vücudun her yerine kan pompalayan bir kalp gibi bir işleve sahibiz. Dileriz ki gelecekte Diyanet İşleri Başkanlığımız ve bizler yetiştirdiğimiz öğrencileri kendi alanımızda yükseltiriz ve ülkemiz de yetişmiş insan gereksinimini ihtiyaç duyduğu alandan karşılar" dedi.
 
“BAKIŞ AÇIMIZI GÜNCELLEMELİYİZ”
 
DPÜ Rektörü Prof. Dr. Remzi Gören ise konuşmasında şu ifadelere yer verdi: “Diyanet İşleri Başkanlığı büyük bir inisiyatif almakta, ülkenin her yerini karış karış gezmekte, gereken tüm önlem ve uygulamaları hayata geçirmektedir. Aynı şeyi, ilahiyat fakülteleri de yapmak zorundadır. Bu bağlamda, aklı başında, makul ve mantıklı düşünen her Müslüman’a büyük görevler düşüyor. Beslendiğimiz kaynaklara aşırı güvenme, onlara kutsallık atfetme noktasındaki düşüncelerimizi, İslam’ı anlama ve yaşama noktasındaki bakış açılarımızı güncellemeliyiz diye düşünüyorum. Bazen basit düşünmek, sade yaşamak, detaylarda boğulmaktan daha kolay ve güvenli olabilir.”
 
“ÜRETİLEN İLİMLE, YETİŞTİRİLEN İNSANLARLA ŞEREFLİ OLACAK”
 
“Şehrin kalbi, Müslümanların kalbi mutlaka ilimle atmalı” diyen Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, “Büyüklerimiz, ‘Mekanların, şerefi, yüceliği, üstünlüğü içinde yapan işlerle ve içinde yetiştirilen öğrencilerle ortaya çıkacaktır’ demişler. İnşallah bu mekanlar, içinde yapılan ve üretilen ilimle, bilgiyle, yetiştirilen insanlarla şerefli olacak. Yoksa taş parçasından başka bir anlamı olmaz. Hep en iyisini aramıyor muyuz? İşte en iyiyi buralarda yetiştirmeye çalıştıracağız. Hepimizin bildiği bir realite olarak, bilgi en büyük imkan ve güçtür. İlk inen ayetlerde okumak, ilim, bilgi, kalem, kitap, bilgi, öğrenmek ve öğretmek var. İkinci gelen vahiyde de, binaların içini nasıl bir irşat mekanı, insanları uyarma ve karanlıklardan çıkarma mekanı haline getireceğimize işaret eden ayetlerdir. Bütün bu emeklerimizin esas gayesi insanlarımızı aydınlatmaktır” dedi.
 
“BİLGİ ÜRETMEYENLER ÜRETİLEN BİLGİNİN MAHKUMU OLUR”
 
Ahlaktan, hukuktan, hikmetten yoksun bilginin insanlığı aydınlık yerine huzursuzluğa sürükleyeceğini ifade eden Başkan Erbaş, “Bilginin insanlara zulmetmeye sebep olduğunu görüyorsunuz. Üretilen silahlar, terör örgütlerinin eline verilişi... Bizler bilginin yanlış yolda kullanılmasından Allah’a sığınıyoruz. Bilgiyi inşallah insanlarımızı karanlıktan aydınlığa çıkarmak için kullanacağız. Bilgi üretmeyenler, üretilen bilginin takipçisi, hatta mahkumu olmaya mecburdur. İslam dünyası, bilim, teknik, tıp, sosyal bilimler, dahası ilahiyat alanında bilgi üretme ve bilgiyi güncelleme, değere dönüştürme ve hayata kılavuz yapma konusunda maalesef zamanın gerisinde kalmanın bedelini ödemektedir. Bu mesafeyi bir an önce telafi etmek zorundayız. Bütün çabamız bu. Kaliteyi nasıl elde ederiz, en iyiye nasıl ulaşabiliriz. Çabamız bu” dedi.
 
“BİLGİYİ YENİDEN İNŞA ETMELİYİZ”
 
Batı merkezli bilginin insanı ve hayatı dizayn ettiğini ancak bu anlayışın, insan, evren, Allah tasavvurunda var olan ciddi krizlerin ve paradoksların bütün insanlığı derin bir çıkmaza doğru sürüklediğini belirten Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, “Bugünkü batı merkezli bilginin insanı ve hayatı dizayn ettiğine şahit oluyoruz. Ancak söz konusu anlayışın insan, evren ve Allah tasavvurunda var olan ciddi krizler ve paradoksların bütün insanlığı derin bir çıkmaza doğru sürüklediğini de hepimiz görüyoruz. Batının teklif, hatta dikte ettiği düşünce biçimi insanlığın özlediği huzuru ve güveni tesis edemediği gibi, bilakis huzur ve geleceğe dair umudunda zayıflamasına sebep olmaktadır. Bunun yanında İslam dünyası vahye, köklü bir medeniyete, dinamik insan kaynaklarına sahip olduğu halde, insanı ve hayatı inşa edecek bir bilgi ve dünya tasavvurunu güçlendirip, izah ederek yeryüzüne henüz teklif edebilmiş değil. Bilgiyi hikmet ahlak ve hukuk boyutuyla beraber yeniden inşa etmek, müminler için bir iman ve kulluk sorumluluğu olduğu gibi daha yaşanılabilir bir dünya kurmanın da yegane yoludur” şeklinde konuştu.
 
“DİN İSTİSMARI GÜVENLİK MESELESİ HALİNE GELMİŞ DURUMDA”
 
Bugün İslam coğrafyasının özellikle dini alanda yaşadığı sorunların ve karmaşanın en önemli sebeplerinden birisinin sahih dini bilginin ötelenmesi ve ihmal edilmesi olduğuna dikkat çeken Başkan Erbaş, “Irk ve mezhep eksenli kavgaların yapay sınırlar ve ideolojik yaklaşımlar üzerinden yapılan tartışmaların cehaletten beslendiği aşikardır. Elbette İslam Coğrafyasında yaşanan sorunların, acıların küresel müdahalelerle ve uluslararası faktörlerin sömürgeci politikayla ilgili boyutu inkar edilemez. Yaşanan her travmanın küresel emperyalizmle elbette ilişkisi var. Ancak bu durum sorunlarımızı tamamen harici unsurlara indirgeyerek sorumluluklarımızı ve hatalarımızı görmezden gelmeye mazeret teşkil etmemeli ve edemez. Kabul edelim ki, bizim ümmet olarak çok ciddi hatalarımız, zaaflarımız ve ihmallerimiz var. Din istismarı bugün sosyal boyutları aşarak bir güvenlik meselesi haline gelmiş durumda. Dinin temel kaynaklarına ve akla aykırı, gerçeklere dayanmayan söylemeler, hikayeler, rüyalar üzerinden din anlatılarak vatandaşlarımızın samimi duyguları istismar edilmekte ve sömürülmektedir. Doğru bilginin ilkelerini ve metodoloji göz ardı eden bir yaklaşımla dinin hakikatleri göz ardı edilerek, alt üst edilmektedir. Diğer yandan inanç esaslarını cebel konusu yapmak, zahiri boyutu dikte etmek, ibadetlerde şekilciliğin öne çıkarak, ibadetin ahlaka ve hayata yansıyan boyutunu ihmal etmek önemli bir sorundur.  Din kesinlikte ticari beklentilerini, çıkar tutkusunun kaygıların aracı haline getirilmemelidir” dedi.
 
“MÜSLÜMANLAR VE GENÇLER OLUMSUZ ETKİLENİYOR”
 
Din adına hakikatlerde bağdaşmayan söz ve davranışlardan en fazla Müslümanların ve gençlerin olumsuz etkilendiğini vurgulayan Başkan Erbaş, “Referansları dinden aldığını iddia ederek toplumda bozgunculuk yapan FETÖ, DEAŞ, ŞEBAB gibi terör örgütlerinin Müslümanlara, birlik beraberliğimize ve geleceğimize verdiği zararda ortadadır. Doğru şekilde karşılanmayan her ihtiyacın istismara açık olduğunu bugün daha yakından görüyoruz. Bugün milletimizin ve bütün Müslümanların dini hayatına, insanlığın aydınlık geleceğine rehberlik etmek sorumluluğu ilahiyat fakültelerinde, İslami İlimler Fakültelerinde ve Diyanet İşleri Başkanlığındadır. Hep birlikte bizim omuzlarımızdadır. Hepimizin üzerinde böyle büyük bir sorumluluk vardır. Bu anlamda hep beraber özellikle yaşanan hayatın sorunları ile milletimizin ve insanlığın geleceğine dair meselelerde daha gerçekçi, kapsamlı, yapıcı ve tatmin edici çalışmalar yapmaya mecburuz. Diyanet İşler Başkanlığı olarak özellikle irşat hizmetlerimizde üniversite hocalarımızdan azami düzeyde istifade etmeye çalışıyoruz ve bu beklentimiz gün geçtikçe artıyor. 102 ilahiyat fakültemiz var. Bu özellikle din hizmetinde kaliteli din hizmetini toplumumuza ulaştırma noktasında bizim için büyük bir avantajdır. Bu anlamda bütün camilerimiz, fakültelerimiz, liselerimiz tüm kardeşlerimize açıktır” diye konuştu.
 
Prof. Dr. Ali Erbaş'ın konuşmasının ardından Vali Ahmet Hamdi Nayir, Diyanet İşleri Başkanı Erbaş'a özgün Kütahya desenleriyle hazırlanan çini vazo takdim ett.
 
Protokol, daha sonra binanın açılışını gerçekleştirmek için İslami İlimler Fakültesinin önünde kırmızı kurdele kesti ve ardından fakülte binasını gezdi.
 

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.