DPÜ Domaniç Hayme Ana MYO’da AB farkındalığı Semineri

Eğitim Yayın: 06 Haziran 2022 - Pazartesi - Güncelleme: 06.06.2022 09:42:54
Editör -
Okuma Süresi: 6 dk.
629 okunma
Google News

DPÜ Domaniç Hayme Ana MYO’da AB farkındalığı Semineri

 

AB, DEMOKRASİMİZİN STANDARDINI YÜKSELTİR

Kütahya Dumlupınar Üniversitesi Domaniç Hayme Ana Meslek Yüksekokulu Konferans Salonunda gerçekleştirilen seminerde öğrenciler, Avrupa Birliği (AB ) konusunda bilgilendirildi. Seminerde Türkiye AB’ye girmeli midir? Neden girmelidir sorularına cevap arandı.

Moderatörlüğünü Öğr. Gör. Dr Salih Aytemur’un yaptığı Makro İktisat dersi araştırma seminerleri kapsamında gerçekleştirilen seminerde AB konusunda hazırladıkları araştırmayı sunan Muzaffer Arslan ve İpek Yılmaz, AB’liğini değişik yönleriyle ele alarak dinleyicileri bilgilendirdiler.

 

AB’nin ele alındığı seminerde açılışında konuşan Dr. Salih Aytemur, “Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu (AKÇT), AET (Avrupa Ekonomik Topluluğu), AT (Avrupa Topluluğu) gibi isimlerle başlayan Avrupa Birliği (AB) bugün dünyanın en önemli ekonomik ve siyasi güç ve bloklarından biri haline gelmiştir.  AB, daha önce savaşan ülkelerin aralarında ekonomik ve siyasi birliktelik üzerine barış sürecidir. İlke ve amaçları kapsamında AB, aynı zamanda demokrasinin ve insan haklarının merkeze alındığı bir süreçtir. Onun için Dünya standartlarında, AB, standartlarında demokrasi ve insan hakları AB’nin olmazsa olmazlardandır. Türkiye’nin tam üyeliği ekonomik açılardan birçok çıkarı sağlayacağı gibi demokrasi standartlarını da yükseltecektir.  AB ve ortaya koyduğu standartlar bireyi esas alan, ona değer veren standartlardır. Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne girme adımları 1959’larda başlamıştır. Ülkemizde iş hayatında, kamu ve sosyal hayatımızda AB kapsamında birçok olumlu adımlar atılarak güzel gelişmeler sağlanmıştır. Fakat, ülkemizde demokratik hayatın gelişmesine engel olan, demokrasiyi askıya alan darbeler ülkemize hem ekonomik, hem siyasi hem de demokrasimizi açısından birçok olumsuz sonuçlar ve zararlar vermiştir. Avrupa Birliği’ne (AB) üyelik süreci de darbelerden olumsuz etkilenip askıya alınanlardan, ülkemizin ekonomik, siyasi ve demokratik gelişmesine ket vurmuştur. AB’ye tam üyelik sürecini zora sokmuşlardır. Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne girmesi, ülkemizin ekonomik gelişmesiyle birlikte  demokrasisinin güçlenmesini de sağlayacaktır. Türkiye’nin ihracatının  en büyük bölümünün Avrupa Birliği ülkelerinedir. AB ile bütünleşme, aynı zamanda refah projesi olarak AB’den daha fazla pay almamızı sağlayacaktır. “ dedi.

               Dr. Aytemur, bir kısım insanların AB’ye değişik nedenlerle, ideolojik nedenlerle karşı çıktıklarını belirterek, bugünün küresel dünyasında ideolojik ve kültürel tabanlı karşı çıkışların karşılığının bulunmadığını ifade etti.

               Dr. Aytemur, AB’yi esas alan bu etkinliğin öğrencilerde doğru bir biçimde AB farkındalığı ve entelletüel birikimini oluşturmak ve bu farkındalığın topluma yansıtmak olduğunu sözlerine ekledi.

               AB’NİN TEMEL AMACI, AB İÇİNDE VE DIŞINDA HÜRRİYET, DEMOKRASİ, İNSAN HAKLARI VE HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜ DEĞERLERİNİ GARANTİ ALTINA ALMAK

Semineri hazırlayan öğrencilerden İpek Yılmaz, AB’nin tarihsel süreci konusunda bilgiler aktardığı konuşmasında AB’nin temel amaçlarının “Güçlü ve etkili bir dış politika aktörü olmak, AB içinde ve dışında hürriyet, demokrasi, insan hakları ve hukukun üstünlüğü değerlerini garanti altına almak ve yaymak, her türlü ayrımcılıkla mücadele etmek; özellikle her alanda kadın-erkek eşitliği için çaba sarf etmek, İklim değişikliği ile mücadele etmek, çevreyi en üst düzeyde korurken ekonomik büyümeyi sürdürebilmek, enerji güvenliğini sağlamak,

Yasadışı göç, uluslararası terörizm, insan, silah ve uyuşturucu kaçakçılığı gibi suçlarla etkin biçimde mücadele etmek ve gerçek anlamda bir özgürlük, güvenlik ve adalet alanı olmak, AB üyesi devletlerde istihdamın ve sosyal korumanın artırılmasına katkıda bulunmak, AB üyesi devletler arasında ekonomik, sosyal ve bölgesel uyumu teşvik etmek, Avrupa vatandaşlarının en üst düzeyde yaşam ve kalite standartlarına sahip olmasını sağlamak.” olduğunu belirtti.

Türkiye ve AB ilişkilerinin ekonomik boyutuyla ilgili bilgiler de veren Yılmaz, ekonomik açıdan Türkiye’nin lehine gelişmeler olmuştur dedi.

AB’YE ÜYELİĞİNİN SİYASİ  KRİTERLERİ DEMOKRASİ, HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜ, İNSAN HAKLARI, AZINLIKLARA SAYGI

Seminerin diğer konuşmacısı Muzaffer Arslan da,” 22 Haziran 1993 tarihinde yapılan Kopenhag Zirvesi'nde, Avrupa Konseyi, Avrupa Birliği'nin genişlemesinin Merkezi Doğu Avrupa Ülkelerini kapsayacağını kabul etmiş ve aynı zamanda adaylık için başvuruda bulunan ülkelerin tam üyeliğe kabul edilmeden önce karşılaması gereken siyasi ve ekonomik kriterleri  ortaya koyduğunu belirterek, siyasi kriterlerin; demokrasi, hukukun üstünlüğü, insan hakları ve azınlıklara saygı gösterilmesini ve korunmasını garanti eden kurumların varlığı olduğunu; ekonomik kriterlerin ise İşleyen bir pazar ekonomisinin varlığının yanı sıra Birlik içindeki piyasa güçleri ve rekabet baskısına karşı koyma kapasitesine sahip olunması olduğunu belirtti.

Seminer, sorular ve cevaplar bölümüyle son buldu.

 

 

 

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.